Kaybedilen 5 ayı kazanalım

[Shekil]

Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesini 'Türk demokrasisinin açık zaferi' olarak nitelendiren iş dünyası, kaybedilen 5 ayın kazanılması için ekonomi ve dış politikada atağa kalkılması gerektiğini belirtti

Türk iş alemi Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı seçilmesine olumlu tepki verdi. İşadamları Gül'ün seçilmesini 'Türk demokrasisinin açık zaferi" olarak nitelendirdi ve bundan sonra ekonomik ve dış politikada atağa kalkılması gerektiğini dile getirdi. İşte iş dünyası temsilcilerinin görüşleri: Ömer Bolat (MÜSİ- AD Başkanı): Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi Türk demokrasisinin açık zaferidir. Milli irade ve TBMM bu seçimin mimarıdır. Türkiye Cumhuriyeti 11. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Anayasal sisteme ve parlamenter rejime antidemokratik müdahaleler neticesinde Türkiye'nin 5 ayına mal oldu. Bunun ciddi mali sonuçları da olduğu açıktır. Türkiye beş ay boyunca adeta kilitlenmiş ve iş yapamaz konuma getirilmiştir. Ancak 22 Temmuz 2007 seçimleri kilidi çözmüştür. Seçim sürecinde kaybedilen 5 ayı geri kazanmak için ekonomide, dış politika ve güvenlik meselelerinde hızlı bir atağa kalkılmalıdır. Yeni TBMM, yeni cumhurbaşkanı, yeni hükümet ve yeni bir kalkınma programı bu döneme damgasını vuracaktır.
MİLLETİN DEDİĞİ OLDU
Murat Yalçıntaş (İTO Başkanı): 11. C u m h u r b a ş k a n ı , TBMM'de sandığın işaret ettiği yönde seçilmiştir. Bir anlamda Türk halkının iradesi, TBMM'de tecelli etmiştir. Milletin dediği olmuştur. Sayın Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi Türkiye için önemli bir şanstır. İş dünyamız için büyük bir fırsattır. Gül, vizyonu, güvenilir ve dışa dönük kişiliği, uyumlu ve uzlaşıcı yapısıyla, Türkiye'nin gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Gül'ü Türkiye'nin en önemli makamında, daha güçlü olarak yine yanımızda göreceğimize inanıyoruz. Özellikle dış dünyada iş dünyasının gücüne güç katacaktır. Zira, yabancı devlet adamlarının kendi işadamlarına sağladıkları katkılar herkesin malumudur. Sayın Gül de her zaman iş dünyasını yanında olmuştur ve bundan sonra da olacaktır.
TÜRKİYE'Yİ KUCAKLASIN
Tuğrul Kudatgobilik (TİSK Başkanı): Cumhurbaşkanı Gül'den en büyük beklentimiz, Türkiye'nin tamamını kucaklayan, partiler ve siyaset üstü bir bakış açısıyla ülkemizin çok hassas konusu olan laik, demokratik ve cumhuriyetçi çizgiyi büyük bir sağduyu ile sürdürmesi ve ülkemizin vazgeçilmez hassasiyetlerine karşı duyarlı davranmasıdır. Diğer taraftan, Gül'den bir başka beklentimiz, Türk sanayinin ve Türkiye'nin uluslararası platformlarda öne çıkarılmasında ve özellikle kendisinin geçen 5 yıl zarfında olduğu Türkiye- AB ilişkilerinin tekrar rayına oturtulması ile tam üyelik vizyonundan asla taviz vermeden Türkiye'nin uluslararası sistemde layık olduğu yere getirilmesinde güçlü bir rol oynamasıdır.
GERGİNLİK GERİDE KALSIN
Nurettin Özdebir (ASO Başkanı): Abdullah Gül'ün 11. Cumhurbaşkanı seçilmesinden memnuniyet duyuyoruz. Gül'ün, bir devlet adamı ve bir politikacı olarak birikimi, bu görevi layıkıyla yerine getireceği konusunda bir tereddüt bırakmamaktadır. Gül, bütün milleti kucaklayacak bir cumhurbaşkanı olacaktır. Gül'ün, Türkiye'nin bu hassas döneminde görevini başarıyla yürüteceğine inanıyorum. Türkiye'nin artık siyasi gerginlikleri geride bırakıp, ülkemizi ve sanayimizi geliştirecek projeler üzerinde yoğunlaşmasının zamanı gelmiştir.
AB ÜYELİĞİNE DESTEK
Bu arada Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) Başkanı Bülent Akgerman da Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmeleri sebebiyle bir tebrik mesajı yayımladı. Akgerman mesajında şunları söyledi: "SEDEFED, 11. Cumhurbaşkanlığına seçilmiş olmanızı büyük bir memnuniyetle karşılamıştır. Dışişleri Bakanlığı görevinde iken uzlaştırıcı ve birleştirici kişiliğiniz sayesinde Türkiye'nin küresel düzeyde temsili ve arabuluculuğu, genel kabul ve takdir görmüştür. Reel sektörün hızla büyüdüğü bu dönemde, ekonomik gelişim sürecinin sürdürülebilir kılınması ve 'Avrupa Birliği'ne Tam Üyelik' hedefinden şaşmadan ilerlenmesi yönündeki girişimleri, Cumhurbaşkanlığı makamında da destekleyeceğinizden eminiz. TÜGİAD da yaptığı açıklamada, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü kutlarken, cumhurbaşkanlığı makamında politik kimliklerinden arınıp partiler üstü kalarak Türkiye'nin içeride siyasi istikrarını güçlendireceğine olan inanç dile getirildi