Taş Ocağının İşletme İzni ve Ruhsatı Olmadan Çalıştırıldığı İddiası / 15 Ocak

[[FX][SOLDIER]]

Samsun Doğayı Koruma Derneği Başkanı Murat Bulut, Canik Beldesi'nde Asarcık yolu üzerindeki taş ocağının işletme izni ve ruhsatı olmadan çalıştığını ileri sürerek, "Ayrıca, bu taş ocağı ile yerleşim yeri arasındaki mesafe 400 metrelik güvenlik mesafesinden daha kısa" dedi.

Taşocağı işletmelerinin çalışmalarını düzenleyen mevzuatın 30.02.2005 tarih ve 25716 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Kanunu ve Taş Ocakları Tüzüğü olduğuna dikkat çeken Murat Bulut, Taş Ocakları Tüzüğü'nün 23. maddesinde alınması gereken tedbirler açıkça belirtilmesine rağmen bu konuda işletmelerin gerekli hassasiyeti göstermediğini kaydetti. Tüzük maddesinde, "Ocaklar, umuma ve diğer kişilere ait yol, kuyu, çeşme ve binalara zarar vermeyecek bir mesafede açılacaktır. Açılacak ocakların işletilmesi için bant kullanılması gerektiği takdirde herhangi bir sakıncaya meydan vermemek için ocak sahibi tarafından gerekli önlemler alınıp uygulanacaktır. Ocak açanlar ve işletenler koruma (güvenlik) bakımından ilgili mahalli makamlardan gelecek her çeşit ikazı kabul edip yerine getirmeye mecburdur" denildiğini ifade eden Bulut, Canik'te faaliyet gösteren taş ocağının bu şartlara uymadığını

İşletmenin taş kırma, yükleme, taşıma ve stoklama gibi çalışmaları sırasında yoğun bir şekilde tozlanma oluştuğunu ve hava kalitesini bozarak insan sağlığı üzerine olumsuz etkiler yaptığını söyleyen Bulut, "Toz atıkları bitkilerin de fotosentezini azaltıyor" dedi. Bu taş ocağının yakınında bulunan yerleşim alanlarının patlatma işlemi sonucunda gürültü ve sarsıntı kirliliğine maruz kaldığını, kuyu ve derelerin taştığını belirten Bulut, "Patlama ve sarsıntılar sonucunda yöre halkında korku ve huzursuzluklar da meydana gelmektedir. Taş ocağını işletenlerin Canik Belediyesi'nden işletme izni ve ruhsatı almadığını öğrendik" diye konuştu.

Meskun alanlara yakın olan ocaklarda yapılan büyük patlamaların binalara zarar verdiğine de değinen Bulut, faaliyet esnasında iş ve çevre güvenliği açısından alınması gerekli önlemlere riayet edilmemesi nedeniyle hayvancılıkla uğraşan çiftçi ve çobanların hayvanlarının bu ocaklara düşüp telef olduğunu, hatta kendi işçilerinin de patlamalarda yaralandığını kaydetti. Ayrıca yerleşim yeri ile işletme alanı arasındaki mesafenin 400 metrelik güvenlik mesafesinden daha az olduğunun tespit edildiğini vurgulayan Bulut, şu önerilerde bulundu:

"Taş ocaklarının oluşturduğu bu kirlilik ve olumsuzlukların giderilmesi veya yeni taş ocaklarının açılmaması gerekir. Kayanın patlatılması, kamyona yüklenmesi, ham madde silosuna taşınması, kamyonun malzemeyi boşaltması, kırma işlemleri, bantlarda taşınma, elekleme, mamulün kamyonlara yüklenmesi, kullanım yerine taşınması, çalışan insanların temel ihtiyaçlarını karşılaması gibi işlemler sırasında çevreye verilen zararlı atıkların, çevreye yayılmasının önlenmesi veya en aza indirilmesi amacıyla öncelikle şu anda faal olan taş ocaklarının iyileştirilebilir bir konuma gelecek şekilde çalıştırılmasına özen gösterilmeli ve ocak faaliyetlerinin sonunda da ormanlık alanların ıslah edilmesi, içerisindeki ekolojik ortam canlılarıyla birlikte ve doğaya yeniden kazandırılmasının temini sağlanmalıdır. Taş ocağı işletmeleri içinde kötü çevre görüntüsü ve tahribatı meydana getiren ocaklardaki çalışma acil olarak durdurulmalı ve yapılacak yeni çalışma projesi doğrultusunda iyileştirmeye gidilmelidir. Kısaca taş ocakları, babaları zengin fakat oğulları yoksul yapar."