Tek Mesajı Görüntüle
Old 04-30-2009, 06:01 PM   #207
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57926
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Sevilen Yalnızlık …

Öyle duygusalım ki…
Yüreğimde hüzün,
Kan damarlarımda düğümlenmiş sanki…
Gözlerim ağlamaklı,
Dudaklarım mühürlenmiş gibi,
Beni duyan yok ama içimde fırtınalar, depremler, tsunamiler!
Amazon humması boğan ateşi!

Olsaydım şimdi sahilde,
Kumların yarenliğinde,
Hissetseydim yüzerken denizin dalgalarını…
Gel deseydi,
Ölmüş annemi getirseydi,
Kucağında dinleseydim ninni.
Sarılıp saçlarımı okşasaydı,
Dokunsaydı tenime, ölüm soğukluğunda elleri...
Huzur hissederdim martının özgürlüğünde!

Gözlerim bulut bilmez gökyüzünde,
Hayallerim cennet ölümsüzlüğünde,
Ne kaybedeceğim hamalın küfesinde?
Olmasaydım,
Uzak kalsaydım,
Tek başına dert yüklü dünya yörüngesinde…

Ayaklarım karış, karış geziyor tarih sayfasında,
Kimi zaman savaşlar,
Kimi zaman tutkulu aşklar,
Kimi zaman ölüme dökülen yaşlar,
Belki Roma’dayım!
Giysiler aşina,
Kılıçlar kında,
Yürürken tek başına kaldırımda,
Yeni bir sefer için yoldayım!

Kahretsin yinede yalnızlık çok kötü!
Sevgili eşim ve ufaklık gözümde tüttü…
Nefesimde aldıkları nefes,
Yediğim en son yemek,
Burnumda kokuyor enfes!
Gözyaşımla özlem ıramağına akıyor
çocuğumla oynadığım oyunlar, güreşler türlü, türlü
Olsalardı yanımda şimdi kalır mıydı hüznü?

Neden yalnızım?
Tutkularım, duygularım, düşündüklerim,
Neden azdı arenadaki boğa gibi!
Kırmızı renge daima düşman,
Boynuzlarıyla nerede görse vuran,
Kimilerini komik haline güldüren
Berbat görüntüdeki ben miyim yoksa kırık olan aynam mı?
Yaşama kıvılcımını dışımda söndüren…

Telefon etsem de kurtulsam,
Ses belki oyalar ama hangi sesi duysam?
Sela verilir gibi sanki
Ben miyim yoksa tabutu kuşatan!
Herkes burada, görüyorum dua eden dilleri
Neden beni görmezler ki?
İçimde yaşarım çılgın neşeyi,
Dışımda işitirim ondan arta kalan sesleri…
Nafile böyle… Emrimi kim dinler ki olsam şimdi sultan!
Yalnızlık mührü vurulmuş, yaşam kütüğümde izi
Raflarda almış yerini,
Unutulmuşlar gibi tozlanmış, yaşarken tarihi…

Yoksa rüya mı bu?
Kendime yakıştıramadığım öğüt mü?
Lekesi üzerimde kalıcı ya en korkuncu,
Çıkartacak deterjan yok mu?
İmdat…

Avunsam diye biraz oyalansam,
Gürültünün içinde barınsam,
Doktor dedi diye reçete kullansam,
Yok, faydası yok… İnatçı aradığım, yok…
Değişmeliyim ama kimin için kulluk?
Aradığım bir kurtarıcı var, içimden dışarı taşan isimsiz kahraman!
Ebedi hayat, değişen sonsuzluk!

Ya boş versem yalnızlığa, yesem, içsem, dolaşsam
Ağustos böceği gibi yazın nefesiyle solusam
Hem karınca gibi olmak, illa gerekli mi ki!
Hani kefenden başka ne var ki üzeri mi dünyadan örten
Ne kaybederim öldün dese Azrail, çukurda yeniden doğsam!

Yok, öldükten sonra yalnızlık ya varsa?
Güzel amelsiz uzansam ev misali mezarıma
Karıncanın kapısını çalsam artık nafile
Kim kulak verir duyulmayan sesime?

Neden yalnızlığı anlamadım, söylüyorum duyan yok
Okuyorum yaşamaya mecalim yok…
Soruyorum cevap bulmaya alim yok!
Kefen bile çok… zor iş toprak içinde yolculuk!
Şikayet etmem lüks, rehberim belli,
Dünyada tatmalıyım, haremimde sorumluluk!

Yalnızlıkta var aslında hikmet,
Sonsuz hayat içinde sayısız nimet…
Karga mıyım ki tarlada, rızkımı kesecek korkuluk...
Kur’anda seyahat etmek için aslında almak lazımmış bilet
Yaşamak için tek anahtar sünnet!

“İsmail’in teslimiyeti bıçağı kör etti”
“İbrahim’in aşkı ateşi suya çevirdi”
“Hacer’in evlat sevgisi zemzemi çıkardı”
“Sevr mağarası yaşlandı yüce nebiyi ağırladı”

“Fakirlik geldi yalnızlık başladı”
“Dünya bağı koptu ruhumu özgürlük kapladı”
“Cehennem yüklü dünyada ruhum cenneti aradı”
“Ölümüm Mevlana’nın düğünü, yalnızlığım aklandı”

Anladım yalnızlık, tek başına ebedi son yolculuk…

Safet Kuramaz
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla