![]() |
![]() |
#1 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 1,791
Teşekkür Etme: 0 Thanked 88 Times in 15 Posts
Üye No: 26295
İtibar Gücü: 2551
Rep Puanı : 76884
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() EMİN ÇÖLAŞAN' IN 1. YAZISI
Pardon Abdullah Bey, ne demiştiniz! SEVGİLİ okuyucularım, şimdi birkaç dakika için her şeyi unutup 11 yıl geriye gidin ve 28-30 Aralık 2004 günlerinde burada çıkan üç yazımı şimdi yeniden okuyun. TBMM Genel Kurul salonundayız. Günlerden 8 Mart 1995. Kürsüde bir konuşmacı var. Refah Partisi Kayseri milletvekili Abdullah Gül. Türkiye birkaç gün önce AB ile Gümrük Birliği anlaşmasını imzalamış. Meclis'te AB tartışılıyor. Abdullah Bey bu konu üzerinde Refah Partisi, Necmettin Erbakan ve kendisinin değerli görüşlerini dile getirmeye başlıyor. Bunları size 8 Mart 1995 tarihli Meclis tutanaklarından, yani kendisinin sözlerinden aynen veriyorum. Bakalım okuyunca tepkiniz ne olacak! Gülecek misiniz, şaşıracak mısınız, ne yapacaksınız! "RP Grubu adına Abdullah Gül (Kayseri): Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Refah Partisi adına görüşlerimizi bildirmek için huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Türkiye'nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği çerçeve anlaşması bildiğiniz gibi 6 Mart'ta imzalanmıştır. Cumhuriyet tarihinin en önemli dış anlaşmalarından biridir. Böyle önemli bir anlaşmanın bu şekilde imzalanmasına biz Refah Partisi olarak metot, usul ve esas yönünden karşı olan tek grubuz, tek partiyiz. Şurada (kürsüyü göstererek) 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir' yazıyor. Bunun anlamı nedir? Bu kadar önemli bir karar alınırken milletin bu konuda bilgisi olması ve bunu bilmesi gerekir. Şimdi soruyorum: Türkiye Gümrük Birliği'ne girdi. Daha doğrusu girmedi, bunun ilk anlaşmasını yaptı. Şimdi Türk halkı bu Gümrük Birliği nedir, hükümet halka bilgi vermiş midir, parlamentoya bilgi vermiş midir? Bu demokratik bir anlayış mıdır? Halka güvenen bir anlayış mıdır? Şimdi sormak istiyorum. Niçin Türk halkına, bu millete sorma ihtiyacını duymadınız? Bu demokratik bir olay mıdır? Diyorsunuz ki 'Bu olay sadece Avrupa ile dar bir gümrük birliği anlaşması değildir, siyasi ve kültürel mahiyeti olan bir anlaşmadır. Peki bu kadar geniş bir karar alınırken bu halka gidip de sen ne düşünüyorsun diye hiç sormak akıldan geçmemiş midir?" Şevket Kazan (Kocaeli Refah): Halkı saymıyorlar ki." Şimdi ben burada günümüzün Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e aynı soruları sormak istiyorum: Siz bu AB olayına balıklama dalarken, onların kapılarında dolanıp yalvarırken, müzakere tarihi alabilmek uğruna bir sürü ödün verirken, ülkemizi küçük düşürürken, acaba bunları Türk milletine hiç sordunuz mu? Hayır! Gül konuşmasını sürdürüyor: "Bu tavır bizim için bilinen bir tavırdır. Bu tavır aslında TEK PARTİ DEVRİNİN tavrıdır. Tek parti devrinde de birçok önemli kararlar alınırken halka hiç sorulmamıştır. Halka güvenilmediği için hálá o ideoloji, o anlayış devam etmektedir." Demek ki şimdi kendilerinin AKP iktidarı döneminde de aynı "tek parti anlayışı" devam ettiriliyor. Ama bu kez kendileri tarafından! Tüh tüh, vallahi çok ayıp! * * * Abdullah Gül konuşmasını sürdürüyor. Sözlerine lütfen çok dikkat ediniz. Meclis tutanaklarından aynen veriyorum: "Aslında moral açıdan da, demokratik anlayış açısından da hükümet böyle bir konuya imza atamaz. Halka sormadan bu işi yapamaz. (RP sıralarından alkışlar.) Aslında Avrupa Gümrük Birliği'ne Türkiye'nin gayretleriyle girilmedi. Bunu burada açıklıyorum. Bu tamamen ideolojik, tamamen siyasi bir olaydır." Ve hemen ardından, büyük bombayı şu sözleriyle patlatıyor: "TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ'NE GİREMEYECEĞİ KESİNDİR. BUNU AVRUPALILAR SÖYLEMEKTEDİR. AVRUPA'NIN ÖNDE GELEN BÜTÜN POLİTİKACILARI SÖYLEMEKTEDİR. ÇÜNKÜ AVRUPA BİRLİĞİ, BİR HIRİSTİYAN BİRLİĞİDİR. BUNU BİZ SÖYLEMİYORUZ. AVRUPA'DA HERKES SÖYLÜYOR, HERKES BİLİYOR." Bu sözleri o gün Necmettin Erbakan'ın direktifleri ve Refah Partisi milletvekili kimliği ile Meclis kürsüsünden söyleyen Abdullah Gül'e şimdi sormak gerekiyor: "Ne oldu beyefendi, bu 180 derecelik dönüşü şimdi nasıl yaptınız? Geçmişte söylediğiniz bu sözler neydi? Aynı sözlerin arkasında şimdi de duruyor musunuz, yoksa dün dündür, bugün bugündür vaziyeti mi oluştu? Ya da peşinde koştuğunuz Avrupa Birliği dinini bırakıp Hıristiyan olmaktan vaz mı geçti? Sevgili okuyucularım, benim yazı yeri bitti ama Abdullah Bey'in "incileri" bitmedi! Yarınki yazımda yenileriyle buluşacağız! AKP'li bir siyaset kadrosunun böyle kısa bir süre içerisinde nereden nereye geldiğini yine Bay Gül'ün kendi sözleriyle, bir ibret belgesi olarak okuyacaksınız. 2. YAZI Abdullah Bey konuşuyor! (2) SEVGİLİ okuyucularım, dünkü yazımda size Refah Partisi Kayseri Milletvekili Abdullah Gül'ün 8 Mart 1995 tarihli Meclis konuşmasını tutanaklardan vermiştim. "AB bir Hıristiyan kulübüdür, bizi hiçbir zaman almayacaklar" diyordu! (Dünkü yazımı okuma fırsatınız olmadıysa, önce onu okumanızı öneririm.) AB konusunda aynı konuşmasını Meclis tutanaklarından -özetle- okumaya devam edelim ve göstermiş olduğu muhteşem "değişimi" izlemeyi sürdürelim: "Abdullah Gül: Şimdi ben soruyorum. 1963 Ankara anlaşmasına göre 1986 yılından itibaren Türk vatandaşları Avrupa'da serbestçe dolaşamayacak mıydı? Bu hakkı niçin almadınız? Yaptığınız anlaşmalar bu hakkı verdiyse niçin onlar direniyor, 'hayır, benim çıkarıma değildir' diyor?" Şimdi ben kendisine aynı soruyu sorayım: Bu konuda getirilen sürekli kısıtlamayı Brüksel'de siz nasıl kabul ettiniz? Bu hakkı siz niçin almadınız? Konuşmasını sürdürüyor, adeta 10 yıl sonra kendi dönemini anlatıyor: "Burada her şey tek taraflı olarak gitmektedir. Avrupa'nın çıkarları söz konusu olduğunda tavizler verilmektedir, vazgeçilmektedir. Fakat Türkiye'nin çıkarları söz konusu olduğunda hiçbir direniş, hiçbir ısrar olmamaktadır. Bu şudur: Ne pahasına olursa olsun Türkiye, Avrupa Birliği'ne girecek anlayışıdır. Siz eğer bu zihniyette olursanız, işte o zaman sizi o zenginler köşkünün bahçesindeki bir KULÜBEYE böyle koyarlar işte." (Ahhh, atalarımız ne güzel söylemiş "Büyük lokma ye, büyük konuşma" diye! O kulübeye kendileri girdiler...) Ve Abdullah Bey, sözlerini Meclis kürsüsünden sürdürüyor: "Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin alınmayacağı kesin olunca, Türkiye'nin de kendi başına bırakılması Avrupa'nın çıkarına değildir. Çünkü Türkiye'nin önünde büyük bir potansiyel vardır. İşte, Türk Cumhuriyetleri çıkmıştır, İslam ülkeleri vardır. Avrupalı bunu bildiği için Türkiye'yi serbest bırakmak istememiştir. Anlaşmaların hepsi káğıt üzerindedir. TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİ'NE GİRİP DE O BAHSETTİĞİNİZ AVANTAJLARDAN FAYDALANMASI HİKÁYEDİR. BÖYLE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DA DEĞİLDİR, OLMAYACAKTIR." İşte size "uzak görüşlü!" ve "gerçekçi!" bir "devlet adamının!" sözleri! Tutanaklara devam ediyorum: "Halka sormaktan korkulmuştur. (Refah Partisi sıralarından bravo sesleri, alkışlar.) Demokratikseniz, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bunun için halkın oyuna başvururdunuz. Gidip halka sorardınız." Aynen kendilerinin yapmış olduğu gibi! Bu konularda halkın oyuna başvurdular ya! Kapı gibi tutanakları okumayı sürdürelim: "Medyaya bakarsanız (AB işi bittiğinde) Türkiye'ye zenginlik gelecek, mallar girecek, bir pembe tablo!.. Tabii ki en çok çıkarı olan grup medya olacaktır. (Refah sıralarından alkışlar.) Çünkü önümüzdeki yıllarda Türkiye'de en gözde (olacak) olan sektör reklam sektörüdür. Türkiye bir tüketim ekonomisine yönelecektir. Tabii ki medya, tabii ki gazeteler ve televizyon kanalları bunu alkışlayacak, halkın beynini yıkayacak. Ama ne olacak, siz bunları borçla alacaksınız. TÜRKİYE'Yİ BU NOKTAYA GETİRENLER SUÇLUDUR. Şimdi neyin savunmasını yapıyorsunuz Allahaşkına? Televizyon programlarındaki müzakerelere (tartışmalara) bakıyorsunuz, oralara çıkarılan herkes resmi yayın organı gibi, herkes pembe bir tablo çiziyor. Niçin bir tane de ilim adamlarından, politikacılardan, bunun farklı yönünü söyleyen çıkmıyor, konuşturulmuyor? (AB gerçekleri) Halktan gizleniyor çünkü. Türkiye'de ÇIKARCILAR bunun peşindedir. (AB'nin peşine takılarak) Türkiye'yi daha da fakirleştireceksiniz. Bu, uzun vadede görülecektir." Abdullah Bey'in o günlerde anlattığı, günümüzde ise 180 derece dönüşle sahip çıktığı bu yanlış gidişi size Meclis tutanaklarından ve kendi ağzından aktarıyorum. Dün Refah Partisi milletvekili olarak "kara" dediğine bugün Dışişleri Bakanı olarak "ak" diyor. Dün tu kaka ilan ettiği AB kapılarında bugün direktif alıyor. Hem de koşullar çok daha fazla ağırlaştığı halde. Yazık, ayıp yahu! Oynanan şu komediye, sergilenen şu rezalete bakınız. Durumu kurtarmak için son dakikada Finlandiya'ya "acil plan" sundular! Türk milletinden gizlenen Kıbrıs planı, Finlandiya tarafından açıklandı. Yaptıklarından Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve Genelkurmay'ın bile haberi yoktu. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa'nın dünkü Hürriyet'te yer alan sözleri, hükümet açısından bir utanç anıtıdır. Efendim benim yazı yeri bitti ama Abdullah Bey'in sözleri bitmedi. Ağzından o zaman dökülen incilerin ve bugün oynadıkları komedinin devamı -yine Meclis tutanaklarından- yarınki yazımda sona erecek! İnsanoğlu değişir de, "değişmenin" bu kadarı dünyada görülmüş, duyulmuş şey değil. 3.YAZI Bu kadar da değişilmez ki Abdullah Bey! GÜNÜMÜZÜN Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 8 Mart 1995 günü TBMM’de (Refah Partisi Kayseri milletvekili kimliği ile) Avrupa Birliği konuşması yapıyor, bugün peşinden koştuğu AB’yi yerden yere vuruyor! Şimdi üçüncü bölümü size yine tutanaklardan aktarıyorum. (Dünkü ve önceki günkü yazılarımı okumadı iseniz, önce onları okumanızı rica ediyorum.) Sözü yeniden Meclis tutanaklarına ve Abdullah Gül’e bırakıyorum. Kürsüden haykırmasını sürdürüyor: "Değerli arkadaşlar, aslında bu konu (AB) çok derindir. Bu Meclis’te Avrupa’daki birçok kuruluşa giden milletvekili arkadaşlarım var. Orada Türkiye’nin karşılaştığı tavrı hepimiz biliyoruz. Nasıl tek taraflı bakıldığı, nasıl ikiyüzlü bakıldığı, Türkiye’nin nasıl aşağılandığını görüyor ve utanıyoruz." (Şimdi ne değişti? Şimdi de utanıyor musunuz?) "Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’de bölücülüğün, (Güneydoğu’da) otonom idarelerin (bağımsız yönetimlerin) nasıl istendiğini, Türkiye’de Ermeni davasının nasıl savunulduğunu göreceksiniz." (Vallahi haklı çıktı da, Dışişleri Bakanı olarak hiçbir şey yapamadı!) "Kırk yıllık Kıbrıs meselesi Türkiye için dolaylı olarak bitmiştir. Bu ne demektir? Altı ay, bir sene sonra Kıbrıs Rum Kesimi Avrupa Birliği’ne tam üye olarak girecektir. Avrupa Parlamentosu’nda alınan Kıbrıs’la ilgili karar, Türk ordusunun işgalci olduğudur. Birleşmiş Milletler’in bile diyemediği, hakaret yaptığı kararlar aldılar. Dolayısıyla Kıbrıs davasının Brüksel’e taşınması, Yunanistan’ın zaten yıllardır uğraştığı bir şeydi ve dolaylı olarak bitmiştir. Bu milli davada sizin ben şöyle yaparım demeniz bizi hiç ilgilendirmez. Çünkü onu yapacak gücü olmayacaktır Türkiye’nin." Karakolda doğru söylemiş, şimdi mahkemede şaşıyor! Burada ilginç bir bölüme daha geliyoruz. Abdullah Bey, Gümrük Birliği anlaşmasından sonra yapılan kutlama törenlerini eleştiriyor: "Ne üzücüdür ki, dün Brüksel’den dönen heyet burada sözümona göstermelik, neşeli şeylerle karşılandı. (Refah Partisi sıralarından ’davulla zurnayla’ sesleri.) Ben kendi adıma utandım bundan. Davul zurnayla karşılandı." (Aynen kendilerinin 18 Aralık günü Brüksel dönüşünde Ankara’da karşılandıkları gibi! AKP örgütledi, Kızılay Meydanı’nda davul zurnalar çaldı, kendisi de kürsüden nutuk attı!) "(Brüksel’den) Avrupa’nın zenginler kulübünün köşkünde, bahçedeki bir kulübeye girdik diye sevinerek geldiniz." (Aynen kendi yaptıkları gibi.) Halbuki ben şunu hatırladım. Bizim atalarımız bir gün Avrupa’ya nasıl gitmişlerdi? Osmanlı, Avrupa’ya nasıl gitmişti? Avrupa’ya siz böyle gittiniz ama bizim atalarımız nasıl gitti? Ben bunu karşılaştırarak doğrusu çok üzüldüm. Değerli arkadaşlar, Avrupa Parlamentosu’ndaki müzakereleri takip edin. Türkiye oralarda nasıl rencide edilecek ve Türkiye oralarda nasıl kötü durumlara düşürülecek. Göreceksiniz." (Gördü!) "Kapitalist onlar. Duyun-u Umumiye’yi hatırlayın. (Osmanlı’nın borçları nedeniyle devletin tüm gelirlerine el koyan yabancı kuruluş.) Ne yazık ki Türkiye’yi aynı duruma düşürmekle meşguller. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Refah Partisi sıralarından bravo sesleri, ayakta alkışlar)." * * * Hey gidi günler hey! 1995 yılında Necmettin Erbakan’dan emir alan, Refah Partisi milletvekili kimliğiyle TBMM kürsüsünden aslanlar gibi kükreyip AB’ye böyle yüklenen, eleştiren bir kimse, Dışişleri Bakanı olunca tam tersine dönüyor! O günlerde kendi ağzından çıkan sözleri unutup aynı yanlışların savunucusu ve uygulayıcısı oluyor. Şimdi kendisine -hiçbir yanıt gelmeyeceğini bile bile- soruyorum: Geçmişte söyledikleriniz mi doğruydu, şimdi yaptıklarınız mı? Eğer geçmişte söyledikleriniz doğruysa, milleti bugün kandırıyor musunuz? Eğer bugün yaptıklarınız doğruysa, o gün mü kandırıyordunuz? Bu 180 derecelik dönüşün, ’değişmenin’ ve akıl almaz çelişkilerinizin nedeni nedir? Bir sorum daha var: Varsayalım ki değiştiniz! Bu kadar değişken kimseler olarak yarın öbür gün bir kez daha değişmeyeceğinizin garantisi var mı? Her insan zamanla değişebilir. Ama bunlardaki "değişim" maşallah acayip bir şey! Dün kara dediklerine bugün ak diyorlar, dün ak dediklerini bugün tu kaka ilan ediyorlar! Tam üç günden beri bunun somut örneğini size belgeliyorum... Ve yanıt veremiyor! Elbette veremez. Hiçbir "devlet adamı!" bu kadar çelişkiye düşme hakkına sahip değildir. Yazık, çok üzüntü veren bir durum. Başka bir ülkede olsa, böylesini o makamda bir gün tutmazlar. Evet, üç gündür huzurunuzda "büyük devlet adamı!" Abdullah Gül... Dün Refah Partisi şapkasıyla başkaydı, bugün AKP şapkasıyla 180 derece çark etmiş. Olmaz ki beyefendi, bu kadar da değişilmez ki!!! Bu kadar değişeni dünyada kim ciddiye alır? KİM ALIR...? ![]()
__________________
CaKaLBot Banlanmış ve üyeliği iptal edilmiş üyelerin mesajlarını tek nickte toplayan bir bottur. |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2006
Konum: heryer..
Mesajlar: 1,452
Teşekkür Etme: 261 Thanked 168 Times in 83 Posts
Üye No: 7214
İtibar Gücü: 1976
Rep Puanı : 26208
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() bu ülkede emin çölaşan gibi bir muhalefet partisi olsa iktidarı devirmezse...
doğruyu söyleyenin başı beladan kurtulmaz ya hani o yüzden en çok korumaya sahip yazar dır kendisi... Kalemini kullanırken kimseden korkmadığı için ve sert eleştirdiği için (ki hakkederler) severim yazılarını... Yazı hakkında yorumum ise.. Bu ülkede din i kullanan partiler her zaman en yalancı olanlar çıktı dikkat ederseniz... İktidar için insanların masum inanclarını kullananlar çok müneccim gibi görünürler ama görünüşe bakılırsa onlardan daha oynak olan yok ... merak etmeyin yarın da başka birşey söyler bunlar eski söylediğinin üstüne...
__________________
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2006
Mesajlar: 1,791
Teşekkür Etme: 0 Thanked 88 Times in 15 Posts
Üye No: 26295
İtibar Gücü: 2551
Rep Puanı : 76884
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Yılan ortalıkta kıvıra kıvıra gezer,
Lakin, deliğine dik girer mübarek.... ![]() (DJIN nerelerdesin yahu,kılıç tokuşturmaz oldun...)
__________________
CaKaLBot Banlanmış ve üyeliği iptal edilmiş üyelerin mesajlarını tek nickte toplayan bir bottur. |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Müstakbel Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2005
Yaş: 45
Mesajlar: 212
Teşekkür Etme: 17 Thanked 20 Times in 6 Posts
Üye No: 5230
İtibar Gücü: 1482
Rep Puanı : 1010
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Balık hafızalı bir millette bayağı kolay oluyor bu dönmeler/dönüşler..!
RTE'nin sözleri vardı: "elhadilüllah şeriatçıyız", "meclisi besmele ile açacağız", 10 Kasım saygı duruşu için; " ne lüzum var öyle dikilmeye", "imam-hatipli cumhurbaşkanının gelmesi yakındır", Bugün ise tek sözü: "değiştim"
__________________
Tek bildiğim: Hiçbir şey bilmediğimdir. ![]() ***
|
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Olay Olay Böyle Bir Çıtır Görmediniz Daha Genci Yok Öğretmeni Irzına Geçiyor | aksion | Yabancı Adult Videolar | 0 | 12-26-2009 06:33 PM |
OLay oLay OLayyyy ÜnLü Sarkıcı Beyonce'un Pornosu Koşunnn | nightrage | Adult eski arşiv | 3 | 04-19-2007 11:24 PM |
Olay!!olay!!..media Playerdan Izleyebileceğiğnizz Tam 95 Tane PORNO Filmm...!!!!!!!! | ahpena | Adult eski arşiv | 13 | 03-04-2007 10:12 PM |
Olay olay olay [Bir paylaşım daha] | Kemal1 | Adult eski arşiv | 0 | 12-08-2006 02:18 AM |
Bu GÖrÜntÜler Olay Yaratacak .. 10 Numara Bİ Olay..İzlemeyen PİŞman Olur.. | calipse | Adult eski arşiv | 10 | 10-02-2006 10:39 PM |