Forum Aşığı
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3034
Rep Puanı : 65437
Cinsiyet :
|
Capoeira Nedİr
Capoeira Brezilya asıllı bir savunma sanatıdır. Brezilya' da yaşayan Afrika asıllı
kölelerin kendilerini savunmak için geliştirdikleri bu saldırı kökenli spor bugün Brezilya başta olmak üzere Dünyanın 48 ülkesinde resmi olarak yapılmaktadır. Estetik görünümü ve katı formlara sahip olmayışı Capoeira' yı diğer savunma sanatlarından ayırır. Bir çok insana göre Capoeira bir savaş sanatı, savunma sanatı ya da sadece bir dans olabilir. Brezilya'daki Capoeira'nın kökenlerini yaratan köleler için Capoeira 'Özgürlüğe giden yol' olarak kabul görmüş. Eğer siz Capoeira ile ilgileniyorsanız ya da yapıyorsanız, cevabını çok rahatlıkla verebilirsiniz.
Capoeira, RODA adı verilen insanlardan oluşan bir çember yada yuvarlak daire yada yarım daire içerisinde 2 kişi ile belli stillerde ve ritimlerde oynanan bir oyundur. Bu oyunun adı JOGO' dur.
RODA çemberinin ve JOGO ( jogu ) oyununun belli töresel kuralları vardır. RODA, orkestra'yı da içinde barındırır.Oyun müzik eşliğinde,saldırı ve savunma kavramları temel alınarak oynanır.Bu oyunda rakipler birbirlerine ağırlıklı olarak zihinsel ve bunun yanında fiziksel üstünlük sağlamaya çalışır.
Fakat saldırılar ve üstünlük kurma,yıkma anlamında deil aksine birliği ve uyumu sağlamak içindir.
Capoeira 2 temel stil halinde oynanan bir oyundur.ANGOLA ve REGIONAL.Her iki stildede kurallar,oyunun anlamı ve amacının bilinmesi ,uygulamaktan çok daha önemlidir.
Capoeira'yı özel yapan şey budur
Capoeira ile ilgilenen bir kişi, öncelikle bu kültürün gerçek felsefesini ve kurallarını
öğrenebilmek için kesinlikle bir hocadan eğitim almalıdır.
Capoeira, amacı ,felsefesi,geleneksel kuralları,orkestrası,enstrüman, ritim ve şarkıları ,oyunu ile bir bütündür.Capoeira'da kurallar gelenekseldir ve çok önemlidir
************************************************** ******
CAPOEIRA TARİHİ
Capoeira'nın tarihçesi iki bölümden oluşmaktadır:
1. Bölüm: Capoeira'nın doğumu ve gelişimi anlatılır. Capoeira Angola'nın hangi şartlar altında doğduğu, kimler tarafından yetiştirildiği ve kimleri koruduğu üstünde durulur.
Ara Bölüm - Uzatılan Zincirler: Capoeira Angola ve Capoeira Regional arasındaki geçiş süreci anlatılır.
2. Bölüm: Capoeira'nın özgürleşmesi anlatılır. Bu bölümde, saklanmak zorunda kalan kardeşini (Angola) özgürlüğe kavuşturmak için doğan, küçük kardeşinden (Luta Regional Baiana) bahsedilir.
--------------------------------------------------------------------------------
Capoeira Angola Tarihi
Portekizliler, 16. yy'ın 30'lu yıllarında, şeker pancarı üretimi için çalıştıklarından birçok işçiye ihtiyaç duymuşlardı. Bu yüzden, kendi yerlileri olan "Tupi" kızılderililerini köleleştirmeye çalıştılar.
Kızılderililer işçi değil, avcı olduklarından, o kadar yoğun bir tempoya ayak uyduramıyorlardı, ama buna karşın yine de köleleştirildiler. Portekizliler, köle kullanımında uzman olmalarına rağmen, kısa bir süre içinde yüzbinlerce kızılderili çeşitli nedenlerle ölmüş ve bu nedenle kilise kızılderililerin köleleştirilmesini yasaklamıştır.
--------------------------------------------------------------------------------
Açık kalan işçi boşluğu bir şekilde doldurulması gerekmiştir. Bu düşünceyle hareket eden Portekizliler, kısa bir süre sonra, 1538 yılından sonra Afrika'dan Brezilya'ya 2-3 ile 18 milyon arasında bir sayıda köle getirtmeyi başarmıştır. Kölelerin çoğu, çok kötü şartlar altında kuzeydoğu Brezilya'daki şeker pancarı üretim sahalarında çalıştırılımıştır. Bu dönemde, birçok köle kaçmaya çalışmış, kaçarken veya kaçtıktan sonra "Capitães do mato" (ormanın kaptanları) tarafından yakalanıp çok büyük cezalara çarptırılmışladır. Capitães de mato'ya yakalanmadan kaçabilen köleler (o dönemde sayıları pek fazla değildi) yaşamlarını tehlikeli ormanlarda sürdürmek üzere kurdukları "quilombos" adı taşıyan köylere (topluluk) yönelmişlerdir. Kısa bir zaman sonra, Brezilya'nın ormanlarında birçok quilombos kurulmuştur.
--------------------------------------------------------------------------------
Bunların başlangıcı 16. yy'ın 90'lı yıllarında, Palmares'in ormanlarında (bugünkü Alagoas) görülmüş ve sayıları sürekli artmıştır. Buna rağmen, quilombos sayısı Portekiz askerlerine karşı koyabilecek ölçüde gelişmemiştir. Bu durum, 14 Şubat 1630 yılında Hollandalılar'ın üçbine yakın askerle Portekiz ordusuna saldırmasıyla değişmiş ve köleler ayaklanarak kaçma imkanı bulabilmişlerdir. Palmarino'lulara katılan çok sayıda köle, Palmarino'luların kendilerine olan güvenlerini arttırmıştır.
1635 yılında, quilombo'ların başına Gunga-Zumba (anlamı: büyük öncü) geçmiştir. Gunga-Zumba önderliği ele aldıktan sonra, Hollanda ve Portekiz askerleri birçok kez Palmarino'ya saldırı düzenlemiş, ama her seferinde başarısız olmuşlardır.1667'den 1670'e kadar Pernambuco'nun güneyi Palmarino'luların egemenliğinde kalmıştır. 1676'da Pernambuco'nun o dönemki generali olan Pedro de Almedia, acımasızlığı ile ünlenen komutan, Fernão Carrilho'yu Palmarino'yu yerlebir etmesi için görevlendirmiştir. 1667'de Palmarino'ya saldırılmış ve kuşatma sonucunda Gunga-Zumba'nın Amaro'da bulunduğu ortaya çıkmıştır.
--------------------------------------------------------------------------------
Komutan Fernão C. Gunga-Zumba'yı ele geçirebilme amacıyla Amaro'ya saldırmış, ama ayağından ağır bir yara almasına rağmen Gunga-Zumba kaçmayı başarmıştır.
1678'de Porto Calvo'ya geri dönen komutan, büyük ölçüde asker kaybetmesine rağmen, Portekiz halkı tarafından bir şampiyon gibi karşılanmıştır. Generalin elinde 200'den fazla Palmarino esiri bulunmasından dolayı, Gunga-Zumba'yla bir antlaşmaya varmaya çalışmış ve savaşlardan yorgun düşen Gunga-Zumba antlaşmayı kabul etmiştir. Bunun ardından, Gunga-Zumba yanına birçok Palmarino'luyu alarak Serinhaém'den 32 kilometre uzaklıkta bulunan Lucaû'daki bir rezerveye yerleşmiştir. Herkes Palmarino'luların yenildiğini düşünürken, kısa bir süre sonra halk yeniden ayaklanmış ve yeni kral, öncekilerden daha acımasız ve kararlı olan Zumbi başa geçmiştir.
--------------------------------------------------------------------------------
İlk quilombo'lar kurulmadan önce, tutsak dönemlerinde geliştirilen Capoeira, Gunga-Zumba'nın döneminde de kullanılmasına rağmen, en yoğun Zumbi'nin döneminde kullanılmıştır. Zumbi'yi yok etmek için birçok girişimde bulunulmuş ve sonra Pernambuco'nun generali, "yabani" lakabı takılmış Domingos Jorge Velho'yu Bandeirantes'in başına geçirerek, Zumbi'yi ve Palmarino'luları yakalamak üzere görevlendirmiştir. Birçok kez savaşa girilmesine rağmen, Velho her seferinde başarısız olmuş, ama pes etmemiştir. Pernambuco'nun zengin tabakası, Palmarino'lular yüzünden birçok köle kaybetmiş ve bunun sonucunda generale baskı yapmaya başlamışlardır. General, bunun üzerine 1694 yılında Velho'ya, Palmarino'ya karşı 9000 asker vermiştir. Bu savaş Palmarino tarihinde ikinci en büyük savaş olmuştur. Velho başarısız olmak üzereyken, Macaco (Palmarino'da bir quilombo)'nun önüne altı tane top getirtmiş ve Palmarino'luları geri çekilmeye zorlamıştır. Bu sistemi bir raya oturtarak, Velho tüm köyleri birer birer yıkmaya başlamıştır. Savaş bittikten sonra, Palmarino'luların çok azı hayatta kalmıştır ve bunlardan birisi de Zumbi'dir.
--------------------------------------------------------------------------------
Kitaplarda anlatılana göre, Zumbi çok yakın bir arkadaşı olan Antônio Soares'in ihbarı üzerine öldürülmüştür, çünkü Soares Portekizlilerin tutsağı konumunda olduğundan, işkencelere daha fazla dayanamayarak Zumbi'yi ele vermiştir.
20 Kasım 1695'de Gongoro'da Zumbi Soares'le karşılaşmış ve sarıldıkları sırada, Soares Zumbi'nin karnına bir hançer saplamıştır. Aniden meydana çıkan Portekiz askerlerinden kaçmaya çalışırken, Zumbi bir kişiyi öldürmüş ve birçok kişiyi yaralamıştır.
--------------------------------------------------------------------------------
Zumbi'nin ölümü ile Palmarino direnişi sona ermiştir. Palmarino'nun tarihi Capoeira'nın da tarihi olmuştur, çünkü siyah kölelerin ateşli silahlara karşı kullandıkları en büyük silahları Capoeira'ydı. Bundan dolayı, 13 Mayıs 1888 Brezilya'daki "abalição" (köleliğin kalkması)'dan sonra isyancıların vazgeçilmez silahı Capoeira da yasaklanmıştır. Bu engellere rağmen, siyah kültürün bir öğesi olan Capoeira hayatta kalmayı başarabilmiştir.
" Vücutları silahlarıydı.
Dansları ise kamufle.
Bu gizlilik aynı zamanda da onların hayat felsefesi ve kültürü oldu."
1888'de abloição'dan sonra zenciler sosyal ve ekonomik açıdan çok sorun çekmişlerdir. Bu kadar çok kişiye nasıl iş bulunabilecekti?...
************************************************** *******
DUNYA'DA CAPOEIRA
Capoeiro, Brezilya'da yaşayan Afrikalılara ait bir halk dansı, spor ve sanat. Afrikalılar bu sanatı Afrika'dan mı getirdiler, baslangıcı nerededir, ilk capoeiristler kimlerdi? Kimse bunların cevabını tam bilmiyor. Capoeira'yı hiç bir Afrika etkisi olmayan bir Brezilya halk sanatı olarak düşünmek kuskusuz yanlış olur. Ancak Capoeira'nın Afrika'dan bu haliyle geldiğini iddia etmek de yanlış olacaktır.. Herseyden önce, Portekiz, Amerika ve Karaib adaları gibi tarihinde kölelik sistemi bulunan bir çok ülkede caz, blues veya limbo dansı gibi zencilerle ilgili ortak kültürel ögelerin görülmesine rağmen, Brezilya dışındaki hiç bir ülkede Capoeira'ya rastlanmıyor.
Afrika, Avrupa ve Yerli kültürleri, kendine özgün, çelişkili ve karmaşık bir tarihe sahip Brezilya'da birbirlerini oldukça etkilemişler. Diğer yandan, ülkenin çesitli bölge ve sosyal seviyelerinden herbiri kendi kültür özelliklerini bir dereceye kadar korumuş. 1888 yılında köleliğin kaldırılmasına kadar, yaklaşık dört milyon Afrikalı Brezilya'ya getirilmis. Bu insanlar Avrupa kültür ögeleri karşısında sindirilmeye zorlanırken, aynı zamanda onların olağanüstü etno-kültürel direnişleri de Brezilya kültürünü büyük ölçüde etkilemiş. Köleliğin rastlandığı tüm Amerika bölgeleri içinde sadece Brezilya'da Afro-Amerikan bir halk oluşmuş.
Bira Almeida bu gün Capoeira öğreten, mestre derecesinde bir sanatçı. Bu dereceye yükselebilmek için yaklaşık 25 yıl kadar ugraş vermek gerekiyor. Kendisi Dünya Capoeira Dernegi'nin kurulmasinda öncülük etmis, bu konuda kitaplar yazmış, kaset ve plak doldurmuş, film müzikleri yapmış, bir çok gösteride yer almış. San Fransisco'da açtıkları okullarında Capoeira öğretiyorlar; çesitli yerlerde düzenlenen seminerler ve gösterler aracılığıyla Capoeira'yı tüm dünyaya tanıtmaya çalışıyorlar. 1993 yılında onunla uçakta tesadüfen tanıştığımda, Almanya'da yapılacak 9. Capoeira Yaz Toplantı'sına katılmak üzere San Fransisco'dan Paris'e gidiyordu.
Bira Almeida, Capoeira ögretirken com-pe adını verdiği bir yöntem uyguluyormuş. Com-pe sözlük olarak "ayak ile" anlamını taşıyor. Sembolik olaraksa, bir kişinin daha fazla fiziksel güç ve sağlık, ruhsal denge, açık zihin ve bilge bir ruh için Capoeira aracılığı ile bilinçli bir şekilde aldığı yolu temsil ediyor.
Capoeira'nın baslangıcı, Brezilya'daki kölelik döneminin ilk 200 yılına rastlıyor. Yüzyıllar önce Atlantik'in öte yanındaki Angola'dan zenci köleler aracılığıyla Brezilya'ya getirilmiş. Şimdi Brezilya'nın kuzeyindeki zenci liman sehirlerinde yaygın olarak yapılan Capoeira baslangıçta ölümcül bir gösteriymiş. Bu yıllara ait dökümanlar ilk cumhuriyet hükümeti tarafindan yakılmış. 15 Aralık, 1890 tarihinde, o zamanın Maliye Bakanı Ruy Barbosa, ülke tarihinden kölelik izlerini silmek niyetiyle bu kararı imzalamış. Pek çoklarına göre bu kararın altında, köle sahiplerinin, kölelerin serbest brakılmasıyla ilgili tazminatları ödememesi için yapılmış ekonomik bir manevra yatıyor. Capoeira ile ilgili kayıtlara ilk defa bundan sonra geleni dönemde rastlanıyor.. Ancak bu dönemde Capoeira bir "sosyal hastalık" olarak kabul edilmiş ve Brezilya Ceza Yasası ile resmen yasaklanmış.
Brezilya'daki Afrika inançlarına göre, evrendeki tüm şeyleri hareket ettiren sihirli bir güç, Ache, bulunuyor. Doğanın her noktasında var olan bu güç özel ayinlerle aktarılabiliyor. Capoeiranın din ile doğrudan bir bağlantısı bulunmamasına ragmen, capoeiristlerin bu ya da başka bir şekilde Afro-Brezilya ayinleriyle bir ilişkileri bulunuyor. Capoeira da dolayısı ile Ache köklerle olan bir bağlantı ve her bir capoeirist tarafindan geliştirilmesi gereken özel enerji anlamını taşıyor.
Baslangıçtan mestre olmaya giden yolda, öğrencilerin "karanlıkta oynamak", "suda oynamak" ve "ışıkta oynamak" olarak tanımlanan fiziksel evrelerden geçerek yeterince uzun bir mesafe katetmeleri gerekiyor. Zihin ve bedenlerini gerilim ve tekniklerden arındırmaları ve anlık hareketlere bir kapı açmaları, Capoeira oynamayı tüm kalpleriyle öğrenmeleri gerekiyor. Contra mestre, yani yardımcı usta, adı verilen bu aşamadan sonra capoeiristlerin ayakları yorulacak, acıyacak, fakat onların ruhları "kristal küre ile oynamak" üzere onlara yardım edecek. Onlar hareketlerin zamanlaması ve etkinliği üzerinde uzmanlaşacak ve kendilerini hayatın ritmine uyum göstermek üzere ayarlayabilecekler. Eğer fiziksel uç noktaların kesin sınırlarını keşfetmek üzere bu sanat üzerinde çalışmaya devam ederlerse, ve eğer yeni baslayanların karalıktaki yeni oyunlarına cevap vermek üzere onların davetlerini kabul etme cesaretleri varsa ve böyle alçak gönüllü olabilirlerse, o zaman belki onların bir mestre olmak için orixas tanrıları tarafindan bahşedilen "zihinde oynamak" mertebesine erişme şansları olabilir
************************************************** ********
TÜRKİYE' DE CAPOEIRA'NIN BAŞLANGICI VE GELİŞİMİ
Türkiye' de Capoeira' nın başlangıcı ve gelişimi yıllara bağlı olarak değişiklik gösterir. Kendi deneyimlerimize bağlı olarak hazırladığımız bu bölümümüzde sizlere Türkiye' de Capoeira' nın nasıl başladığını ve bu gün hangi konumda olduğunu anlatacağız.
--------------------------------------------------------------------------------
Türkiye' de 2001 öncesi Capoeira
2001 yılı öncesi yapılan tüm çalışmalar capoeira adına Türkiye' de başlayan ilk kıpırdanışlardır. 1995 ve sonrasında özel kanallarda sık sık vizyona giren "Marc Dacascos" un baş rollerini oynadığı "The Only Strong" filmi ile Capoeira' nın Türkiye' deki ilk serüveni başlamış oldu. Bu filmi izleyerek etkisinde kalan değişik illerdeki arkadaşlar filmin kopyasını bularak çalışmalara başlamışlar, daha sonra internetten indirdikleri görüntü ve envanterlerle Capoeria hakkında detaylı bilgi sahibi olmuşlardır.
--------------------------------------------------------------------------------
Türkiye' de 2001 ve sonrası Capoeira
Başta Bursa ve Ankara olmak üzere çeşitli illerde oluşan bu gruplar zaman içersinde birbirleri ile kontak kurmuş ve kendi aralarında buluşmalar düzenleyerek hem kaynaşmışlar hem de bilgilerini paylaşma imkanı bulmuşlardır. Nihayetinde 2001 yılında Gazi Üniversitesinde eğitim gören bir arkadaşımız İrtibatta olduğu Portekiz Capoeira Federasyon başkanı, profesyonel bir capoeira eğitmeni olan NELSON ANDREDA BARROS' u diğer gruplarında katkıları ile Türkiye' ye getirtti. Bursa ve Ankara' da kaldığı yaklaşık 2 aylık bir zaman diliminde arkadaşlarımıza saldırı , savunma, teknik hareketler, müzik ve Capoeira Felsefesinin eğitimini verdi. Eğitim verdiği arkadaşlara eğitmenlik yetkisi vererek her birini sertifika ile ödüllendirdi. Bundan sonra Türkiye' de show ve gösteri sanatı olarak bilinen bir branşın yerine gerçek anlamda hocasıyla, düzenli eğitimiyle, kısacası her şeyi ile Capoeira eğitimi verilmeye başladı.
--------------------------------------------------------------------------------
Çalışmalar bu yönde hızla ilerlerken gruptan ve okullardan ayrılmalar oldu. Ayrılan öğrenciler ya kendi başlarına yeni bir okul açıyor yada yurt dışından irtibat kurdukları okulların temsilciliklerini alıyorlardı. Bu gün ülkemizde Capoiera adına çok çeşitlilik bulunmaktadır. Aşağıda vereceğimiz tabloda ülkemizde bulunan Capoeira grupların ve onlara ait temsili okulları vereceğiz.
--------------------------------------------------------------------------------
14 Aralık 2003
Evet bu tarihi Capoeira adına araştırdığımızda Türkiye' de kurulan ve spor il müdürlükleri tarafından tanınan ilk resmi Capoeira Derneği' nin tarihidir. Dernek daha sonraki aylarda Dünya'nın en büyük gruplarından "AXE" Capoeira ile irtibata geçmiş ve eğitmenlerinden ikisini ülkemize getirterek onların temsilciliklerini almışlardır.
--------------------------------------------------------------------------------
Ülkemiz' de bulunan Capoeira gruplarını tanıyalım
AXE Capoeira Türkiye ;Merkezi Ankara' dır. Ankara'da yaklaşık 7 okulda eğitim vermektedir. Gruba bağlı olarak Antalya, Elazığ, İzmir, İstanbul, Konya, Mersin ve değişik illerde temsilcilikleri bulunmaktadır.
Grupo Topazio; Merkezi Ankara' dır. Ankara' da 4 okulda eğitim vermektedir. Grubun yeni çalışmaları neticesinde İstanbul' da bir okulu bulunmaktadır.
Klüp Atlantis; Merkezi Bursadır. Grup kurucusu ve eğitmeni Faruk Ayık' tır. Ancak Faruk ayık özel sebeplerden dolayı Capoeira ve eğitmenliği bırakmış , klübü öğrencileri devir alarak, Axe Capoeira ya bağlanmışlardır.
Ado Capoeira Türkiye ; daha sonra adını değiştirerek paranue Capoeira olmuştur. Bünyesinde oficina, mar de itapua ve ado gibi okulların temsilciliklerini bulundurmaktadır...
Grupo Mar De Itapua ; Merkezi Konya' da bulunan okulun temsilcisi Sevhan Osmadır.
Brasil Capoeira ; Merkezi İstanbul da' dır. Daha Önce Acro Capoeira olarak bildiğimiz grubun İstanbul' da iki okulu bulunmaktadır.
Acedamia De Capoeira; Merkezi İstanbul' da bulunan grup İtalyan' bir hocaya bağlı olup sadece Angola eğitimi vermektedirler.
Oficina Capoeira ; Muhteşem bir Batizado' nun ardından , Sinan Yüksel ve Hızır Kul Oficina Capoeira Türkiye Temsilciliğini aldılar. Hızır Kul Samsun'da ders vermeye devam ederken, Sinan Yükselde İstanbul' da ders vermektedir
__________________
|