www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 03-10-2008, 07:15 PM   #1
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8777
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Ida Fink-Anahtar Oyunu

Anahtar Oyunu

merso bildirdi: "Yemeği yeni bitirmişlerdi. Kadın masayı temizlemiş, tabakları mutfağa götürmüş ve lavabonun içine koymuştu.Yer yer rutubet izlerinin olduğu mutfak sarımtırak, soluk bir ışıkla aydınlanmıştı; neredeyse oturma odasından bile loştu. İki haftadan beri burada yaşıyorlardı. Savaşın başlangıcından beri değiştirdikleri üçüncü evdi ve diğer ikisini acele içinde terk etmişlerdi.



Kadın mutfaktan gelip yine masaya oturdu. Üçü de orada oturuyordu: Kadın, kocası ve mavi gözlü, üç yaşındaki tombul oğulları. Son zamanlarda çocuğun tombul yanakları ve mavi gözlerinden sık sık bahsediyorlardı.

Çocuk gözlerini dikkatlice babasına dikmiş, dimdik oturuyordu, ama uykulu olduğu her halinden belliydi. Sandalyenin üstünde zor duruyordu.
Adam sigara içiyordu. Gözleri kan çanağına dönmüştü ve garip bir şekilde seğiriyordu. Bu seğirme, ikinci evlerinden kaçtıktan kısa bir süre sonra başlamıştı.

Artık geç olmuş, saat onu geçmişti. Gün uzun süre önce sona ermişti ve artık uykuya dalabilirlerdi. Ama bundan önce iki haftadır her gün oynadıkları ama bir türlü doğru yapamadıkları oyunu oynamaları gerekiyordu. Adam elinden gelenin en iyisini yapmasına ve hareketlerinin çevik ve hızlı olmasına rağmen, hata çocukta değil kendisindeydi. Çocuk mükemmeldi. Babasının sigarasını yaktığını gören çocuk ürperdi. Oyunda tam olarak görev almayan kadın çocuğun saçlarını okşadı.

“Oyunu bugün sadece bir kez daha oynayacağız, değil mi?” diye sordu kocasına. Adam cevap vermedi çünkü bunun gerçekten de son prova olup olmadığını bilmiyordu. Hala iki üç dakikaları vardı. Adam ayağa kalktı ve banyo kapısına doğru ilerledi. Kadın hafifçe, “Ding-dong” dedi. Kapı zili sesini taklit ediyordu ve bunu çok da güzel yapıyordu. “Ding dong”u çok sakin ve yumuşak bir zildi.

Annesinin dudaklarından çıkan harika zilin sesi üzerine, çocuk sandalyesinden fırladı ve oturma odasından ince bir koridorla ayrılmış olan ön kapıya koştu.

“Kim o?” diye sordu.

Tek başına sandalyesinde oturan kadın , gözlerini ani ve sert bir acı çekercesine sımsıkı yumdu.

“Hemen açıyorum. Anahtarları bulmaya çalışıyorum” diye seslendi çocuk. Ayaklarını yere vurup gürültü çıkartarak oturma odasına geri koştu. Masanın etrafında koşuşturdu, yandaki çekmecelerden birini açıp hızla çarparak kapadı.

“Bir dakika. Anahtarları bulamıyorum. Annemin onları nereye koyduğunu bilmiyorum”diye bağırdı ve ardından sandalyeyi odanın diğer tarafına çekip üstüne çıktı ve etajerin en üst rafına uzandı.

“Onları buldum!” diye bağırdı zafer kazanmışçasına. Ardından sandalyeden inip masanın yanına geri götürdü ve annesine bakmadan sakince kapıya yürüdü. Merdiven boşluğundan soğuk, küf kokulu bir esinti girdi içeri.

“Kapıyı kapat canım” dedi kadın yumuşak sesiyle. “Harikaydın. Gerçekten çok iyiydin.”

Çocuk annesinin ne dediğini duymadı. Odanın ortasında durarak kapısı kapalı banyoya doğru bakıyordu.

“Kapıyı kapat” diye tekrarladı kadın yorgun ve heyecansız bir sesle. Kadın her gece aynı kelimeleri tekrarlıyor, çocuk ise her gece banyonun kapalı kapısına bakıyordu.

En sonunda kapı açıldı. Adamın yüzü solgun, giysileri ise kireç ve toz içindeydi. Kapı eşiğinde durduğunda gözü hala seğiriyordu.

“Nasıl gitti?” diye sordu kadın.

“Hala daha fazla zamana ihtiyacım var. Anahtarları daha uzun süre aramalı. Yan tarafa sorunsuz kayabildim, ama sonra...orası o kadar dar ki döndüğüm zaman ...Ve daha çok ses çıkartmalı- ayaklarını yere daha çok vurmalı...”

Çocuk gözlerini babasından ayırmıyordu.

“Ona bir şey söyle” diye fısıldadı kadın.

“Çok iyi bir iş başardın, ufaklık, gerçekten iyiydin.” dedi adam mekanik bir sesle.

“Evet bu doğru” dedi kadın. “Gerçekten işini mükemmel yapıyorsun canım..Ayrıca hiç de ufak değilsin. Tıpkı bir yetişkin gibi davranıyorsun, değil mi? Ve bir gün Anne işteyken biri gerçekten de kapıyı çalarsa , her şeyin sana bağlı olduğunu biliyorsun değil mi? Ve sana anne babanı sorduklarında ne diyeceksin bakalım?”

“Annem işte.”
“Ve Baban?”
Çocuk sessiz kaldı.
“Ve Baba?” diye bağırdı adam şiddetle.
Çocuğun yüzü birden soldu.
“Ve Baba?” diye tekrarladı adam daha sakince.
“O öldü.” diye cevap verdi çocuk ve kendini tam yanında duran ama kapıyı çalacak insanlar için çoktan ölmüş olan babasının kollarına attı..

Ida Fink:

Ida Fink Varşova’da doğdu, Nazi işgalinden sonra bir Polonya gettosunda yaşadı ve saklanarak İkinci Dünya Savaşı’ndan sağ kurtulabildi. Primo Levi, Elie Wiesel ve Aharon Appelfeld gibi, İda Fink’in de eserleri Holokost’a karşı edebi bir yanıt niteliğindedir.

1957’de Fink, Polonya’dan İsrail’e göç etti ve hep orada yaşadı.

Anna Frank Edebiyat Ödülü’nü kazanan ‘Zaman Parçası’ (A Scrap of Time, 1987), ‘Yolculuk’ (The Journey,1992) ve ‘İzler’ (Traces, 1997) adlı kitapları yazdı. Üslubu sınırlı ancak yoğun olup, esas konusu Holokost kurbanlarının ve kurtulanların, kabusvari, hiç bitmeyen hayalleridir. ‘Anahtar Oyunu’, ‘Zaman Parçası’nın bir bölümüdür.
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:11 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.