Tacettin Aksu

[GooD aNd EvıL]

Acemi Koğuşları

acemi koğuşları, yüz baş yatakta,
bir ben, bir de dert ortağım ayakta,
sıra sıra dizilmiş, botluklara kara botlar,
beni benden alan düşünceler,
içimi kemiren hoyrat kurtlar...

yar, bugün yine sitemkar konuşursun,
halini anlıyorum,
zamanı uzatan ben miyim?
sana dert yükleyen sanki?
bundan utanıyorum.

dünyaları ayağına sererdim, elimde olsa idi,
hüzünler yağmur gibi yağar üstüme,
bir görsen halimi, perişanım şimdi,
ağlama, kara gözlerinden yaşlar inmesin,
ey yar, başına gelecek dert, benim başıma gelsin.

[GooD aNd EvıL]

Acı Bir Şaka

Sessizliği bozuyor açılan kapı, çıkardığı acayip bir sesle,
Kapıya yönelen bakışlar ve hızla çarpmaya başlayan bir kalple...

Beklediğimi bulmuş gibiydim, usulca yerimden kalktım,
İçeri giren periyi seyrederken mahsun bir edayla,
Tutmasam kendimi, çocuklar gibi ağlayacaktım,
Asil bir avcı gibi bakışlarını ok gibi fırlattı üzerime,
Nerden çıktı bu güzel, attığı ok saplandı yüreğime,
Elimde olmadan bir iki adım attım, yaklaştım yanına,
Mahcup bir edayla, başını önüne eğdi, elvada dedi...

Bırakıp beni nereye gidiyorsun diyecektim,
Ellerini uzattı ellerime, kararlıydı tutsamda gidecekti,
Neden sonra anladım, bu gördüğüm düş değil, gerçekti,
İçimdeki ateş alevlendi, yakmaya başladı yüreğimi,
Merhamet sevgilim, merhamet, ne olur bırakma beni...

Sebebi ben miyim, bu sessiz gidişinin söylesene?
Eski bir hatıramı kalacak, anılarında benden?
Neden anlamıyorsun, vaz geçemiyorum senden,
İçimdeki ateşi senden başka kimse söndüremez...

Sen de beni seviyorsun, gizlesen de güzelim bakışların,
Elinde değil gizlemeye çalışsanda, gözler yalan söylemez,
Veda edeceksen hadi durma, git daha fazla acı verme,
İçimde ki en güzel yerde, saklayacağım seni üzülme,
Yüzünde bir tebessüm belirdi, dünyalara değişmem,
Olurmu dedi, senden ayrılmak ölümüm benim,
Rica ederim affet, istedim biraz dalga geçeyim,
Uçurumdan kurtulan bir insan gibi sevinçliydim,
Merak etme dedim, seni şakalırınla baş başa bırakıyorum...

Sen gitmesen bile, bak şimdi ben gidiyorum,
Ellerimden tuttu, delirdin mi sen, nereye gidiyorsun?
Veda etmekte nerden, hani sen seviyordun?
Geçti borun pazarı, ben gidiyorum,
İlk tanışmamız akşamdı, bak yine akşam,
Latife yapma bir daha, sana bu son ihtarım,
İlkte olsa sonda olsa, sevdiğim akşam, yine akşamdır,
Merak etme sevgilim, bu sana son şakamdır...

[GooD aNd EvıL]

Adını SEN Koy

ruhuma suzulup giren sogukla urperirken,
deniz serinliginde seni dusundum,
denizin ufkunda yanarken bulutlar,
hasretin uykusunda ruyalarla,
eski hulyalarıma daldım ve hep seninle,
inan, hep seninle kaldim...
bende kalan son hatıranı seyrettim,
günes, yeni grup ediyordu dunyamın uzerine.
kıp kızıl guzelliğiyle gunese sundum sevgimi,
elimde kalan fotografını seyrederken,
o eski gunlerime, ozlemlerime geri gittim,
seyrederken sabah gunesini,
oturdum oylece kala kaldım.
eski gunlerime dalip dusler kuruyordum,
ve hep seninle, inan hep seninle kalıyordum...

[GooD aNd EvıL]

Ankara'da Dert Bitmez

akşam karanlığında hayeller kurarken,
penceremden baktığımda, seni gördüm.
yağmur damlacıklarını andıran göz yaşlarım,
yanağımdan aşağı süzülürken, seni düşündüm.

loş bir ışık ve buğulu bir cam farkına vardığım,
bir anda seninle, seninle olduğumu sandım,
uzandım ellerine, tutamadım anladımki hayal,
ve ben yaklaştıkça sen uzaklaşıyordun...

sensiz yaşayamayacağımın farkına vardım
o zaman anladım, sevmenin zor olduğunu,
en zor anlarımda seni aradım ama nafile
dertleşecek bir seccadem vardı eskiden,
çok gördüler onuda aldılar elimden,

iki kuruş paranın hesabını sordular,
anlamadılar, anlayamazlarda yaşamadan,
ankara'da kara kara düşünürken bunları,
sana anlatamam, zaten anlayamazsın onları!

insanda tek düşünce olunca maddiyat,
ortalık talan olur, her tarafta tahribat,
onlara bakma kalk, gittiğin yola devamet,
sabret sabredebildiğin kadar, üzülme...

boyun eğme sakın bu melul hayata, kalk,
sabrettikçe dostum hedefe ulaşacaksın elbet,
düşsen de, sürünsen de, hak deyip yine kalk,
yardım edecektir yaratan sana mutlak...

[GooD aNd EvıL]

Anla İşte

sensiz olan duygular bile, üşütürdü beni,
yorgun *******de, sensiz kaldığım zaman.
oturur ağlardım, bir ah çeker rahatlardım,
gözlerimden yaşlar indiği zaman...

en yakın dostum, sensizliğin sesi olurdu,
sensiz kaldığım zaman işte...
eğer sen olmasaydın,sensizlik ölüm olurdu,
yani ben hiç sensiz kalmadım,anla işte...

yaşadığım bahardı, çiçekler açardı her gülüşünde,
üzüldüğün zaman üzülürdüm, sen üzüldüğün için işte...
kor alev yakarken için için, yüreğim serinlerdi sesinde,
telefondaki ses, alacağım son nefes, sendin işte...

her anımda sen vardın hasretinle,
bak sana söylüyorum, bu duyguları dinle,
sana seviyorum diyorum bu titrek sesimle,
yani ben seni seviyorum, anla, anla işte...

[GooD aNd EvıL]

Anlamsız Duygularda Aşk

duygularımın yoksunluğu yada senin yokluğun,
beni bensiz yapan neydi, anlamıyorum?
sensizlik, çıldırtan zehridir akşamın sunduğu,
beni böyle kahreden nedir, anlamıyorum?

sevgi sıcak bir duygu mu, yoksa uçurumun olduğu,
beni sensiz bırakan hasretin dostu mu?
kime küstüm kime güldüm delice, nedir bu?
hasret mi, yoksa vuslatta ayrılık mı anlamıyorum?

gecenin sessizliğinde yanağımdan süzülen yaşlar,
senin eserindi bunlar ve seviniyorum yalnız değilim,
sen yoksun yanımda ama sen varsın hep,
nedir yalnızlık, nasıl bir şey anlamıyorum?

her şeyim sendin, varlığım ve yokluğum,
sensiz olmak yokluk, sen varken varım,
nedir bu yokun içinde varım, varın içinde yokum,
ben kimim, sen nesin anlamıyorum?

[GooD aNd EvıL]

Anne

anne sana hiç şiir yazamadım,
yazdığımı da yırtıp attım,
niye mi?
çünkü seni anlatamadım…

[GooD aNd EvıL]

Asımın Nesli

dar ağacını kurdular,
mahkum edecek sorular sordular,
son sözün var mı dediler?
var dedi; hürriyetim, hürriyetim!

günlerce uzadı zihnindeki sorgular,
koşuşturmalar başladı yürğinden beynine,
endişen var mı dediler?
var dedi; zürriyetim, zürriyetim!

yıllardır özlemiyle yaşadı gelecek altın neslin,
hasret, özlem ve gurbet iç içe yaşadı gönlünde,
ümit varmı yarından, asımın neslide kim?
var dedi; altın nesil, altın nesil!

onun sessizliğini gözyaşları bozardı,
duygularını gözyaşları işlerdi yüreğinin içine,
ifadesini aldılar, sessizliği gibi sandılar,
çağlayan kopuyordu yüreğinden; gelecek gelecek diyordu...

bu kadar yakından uzak,
kimler yardımetti sana, kimler oldu sırdaş,
var mıydı sırtını verdiğin bir kaynak?
var dedi; Allah ve Rasulu YETMEZ Mİ?

[GooD aNd EvıL]

Baharımda Geldi Eylül

baharımda geldi eylül,
aldı götürdü hayallerimi,
sene bin dokuz yüz doksan iki ve sekiz eylül,
yaşım on dört, baharındayım çocukluğun,
derinden yaraladı, senin yokluğun,
eylül seni benden ayırırken, yüreğime aktı göz yaşlarım...
sitemli bakışlarımı, gözlerimden gizliyordum,
duygularım sel oluyordu, yüreğim sana ağlıyordu,
bir bilsen, sana daha kimler ağlıyordu,
beni bana bırakıp gidiyordun,
canımdan can gidiyordu, kanımdan kan gidiyordu...
büyük ayrılık senin elinde değildi,
azrail dayandı kapına, istemesen de mecburdun buna,
ve sen, dudaklarında belli belirsiz bir tebessümle,
...elveda diyordun, duymuyordum ama hissediyordum.
bilmem ki, farkındamıydın arkanda bıraktığın yokluğun,
ekmekle, suyla mı büyür insan?
ekmeğim var yemeye, suyum var içmeye,
ya ruhumun gıdası?
baba, nereye bıraktın sevgimi?
dün gece rüyamı süslüyordun,
yıllar sonra ilk defa görüyordum,
nasıl da susamışım, nasıl da acıkmışım,
sen de özlemişsin, mutluydun ve gülüyordun.
baba, sana seslendiğim gün gibi gel,
mahsun bakışlarıma renk katar güldürürdün,
ne olursun, yine o gün gibi gel,
ardında, özlemli bakışlar kaldı senden geriye,
başımı okşadığın gün gibi, rüyama girdiğin dün gibi,
bir bahar sabahında seni bekliyor gözlerim,
gözlerime ışık, dizlerime derman, yüreğime ferman olduğun gibi,
bir eylül sabahı, bıraktığın gibi gel...

'Babama'

[GooD aNd EvıL]

Bakışların Yüreğime Düştü

gün batımını andıran gözlerin kapandığında,
zifiri bir karanlığa bürünür dünyam,
düşer yüreğime bakışların, ağlarım,
kan ağlar benliğim, geçmişin acısı geleceğin kaygısıyla…

hayatım, avucundaki bir avuç su, dökebilirsin?
ömrü sana adanmış bir yürek, sökebilirsin?
hayatım, dudaklarından dökülen bir söz muamması?
hayatım, siluetinden kopup gelen bir tebessüm sevdası…

ufkumu yakıyor kızıllığıyla dolunay,
yaram kanıyor, yeşile bürünmüş düşüncelerim yanıyor,
ve sen, uğruna dünyaların feda edildiği ay yüzlü,
aç gözlerini bak, güneş utancından batıyor…

yalvarıyorum, aç ruhumu ayakta tutan gözlerini,
bin kere batsın güneş, yıkılsın bin kere dünya,
kaçsın kehkeşanlara yaratılmış, yer yerinden oynasın,
yeterki, yeterki senin gözlerin kapanmasın…

bakışların yüreğime düştü, eritti benliğimi,
hasretin vurdu, özlemin düştü ayrılığın üstüne,
düşlerim, düşüncelerim ruhunun rengini aldı,
kapandı gözlerin, ruhum ruhuna takılı kaldı…