Ah Yalova…
Sen unutulabilir misin ki...
Sen izlerini deniz suyuma karışmış say!
Her balığın havaya tırmanışı,
Her dalganın sahilde çırpınışı,
Her yakamozun sonsuz çıkışı,
Seni saracak, benden bir parçan kalmış gibi!
Deniz bedenim,
Derinlerde kalan sensiz *******im…
Her harekette senden haber getirir,
Öyle sevinir sevinirim...
Kaf dağını aşar hislerim!
Ah Yalova, depremde gördün
Üzdün, üzdürdün, süründürdün…
Güneşini gizlemişsin,
Neden böyle geç göründün...
Oysa denizim bir kısım karayı yuttu:
İçime bilinmiş tarihini aldırmışsın,
Geride doğmuş, büyümüş, prenses bırakmışsın,
Uzaktan baka, baka körlettin,
Sevgisini özlettin…
Sıcaklığı onda koymuşsun!
Dün ne hoş sözdün,
Bugün boynu bükük bırakmışsın,
Pranga esaretinde, aşk döngüsünden!
Yanında olsaydım,
Dokunsaydım...
Ekim günleri deniz değil,
Yağmur olsaydım!
Her damlasında tenini okşasaydım…
Üşümezdim,
Düşünmezdim,
Geçen anlara
Küsmezdim...
Dudaklarında gülerdim
Ruhumu kumsalında süslerdim!
Dalgalarım vurdukça sahiline...
Safet Kuramaz
|