![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8775
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yatağıma yattım, sevgilime iyi ******* öpücüğü verip sarıldım. Bin bir düşünce gecenin karanlığını delmeye başladı gözlerimi kapatsam da büyük bir tomruk ile kalenin kapıları zorlanmaya başladı. Dan, dan, dan, daha fazla dayanamayan kapılar yerle bir oldu. 8 aydır görmediğim babamı ve annemi düşünmeye başladım. 10 gün sonra gelecekler ve hiçbir şeyi paylaştığımı yaşantımıza 8 ay öncesinden kaldığımız yerden devam edecektik. Birden kendimi gelecekleri günde buldum telefonum çaldı ;arayan bir polis memuru idi soğuk bir tonla- Mehmet Demir Özdener ve Perihan Özdener' in evi mi diye sordu. Tereddüt etsem de- Evet kelimesi düşüverdi. Soğuk bir ses tonu ile devam ederek- Akçay-İstanbul yolu üzerinde susurluk mevkiinde meydana gelen kazada ikisini de kaybettik, başınız sağ olsun kimlik tespiti lütfen karakola gelir misiniz? dedi.Birden dona kaldım. Küçüklüğümden beri ailemin yok olması gibi konuları düşürdüm sanki hep bugüne hazırlık yapmışım gibi. Ancak düşündüğüm gibi değildi. Dipsiz bir kuyuya atılan bir taş gibi düşüyordum, sadece düşüyordum tutunacak bir çıkıntı yoktu ustalıkla dizilmiş taşların git gide büyüyen karanlığı. Hareket edemiyor, düşünemiyor, sadece duruyordum. Elimden ahizeyi düştüğünü anlayamadım bile 10-15 dakika kadar düşmeye devam ettim. Sol elim enseme doğru gitti yeni tıraşlanmış kafamın üzerinde bir iki tur attı yine eski yerine geri döndü. Omuzlarım çökmüş kamburum çıkmıştı. Yüzünde patlayan yumruğa dayanamayıp nakavt olan boksör gibi yere yığıldım. Ağlayamıyordum.gözlerimi kıstım karşımdaki duvara baktım küçükken yaptığım yaramazlıklara karşılık yediğim dayakları hatırladım birden gülümsedim, keşke yine yapsam da yine dayak yesem dedim. Babamın yüzü geldi gözümün önüne; Beyaz, sarı, siyahi kahverengi kırçıllı bıyıklı, çıkık elmacık kemiklerinin yükseltisinin burnuyla gözlerinin arasından başlayıp dudaklarının sonun kadar giden gözyaşı yolunun oluşturduğu derin vadi, 60 yaşında olmasına ve beyazlaşmasına rağmen gür kalın telli saçları, kahverengi gözleri, kalın kirpikleri ve dünyada kimseye yakışmayan göbeği ile babam. Eve ekmek getirmek için hamallık yapan babam emekçi babam güzel babam, eli ağır babam, içmesini bilen babam, sevindiği zaman eşşooğlueşek diyen babam. Küçükken göbeğine başımı dayadığım babam. Babam!Sonra anam geldi gözümün önüne Anam, küçükken beni oyun oynamak için dışarı çıkartmayan, beyaz tenli, okka burunlu güzel anam, babam grevdeyken çalışan anam, pazarcılarla cenge cenk kavga eden anam, inatçı anam, hamarat anam, Cimri anam, güzel anam, cahil anam, güzel anam! güzel anam!..Çocuklarına güzel bir gelecek bırakmak için çocuklarına kötü olan iki güzel insan. İki güzel emekçi, sıradan yurdum insanı. Yemeyip yediren giymeyip giydiren, ayakkabıları delik iki insan. Emekli ikramiyesiyle aldıkları yazlıkta ömürlerinin son 4 yılını yine emekli maaşı ile İstanbul'un keşmekeşinden uzak tatil ! yaparak geçiren iki insan. Beni belki de bilmeyerek ayakları üzerinde kalmasını sağlayan annem, babam artık yoklar.23 yılda doyamadığım sımsıkı sarılıp seni seviyorum diyemediğim sarılıp içime sokamadığım annem babam artık yoklar. Üstelik annem ve babamdan 23 yılda bir kere bile seni seviyorum' u duymadım ben.Defnedeceğimiz kabirleri bile yok! Artık sadece bayram namazından sonra babaannem ile dedemin kabrinden sonra keserle kabartacağım su döküp ağlıyacağım. Sözlerini hiç dinlemediğim annem babam. Sizi seviyorum gitmeyin, bırakmayın beni, ölmeyin! Daha torun veremedim kucağınıza!Kendime geldiğimde annemle babamın yatağında yatıyordum saat gece yarısını çoktan geçmişti. Hiç tereddüt etmeden çevirdim numarayı 0 2 6 6 3 8 ..... 3 kere çaldı telefon 4,5 Eyvah! ya doğruysa? Hıçkırmaya başladım aniden telefonun yanındaki sandalyeye çöktüm. 7,8,9 telefon umutsuzca çalıyordu,11. kere çalıyorken ses kesildi uykulu bir ses açtı telefonu;- Alo!.. -Alo baba sen misin? - Efendim oğlum benim ne hayırdır bir şey mi var? -Yok sesini duymak istedim babacığım. İyisiniz değil mi? -İyiyiz oğlum kötü bir şey mi oldu ? -Hasta mısın yoksa? - Hayır baba kötü bir rüya gördüm dayanamadım hemen aradım.- İyi misin sem oğlum ?- İyiyim ben sesini duydum vallahi daha iyi oldum. Anam nasıl iyi mi?- O da iyi oğlum merak etme 10 gün sonra geliyoruz dayan biraz daha.- Baba bir şey söyleyeceğim daha önce hiç söylemedim. Özür dilerim- Ne söyleyeceksin? Söyle bakayım kötü bir şey mi?- Hayır baba kötü değil!- Baba seni seviyorum, Annemi seviyorum, İkinizi de çok seviyorum.- Özür dilerim daha önce hiç söylemedim. Kötü bir rüya gördüm çok kötüyüm hala ağlıyorum.- Tamam oğlum tamam, merak etme biz iyiyiz geliyoruz zaten...--Yurdum: Haydarpaşa Garından inen esmerlik...
Abdülkadir Bulut |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|