![]() |
![]() |
#1 |
Forum Müdavimi
![]() Üyelik Tarihi: Sep 2007
Yaş: 35
Mesajlar: 2,479
Teşekkür Etme: 46 Thanked 10 Times in 10 Posts
Üye No: 44467
İtibar Gücü: 1826
Rep Puanı : 2556
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Suda yaşayan bir hayvanın karada yaşayabilen bir hayvan haline gelmesi tabiî hayli zamana ihtiyaç gösterdi. Yüzgeçlerin ayak şekline, balık atanın soluk alıp vermek için yararlandığı hava kesesinin akciğer şekline girmesi gerekiyordu. Bugün Afrika'da var olan ve solungaçlardan başka, akciğerlerle de soluk alıp vererek suyun dışında yaşayabilen akciğerli - balık, ilk amfibyumların sudan nasıl ayrılabildikleri hakkında bize fikir vermektedir. Bununla beraber bütün modern amfibyumlar (Amphibia) gene de solungaçlı bir devreden geçmektedirler. Sadece birkaç çeşidin yavruları daha yumurtadan çıkmadan solungaçlarını kaybederler.
Suyun, amfibyumların hayatında önemli oluşunun birkaç sebebi vardır. Yumurtalarını ya suya, ya da nemli bir yere yumurtlarlar. Devamlı nemli olduğundan derileri de bu ikili hayata elverişlidir. Buna karşılık, karadaki sürüngenlerin kuru ve pullu bir derileri vardır. Amfibyumlarla sürüngenlerin arasında daha başka ilginç ayrılıklar bulunduğunu ileride göreceğiz. Sürüngenler yumurtalarını karalara yumurtlarlar, vücutlarının ısınması için güneş ışığına muhtaçtırlar, yiyecek ihtiyaçları da amfibyumlarınkinden çok daha azdır. Amfibyumların derilerindeki minik bezler «mukus» denilen yapışkan bir madde salgılar. Amfibyumlar bunun sayesinde, solungaçları veya akciğerlerinden başka, dertleriyle de solunum yapabilirler. Nitekim bazı semenderlerin ne solungaçları, ne de akciğerleri vardır; Böyieleri daha çok ağızları ile boğazlarının iç zarı ve derileri sayesinde solunum yaparlar. Karada amfibyumu çevreleyen hava nemle yüklü olmadığı takdirde, derinin mukus örtüsü buharlaşır, bunun sonucunda ise kara kurbağası veya semender havadan veya altındaki topraktan daha soğuk olur. Amfibyumlar, ihtiyaç duydukları nemi, suya girerek veya ıslak topraktan emerek derileri yoluyla alırlar. Fakat su içmedikleri gibi, nemli havadan rutubet de çekemezler. Karada yaşayan ilk omurgalı hayvanlar, balık atalarının pullu vücutlarını ve başka bazı özelliklerini alıkoymuşlardı. Berili deri pulların yerini alıncaya kadar aradan epey zaman geçtiği eldeki fosillerden anlaşılmaktadır. Öncü amfibyumların, pullarımın izlerinin, solucana veya yılan balığına benzer bazı kertenkâiemsilerin derisinde bugün hâlâ gizli olduğunu biliyoruz. Bunla» yalnız tropikal kuşakların bazı enmli bölgelerinde yaşayan ayaksız, garip amfibyumlardır. O sıralarda karalarda onlara karşı koyacak başka omurgalı hayvanlar bulunmadığı için, öncü amfibyumlar rahatça çoğalıp gelişebildiler. Bacakları kuvvetlendi, omurgaları da suyun yüzdürme kabiliyetinden yoksun kalan bîr vücudun ağırlığını taşıyabilecek yapıyı aldı. Amfibyumlar dev cüssesine erişememekle beraber, irileştiler de. Ama 3 metre uzunluğundaki alligator kadar iri amfibyum olamamıştır. Bununla beraber dünyanın karalarının hâkimi bir zamanlar onlardı. En bol oldukları devre bundan 200 milyon yıl öncesine, yani denizden çıkışlarının 140 milyon sonrasına rastlar. Ötekilerden daha ileri bir grup aşağı yukarı bu zaman sürüngen şeklinde gelişmeye koyuldu. |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|