![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Dolu dizgin koşuyor zaman
hiç durmamacasına bir an bile Yetişmek ne mümkün arkasından koşup dursan nâfile Durdurmak imkansız bağırıp çağırsan da can havliyle Dolu dizgin koşuyor zaman hiç durmamacasına bir an bile Zamana gem vurmak istesen kalkar bir anda şâha Hiç yerinde durmak istemez koşar akşamdan sabaha Onun lügatında yer yoktur hiç ne bir âha ne de bir vâha Zamana gem vurmak istesen kalkar bir anda şâha Önüne nice engeller çıksa da üzerinden aşar gider Çağlayan ırmaklar gibi yatağından taşar gider Yüzlerce kamçı vurulmuşcasına coştukça coşar gider Önüne nice engeller çıksa da üzerinden aşar gider Yüzyıllara sığmaz ömrü engin ufuklara dönüktür hep yüzü Azgın bir rüzgâra benzer esipte geçer dağı, tepeyi, düzü Hiçbir sınır tanımaz birbirine katar geceyi gündüzü Yüzyıllara sığmaz ömrü engin ufuklara dönüktür hep yüzü Kıvrılarak giden bir nehirdir zaman geçmişten geleceğe doğru akan Geriye hiç mi hiç dönmeyen hep ileriye doğru bakan Yılları, asırları sıra sıra dizi dizi peşine takan Kıvrılarak giden bir nehirdir zaman geçmişten geleceğe doğru akan Uzayarak giden bir köprüdür zaman dünü bugüne, bügünü yarına bağlayan (3 Eylül 2006/ Ören-Balıkesir)
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|