Sahte heyette hiç Somalili yokmuş / 7 ekim

[M@D_VIPer]

Sahte heyette hiç Somalili yokmuş

Çiğdem TOKER

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ı kandırarak, kendilerini Somalili olarak tanıtan heyetin, "sahte ötesi" olduğu ortaya çıktı. Ankara’yı karıştıran "olay heyette" hiç Somalili bulunmadığı, üç kişilik heyetin ikisinin Türk, birinin de Bulgar vatandaşı olduğu belirlendi.

Somali’de Merkez Bankası’nın da bulunmadığı öğrenildi. Bilgiyi Hürriyet’e doğrulayan Yılmaz, "27 yıllık Merkez Bankacılığımda bunun gibi en az 5-6 olayla karşılaştım. Bir taahhüdümüz kaybımız yok. Ama bu olay bir riskti, risk de maalesef gerçekleşti. Geldikleri anda ne olduğunu biliyorduk, ama referans olununca..." dedi.

İLK DEĞİL: "Sahte Somali heyeti" vakasının ilk olmadığı, Türk hükümetlerine yönelik benzer dolandırıcılık girişimlerinin 1991’deki Körfez Savaşı’ndan bu yana defalarca tekrarlandığı ortaya çıktı. Kendilerini "büyük sermayeder", "kreditör" olarak tanıtan kişilerin, görünürde, "para transferi", "büyük bağışlar" gerekçesiyle karapara aklamak amacıyla Türk hükümetlerinin kapısını çok kez çaldığı, ancak bu girişimlerin, son Somali vakasına kadar hep "eksik teşebbüs" aşamasında kaldığı belirtiliyor.

1991’DE BAŞLADI: Dolandırıcılık heyetlerinin, Türk hükümetlerinin kapısını çaldığı ilk olay, Irak’ın Kuveyt’i işgalinin ardından yaşandı. O dönemde, Kuveytli bir grubun geçersiz hale gelmiş dinarları, Merkez Bankası üzerinden sisteme sokmaya çalıştığı, ancak dönemin Merkez Bankası’nın dirayetli tutumuyla bunun engellendiği öğrenildi. Tansu Çiller Hükümeti döneminde Hazine’den sorumlu Devlet Bakanlığı yapan Aykon Doğan’ın, Merkez Bankası’nı böyle bir ekipten haberdar ettiği, ancak Merkez Bankası’nın uyarısıyla, randevunun gerçekleşmediği belirtildi.

ANGOLA’DAN BİLE GELMİŞLER: 90’lı yılların başında Merkez Bankası’na Angola’dan bir işadamı heyetinin gelmek istediği, heyetin Angola’nın para birim Kwanza’dan yüklü bir miktarı sisteme sokma girişiminde bulunduğu, ancak Hazine ile Merkez Bankası’nın katı tutumu sayesinde, girişimin başarısızlıkla sonuçlandığı öğrenildi. Yine 90’lı yıllarda kendilerini büyük bir şirketin ortağı olarak tanıtan, ancak asıl amacı dolandırıcılık olan Nijeryalı grupların da Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası’na faks gönderdiği belirtildi.

İMZALI MEKTUP İSTİYORLAR: Maliye Bakanlığı’ndan bir yetkili, Başbakan Yardımcısı Abdullatif Şener ile eski bakanlardan Zekeriya Temizel’in Maliye Bakanlığı dönemlerinde benzer girişimlerin tekrarlandığı bilgisini aktardı. Kendilerini "büyük sermayedar", "kreditör" olarak tanıtan kişilerin, bakanlarla temas kurmaya çalıştığı kredi veya bağışlar karşılığında bakanlardan imzalı teşekkür mektubu istediler.

GÖÇEBE DEVLET DEĞİLİZ: Temizel, "Böyle girişimler her zaman ortaya çıkar. Varlığı bir gerçektir. Ama ciddiye alınmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin göçebe bir devlet olmadığını anlamışlardır" dedi. Bu tür teşebbüslerin her zaman Dışişleri Bakanlığı’nın onayı ve bilgisi dahilinde gerçekleştiğini vurgulayan Temizel, "Yoksa bizim devlet geleneğimizde, doğrudan uygulamacı bir bakanlıkla görüşmek durumu kesinlikle yoktur" dedi."Sizin bakanlığınız sırasında benzer bir durum oldu mu" sorusuna Temizel, "Yüzyüze görüşme kesinlikle olmadı. Ama sermayedar olduğunu iddia eden birtakım kişilerin, krediler bulma girişimleri oluyor. Bu tür vakalar arada sırada ortaya çıkar. Araştırılmasının bir yolu vardır" yanıtını verdi.

GÖZLERİNDEN ANLAMIŞ: Merkez Bankası, Unakıtan’dan gelen bir telefona "hayır" diyememenin sonuçları dolayısıyla üzgün. Yılmaz’ın da yakın çevresine "Aslında ben adamlar kapıdan girince ne olduklarını gözlerinden anlamıştım" dediği öğrenildi.