İnan Yok…
Yaz, meyvenin olgunlaştığı,
Yaşadığımız ömürde son gençlik gibi…
Dalından alırken meyveyi,
Yerken hissedersin sonsuz damak hazzını,
Biraz önce gel dediğim gibi...
Hissettin değil mi yakarışımı,
Yakan kan damarlarımı!
Çılgınca bir olgunluktur bu, yüreğin yerinden oynadığı heyecan
Her an istediğimiz, beklediğimiz olmasını!
Eğer yaşanmıyorsa içimizden geçen şey,
Dinlesek ne zevk verir çalınsa davul zurna ney!
Başkasının yaşamıyla kafeslenen, başka ölüm tadar ruh
Sıkıntıları bitmez sonra say, say…
Sigaranın sıcak külü düşer halıya,
Hevesler istekler kaldırılır arka rafa,
Bedenimiz hissetmez bastığı ortamı
Gebedir yaşadıklarımız başlayacak böyle ne yangınlara…
Pisliğinin, tozunun kokusu benzer hasta adama,
İçilir elde sigara,
Hala külü halıda
Kokusu burunda...
Ciğer iflas eder kimin umurunda!
İçine çekilir ya,
Tıpkı bir gün bırakırım der gibi vicdanda
İçe atılır acılar, böyle neler... Bir reyhan kokusuna hasret
Yayla havası özlenen...
İstek sadece dilde heyhat!
Tembel ayaklar değişimde tökezleyen,
Yaşar her yerde gürünen hayalet!
Veryansınlara sözlenen...
Çırpın ey ruhum, çılgın ol ama çırpın
Ne yıpratmadı ki seni kaldın hep kırgın,
Sana vermeye yüzüm yok hesabın,
Çırpınır evren, keşfet bana benzeyenleri...
Boyun bükme, kimseye olmasın eyvallahın!
Mutluluk seninde hakkın, elinde anahtarın...
Döndür, korkmadan... Değişmekten olmayacak kaybın!
Bir sen kalsan da koca dünyada korkma,
Bedeni ruhundan kovma!
Dünya ikisi varsa var, yaşar...
Sabret ama sakın sorma!
Dirilsin sende gerçek heyecanlar...
Tadı damağında meyve misali!
Ya varsa kafanda şimdi yaşayacaksın
Yada kafandan silip atacaksın..
Güzelim inan, bunun ortası yok...
İnan yok!
Safet Kuramaz
|