Hakikî Kahramanlar
Büyük bir mütefekkirimizin: "Bir millet dünüyle içli dışlı olduğu sürece, yarınlarını teminat altına almış ve varlığını en sağlam temeller üzerine oturtmuş sayılır. Ruh kökünden uzaklaşıp özüne yabancılaştığı sürece de her esen rüzgarla yer değiştiren çer çöp gibi savrulup gider ve katiyyen istikbâl va'dedici olamaz" dediği gibi; öze ait tarihî değer, teşkilat ve sistemlerimizin bir nostalji çerçevesi içinde kalmayarak, geliştirilip insanımızın istifadesine sunulması gerektiğine inanıyoruz.
Nihat Sami Banarlı'ya bir Amerikalı profesörün: "Siz tarihte defalarca başarı kazanmış bir milletsiniz. Bize veya başkalarına imrenmek neyinize? Biz, yeni bir millet olduğumuz için, tarihte muvaffak olmuş milletlerin sırlarını araştırır, bulduğumuz ve uygun gördüğümüzü asrımıza tatbik ederiz. Sizden de aldığımız kıymetler vardır. Evet, ilerlemek istiyorsanız, muvaffak olduğunuz asır-larda hangi meziyetlerinizle, hangi usul ve teşkilatlarınızla kazandınız? Bunları araştırınız. Bulduklarınızı modernize ediniz. Kendi millî ve denenmiş temelleriniz üzerinde yükseliniz" dediği gibi, sporun faydaya müteallik branşlarından olan ata sporlarımızın geliştirilip, onlara ahlakî değerlerin yerleştirilmesi, sporcuların da bu çerçevede madde ve mânâ buudlarının paralel ele alınarak örnek şahsiyetler, hakiki kahramanlar haline getirilmesi önem arzetmektedir. Hele hele, gençlerimizin hayranlık duydukları ve her türlü aşırılıklarıyla medyalarda boy gösteren sporcuların, kahraman(!) kabul edildiği günümüzde, bazusu kadar imanıyla da öne çıkıp, antreman aralarında seccadesini sererek kulluk şuuruyla Kudret-i Hakiki'nin önünde secde eden gerçek sporculara ihtiyacımız var.
|