![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8771
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Sağlık bir insanın sahip olabileceği en önemli ikinci nimettir. Bel sağlığının ise genel sağlık kavramı içersinde özel bir konumu vardır.
![]() Sağlık bir insanın sahip olabileceği en önemli ikinci nimettir. Bel sağlığının ise genel sağlık kavramı içersinde özel bir konumu vardır. Günlük hekimlik pratiğimiz esnasında bel fıtığına yakalanmış binlerce hasta ile karşılaşmaktayız. Bunların bir kısmında ağrı belde iken diğer bir kısmında bacak ağrısı ön plana çıkmaktadır. Bu hastalar bazen haftalar hatta aylarca yatağa bağlı kalmakta, iş hayatları altüst olmakta, aile ve sosyal yaşantıları da bu olaydan ciddi şekilde etkilenebilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde bu konu da yapılan ciddi araştırmalar, bel rahatsızlığı nedeniyle iş günü ve iş gücü kayıplarının ülke ekonomisine getirdiği yükün çok yüksek oranda olduğunu göstermektedir. Türkiye'de de bel rahatsızlığının faturası ülke bazında mutlaka büyük olmaktadır. Bel fıtığı bazen çok ağrılı seyredebilmektedir. Bazı hastalarda ağrı o kadar şiddetli olmaktadır ki, karşımıza geldiğinde "N'olur doktor bey şu bacağımı kes de bu ağrıdan kurtulayım" diyen hastalar vardır. Diğer taraftan insanlarımız hastalıkları konusunda genellikle bilinçsiz davranmaktadırlar. Konunun uzmanı doktorlara müracaat etmek yerine kulaktan dolma bilgilere da yanan rastgele birtakım yöntemlere başvurmakta, hatta kendine zarar bile verebilmektedirler. Karşımıza geldiğinde belini birtakım maddelerle tamamen yaktırmış veya cildini ciddi şekilde kestirmiş insanlar görmekteyiz. Basit bir tedavi ile iyileşmesi mümkün iken, bilinçsizce yapılan uygulamalar sonucu ameliyatlık hale gelmiş hatta daha da kötüsü ameliyata bile yetişemeden felç kalmış hastalar vardır. Bütün bunlara karşılık günümüzde tıp dev adımlarla ilerlemekte, teşhis ve tedavi metodları hızla gelişmektedir. Bizlere gecikmeden ulaşan hastaların büyük bir bölümü konservatif tedavi adı verilen cerrahi dışı metodlarla iyileşebilmektedir. Az bir kısmın da ise ameliyat gerekmektedir. Bu hastalara zamanında yapılan, uygun ve yeterli bir cerrahi müdahale hastayı ömür boyu rahat ettirebilmektedir. Bütün bu imkanlara rağmen tabii ki en iyisi hastalığa hiç yakalanmamaktır. Bu nedenle kişi sağlığının kıymetini önceden idrak etmeli, gerekli tedbirler hastalığa yakalanmadan önce alınmalıdır. Koruyucu hekimlik üzerinde önemle durulmalı, hatta bu bir devlet politikası haline getirilmelidir. Bizim ihtisas ve ilgi alanımız olması bakımından bel sağlığı konusunda uzun yılları kapsayan tecrübelerimizi özet halinde insanımıza sunmak üzere bu kitapçığı hazırladık. Bu esnada basit ve halkımızın kolayca anlayabileceği sade bir dil ve anlatım tarzı kullanmaya gayret ettik. Her biri altın değerin de olan bu öğütleri aşağıda sıraladık. Çünkü hikayesinde bel fıtığı veya başka bir nedene bağlı bel rahatsızlığı bulunan bir hasta operasyon geçirmiş veya geçirmemiş olsun, günlük hayatında yapılması ve yapılmaması gereken hareketleri bilmek zorundadır. Bu öğütlerimizi herkes bizzat öğrenmeli ve günlük hayat pratiğinde harfiyen riayet etmelidir. |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
Konu Araçları | |
Görünüm Modları | |
|
|