![]() |
![]() |
#1 |
Bağımlı Üye
![]() Üyelik Tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 3,823
Teşekkür Etme: 0 Thanked 93 Times in 80 Posts
Üye No: 45172
İtibar Gücü: 2082
Rep Puanı : 4660
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() öyle içten öyle candan ağlayasım var şuan
kalbimde buruk bir acı var tadı yok yemeklerin kahvemde hüzün var damağımdan ayrılık acısıyla mideme doluyor ve dönmüyor geri istediklerim kalbimde istemediklerim gerçek hayatta umut karanlıkta nefesimi karbondioksit olarak almaya başlamışım ne garip.. suyum tazyikli akar olmuş.. tadım tuzum kalmamış.. sevdiklerimi inadına atmışım en uzak ve görülmez karanlık odalara sıkıldım hatalarımdan kavram karmaşalarından acaba değer verdiğim insanlara yanlış anlamlar mı yüklüyorum yoksa verilen değere karşılık bulamayınca bu soru mu beliriyor kafamda.. anlamıyorum kendimi anlamak için çaba sarfederken gözyaşlarım avuçlarıma doluyor kayboluyorum unutamıyorum geçmişimi bekliyorum kapıları açan kişiyi bekliyorum ve sabrediyorum ne kadar dayanabilirm acaba bu yalnızlığa içimde her geçen gün büyümekte ısrar eden bu hissin anlamı ne sorular sorular… hani nerde cevaplar.. uykular nerde? neden son bir haftamda hep geceyarılarım kabuslarla bölündü nerden çıktı bu korku sanırım çok sorguluyorum çevremdeki insanlar neden kaygılı adıma susmak mı nedeni artık haykırarak on arkadaşıma birden anlatmak istiyorum kendimi saatlerce anlatmak anlatmak sonrada bir havuzu dolduracak kadar göz yaşı akıtmak istiyorum.. konuşmak istiyorum onunla.. beni anla demek ve suratına haykırmak istiyorum.. YANLIŞ YANLIŞ YANLIŞ… çok büyük bir kayıp gibi yokluğu ama değilki.. bilmiyorum tanrım bu ne duygu seli gecenin bi yarısı.. içim ürperdi birden soğukta yok… anlam ve anlamsız çelişkiler… kabuk altında saklı mikroplara benziyor sanki yaşamak.. uzak bir yerlerde beni düşünen bir insanın varlığına inanarak geçip giden anlamsız saatler.. ne de olsa insan yalanlara inandığı kadar mutlu.. varsın olsun ben de böyle mutlu oluyum ne kaybederım hiç kaybettiklerimin yanında lafı olmaz bunun.. varsın olsun ınanıyım sevdiğme gözüm kapalı geleceği düşünerek geçmiyor hayat,bulamıyorum mutluluğu… neden düşünüyorum o zaman.. yağmur sonrası toprağı koklarkenki gibi olsam hep sakin dingin ve oksijen dolu.. her şey değişiyor yavaş yavaş önce ahmet altan sonra yaşar kemal en sonunda lenin.. her şeyi insan yaratıyor kendi eliyle.. bir düşünrün dediği gibi “tanrıyı siz kendi ellerinizle öldürdünüz insan kardeşlerim” yarattıkları gibi öldürmek de insana kaldı hissetmek zorundayız galiba bazen.. yaşanılan şeylere bakıp ben bunu istedim demeliyiz.. diyorumda aslında yaşadığım her şeyden ben sorumluyum.. cezasını çekiyorum zaten kabuslardan belli.. düşünüdümde aşık olduğumuzda hiçbir şeyi görmüyor gözümüz.. aşk bittiği an aslında diye başlayan cümleler kurmaya başlıyoruz fark etmeden.. ve fark edıyoruz kı bı sonrakı aşkta aynı süreçlerdenn geçiyor her aşk kendi atmosferini yaratırmış… doğru.. dünyada yaşayan üç milyon insan varsa üç milyon tane düşünce var.. nasıl aynı olabilirki aşklar.. aşk için mahvolmak ağlamak güzel güzel olduğu kadar acı ve bir o kadar mutluluk dolu.. aşkı seviyorum.. aşkı çelişki ve gözyaşı dolu olduğu için seviyorum.. heyecan olduğu için seviyorum.. ellerin kenetlenişini seviyorum.. balkonda otururken birden bastıran yağmur eşliğinde hayal kurmayı.. deniz kenarında otururken bir gemi geçişinin hızıyla orantılı sarılmayı.. ailemden kaçıp aşkıma sığınmayı,onla parasız kalıp onla zengin olmayı.. gözlerine dalıp uzun uzun seyretmeyi.. pürüzlü cildindeki bir siyah noktayı patlatmayı.. telefonlarını açmamayı,mesajını aldığımda ağlamayı.. otobüste giderken aklıma geldiğinde gülümsemeyi ve insanların bana deli gözüyle bakmasını.. hastalandığında en nefret ettiğim işi yapıp mutfağa girmeyi,çorba yapmayı.. sahil kenarında bir çayevinde kış güneşinin doğuşunu kabanlarımızdaki buzlara rağmen izlemeyi.. ayrıldıktan sonra hep birlikte dinlenilen şarkıları gözyaşlarıyla yeniden dinlemeyi.. aşkı seviyorum ben gerçekten… her an her daim umut dolu bir bekleyişi.. belki belki demeyi.. kalbın en hızlı haliyle atmasını… ne yazıkkı bulamıyorum aşkı.. bulursam belki… buldum mu acaba hayır hayır kolay olmamalı bu kadar.. vazgeçmeli mi devam mı etmeli.. kolay bulunmuyorsa aşk bulunduğunda bırakılmamalı bence.. direnmeli sonuna kadar ve beklemeli.. hani olurya o da benden hoşlanır dıye beklemeli.. saçma söylenmiş bir şeyin cevabı olmazki.. istemiyorsa diretmenin anlamı ne neden bu çelişki dolu hayatta kendi doğrularımı yaşam alanıma sokamıyorum… sıkıldım sanırım.. derdin dermanı insandır derler ya yalan.. HAYAT KÜÇÜK YALANLARIN BİLEŞiMİ ASLINDA… bende de bir yalan var şuan.. sevmediğim bir insana duygusal anlamlar yükleyerek yalan söylüyorum kendime.. peki ne yapmalı.. bırakmalı ve görmeli gerçeği.. insan kendine yakışanı giymeli ve eskitmemeli onu.. aşkta da geçerli mi bu.. bilmiyorumki.. kahretsinki bilmiyorum.. kanser olupta ölen insanların haksızlığa uğradığını düşünmüşümdür hep.. fark etmeden vucutta lökosit sayıları artar doktorun biri gelir yanınıza ve kurtuluşu yok eve götürün der eve gider hasta,iki gün sonra ölür cenazesinde çok gözyaşı dökülür.. hele birde gençliğine doyamamış genç bir kızsa cenaze alanı feryat figan olur.. bir köşede sevgilisi bayılır,diğer köşede annesi babasına kızar “sen gittin,neden yavrumu da aldın” sekiz ay arayla kocasını ve kızını kaybeden anne ölüm acısına dayanamaz.. derken aradan aylar geçer.. annenin boğazında düğümlenir bir şeyler mezarlığın önünden her geçişinde.. bakar ağlar ağlar ve sessizce kimsenin anlayamayacağı bir buruklukla evine döner.. çay zamanı gelir sonra.. çay toplamaya başlar.. evini işçiler doldurur.. salona kimseyi almaz.. kızının ve kocasının hatıraları vardır orda.. salonu acı paylaşım alanıdır benliğiyle.. derken hatıralar kalır beyninde ve küçük fotoğraf seritleri.. aşkta tıpkı buna benzer.. her aşk biter.. ilk aylar her şarkı onu hatırlatır.. kalbini kimseye açmaz aşık olan.. orası onun benliğiyle kozlarını paylaşma alanıdır çünkü.. MEZARLIĞIN ÖNÜNDEN GEÇİŞ KALBİN YANSIMASIDIR BEYNE.. geriye kalan küçük fotoğraf şeritleri ve arta kalan birkaç anı.. gece uzadıkça uzuyor bugün.. her şey gibi bu haykırşta son bulmalı.. yanlız son bir söz söylemeli galiba.. umut kendini yarattıkça NEŞE var olacaktır bu hayatta.. özgür ruhların benliğinde kaybolan her şey NEŞE için geleceğe kocaman bir adımdır aslında.. aşk her şeye rağmen NEŞEnin koynundaki bir taş bebek olsada anlamı büyüktür onun için.. takiii aşkı bulduğunu anlayana kadar… yürek çağrışımlarının ilk heyecanıyla dolu kalbim bu gece bu sayede rahattır artık.. son söz.. AŞK bir annenin mezarlığın önünden geçişinden daha zor değil.. ÖLÜMDEN DAHA ZOR DEĞİL.. alıntıdır |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|