![]() |
![]() |
#1 |
Forum Demirbaşı
![]() Üyelik Tarihi: Nov 2005
Konum: Ç.KALE/BİGA
Yaş: 44
Mesajlar: 5,907
Teşekkür Etme: 594 Thanked 2,624 Times in 685 Posts
Üye No: 3332
İtibar Gücü: 3944
Rep Puanı : 132808
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Atatürk’e saldırılar neden arttı?
Son üç yıl içinde ve özellikle 2006 yılında Atatürk’e dil uzatanların sayısında hızlı bir artış görüldü. Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde yalnız Türkiye’nin değil tüm dünyanın “gelmiş geçmiş en saygın, en önemli liderlerinden biri” kabul ettiği, böyle sıradışı bir öndere sahip olduğumuz için gurur duyduğumuz Atatürk’le ilgili bu şekilde konuşma ve davranışlar duyulmamıştı. - O zaman neden şimdi? - Ne tesadüftür ki (!) benzer olaylar hep arka arkaya ortaya çıkmaktadır? Ve bu ne cesarettir? Bugüne kadar hep saygıyla, sevgiyle andığımız, Türk toplumunda gizli ve kesin bir dokunulmazlığa sahip, onun kahramanı olan bu büyük kurtarıcıya neden saldırıyorlar? Yapılan acaba şahsına tepki midir, yoksa aslında onun kurduğu laik, demokratik cumhuriyete, onun devrimlerine tepki midir? Bunları sorgulamamız, açıklamamız ve onu diline dolayanları gerçek amaçlarını ortaya koyarak sonsuza kadar susturmamız gerekiyor. NE İDEOLOJİSİ? Ülkenin farklı köşelerinde bazen bir toplantıdan, bazen bir okuldan, bazen bir siyasetçi veya öğretim görevlisinden (sanki tesadüfmüş gibi) onun veya 83 yıl önce Türkiye’yi çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmak hayaliyle kurduğu cumhuriyet aleyhinde sesler yükselir oldu. Buna doğal olarak gelen tepkileri ise her seferinde “Kemalizm ideolojisi”ne, “kalıplaşmış dayatmalar”a, “özgür düşünce ve ifadeye tepki”ye, “liberal düşünceyi veya bilimi anlamama”ya bağlayan ve “linç” olarak adlandıran bir liberaller grubu karşıladı. “O ADAM’IN HEYKELLERİ” Örneğin adını “Atatürk ve cumhuriyete karşı” konuşmasıyla duyuran Prof. Dr. Atilla Yayla’nın bu konuşmasına karşı çıkanlar yukardaki suçlamalarla karşılaştılar. Burada hemen söylemem gerekir ki bir öğretim üyesinin konuşmasından dolayı çalıştığı üniversitedeki işine son verilmesi veya vatan haini ilan edilmesi tümüyle ayrı ve onaylanmayacak konulardır. Burada ifade özgürlüğüne karşı olan tek durum budur. Ama öte yanda siz çıkıp bir ülkeyi tüm dünyayı hayrete düşürecek bir “mucize yaratarak” kurtaran önderden, bir toplum kahramanından “o adam” diye söz eder, “neden her yerde o adamın fotoğrafları, heykelleri var diye soracaklar”, “Türkiye’yi Ortaçağ karanlığından kurtardığı yanlıştır, cumhuriyet dönemini yüceltmek anlamsızdır” gibi sözler sarfederseniz, bir başkası çıkar ve onun heykellerini kastederek “Türkiye’de heykel kirliliği var” derse o toplum yazarıyla, çizeriyle, sokaktaki insanıyla buna tepki gösterir. Bunu da bir ideolojiye filan bağlamak dünyanın en anlamsız iddiası olur. O Atatürk sevgisidir Kemalizm filan değil. Milyonlarca kişinin bir saat içinde Anıtkabir’e koşmasını sağlayan, 68 yıl sonra hâlâ ölüm yıldönümlerinde saygı duruşunda milyonları ağlatan sevgidir. Eğer birileri ona veya emanetine dil uzatmaya kalkarsa zaten baştan “gelecek tepkileri göğüslemeyi” de kabul etmiş demektir. Öğretmenler Günü’nde (24 Kasım) Atatürk’e benzemeyen bir posterin asılmasyla gündeme gelen Kuşadası Endüstri Meslek Lisesi’nde bu kez de okul girişindeki Atatürk panosunda bulunan Atatürk resmi karalanmış, alnına da “enayi” yazılmış. Okul Müdürü Muzaffer Moral ise bu utanç verici olayı “devlet malına zarar vermek” olarak değerlendirmiş ve “Mutlaka birisi gelip dangalaklık yaptı” demiş. ENAYİ SENSİN! Yapılana “dangalaklık”tan daha güzel bir tanım bulunamazdı ama olay yalnızca “devlet malına zarar vermek” değildir. Aynen Atatürk tanımının sadece TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın yaptığı “cumhuriyetin kurucusu” sıfatından ibaret olmadığı gibi... Atatürk’ü yalnız cumhuriyetin kurucusu olarak tanımlamak ona ve bu uğurda hayatını feda etmiş insanlara büyük bir haksızlıktır. Onlar bu milletin kurtarıcısı, bu devletin yaratıcısıdır. “Büyük önder”in, kendisine “özgür bir ülkede yaşama, özgür bir okulda okuma imkanı sağlayan kurtarıcı” olduğunu takdir edemeyen öğrenci (veya her kim ise) asıl enayi onun ta kendisidir. Böyle bir eylemi gerçekleştirmenin adı da “devlet malına zarar vermek” değil, varlık nedenini inkâr etmektir. Nankörlüğün de bir sınırı olmalıdır! |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İhracatçı yüzde 10’a kızdı Tüzmen, Atatürk’e sarıldı | slipknot | Eskiler (Arşiv) | 0 | 03-07-2008 05:29 PM |
CHP’den Almanya’daki saldırılar için önerge | TυяKѕ™ | Eskiler (Arşiv) | 0 | 02-22-2008 03:23 PM |
Albert Einstein’in Atatürk’e yazdığı mektup 21.10.2007 | silverboy | Eskiler (Arşiv) | 1 | 10-21-2007 11:09 PM |
’Binbir Gece’yle bilezik satışımız yüzde 30 arttı 16 eylül | jockeя | Eskiler (Arşiv) | 0 | 09-16-2007 11:32 AM |