![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57911
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bugüne kadar profesyonel spor dallarında bazı sporcular tarafından kullanılan kas geliştirici ve nefes açıcı gibi doping maddeleri artık yerlerini 'DNA dopingine' bırakmaya başladı. Yeni sistemde insanın DNA yapısı değiştirilerek vücut kendi doping maddesini kendisi üretebilir hale getiriliyor. Uzmanlar bu yöntemin insanda mutasyona yol açabileceğini söylüyor..
Pekin Olimpiyatları'nın başlamasına 11 gün kaldı. Tarihin en pahalı ve en görkemli olimpiyatı olacağı iddia edilen etkinliğin doping alanında da yeni bir sayfa açmasından endişe ediliyor. Uzmanlar bazı sporcuların bu güne kadar performanslarını artırabilmek için doping maddesi olarak kabul edilen kas geliştirici veya nefes açıcı ürünler kullandığını ancak Pekin Olimpiyatları'nda ilk defa DNA dopingi yapılmasından endişe ettiklerini dile getirdi. Genetik doping ile insan vücudunun performans patlaması yaptıran bazı maddeleri yoğun miktarda üretmesi sağlanıyor. Bunun için genetik yapıya dışarıdan müdahalede bulunulması gerekiyor. Dünya Anti Doping Ajansı'ndan (WADA) yapılan açıklamada bu tür doping vakalarını halen kullanılan test metotlarıyla belirlemenin mümkün olmadığına işaret edilerek doping alanında mücadelenin giderek daha zorlu bir hale geldiği vurgulandı. İKİ HAFTALIK TERAPİ Gelen bilgilere göre DNA dopingi konusunda daha şimdiden bir piyasa oluşmuş bile. Alman ARD televizyonunun Çin'de yaptığı gizli çekimlerde, Çinli bir doktorun 24 bin dolar karşılığında madalya garantili olarak sporculara DNA dopingi yaptığı belirlendi. Yönteme göre vücutta doping etkisi yaratacak maddelerin fazladan üretilmesini tetikleyecek bir yapı taşı, kök hücre içerisine monte edilerek sporcunun DNA'sına ekleniyor. Toplam 2 hafta sürdüğü belirtilen uygulamada modifiye edilmiş 40 milyon kök hücre vücuda enjekte ediliyor. Teoriye göre vücuda giren maddeyle birlikte DNA şifresi değişiyor ve vücut kendi doping maddesini kendisi üretmeye başlıyor. MUTASYON OLABİLİR Uzmanlar tıp alanında DNA temelli uygulamaların henüz Parkinson ve felç gibi ağır vakalarda test edildiğini, bu yöntemin performans artırımı konusunda etkisinin bilinmediğine işaret ediyor. Açıklamalarda yapılan müdahalelerin istenilen sonucu verip vermeyeceğinin dahi bilinmediği belirtilirken asıl tehlike olarak vücuda dışarıdan zerk edilen modifiyeli' DNA'nın kişinin DNA yapısını bozarak mutasyonları tetikleme ihtimali gösterildi. Madalyanın cinsine göre para ödeniyor Toplam büyüklüğünün 30 milyar doların üzerinde olduğu tahmin edilen doping sektörü dünya çapında dev bir sanayie dönüşmüş durumda. Bazı laboratuarlar kendi geliştirdikleri ürünlerle şampiyon olan sporculardan branşlarına göre ücret aldıkları belirtiliyor. Bu rakam sıradan şampiyonalarda 20 bin dolar seviyesinde bulunurken dünya şampiyonaları ve olimpiyat gibi etkinliklerde alınan derecelerin bu rakamları milyon dolarlara çıkarabildiği ifade ediliyor. ABD'li atlet Tim Montgomery 2000 Sidney Olimpiyatları'nda 100 metreyi 9.78 saniyede koşarak altın madalyayı dünya rekoru ile kazandı. Ancak olimpiyatların ardından şampiyon atletin ABD'li Balco Laboratory ilaç şirketinin doping listesinde bulunan EPO adlı ürününü (kandaki alyuvar sayısını artırarak doping etkisi yaratan madde) kullandığı belirlenerek tüm dereceleri iptal edildi. Olimpiyat madalyası da geri alındı. Sporculardan terapi başına 2000 Euro aldı Ünlü Fransa Bisiklet Turu başta olmak üzere çok sayıda bisiklet yarışında sayısız sporcunun doping yaptığının belirlenmesi büyük tepkiye neden oldu. Bu alanda yaşanan en büyük skandalın altında ise İspanyol doktor Eufemiano Fuentes'in imzası var. Fuentes'in özellikle 2006 yılında sporculara başta kan dopingi ve EPO kullandırarak başarılı olmalarını sağladığı belirlendi. Yapılan incelemelerde bisikletçilerin özellikle çok dik çıkışların bulunduğu dağ etapları öncesinde İspanyol doktora başvurduğu ve kandaki oksijen miktarını artırıcı maddeler kullandıkları öğrenildi. Doktorun zaman zaman yarış esnasında yaptığı iğnelerle sporculardan 'terapi' başına bin 500 - 2000 euro aldığı belirtiliyor. 'Yüksek oktanlı' kan performansı artırıyor Güç gerektiren spor dallarında en çok 'kan dopingi' kullanılıyor. Bu yöntemde sporcuya oksijen miktarı yüksek kan enjekte ediliyor.. Doping maddesi olarak kullanılan ilaçların aslında büyük bir çoğunluğu ağır hastalar için geliştirilmiş ürünlerden meydana geliyor. EPO adı verilen madde aslında kanser hastaları için geliştirildi. Vücudu alyuvar üretemeyen insanlara enjekte edilen bu ilaç yapay olarak bu fonksiyonu yeniden hayata geçiriyor. Narkotikalar ise ameliyat sonrası veya ağır yaralanmalarda ağrı giderilmesi için üretildi. Kas geliştirici anabolikalar ise vücudu kas dokusu üretemeyen ve çoğunluğunu yaşlıların oluşturduğu insanlarda kullanılıyor. Bu ilaçların hiç biri sporcuların performansını artırmak için üretilmedi. İZİNİ SÜRMEK ÇOK ZOR Ancak doping yalnızca güç gerektiren spor dallarında yapılmıyor. Beta Blocker adındaki madde ile örneğin atıcılık, golf veya Formula 1 gibi yüksek seviyede ve uzun süreli konsantrasyonun gereken spor dallarında ihtiyaç duyulan sakinlik kazanılıyor. Anfetaminler ise özellikle dans yarışmaları veya buz pateni gibi sürekli hareket gerektiren alanlarda kullanılabiliyor. Ancak en etkili doping etkisinin ise 'kan dopingi' ile sağlandığı belirtiliyor. Bu yöntemde sporcular öncelikle yüksek rakımlı bir bölgede veya basınç odalarında yoğun bir antrenman sürecine giriyor. Bu dönemde atletin kanında antrenman etkisiyle bol miktarda alyuvar oluşuyor. Alyuvarlar bol miktarda oksijen taşıdıkları için sporcuların kas performansını artırıyor. İşte bu dönemde sporcuların yüksek miktarda alyuvar bulunan kanının belirli bir bölümü alınıyor ve aylar sonra müsabakalar öncesi yeniden sporcunun vücuduna enjekte ediliyor. Böylece performans artıyor. Vücuda herhangi bir yabancı madde girmediği için dopingi kanıtlamak mümkün olmuyor. 'Doping'ifadesi dünya literatürüne ilk defa 1889 yılında İngiltere'de yapılan at yarışları sırasında hayvanlara opium ve narkotika maddelerinin verilmesiyle girdi. Ancak uyarıcı maddelerin etkisiyle olağandışı performans gösteren atların bazılarının yarış esnasında çoğunun da yarış sonrası ölmesi doping ifadesine kötü bir ün kazandırdı. Ancak bu ün ne kadar kötü ve sonuçları da ne kadar ölümcül olsa bazı insanlar üzerindeki etkisi hiç azalmıyor. Gerek spor gerekse günlük hayatta sürekli başarı baskısı altında yaşayan çok sayıda insan performans artırıcı maddelerin kısa süreli etkilerinin büyüsüne kapılmaya devam ediyor. İhtiyaca göre doping maddesi var AMFETAMIN (Kokain, ecstacy ve strychin) Yorgunluk hissini ortadan kaldırıyor. Etkisi birkaç saat en çok bir-iki gün ile sınırlı. Aşırı kullanımlarda hafıza kaybı ve paronayak davranışlar başlar. Kalp krizi ve ani ölüm riski artar. NARKOTIKA (Beta Blocker, morfin, methadon) Ağrı hissini yok ediyor. Sakinleştirici etkisi var. Konsantrasyonu artırır. Bağımlılık yapıyor. ANABOLIKA (Testosteron, Stanozol, THG, Gestrinon) Kaslar çok çabuk gelişir. Etkisi uzun sürer. Uzun süreli kullanılması gerekir. Karaciğeri kötü etkiler. EPO (Eritropoetin) Kırmızı kan hücrelerinin (alyuvar) üretimini artırıyor. Alyuvar miktarı artınca kasların performansı yükseliyor ve doping etkisi oluşuyor. Dolaşım bozukluğu ve çarpıntı yaşanıyor. Pıhtı oluşumu felç hatta ani ölümlere neden olabiliyor. HGH (Human Growth Hormone) Büyüme hormonu. Dışarıdan verildiğinde gelişme süreci hızlanıyor. Özellikle kol, göğüs ve bacak kasları kontrollü olarak geliştiriliyor. Aynı anda vücuttaki yağ dokusu azalıyor. Kan dopingi Vücuda, içerisinde normalden çok daha fazla miktarda alyuvar bulunan kan aktarılır. Kanda bulunan fazla miktardaki alyuvar kişinin kaslarına yüksek miktarda oksijen gitmesini sağlar. Bu da performansı artırır. Kılcal damarlar başta olmak üzere dolaşım sisteminde tıkanıklıklara neden oluyor. Genetik doping İnsan vücudunun doping etkisi yaratan maddeleri fazladan üretmesi sağlanır. Kas yapısı antrenmandan bağımsız olarak sürekli gelişmiş kalır. Performans kaybı yaşanmaz. Kanserin yanı sıra mutasyona neden olma riski yüksek. Yorum: Millet kafayı yedi valla. "Bana ordan gümüş madalyalı doping!" ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|