PKK'yı hangi devlet kurdurdu? 22 Eylül 2006 00:41

[yunuss48]

"Bir iki bomba attırdım" diyen emekli general Altay Tokat röportajıyla olay yaratan Aktüel'in başarılı muhabiri Semin Gümüşel ilginç bir röportaj yaptı. Gümüşel'in konuştuğu psikolojik harp uzmanı eski albay "PKK'yı Rusya kurdu" diyor.



Emekli kurmay albay Dr. Tahir Tamer Kumkale, 1983'te kurulan Psikolojik Harekât Dairesi Toplumla İlişkiler Başkanlığı'nın (TİB) kurucularından. Kumkale bu görevinden 1985'te ayrılsa da, psikolojik harekât konusuna ilgisi sürmüş, dünyadaki gelişmeleri o gözle takip etmeye devam etmiş.

Kumkale, Türkiye'nin aslında çevresini etkileyebilecek güçte bir ülke olduğunu belirtiyor. "PKK'nın arkasında dünya güçleri var. PKK'yı Rusya kurdu. O dönem Türkiye üzerinde menfaatleri vardı" diyen Kumkale, akabinde "Ben Amerikan, Rus düşmanı değil bilakis hayranıyım. Bunlar büyük devlet olmanın gereklerini yerine getiriyor" sözleriyle Türkiye'nin de öyle olması gerektiğini savunuyor!

Psikolojik Harekât Dairesi 2004 yılında MGK'nın yapısı değişince kaldırıldı. Teşkilatın faaliyetleriyse sık sık tartışıldı. Gazeteci Fatih Güllapoğlu'nun 1991 yılında tam da Dr.Tahir Tamer Kumkale'nin terfi edeceği sene, kaleme aldığı TİB'in Avrupa'daki Türkler'e yönelik faaliyetlerini irticai çalışmalara benzettiği "Tanksız Topsuz Harekât" adlı kitabına, Kumkale 15 yıl sonra "Beynimizi Kimler ve Nasıl Yönetiyor? Küresel Güçlerin Psikolojik Savaş Yöntemleri" adlı kitapla yanıt verdi.

- Zaman Gazetesi'ndeki "12 Eylül öncesinde bazı genç subayların bizzat anarşi ve terör olaylarının içinde militan gibi devlete karşı saldırıları yönettiği, mahkeme tutanaklarıyla belirlenmiştir" sözlerinizle ne anlatmak istiyordunuz?

O kadar yanlış bir ifade ki! 352 sayfalık kitaptan tek bir cümleyle böyle bir manşet atılmış. Sanki Türkiye'de bütün bu anarşi ve terörü subaylar yapıyor gibi! Bakın, dünyada bir psikolojik harekât tehdidi vardır. Kitapta zaten nasıl insanların yönetildiğini, nasıl beyinlerine girildiğini, ülkeleri nasıl içerden satın aldıklarını, bunların tekniklerini, taktiklerini, hedeflerini anlattım. Bunlar için de bakkalı değil de yetişmiş beyinleri alıyorlar. Üniversitede öğretim üyesi, öğrenci, bilim adamı, avukat, hâkim, baro başkanı, vs.. Toplumun üst noktalarına gelmiş kişileri elde ederek onlar vasıtasıyla hedeflerini yaptırmak ister ve yaparlar. Her insanın kabul edebileceği, kandırılabileceği bir hassas noktası vardır. Onu bulur ve o insanı kendi emellerine göre kullanırlar. 12 Eylül öncesi anarşi ve terör olaylarında günde 30 kişi ölüyordu. Olaylar sıradan öğrenci kavgası değil, profesyonel olaylar. Dışardan yönetildiği belli. Dünyada böyle ekipler var. Dünyada bir ülkede savaş çıksın, diye dolaşan paralı askerler var. Karışıklık olan ülkelerde bunları görüyorsunuz. Böyle bir psikolojik harekât için yetişmiş beyin olarak da, nasıl toplumun diğer bütün üst kesimlerinden insanları kandırıp kendi maksatları doğrultusunda yönlendiriyor, kullanıyorlarsa, oradan da alıp kullanmışlardır. Bunlar da mahkeme evraklarında bellidir.

- Bu daire, AB uyum sürecinde kaldırıldı. AB üyesi ülkelerde durum nedir? Orada psikolojik harekât amaçlı birimler yok mu?

Hepsinde var.

- Neden Türkiye'deki kaldırıldı?

Bütün ülkelerin var ama açık değildir bunlar. TİB de açık değildi. Bu isimler gizlidir. Şu an 24 ülkenin Türkiye'ye psikolojik harekât uyguladığını biliyorum. O tütün işletmelerinde bilmem nedir; yahut çok ilgisiz bir yerde veya sokak çocuklarını koruma bilmemnesi; hiç ilgisiz bir yerdedir ki dikkat çekmeden oralardan çalışabilsin diye.

- Bu 24 ülke hangileri?

Büyük ülkeler bir yana, en dibimizdeki Suriye, Saddam, İran, Ermenistan, Yunanistan, Bulgaristan

- TİB'deki göreviniz sırasında, bir dönem de yurtdışındaki Türk vatandaşlarına bedava Kur'an-ı Kerim bastırarak dağıttığınızı anlatıyorsunuz. Bu faaliyet çok eleştirildi. 12 Eylül sonrasında Türkiye'de İslami eğilimi arttıracak birçok çalışmanın olduğu, çok sayıda imam hatip lisesinin açıldığı ve bunların ağır sonuçlarıyla yüz yüze kalındığı sıkça ifade edildi. Sizin çalışmalarınız da bu yaklaşıma destek oldu mu?

Hayır. Belçika'dan bir mektup geldi. Dediler ki, "Bize din adamı gönderin.