Erdoğan'dan Bahçeli'ye: Yemezler

[The JoLLy JoKeR]

Erdoğan'dan Bahçeli'ye: Yemezler

Erdoğan partisinin Kütahya mitinginde Bahçeli'yi hedef aldı. Erdoğan, 'Bölücü başını sana hediye edecekler, sen alıp İmralı'ya yerleştir, sonra bize fatura et. Yemezler' dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bölücü terör örgütünün başını sana hediye edecekler, sen kalkıp İmralı'da hapishaneyi döşeyeceksin ondan sonra da faturayı AK Parti'ye keseceksin. Yemezler bunları, yutmazlar'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Kütahya Zafer Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, vatandaşların olup biten her şeyi izlediğini, ''Ankara'daki ayak oyunlarını ve Türkiye'yi eski günlere döndürmek isteyenleri gördüğünü'' söyledi.

Türkiye'nin saat gibi işleyen demokratik sürecini kesintiye uğratma çabalarına halkın şahit olduğunu kaydeden Erdoğan, Adnan Menderes'in 1950'de ''Yeter söz milletindir'' dediğini hatırlattı. Erdoğan, ''Şimdi karar sizin. Yeter karar milletin'' diye konuştu.

''Şimdi mühürün millette olduğunu'' anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bütün kriz ihtimallerini bertaraf edecek, milletsiz düşünülen bütün senaryoları çöpe atacak, demokratik istikrarı sürekli kılacak olan sizsiniz. Biz kendimizi sizden ayrı görmediğimiz, için, kaderimizi sizinle bir gördüğümüz için sonuna kadar güvendik, güveniyoruz. Biz, AK Parti olarak demokratik istikrara, büyümeye, gelişmeye, kalkınmaya hamdolsun devam ediyoruz. Gecelik faizlerin yüzde 8000'lere çıktığı günleri unutmadınız değil mi?

O günleri uygulayanlar kimlerdi? DSP zihniyeti. Şimdi CHP ile ortak oldular. Bir diğeri hangisiydi? MHP. O da şimdi değirmenciliğe hazırlanıyor. CHP değirmenine su taşıyacakmış. Hayırlı olsun. Al birini vur öbürüne. Hiç farkı yok. Bunlarda cumhuriyet, halk hikaye. Cumhura saygısı olmayandan cumhuriyetçi olur mu? Halka saygısı olmayandan halkçı olur mu? Öbürü de milliyetçiyiz diyor. Ne milliyetçisi ya... 'Milliyetçiyim' demekle milliyetçilik olmaz. Bu ülkenin parasını delik deşik edeceksin, milliyetçi olacaksın... Af edersin, IMF'den borç alırken 'Size minnettar kalacağız. Ne olur bize biraz borç ver' diyeceksin, milliyetçi olacaksın. Bölücü terör örgütünün başını sana hediye edecekler, sen kalkıp İmralı'da hapishaneyi döşeyeceksin ondan sonra da faturayı AK Parti'ye keseceksin. Yemezler bunları, yutmazlar. Dürüst siyaset, dürüst siyaset... Ankara'ya mahkum olan beyefendiye sorun bakalım.

'Sayın Bahçeli, siz Ankara'dan doğusunu biliyor musunuz? Acaba Güneydoğu'yu tanır mısınız? Acaba hiç oralara gittiniz mi?' Burada da bir yer bilir: Söğüt. Başka bir yer bilmez. Oraya da neden geldiğini bilirsiniz. Sorun Sayın Bahçeli'ye bu ülkede siz 3.5 yıl Başbakan Yardımcılığı yaptınız. Acaba Türk cumhuriyetlerinden hangisine bir kez gittiniz mi? Gitmedi. Şu süre içerisinde de Türkiye'de acaba kaç ile gidecek?

Her yere gidemez. Açın Türkiye haritasına bakın geçen seçimlerde hamdolsun iki il hariç 79 vilayette AK Parti milletvekili çıkarmıştır. Biz her yere gideriz. Çünkü biz 780 bin kilometrekarelik Türkiye'mizin iktidarı olduk.'' Kendisinin Azerbaycan'a, Türkmenistan'a, Özbekistan'a, Tacikistan'a Kırgızistan'a, Kazakistan'a, Moğolistan'a gittiğini belirten Başbakan Erdoğan, ''Bizim bir medeniyetimiz var. Bu medeniyeti ancak AK Parti iktidarı ayağa kaldırır. Biz bunu ispatladık. Onlar lafını yapar biz uygulamasını yaparız. Farkımız bu'' dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP ve diğer partileri eleştirerek, ''Ey Cumhuriyet Halk Partisi ve diğerleri, yavruları... Milletin size vermediği yetkiyi başka kurumlardan almaya çalışmayın. Elinizde kalır. Çünkü milletten daha büyük bir güç, AK Parti tanımıyor. Eğer güveniyorsanız kendimize hodri meydan millete gidelim. Milletin verdiği her kararın başımız üstünde yeri var'' dedi.

Erdoğan, Kütahya Zafer Meydanı'ndan düzenlenen AK Parti mitinginde yaptığı konuşmada, DSP-MHP-ANAVATAN koalisyonu dönemini ''karanlık günler'' diye nitelendirdi. ''O günlerin zamlarla hatırlandığını'' anlatan Erdoğan, ''Şuna hamd ediyorum: O kötürüm siyaset tasfiye oldu. O ihaleye fesat karıştıran anlayış tarihe karıştı. Allah'ın izniyle Türkiye'yi o karanlık tünelden çıkardık ve bu günlere getirdik'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Milleti tanımadan, sizleri tanımadan masa başında yanlış senaryolar yazıyorlar. Şimdiye kadar yazdıkları senaryoların hepsi ellerinde kaldı. Şimdi de senaryoları yine ellerinde kalacak. Demokrasiyi içine sindiremeyen, milletimizin yaşama üslubunu içlerine sindiremeyen, milli egemenlik hakkını bu millet kullanamaz diyen, demokrasiyi bu millete çok gören, Meclis'ten kaçan, milli iradeden kaçan bu insanlara bir millet dersi vermenizi istiyoruz. 22 Temmuz'da millet konuşacak. Millete tuzak kuranlar 22 Temmuz'da tasfiye olacak. Sorarım size, büyük bir tasfiyeye, büyük bir temizlik harekatına hazır mısınız? Türkiye'nin bütün meydanları hazır. Görüyorum. Milletin bütün vicdanı ayağa kalkmış. Bu vicdanlar karşısında kimse duramaz. Bu vicdanlar adalet istiyor, bu vicdanlar merhamet istiyor, bu vicdanlar kalkınma istiyor, güçlü bir iradenin kendilerini temsil etmesini istiyor. Ve bu vicdanların adresi AK Parti'dir. Çünkü unutmadık onların iktidarlarını, unutmadık o içi boşaltılan bankaları, unutmadık fırlatılan anayasaları, unutmadık herkesin birbirinin ayağına bastığı o iradesiz koalisyonları. O zifiri günler, o karanlık günler, o ocakları söndüren günler, o fabrikaların kapısına kilit vurulduğu günler bir daha geri gelmeyecek.''

''BAKMAYIN SİZ BİRİLERİNİN SALLAMASINA''

Hükümetin ekonomide attığı adımlardan örnekler veren Erdoğan, IMF'ye olan borcun 8.5 milyar dolara düşürüldüğünü, Merkez Bankası rezervlerinin 66 milyar dolara çıkarıldığını söyledi. AK Parti'nin iktidara geldiği dönemde petrolün varilinin 22 dolar olduğunu, şimdi ise 70 dolara yükseldiğini anlatan Erdoğan, ekonomik alanda atılan adımlar nedeniyle bir kriz yaşanmadığını dile getirdi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu. ''Türkiye petrolde dışa bağımlı bir ülke ama bütün bunların altından hamd olsun kalkıyoruz. Bakmayın siz birilerinin sallamasına. 'Mazot 1 YTL olacak' diyor. Bunlar kuru sıkı atıyor. İmar Bankası'nın kime ait olduğunu bilirsiniz. Ve İmar Bankası sebebiyle İmarzedeleri de bilirsiniz. Belki şu anda bu topluluğun içinde de var. Bizim bu İmarzedeler için ne ödediğimizi biliyor musunuz? 9 katrilyon ödedik. Çıkıp da şu anda meydanlarda konuşacağına önce sen yurtdışında kaçak olan babanın, kardeşinin borcunu öde. Onları öde. Önce bunu hallet. Ve gelip de dürüstlük için ahkam kesme. Milletimizin tek bir gündemi var. Demokratik istikrar ve güveni, adaleti ve kalkınmayı koruyacak, çok daha ileri noktalara taşıyacak bir siyasi irade istiyor Türkiye. Bu güçlü siyasi irade adını söylüyorum AK Parti'dir.

Sizler zaten seçimden seçime maske takanları da, hak ve hakkaniyet ölçülerine göre siyaset yapanları da gayet iyi biliyorsunuz. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçiminde herkes adaletten ne anladığını, nereye kadar demokrat olduğunu gösterdi. Demokrasiye, milletin egemenliğine tuzak kuranlar mahcup oldular. Gerilim siyaseti ellerinde kaldı. Ve niye durup dururken sistemi kilitlediklerini izah edemiyorlar. Hele şu CHP, şu Anavatan Partisi... Ne yaptılar biliyor musunuz? Meclis'ten kaçtılar. Arkadaşlara dedim ki, 'o koltukların fotoğrafını çekin. Tarihe kayıt düşeceğiz.' Çünkü bu CHP'nin ne olduğunu tarihten biliyoruz ama gelecek nesillerde bilsin.''

''YEDEK PARÇA OLMASIN...''

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini anlatırken, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ismini zikredince, alanda bulunan vatandaşlar Sezer'i protesto ettiler.

Erdoğan, bunun üzerine, ''Değerli kardeşlerim lütfen, lütfen. Ben bu topluluğu farklı görüyorum. Siz sandıkta her şeyi çok daha iyi yaparsınız. İnşallah, istiyorum ki milletimizin tek bir oyu CHP'ye yedek parça olmasın. Çünkü milletimizin vicdanlarını yaraladılar. Bunun cevabını da milletten alacaklar'' dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Birileri bize akıl veriyor. 'Aman sert olmayın'. Kardeşim, Biz sert değiliz. İstiklal şairimiz söylüyor ya, 'Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum, Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum'. Mesele bu. Bu bir hak arayışıdır, hak. Ben Kütahya'dan şöyle sesleniyorum. Ey Cumhuriyet Halk Partisi ve diğerleri, yavruları... Milletin size vermediği yetkiyi başka kurumlardan almaya çalışmayın. Elinizde kalır. Çünkü milletten daha büyük bir güç, AK Parti tanımıyor. Eğer güveniyorsanız kendimize hodri meydan millete gidelim. Milletin verdiği her kararın başımız üstünde yeri var. Onun için, işte diyoruz ki, bunlar bu yanlışlarının bedelini 22 Temmuz'da bir yaprak dökümü yaşayarak, inşallah ödeyecekler. Biz tercihimizi milletten yana kullandık. Milletin hukukuna esas olan bir değişim ve siyasetin öncüsü olduk. Yüzümüz ak, alnımız açık. Değil miydi bu Sayın Baykal, Anayasa Mahkemesi'ne yargı sürecinde şu ifadeyi kullanan? 'Eğer Anayasa Mahkemesi bizim itirazımız istikametinde karar vermezse Türkiye'de çatışma çıkar' diyen değil mi? Sayın Baykal bu ülkede adalet değil, imtiyaz istiyor.

Demokrasinin kesintiye uğramasında kendisi için çare arıyor. Çünkü hayatı boyunca hiçbir zaman demokrasiden yana olmadı ki. Hiçbir zaman demokrasiye saygısı olmadı ki. Akşam farklı, sabah farklı konuştu. İşte biz Maliye Bakanlığını da, Enerji Bakanlığını da biliriz. Ve Enerji Bakanlığı yaptığı dönemde kabinenin paltolarla nasıl oturduğunu da biliriz. Ama o zaman mazot bulamayanlar, şimdi mazot fiyatı açıklayarak oy alacaklarını zannediyorlar. 'ÖSS'yi kaldıracağım' da diyorlar. Be kardeşim, niye doğru konuşmuyorsun? Senin şu anda yapılmış doğru dürüst üniversiten yok, sen 'ÖSS'yi kaldıracağım' diyorsun.

Şu anda onlara eğitim verecek öğretmenin olmadığını söylüyor YÖK. Biz 32 ilde biliyorsunuz üniversite kurduk. Ayrıca 7 tane özel üniversite. 39 tane üniversiteyi biz bu dönemde kurduk. Niye? Diyoruz ki, 10 öğrenciden bir tanesi gitmesin üniversiteye. İki olsun, üç olsun, dört olsun, beş olsun. Daha sonra da, inşallah, dünyadaki gelişmişlikle birlikte o yakalanan seviyeleri biz de yakalayalım ama bunların nedense dünya ile alakaları yok. Kendi dünyalarında hayal kuruyorlar maalesef. Bunlar kuru sıkı atıyor. Her zaman söylüyorum. Cumhurbaşkanı olsan, Başbakan olsan, milletvekili olsan, trilyoner olsan ne yazar? Gideceğin yer 2 metreküplük mezar. Cumhurbaşkanı niyetine, başbakan niyetine, milletvekili niyetine demezler. Er kişi niyetine derler. Bir daha da semtine bile uğramazlar.''