Deniz Aynasında Islak Görüntülerden
Ey! Rüzgar... savur, hüznün buğusunu gönlümün gözlerinden...
Kır at! ... yok et! ... endişeli güllerini gülşenin...sana izin...
Dökül! ... sız! yarin pembe dudaklarından; yıllanmış şarap tadında...
Esir et ki; gönlümü... yanayım! esrik narında, ılık okşayışlarında...
Daha sevişecektim! nereye süpürdün yarınlarımı,hangi uçurum...
Yardım et! Uçur! ... henüz uçamayan sevda kuşlarımı...
Bu ağıt, yaksın! uğultulu tepelerinde bodur makileri,fundalıkları...
Kabart! yürek gelgitlerini,sevdalı dalgalarını Akdeniz’in...
Soğut yanıklarını! ...okşar gibi... yanık tenin göynüklüğünü...
Ihlamur, limon ve iğde kokularını getirmeyi unutma! ...
Kekik kokularına genzimi temizledim...
Dağların eşkıya türkülerini... özgür çığlıklarını...
Zaptiye gibi... inatçı...peşime düşür...
Yarama bastım... tuzu kalmadı şimdi Akdeniz’in...
Ey! Rüzgar...şişir yelkenlerini... Barbaros’un...dağıt; kızıl sakalının rengini Akdeniz’e!
Bir küçük akvaryuma sığdır denizleri, gözlerimizin önünde...
Bütün reisleri çağır,uçurup fermanları...toplantı var...
Grejuva tutuşturur denizi...leventlerin yüreğiniyse... Eleni...
Sevdanın flamasını çek,indirip korsan bayrağını...
Çöz at! Denizkızlarının yürek bağlayan altın buklelerini,kıvrımlarını,dalgalarını...
Ey! Rüzgar...yarden haber var mı... asıl; onu söyle bana...
Keşke getirseydin...bindirip, terkine...
Yol bilmez, iz bilmez...dağlarda kaldı! ..açık denizlerde...
Suskun esti, rüzgar...Akdeniz suskun...
Denizin aynasında... aksin... dalgalı...
Akdeniz kokar saçların...ıslak...
|