![]() |
![]() |
#1 |
Banned
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Yaş: 39
Mesajlar: 1,836
Teşekkür Etme: 60 Thanked 248 Times in 100 Posts
Üye No: 23664
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 11921
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir zamanlar, birbirine bitisik iki çiftlikte yasayan iki erkek kardes vardi.Günlerden birgün bu iki kardes arasinda bir anlasmazlik basgösterdi. Iki kardes arasinda o zamana degin ilk kez görülen anlasmazlik, giderek büyüdü ve kardesler arasinda ayriliga neden oldu.Iki kardes, birbirlerine yalnizca küsmekle kalmadilar, yillardir ortaklasa kullandiklari tarim makinelerine degin sahip olduklari tüm araç gereçlerini ve mal varliklarini da ayirdilar. Küçük bir yanlis anlama sonucu baslayan anlasmazligi izleyen ayrilik,giderek büyüyen bir uçuruma dönüstü ve en sonunda yerini, karsilikli kullanilan hos olmayan sözlere birakti.Bunun arkasindan da beklenenler oldu ve kardesler arasinda önce siddetli bir kavga, sonra da ürkütücü bir sessizlik yasanmaya basladi.Bir sabah, bu iki kardesten büyügünün kapisina bir usta geldi.Elinde büyük bir marangoz çantasi vardi.
Ev sahibinden geçici bir is istedi: -Yapilacak ufak tefek bir isiniz varsa, size yardimci olmak isterim,dedi. -Elimden hemen her is gelir. Birkaç gün çalisirim, isi bitiririm.Büyük kardesin aklina o an bir "is" geldi. -Evet, sana göre bir isim var` dedi ve küçük kardesinin çiftligini isaret etti. -Su derenin karsisindaki çiftlik, komsumundur. Daha dogrusu,benim küçük kardesime aittir o çiftlik. Geçen haftaya dek benim çiftligimle onun çiftligi arasinda bir otlak vardi.Sonra o, buldozeriyle oraya irmak bendi yapti ve simdi aramizda, otlak yerine, çiftliklerimizi birbirinden ayiran bir dere var.Is isteyen adam, büyük kardesin söylediklerini dikkatle dinledikten sonra sordu: -Benden ne yapmami istiyorsunuz? dedi.Büyük kardes önce kuskusunu, sonra da kararini açikladi:-Kardesim bunu, bana aci vermek için yapmis olabilir,dedi.-Fakat simdi ben, onun yaptigindan daha büyük bir sey yapacagim.Bunlari söyledikten sonra adami aldi, ahirlarin oldugu yere götürdü ve duvarin dibinde yigili duran kütükleri gösterdi: -Senden, bu kütükleri kullanarak, iki çiftlik arasinda üç metre yükseklikte bir çit yapmani istiyorum , dedi. -Kaç gün çalisirsan çalis, nasil yaparsan yap ama bana öyle bir çit yap ki, gözlerim kardesimin çiftligini artik görmek zorunda kalmasin.Is arayan usta, basini salladi:-Sanirim durumu anladim, efendim, dedi. -Simdi bana çivilerin, kazma küregin yerini gösterin ki hemen isime baslayayim.Büyük kardes ustaya kazma, küregin ve çivilerin oldugu yeri gösterdikten sonra, alisveris yapmak için kasabaya gitti. Usta ise, tüm gün boyunca ölçerek, keserek,çivileyerek sikı bir biçimde çalismaya koyuldu.Aksam günes batarken o isini bitirmis, çiftlik sahibi büyük kardes ise alisverisini tamamlamis, kasabadan dönüyordu. Çiftlige gelir gelmez ustanin yaptiklarina bakti ve saskinliktan gözleri, yuvalarindan firlayacakmis gibi açildi. Karsisinda, yapilmasini istedigi çit yoktu ama,derenin bir yakasindan öteki yakasina uzanan görkemli bir köprü vardi. Biri kendi çiftliginin topragina, öteki küçük kardesinin çiftliginin topragina oturtulmus saglam iki ayak üzerinde,yanlarindaki korkuluklarina varincaya dek tüm ayrintilariyla yapilmis ve tam anlamiyla "ustaisi" denilecek kusursuzlukta bir köprü uzaniyordu.Büyük kardes, hâlâ geçmeyen saskinligiyla bu köprüyü seyrederken,karsidan birinin geldigini gördü. Dikkatle baktiginda gelen kisinin, komsusu, yani küçük kardesi oldugunu anladi.Kardesi, kollarini iki yana açmis olarak köprünün karsi ucundan kendisine dogru yürüyordu.-Benim sana karsi yaptigim bunca haksizliga ve söyledigim bunca kötü sözlere karsin sen, bu köprüyü yaptirarak ne denli iyi ve ne denli büyük bir insan oldugunu gösterdin,dedi agabeyine.-Simdi bir büyüklük daha yap ve sen de kollarini açarak bana gel...Köprünün iki ucundan ortaya dogru yürüyen kardesler,köprünün ortasinda bir araya geldiler ve özlemle kucaklastilar. Büyük kardes bir ara arkasina baktiginda,çantasini toplayip, oradan ayrilmakta olan ustayi gördü. -Gitme, dur, bekle, diye seslendi ona. -Sana yaptiracagim birkaç is daha var, çiftligimde... Usta gülümsedi;-Ben buradaki isimi tamamladim, gitmem gerek, dedi ve ekledi:-Yapmam gereken daha çok köprü var. Köprüleri kurabilecek gücünüz hiç eksik olmasin,Köprüleri kurduktan sonra da, yikilmamasi için sık sık bakimini yapin, yani sevdiklerinize zaman ayirin, o köprü yoluyla sık sık gönüllerini ziyaret edin." Bir acelesi olduğunu, onu görür görmez anlamıştım. Sağanak hâlinde yağan yağmura aldırış bile etmiyor ve bükülmüş beline rağmen sağa sola koşuşuyordu. Yanına sokularak ![]() bir tebessümle: - Buraların yabancısıyım evlâdım, dedi. Hastahane tarafına gidecek bir araba arıyorum. -Biraz beklerseniz aynı dolmuşa binebiliriz, dedim. Oraya geldiğimizde size haber veririm. Teşekkür ederek yanıma yaklaştı ve küçük bir çocuk gibi şemsiyemin altına girdi. Nurlu yüzü yağmur damlacıklarıyla ıslanmış ve yanacıkları pembe pembe olmuştu. -Torunlarımdan biri menenjit geçirdi, diye devam etti. Ziyaret saati bitmeden dolaşmak istemiştim. Saatime baktıktan sonra: -20 dakikanız var, dedim. Hastahane yakın ama, bu havada pek araba bulunmuyor. Durağa herkesten önce geldiğimiz için dolmuşa da rahatça bineceğimizi zannediyordum. Ancak araba yanaştığında, arkamızda duran 4-5 kişinin bir anda hücum ettiğini gördüm. İçeriye doluşan ve arkadaş oldukları anlaşılan adamlara: - İlk önce biz gelmiştik, dedim. Sırayı bozmaya hakkınız var mı? Ön koltukta oturanı: -Hak istiyorsan Hakkâri’ye gideceksin arkadaşım, dedi. Hem oradaki haklardan K.D.V. de alınmıyormuş. Bu lâf üzerine attıkları kahkahalarla bindikleri araba sarsılmış ve sinirlerim allak bullak olmuştu. Sakinleşmeye çalışarak: - Ben biraz daha bekleyebilirim, dedim. Ama şu ihtiyar teyzenin hastahaneye yetişmesi gerekiyor. Bu defa şoför lâfa karışıp: - Teyzenin arabaya falan ihtiyacı yok be kardeşim, dedi. Okuyup üfledi mi hastahaneye uçuverir. Tekrar kopan kahkahalarla birlikte araba uzaklaşıp gitti. Yaşlı kadına baktım, tevekkülle susuyordu. 5-10 dakika sonra gelen bir başka dolmuşa onunla beraber bindim ve şoföre, teyzeyi hastahanede indirmesini söyledim. Yaşlı kadın, yapacağı ziyaretten ümitsiz görünmesine rağmen şikâyet etmiyordu. Üstelik trafik de yarı yolda tıkanıp kalmıştı. Şoför: -Yolun bu durumu hayra alâmet değil, dedi. Sebebini anlasam iyi olacak. Arabayı çalışır vaziyette bırakıp ileriye doğru yürüdü ve biraz sonra döndüğünde: - Kısmete bak yahu, dedi. Bizden önce kalkan dolmuşa kamyon çarpmış. Heyecanla: - Bir şey olmuş mu, diye atıldım. Yâni yaralı falan var mı? - Herhalde, diye cevap verdi. Dolmuşta bulunanları, teyzenin gideceği hastahaneye kaldırmışlar. Göz ucuyla yaşlı kadına baktım. Solgun dudaklarıyla bir şeyler mırıldanıyor ve sanki onlar için dua ediyordu. Şoför, koltuğuna yavaşça otururken: -Kısmet işte, diye tekrarlayıp duruyordu. Sen kalk koca bir kamyonla çarpış. Hem de Türkiye’nin öbür ucundan gelen Hakkâri plâkalı bir kamyonla. Adalet er veya geç yerini bulur. Ama mutlaka bulur. Zamanın birinde yaşlı bir amca eşeği ile karayolunda ağır ağır ilerlerken yolda görev yapan trafik polislerince durdurulur ve kırmızı ışık ihlali yaptığı söylenir bu sebebten ötürü ceza yazılacaktır trafik polisi yaşlı amcaya dönerek - Amca kırmızı ışık ihlali yaptın ceza yazacağım cezayı sanamı yazayım yoksa eşeğemi.Eşeğe yazarsam 3 kuruş sana yazarsam 5 kuruş nasıl istersin ? - Bana yaz oğlum -Amca anlamadın galiba sana yazarsam 5 kuruş eşeğe yazarsam 3 kuruş - Anladım oğlum anladım.Eşeğin sicilini bozmayalım belki ilerde polis olur.der... |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Temel Fıkralar12 | DAREDEVİL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 05-14-2007 05:01 PM |
Fıkralar12 | DAREDEVİL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 05-12-2007 10:45 AM |
Komik Fıkralar12 | DAREDEVİL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 05-10-2007 03:20 PM |
Komik Fıkralar12 | DAREDEVİL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 04-21-2007 03:28 PM |
komik Fıkralar12 | DAREDEVİL | Eskiler (Arşiv) | 1 | 04-06-2007 12:13 PM |