www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 07-09-2007, 10:26 PM   #1
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan İngilizlerin Kraliyet At Yarışları Royal Ascot.

İngilizlerin Kraliyet At Yarışları

İngilizlerin yaz takviminin en ünlü günlerinden sayılan ve 1711 yılına kadar uzanan Kraliyet Ascot At Yarışları , 4 gün sürüyor. 300 yıldır yapılan, herkesin girmek isteyip de giremediği Ascot; bürokrasinin halen devam ettiği, sınıf farkının en belirgin olduğu bir ortam. Her yıl Haziran ayında düzenlenen Ascot At Yarışları, 4 gün sürüyor. Rengarenk başlık ve kadın sapkalarıyla ilgi çekiçi bir kompozisyon çizen at yarışlarında en önemli nokta geleneklerin yaşatılması ve 19.yüzyıl moda giysilerinin yeni çizgilerle zamanımıza uyarlanmasıydı. Ascot At Yarışları yaz başlarında hem bir kır gez intisi hem de İngiliz asillerin sosyal faaliyeti olarak önemli görülüyor. İngilizler tüm dünyaya gelenek ve göreneklerine ne kadar bağlı olduklarını bu yarışlarla hatırlatıyorlar

Ascot demek, şapka, at, kıyafet, araba ve piknik demek. Kraliyet ve soylulara ait otopark, otomobil fuarlarını andırıyor. Birbirinden gösterişli Mercedes, Rolls Royce, Porshe ve, Jaguar otomobiller de atlar gibi birbirine meydan okuyor. Herkes arabalarının arkasında şampanyalı piknik yapıyor

Tarihcesi

Ascot, Kraliçenin Buckingham Sarayı'ndan sonra en önemli ikametgahı olan Windsor Sarayı'na 6 mil uzaklıkta, Londra'nın güneyinde kurulmuş olan şirin ve küçük bir kasabadır. Atlar ve avlanma İngiliz Kraliyet ailesi için her zaman önemli olmuştur. Rivayete göre Kraliçe Anne, 1711'de maiyeti ile Ascot'tan geçerken bir korunun yanında yemyeşil ve boş bir saha görür. Buranın at yarışları açısından potansiyelini anında fark eden Kraliçe, Ağustos ayı yarışları için derhal sahanın hazırlanmasını emreder. Böylece ilk olarak 11 Ağustos 1711'de kraliçe ve ahbapları genellikle saray mensuplarının atlarının yarıştığı bu gösteriye katılmak için Windsor Sarayı'ndan bir atlı araba kafilesi ile yeni düzenlenmiş olan bu sahaya gelir. İşte 3 asır süren bir İngiliz geleneğinin hikayesi böyle. Sadece 2. Dünya Savaşı'ndaki yedi senelik bir ara var. Onun dışında her yıl kraliyet ailesi, saraya ait üstü açık atlı arabalarla 4 gün gün boyunca Ascot'a gelir, halkı selamlar ve yarışları izler.


Sınıflı topluma örnek


Aslında Royal Ascot Britanya'daki sınıflı topluma en güzel örneği teşkil ediyor. Mesela Royal Ascot'ta bulunan ünlü parkur Royal Enclosure'a herkesi almıyorlar. Çok önceden başvurmak gerekiyor ve adayların Royal ailesinin onayını alması şart. Mesela boşanmış kişiler 1955'e kadar bu alana kabul edilmezdi. Suçlu ve hüküm giymişler kişiler ise hala yasaklı durumda.

Bu tarihlerde mecburi kıyafet kodu da gelenekselleşmiş oldu. Kralın yakın bir arkadaşı olan Beau Brummell, kibar erkeklerin siyah yelek ve ceket, beyaz kravat ve bol pantolon giymesi gerektiğini söylemiş. Hanımlar ise, başlarını kapatan bir şapka ve dizin üstünü aşmamak üzere resmi günlük elbise giymek zorunda. Prenses Diana zaman zaman bu yasağa uymayarak, bacaklarını gösteren eteklerle Royal Ascot'un yolunu tutmuş olsa da istisnalar hiçbir zaman kaideyi bozmamış. Sakız çiğnemek, yüksek sesle konuşmak, cep telefonuyla oynamak gibi tutumlar, kesinlikle hoş karşılanmayan davranışlar olarak görülüyor..

Reklam ve iş dünyasının buluşma alanı

Bugünlerde ise bu yarışlar artık, gelenek olmaktan çıkıp, halkla ilişkiler ve reklam dünyasının buluştuğu, büyük şirketlerin yüksek seviyedeki müdürlerini ve yöneticilerini ağırladıkları, popüler sanatçıların, burjuva playboylarının boy gösterdiği ve şıklık yarışına girdiği bir mekan olmuş… Prada, Dior, Debenham ve benzeri markalar adeta o gün görücüye çıkıyor.
Bu yıl birinciye 3 Milyon Sterlin ödülün verildiği yarışlarda, Kraliçe sadece yarış sahasının sahibi olmakla kalmıyor; Sandringham, Wolferton ve Pollhampton Lodge’da yetiştirilen atları da her yıl yarıştırarak, düzenli olarak büyük ödüller de kazanıyor.


Ayrıca şıkılık yarışı

İngiliz Kraliyet Ailesi'nin katıldığı yarışlar sırasında atlardan çok jet sosyetenin kadınları birbiriyle yarışıyor. Yarışı izlemeye gelen birbirinden şık hanımlar, sadece birkaç saat kullandıkları şapkalara avuç dolusu para döküyorlar. Atlarından çok şapkalarıyla ünlü Ascot'da, fahiş fiyatlarda şapka görmek mümkün. Aslında Ascot'ta atlar koşuyor, şapkalar yarışıyor, yarışı da şapkacılar kazanıyor. Altı ay önce başlayan şapka siparişleri, yarış gününe yetiştirilmeye çalışılıyor. Jet sosyete, en büyüğünü, en orijinalini, en renklisini giymek için şapkacılara kucak dolusu para ödüyor.
Şapkacılar, modelleri kopya edilmesin diye büyük gizlilikle çalışıyorlar. İddialı hanımlar, dört gün süren yarışlarda ne aynı şapkayı, ne de aynı kıyafeti giyiyorlar. Ascot, böylece binlerce şapkanın, birbirinden şık kıyafetin sergilendiği dev bir moda şovuna dönüşüyor.

Hanımların bu kadar şık olduğu bir yerde, erkekler de boş durmuyor.. Onlar da silindir şapkaları ve fraklarıyla şık hanımlara eşlik ediyorlar. Dünyanın dört bir yanından binlerce insan, yalnız bugünü görebilmek için Londra'ya akın ediyor. Başkente 1.5 saat uzaklıktaki bu güzel kasaba, dört gün boyunca tam 200 bin kişiye evsahipliği yapıyor. At yarışı olur da müşterek xxxxx olmaz mı? Ascot boyunca milyonlarca sterlinlik xxxxx oynanıyor.

Mini etek yasak

Ascot'ta seyirciler üç bölümde toplanıyor.. Kraliyet bölümüne, yalnız Kraliyet mensupları ve soylular alınıyor. Bu bölüme üye olanlar, Ascot'un her bölümüne serbestçe geçip, gezebiliyorlar. Buraya mini etek, omuzları açıkta bırakan kıyafetle girmek yasak. Diğer bölüm ise 'Grand Stand' . Buraya biletlerini 6 ay önce alan normal vatandaşlar, kıyafet kurallarına uymaları koşuluyla girebiliyorlar. Burada da şıklık göz kamaştırıyor. Üçüncü bölüm ise halka açık . Kot pantolon dışında normal kıyafetli herkes bu bölüme girebiliyor. Kraliyet bölümüne girebilmek için Ascot'a üye olmak gerekiyor. Üyelik için en az 10 yıl Ascot mensubu olan bir şahsın tavsiyesi gerekiyor. Ancak yoğun ilgi nedeniyle son 6 yıldır yeni üye alınmıyor.
140 başlayan yarışlarda koşan atların sahipleri de oldukça ilginç. Başta Kraliçe olmak üzere ülkenin önde gelen zenginleri, Arap şeyhleri, prensler ve işadamları üzerine titredikleri, özenle yetiştirdikleri saf kan tayları, dünyanın en prestijli at yarışında koşturmak için adeta birbiriyle yarış ediyor. Yarışlardan saatler önce konuklar Ascot'da belirlenmiş araba parklarında yerlerini alıyorlar.

Sosyetik piknik

Beyaz masa örtüleri, kristal şampanya bardakları, gümüş çatal-bıçaklarıyla yemeklerini yiyen İngilizlerin Ascot menüsü şöyle. Yemek füme somon balığıyla başlıyor. Karides ve istakoz ile devam ediyor. Daha sonra buğuda pişmiş somon balığı ve üzerine yenen kremalı çilekle de bitiyor. Hava şartları ne olursa olsun, bardaktan boşanırcasına yağmur bile yağsa İngiliz soylusu hiç keyfini bozmadan, şemsiye altında, pikniğini yapıyor. Saat 14:00'e doğru piknik sepetlerini toplayan İngilizler, yarışların yapıldığı alanda yerlerini alıyorlar. Bu arada ikinci ve üçüncü bölümün mönüsü ise sandviç, haşlanmış tavuk, hamburger ile balık ve çips. İçkileri ise bira. 170'da sona eren yarışlar boyunca 6 ayrı koşu yapılıyor.

Marşlarla bitiyor.

En son yarıştan sonra asili, işçisi Grand Stand'de gün boyu çalan Kraliyet Bandosu'nun etrafında toplanıp, marşlar söylüyor ve içki içiyor. Kraliçe ve ailesinin tüm fertlerinin katıldığı yarışlar boyunca, polisin aldığı geniş önlemler de dikkat çekiyor. İngilizlerin Kraliçe'ye olan düşkünlükleri ise inanılmaz. İngilizler tüm milli marşları tamamladıktan sonra, hep birlikte söyledikleri 'God Save the Queen' ''Tanrı Kraliçeyi Korusun' marşıyla günü noktalıyorlar.
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kraliyet siyasete bulaştı GooD aNd EvıL Dünyadan Haberler 0 05-07-2009 03:48 PM
Sahte kimlikle kraliyet uçağına ulaştı slipknot Eskiler (Arşiv) 0 12-29-2008 08:23 PM
9 Türk'e Kraliyet Nişanı ÇaKıR- Eskiler (Arşiv) 0 04-25-2008 06:45 PM
İngilizlerin pasaportunda kırık var /17Kasım DHeMLy-CHaY Eskiler (Arşiv) 1 11-17-2006 03:04 PM
İngilizlerin işkence kampı ๏๒รєรรเ๏ภ Eskiler (Arşiv) 1 04-04-2006 01:55 PM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:38 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.