Konu: Ahmet Yozgat
Tek Mesajı Görüntüle
Old 07-25-2008, 08:10 AM   #8
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Kaşları Çatıktı Katerina'nın Aşk Gibi
Apostol'la Doksan Birinci Buçuk Sayfa Dibacesi

1/:
Kadehime dalmıştım,
Yüreğime doldurduğum kelamdı,
Retorik ki kibar mı kibar...
Yani alfabenin yirmi dokuzuncu taşıydı sınır,
Tanır belki Apost'u ezelden beri kahır...
***
Böyle bir hikayetti işte benimkisi de.
Tarih öncesi ve zaman ardı.
Tuz ve toprak küfü...
Yani kubur gibi bir dem evi...
2/:
Tarihi kesintisiz yaşamıştı Apost sakinleri. İlk durak bu durağan mekandı. Ardı kozmik radyasyon olan bir zaman vodvili. Ben de burada bir Orfe ruhbanının hüznüne yenik düşmüştüm. Küflü keten ve Mazda kokan harmanisi savruluyordu haneye son giren cephe vurgununun. Tembelliği bir tazı çulu gibi bürünmüş bir meyhanedeydim ya... Apostol'un yüzü her zamankinden daha beyazdı. Hatta kanı çekilmiş gibi donuk ve cansız ve ürkek ve helecanlı yansıyordu camın karanlığına gelecek bir zamanda İskender'in Kafiristan'ında arta kalan Makedon donsuzlarının siluetleri. Etleri kanla harmanlanmıştı. Acılarından ruhum kamaştı. Vurdum kendimi kadehe. O da boştu. Arandım yaşlı barbayı. Az ötedeydi.
'Lan barba ikiletme de doldur,
Şıradan olsun itin ölümü,
Koşudaki atın ölümü şeytan suyundan...'
3/:
Ve ey şiirsever ve sevgideğer ademoğulları...
Böyle bir hikayet benimkisi hepi topu:
Aynalar yanıltmıyorsa beni binlerce kendimleydim. Ve biraz da Baltacıydı yanım yörem. Ötem biraz da acemice alınmış kaşları hafifçe çatık katerina'ydı. Merakla onu süzüyordum imbiğimden. Ve içiyordum bütün kutsal iksirleri. Ve zavallı savaş analarının kan ve kılıçlı anılarla karışık sütlerini. Tarih ve gizem kutsal kaselerden geçilmiyordu. Her şey bana İsa'nın yoksul askerlerini anımsatıyordu. Kelam, Mesih ve Mehti... Öyle ki Deccal bile kızıl bir Armegeddondu son gününde arzın. Orta incelikteki dudaklarının iki ucu aşağıya doğru dönüp duruyordu sahte bir Mariya Magdelana'nın. Apostol'un Mariya mürüya iplediği yoktu bu gece. Kıyamet oluyordu Asya'da.
4/:
Ve ey şiirsever naif ademoğulları...
Böyle bir hikayetti benimkisi herhangi bir tarihte:
Bense şimdilik içiyordum anasını satıyım. Müseyleme diye biri bana bakıp bakıp kezzap üretiyordu belki içerim diye... Oysa kadehime doldurduğum alfabenin yirmi dokuzuncu taşıydı. Bu gece huruf zamanıydı. Fadl-ı Huruf Isfahan'da felsefeye vuruyordu müridanı. Yaşam ölüme karşıydı...
***
'Lan Barba demdeyim, ikiletme de doldur!
Çıldırtan şıradan olsun itin ölümü,
Rahvan atın ölümü ise şeytan suyundan...'
Ne çıkardı?
Nasılsa yaşam da ölüme karşıydı...


Ahmet Yozgat
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla