Selam İle
			 
			 
			
		
		
		
		Karacaoğlan’a 
Gurbet elde ılgıt ılgıt yel ile 
Destesi derilir Karacaoğlan’ın. 
Bazen dere, bazen ırmak, sel ile 
Güftesi örülür Karacaoğlan’ın. 
 
Çıkar sılasından gurbet ellere... 
Dolaşır, dert çeker, düşer dillere. 
Bir gül bahçesinde açan güllere 
Yüreği vurulur Karacaoğlan’ın. 
 
Yücelerden turnalara el eder 
Yeşil başlı sunalara “gel” eder. 
Aşkı onu yakıp yıkar, kül eder 
Fermanı verilir Karacaoğlan’ın. 
 
Bahar gelir, tabiata can gelir. 
Çağlar pınar ovalara kan gelir. 
Yüreklere; sevinç, neşe, şan gelir 
Gülleri dirilir Karacaoğlan’ın. 
 
Dağ başında şıvgaların kırılır 
Sümbüllerle yardan haber sorulur 
Yalan dünya hasretlerle sürülür, 
Dertleri dürülür Karacaoğlan’ın. 
 
Gurbet acısını içten duyarak 
Bir ayrılık, bir yoksulluk...” diyerek 
Bir ölüm” le gam gömleğin giyerek 
Divanı kurulur Karacaoğlan’ın. 
 
Kederi, sevinci, coşmalarıyla 
Semai, varsağı, koşmalarıyla 
Üç yüz yıl dillerde... Mısralarıyla 
Sanatı görülür Karacaoğlan’ın. 
		
	
		
		
		
		
			
				__________________ 
				Buraya Kadarmış ..  
			 
		
		
		
		
	
	 |