www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 07-11-2007, 12:28 AM   #1
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan Türk Cephesinde Ezan Sustu

Çanakkale cephesinde savaş inanılmaz olaylarla devam ediyordu. İngilizler ve Fransızların başını çektiği itilaf devletleri, sömürgelerinden getirdiği Avustralya, Senagal, Hint askerleriyle beraber Türk askerlerine saldırıyor, siperlere bombalar yağdırıyordu. Özellikle denizden savaş gemilerinin top atışı desteği, bütün cesaretine rağmen Türk askerlerini çok zor durumda bırakıyordu.



Türk komutanlar, sonunda öleceklerini, herhangi bir yardım gelmesinin mümkün olmadığını düşünüyordu. Bu düşüncelere rağmen bir adım geri atmak, bir adım geri çekilmek akıllarının ucundan bile geçmiyordu.



Kan ve barut kokuları arasında savaş meydanına akşamın karanlığı çökerken, Yüzbaşı Tayyar, siperlerine çekilmiş, kimi fırsattan istifade uyumaya çalışan, kimi dertli dertli sıla türküsü söyleyen askerlerine baktı. Vedalaşmak üzere olduğu dostlarına son bakışları gibi bir hüzün gözlerindeydi.

Bu gam ve hüzün dolu atmosferde yüzbaşı Tayyar, yanındaki üsteğmen Hakkı'yla durumu tartışıyordu;

-Cephanemiz ne kadar dayanır?

-Eğer düşman yaklaşmaz, sadece top atışına devam ederse, yarın da yeter komutanım.

-Düşman, sinmiş siperine, denizden ateş açan gemilerinin bizi yok etmesini bekliyor. Göğüs göğüse, mücadeleye fazla yaklaşmıyor.

-Evet komutanım, süngü savaşı şimdi işimize gelir ama süngü savaşında da İngilizler, Fransızlar ön cephede sömürgelerini kullanıyorlar.

-Avustralyalılara mı?

-Hayır komutanım, sadece Avustralyalıları değil.

-Zenci Fransızları mı?

-Komutanım, zenci Fransızlar sandıklarımızın bir kısmı Senegal'liler miş.

Komutan şaşkınlıkla bakarken üsteğmen Hakkı devam etti;

-Bunları esir aldığımız bir Hintli'den öğrendik.

-Hintliden mi? Şu “Kötü muamele yapmadığımız halde, öğleden sonra bir ağlama tutturdu, susturamadık, ağlayıp duruyor” dediğiniz Hintli esir mi?

-Evet komutanım

Komutan güldü;

-Sakın bizde Hintçe bilen biri olduğunu söyleme

-Hayır komutanım. Hintli müslümanmış, Çerkeşli Hafız, Hintli’nin ağlarken Arapça bir şeyler söylediğini duymuş, o konuşmuş.

-Maşallah şu bizim Hafız tekbir getirmeye ara verip tercümanlığa mı başladı? Çağır bakalım neler öğrenmiş.

**** **** ****

Erlerden Çerkeşli Hafız’ı bulup komutanın karşısına getirdiler;

-Emredin komutanım

-Anlat bakalım Hafız, neler öğrendin Hintli esirden.

-Komutanım, kendisi müslümanmış. Bizi öğle namaz kılarken görünce ağlamaya başlamış.

-İyi ya, müslümanlara esir düştü korkmaması gerektiğini söyleyip sustursaydın.

-Esir düştüğü için ağlamıyor ki komutanım. İngilizler, “İstanbul’daki müslümanlara Almanlar saldırıyor. Almanlara karşı savaşacağız” diye kandırmışlar. “Müslümanlara karşı savaştım, belki de öldürmüşümdür” diye ağlıyor.

-Hakkı, söyle askerlere de getirsinler bakalım Hintli esiri. Sen kal Hafız, söyle bakalım, düşmanlarımız ön saflarda hep müslümanları mı sürüyor, doru mu bu?

-Evet komutanım, Hintli de söyledi, dün sabah da süngü çatışmamızda, önde ya zenciler vardı, ya da Hintliler.

Komutan, üstteğmen Hakkı’ya döndü;

-Cephanemizin azaldığını biliyorlar ki, dün sabahtan beri uzaktan taciz ateşiyle bize cephane harcatmaya çalışıyorlar.

-Komutanım, eğer cephanemizin bitmek üzere olduğunu anlarlarsa yine piyade hücumuna kalkacaklardır. Bu gün askerlere mermilerde tasarruf yapmalarını söylediğimizden, top atışı ve makineli tüfeğimizi gün boyu kullanmadığımızdan cephanemiz tamamen bitti sanabilirler, yarın saldırma ihtimalleri çok yüksek.

-Hımm, bu saldırı da askerlerimiz ne kadar dayanabilir?

-Kurşunları paylaştırdık, keskin nişancılara fazla kurşun versek de çoğuna ya iki kurşun düştü ya da hiç.

-Hiç mi !.... Kurşunu olmayan askerimiz mi var?

-Var komutanım

Hintli esiri getirmişlerdi, komutan Çerkeşli Hafıza seslendi;

-Öncelikle, Sadece gözetim altında olduğunu, korkmaması gerektiğini söyle. Bizim esirlere kötü davranmadığımızı söyle.

Hafız, komutanın söylediklerini çevirirken, Hintli atılıp yüzbaşının ellerine sarıldı;

-Ne istiyor bu, inanmadı mı söylediklerimize.

Hafız;

-Müslümanlara karşı savaştığı için çok üzülüyormuş komutanım. Beni vurun, diyor.

-Sustur şunu, ağlamasın artık. Olan oldu, yardım etmek istiyorsa sorularımıza cevap versin. Düşmanın asker durumunu, silahlarının, cephanesinin durumunu ne kadar biliyor, bize onu söylesin.

**** **** ****

Yüzbaşı, esiri sorgulama sonunda uygun bir çözüm bulamamıştı. Normal şartlarda erleri daha fazla telef etmemek için geri çekilmeliydi ama bu askerlerin görevi gemilerden kıyıya çıkacak düşmanı engellemekti. Geri çekilirlerse, karaya çıkacak düşman karada hızla ilerleyebilecekti, durdurmak çok daha zor olacaktı. Biliyordu ki, son asker de şehit olana kadar bir adım geri atmamalı, son askerin son mermisine kadar düşmanı oyalamalıydılar.

**** **** ****

Yüzbaşı’yı uyku tutmamış, muhtemelen son *******i olan bu gecede sabaha kadar bir çadırda dolanmış, bir siperlerdeki askerlerinin yanına gitmişti. Nöbetçi olmayan askerlerin çoğu uyuyordu. Siperde büzülmüş yatan daha gencecik Tokat’lı Ali’nin üstüne paltosunu bıraktı. Arkadaşlarına “uyandırmayın” diye işaret edip çadırına döndü.

Askerlerinin yüzü gözünden gitmiyor, sanki çoktan ölmüşler gibi içi yanıyordu.

**** **** ****

Kendisi gibi üzgün bir edayla bir o yana bir bu yana dolanan üsteğmen hakkı’ya baktı;

-Düşman cephesine baktın mı?

-Baktım komutanım.

-Hareketliliği görmüşündür.

-Evet komutanım, çok sayıda fenerle koşuşturuyorlar.

-Piyade saldırısına hazırlanıyorlar. Allah’tan ümit kesilmez ama ….

-Bizim ümidimiz inşallah ya şehit ya gazi olmaktı komutanım. Allah şu ana kadar gazi olmayı nasip etmedi ama şehitlik yakın, hakkınızı helal ediniz komutanım.

-Helal olsun Hakkı, helal olsun. Hazırlan, askerimize moral vermek için önde savaşalım.

Dışarı çıktılar, yüzbaşı;

-Tan ağarınca saldıracaklardır, askerleri uyandırın, gafil avlanmasınlar.

O esnada Hafız’ın sesi duyuldu, eğitim aldığı belli olan sesiyle saba makamında, kulakları geçip kalplere vuran bir ezan okuyordu.

Yüzbaşı, ezan okuyan Hafızın yanına vardı, huşu ile ezanın bitmesini bekledi. Ezan bitince namaza gitmeden komutanının karşısına geçti;

-Emredin komutanım.

-Oldu mu Hafız bu ezan?

Hafız telaşlandı;

-Yanlış mı okudum komutanım.

-Hayır yanlış okumadın ama bütün müslümanlar duydu mu?

Hafız sağına soluna baktı, siperdekiler de dahil tüm arkadaşlarının duyduğuna emindi. Komutan onun arkadaşlarına bakışına güldü;

-Onları demiyorum be Hafız, Hintli’yi duymadın mı? Karşıda da müslümanlar varmış.

Hafız ne yapacağını bilmez şaşkın beklerken, komutan içinde artan bir ümitle sesini yükseltti;

-Koş hafız, ne kadar sesi güzel askerimiz varsa topla, koş. Hintli’yi de unutma, abdest alıp gelsinler.

Hafız koşarak arkadaşlarını toplar, Hintli esir de gelmişti. Komutanın emriyle sıra sıra dizilirler ve gür sesleriyle sabah ezanını okumaya başlarlar.

**** **** ****

Ezan devam ederken yüzbaşı ve üsteğmen dürbünle düşman cephesini incelemek için siperlerin olduğu kısma giderler. Yüzbaşı düşmana baktığında sevinçle üstteğmene sarılır; “Senegallilerle Hintliler toplanmış bağrışıyorlar, herhalde müslümanlara karşı savaştırıldıklarını anladılar.”

Onların bu sevinci devam ederken, gemilerden top atışı başlar. Atışlardan biri sonunda ezan okuyan askerlerin ortasına düşer. Ezan sesi kesildiğinde yüzbaşı ve üsteğmen askerlerinin yanına koştular.

**** **** ****

Komutanından gelen sesin ezan olduğunu, müslümanların ortak çağrısı olduğunu öğrenen İngiliz topçu 5-6 atış sonunda ezan okuyanları vurmayı başarmanın sevinciyle naralar atıyordu; “- Ezan sustu, Türk cephesinde ezan sustu.”

Kıyıda isyan eden müslüman askerlerine bakan komutan öfkeyle söylendi; “Ezanı susturmakta geç kaldık. Müslüman askerler çok fazla, ortalık daha fazla karışmadan hemen gitmeliyiz. Çabuk, kıyıdaki askerlerin hepsini toparlayın gemilere çekiliyoruz.”

**** **** ****

İtilaf kuvvetleri güçleri, sömürge askerlerini de alarak alel acele gemilere bindiler, onlar uzaklaşırken yeniden ezan sesi gelmeye başlamıştı.

**** **** ****



Yüzbaşı Tayyar, yerdeki şehit arkadaşlarının üzüntüsüne rağmen, toz duman arasından doğrulup ezana devam eden askerlerine baktı. Hafız'ın sesini duyamayınca bakındı, Hintli esirle yanyana şehit olduğunu fark etti. Yüzbaşı, ‘Bu sabah şehit olurum’ diye abdest almıştı, yürüdü, Hafız’la Hintli’nin naaşları arasına dikildi. Gözyaşlarını tutamamasına rağmen yüz ifadesindeki metanetle dimdik durdu, askerlerine katılıp ezan okumaya başladı
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Eski Bugün   #n/a 
Teşekkür Botu
Bot
bot Çevrimiçi

Avatar

Giriş Tarihi: Ocak 2005
Yaş: 0
Mesaj : 0
Üye No: 0
Rep Power: Çok
007ihsan (07-13-2007) bu konu için teşekkür ettiler...
bot Çevrimiçi Tesekkur botuna Rep veremezsiniz. Yinede Tesekkurler. Kurallara Aykırı Mesajı Bildir  
Old 07-13-2007, 04:16 PM   #2
ozanyazar
Yeni Üye
 
Üyelik Tarihi: Jul 2007
Yaş: 58
Mesajlar: 3
Teşekkür Etme: 0
Thanked 0 Times in 0 Posts
Üye No: 43658
İtibar Gücü: 0
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi : ozanyazar is on a distinguished road
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Öykü ve şiirlerimi paylaşırken lütfen ismimi de ekleyiniz

Öykü ve şiirlerimi paylaşırken lütfen ismimi de ekleyiniz
Amatör bir şair-yazar olduğumdan bu benim için önemli.
Saygılarımla

Yazar : Ahmet Ünal ÇAM
[email protected]

Diğer öykü ve şiirlerim için adresler

http://oykuzamani.googlepages.com/oyku.htm
http://ahmetunalcam.googlepages.com/huzur.htm

http://huzur.sehri.com

Ek Not: internette öykülerimi aramak ve ismimin eklenmesini rica etmek çok zahmetli,lütfen yardımcı olunuz
ozanyazar çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Devrimin Nida’sı sustu Author41 Dünyadan Haberler 0 06-22-2009 09:57 AM
Radyolar sustu, televizyonlar sustu GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 07-08-2008 06:44 PM
Sivasspor'da golcüler sustu Kéan aRs Eskiler (Arşiv) 0 02-26-2008 10:29 PM
Ersen sustu, takım durdu DHeMLy-CHaY Eskiler (Arşiv) 1 11-06-2006 05:55 PM
Nihat sustu, Nistelrooy coştu! cİHAn Eskiler (Arşiv) 0 09-11-2006 10:54 AM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:15 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.