Dünyanın en büyük bornozunu yaptı/25 Aralık

[jockeя]

Bir Türk tekstil firması, dünyanın en büyük bornozunu yaptı. Doğruyol Tekstil'in şimdiki hedefi, karanlıkta parlayan bornoz üretmek. Firma, ihracatta devleşmeyi hedefliyor.

Doğruyol Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Doğruyol, 100 yıldır ticaretin içinden gelen bir ailenin genç yöneticisi. Doğruyol’un en büyük hedefi üretim yapmak ama farklı üretimler yapmak. Dünyanın en büyük bornozunu yaptı. MÜSİAD fuarında sergiledi. Şimdi de karanlıkta parlayan bornoz üretimi için ar-ge desteği arıyor.

Sadece ham mal üreten daha doğrusu ham mal fasoncusu olan bir firma iken şimdi ABD, Avusturya ve Almanya’ya tekstil ürünleri ihraç ediyor. Ayhan Doğruyol, bir zamanlar müşteriden aldığımız ham ipliği onlara ham mal olarak verirken şimdi katma değerli ürünler ürettiklerini ifade ederek, hem istihdama katkı sağladıklarını hem de ülkeye döviz kazandırdıkları için mutlu olduklarını kaydetti.

FARKI YAKALAYARAK BÜYÜDÜ

1996 yılında başladığı fason üretim sonrası bugün Doğruyol Tekstil'in kendi bünyesinde yaklaşık 30, fason iş verdiği firmalarla birlikte yaklaşık 150 kişilik genç ve dinamik kadrosuyla havlu ve bornoz ağırlıklı ev tekstili ürünlerinin üretimini yapıyor.

Halen Denizli'de yaklaşık 750 m2 bir alanda üretim yapan firma ayrıca Pamukkale Sanayi Sitesinde 300 m2 bir alanda mamul mal kalite kontrolü, paketleme ve sevkıyat faaliyetini sürdürüyor. Rekabetin en yoğun yaşandığı tekstil sektöründe kendisine pazar oluşturmaya ve bu pazarı elinde tutarak zamanla pazar payını daha da artırmaya çalışan Doğruyol Tekstilin üretmiş olduğu mamullerin en önemli özelliği %100 pamuklu dokuma ipliğinden yapılıyor olması ve gerek modelleriyle gerekse kalitesiyle farklı bir üretim tarzını keşfetmiş olması onun kısa zamanda büyümesini sağlamış.

Yıllık ihracatı 400 bin dolar iken 2010 yılında bunun 10 milyon dolara çıkaracaklarına inandığını söyleyen Ayhan Doğruyol, buna ekibinin de inandığını başarmanın yarısı inanmak ve sonra uygulamaktır, şeklinde konuştu.

REKLAMA YATIRIM YAPMAYAN BATAR

Denizli’de makinalaşma konusunda adeta yarış olduğuna vurgu yapan Doğruyol, "Makineleşmeye verilen çalışmanın yüzde 10’unu pazarlama ve markalaşmaya verilseydi bugün hem Denizli iki kat büyürdü, hem de ülke ekonomisi" dedi. Doğruyol, işi yeni kurduklarında ilk işinin 6 tane markanın patentini almak olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:

“Daha makinelerim yerleşmeden ilk yaptığım iş markalarımın patentini almak oldu. Şu anda da 3 tane daha markanın patentini almak için caba çalışma yapıyorum. Önemli olan üretim ama pazarlama ve markalaşma daha önemli diye düşünüyorum.”

ORTAK İŞ YAPMAYI ÖĞRENMEMİZ LAZIM

Her şeyden önce biz isletmeciler ortak is yapmayı bilmiyoruz, diyerek artık hem şirket evlilikleri ile hem de ortak iş yapmaya alışılması gerektiğine işaret eden Doğruyol, açıklamasını şöyle sürdürdü:

”Şöyle asırlarla ifade edilen ticari isletmemiz yok bizim mesela. Tanınan bir kaç aile şirketi var ama onlar bile 50 yada 80 yıllık. Bunun için fedakarlıklarda bulunmamız ve teferruata boğulmadan nihayi hedefe ulaşabilmemiz lazım.”

Hükümetten de beklentilerini sıralayan Doğruyol, piyasadaki nakit daraltma politikasının katı uygulandığından şikayet ederek, "Esnafa para gelmezse uluslararası marketler iç piyasaya hakim olur, yerli firmalar da yurtdışına kaçar şeklinde" açıklama yaptı. Doğruyol, bölgesel teşvikten de vazgeçilmesi gerektiğine de değinerek, "Denizli’de nasıl fındık fabrikası kurulması normal değilse Sinop ya da Giresun’da tekstil fabrikaları için teşvik verilmesi biraz garip karşılıyorum" dedi.

Haber7