Votkasız hayat olur mu?

[Bostandere]

''Söyler misin, ne olacak şimdi bizim halimiz? diyor, birahanedeki genç adam, hafiften dili dolaşarak- “yani şimdi biz artık votka içemeyecek miyiz?''

Votka Rusça'da su demek
''Yok, yok öyle değil'', diyor yanındaki: ''İyi dinle, korkmamıza gerek yok, bak bir kez daha anlatacağım, ama önce biralarımızı içelim!''
Sohbet derinleşiyor. Birahanedeki Macarlar Avrupa Birliği’nde kopan ''Votka savaşları'' fırtınasını değerlendiriyorlar.
Mesele ciddi. Avrupa Birliği, sınırları aşan yeni düzenlemelerle, Avrupa’nın geleneksel yapısını hallaç pamuğu gibi atıyor.
Ve sıra 'votka'ya geldi.
Avrupa’nın geleneksel votka üreticileri, dünyada çok sevilen bu içkinin üretim ve isim hakkını tekellerine almak istiyorlar.
Brüksel’e sundukları klasörler dolusu raporlara, uzman görüşlerine göre, Votka denilen alkollü içki, aslında sadece ve sadece patatesten ya da tahıldan üretilebilir.
Oysa dünyanın bir çok ülkesinde votka karışık meyvelerden ve çoğu kez de sadece üzümden üretiliyor.
Avrupa’nın geleneksel votka üreticileri de diyorlar ki, ''sizin ürettiğiniz gerçek votka değil. Tamam, eğer alıcısı varsa, siz yine üretin, ve satın, ama, bu ürettiğiniz içkiye başka ad vermek zorundasınız. Votka diyemezsiniz...''
İşte Avrupa’da büyük gürültü koparan ''Votka savaşları'' geçtiğimiz aylarda bu iddiayla patladı.
Geleneksel ve reformcu ülkeler mücadelesi
Bir yanda geleneksel votka üreticisi ülkeler, yani: Polonya, İsveç, Finlandiya, Almanya, Danimarka ve Baltık ülkeleri, diğer yanda ise, “biz votkayı keyfimiz neden isterse ondan yaparız, kimse de karışamaz” diyen reformcu ülkeler: yani İngiltere, Fransa, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Slovakya.
Aslında, ilk başta tebessümle izlenen tartışmanın gerisinde çok büyük bir pazar yatıyor.
Dünyada votka tüketimi, yıllık 10 milyar Euro'yu buluyor!
Eğer Brüksel geleneksel votka üreticisi ülkelerin talebini uygun görür ve ''Votka'' adının sadece geleneksel maddelerden yapılan içki için kullanılabileceğine karar verirse, bu Avrupa’nın bazı ülkelerinin Votka piyasasından silinmesi demek.
Çünkü adı değişen içkinin piyasayı kaybedeceği kesin! ''Kim içer adı bile votka olmayan votkayı?''
Doğacak boşlukları ise geleneksel votka markaları dolduracak!
''Yani uzun lafın kısası, Votka, olacak bu memlekette, kimse buna engel olamaz merak etme'' diyor birahanedeki genç ''Hayır, hayır''- diyor.
'Bunların hepsinin sorumlusu AB'
Birinci genç derin bir kederle, ''Biliyorum, sen beni teselli etmeye çalışıyorsun! Ben söylemiştim başımıza bunların geleceğini! Hep Avrupa Birliği yüzünden bunlar!''

Yunanlılara göre feta, Türklere göre beyaz peynir
Aslında genç bir bakıma haklı!
Çünkü bu düzenlemeler Avrupa Birliği’nin üretimi ve tüketimi standartlaştırdığı süreçte ortaya çıkıyor.
Uzun vadede yararlı elbette.
Brüksel, insanların ne yediği, ne içtiği belli olsun istiyor.
Kimse kendi başına buyruk iş yapamayacak!
Uluslar, kendi ürünlerine sahip çıksınlar, ülkelerin en güzel ürünleri başkaları tarafından sahteleştirerek, değiştirilerek üretilmesin istiyor Brüksel.
Bu nedenle, mesela Macarlar, bir tür meyve rakısı olan Palinka'nın isim hakkını aldılar Brüksel'den.
Yunanlılar da bizim rakıya benziyen ''Uzo’nun ve Avrupa’da 'feta peyniri' olarak tanınan ''beyaz peynirin'' isim hakkını.
Tabii bu süreçte adaletsizlikler ve karışıklıklar da olmuyor değil!
Birbirine benzer kültürlere sahip halklar, birbirlerinin mutfaklarına da uzanıyorlar: mesela baklava örneğinde olduğu gibi.
Hatırlanacaktır, basında geçenlerde yer alan habere göre Kıbrıs Rumları, Brüksel’e ''baklava''nın isim hakkı için başvurmuşlardı.
Yani eğer karar çıkarsa, ''Baklava'' Avrupa Birliği içinde “Rum tatlısı” olarak tescillenecek.
Tabii, Macar birahanesinde, votka’nın geleceği yüzünden kederlenen insanları baklava hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
Onlar yarını düşünüyorlar.
Votkasız bir hayat?
Votka kadehlerinin kaldırılamadığı bir ortam?
''Votka'' Rusça’da '''su'' demek!
Susuz hayat olur mu? Onlar bunu hayal bile edemiyorlar