![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8771
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ateşte yananlar olduğunu duymuşlardı. Bunu çok önce duymuşlardı. Asıl yakıcı olanı ise daha sonra duyacaklardı. Yığınla çocuk bahçeye birikirdi, sıralanır ve birşeyler dinlerdi. Çocuklar duyduklarının yeni bir tarafı olmadığını biliyorlar mıydı? Nasıl bilsinler ki! Kitaplar açıldığında, boş sayfalar karalandığında ateşin ucu beliriyordu. Çocukların dillerinden ve gözlerinden kıvrılarak çıkan alev halkaları hiçkimseyi telaşa düşürmüyordu. Sahi siz hiç yağmura tutulmadınız mı? Gürültüler…Öğrencilerin omuzlarında yıllanmış bu kor ateş de neyin nesi oluyordu? Ya, her tarafa dal budak salmış alevler fışkırtan ağaca ne demeli? Bu ağacı besleyen şişman adamlar niye gururlular? Niçin ateştesiniz ve gülüyorsunuz!!! Üstelik içinde dans ediyorsunuz! Oysa yağmur çatıların üzerinden uzaklaşıyor. Gözleriniz göklere ne zaman kavuşacak? Sizi alevlere tanıdık kılan bilgilerinizi nasıl yakacaksınız? Şu kıstırıldığınız çemberden bir çıkın. Bu çember içine aldığı herbir şeyi azaltarak yutar, hem de kahkahalara boğarak, diyorum, çıkarsanız üşüyeceğinizi sanıyorsunuz. Oysa yağmurda boy veren çiçekler üşümez ki… İlk soruyla derisinin sancısını duyanınız olmadı değil. İçinizin sızısını hisseden ise oldukça azdı. Oysa yağmur yıldızlarla bir de çiçeklerle aranızı bulacaktı. Ne var ki siz sığındığınız kuytu yerin yangınına daha küçükken alıştırıldınız. Bir rüzgarın izini bile sürmediniz. Oysa rüzgar sizi denize taşıyacaktı. Harflerin anlamsız dizilişlerini yuttunuz, şiştiniz, büyüyor olduğunuzu sandınız. Yağmura tutulmak zordu. Alevleri hissedecektiniz, geri kaçacaktınız. Onca yıllık zaman kaybından sonra yeniyle tanışıklık tarafınızdan yadırganacaktı da. Bunu biliyordum çünkü hep böyle olurdu. Yanıyoruz, bize yağmurdan bahsetmiyorlar, diyeniniz yoktu. Kitapların büyüsüne kapılanlarınız da oldu. Sonbahar yapraklarının serüvenini çözenler birkaç kişiydi. Kar renginin peşine düşenler ise yok denecek kadar az. Acınızı içinde hissedip yaranıza göz ucuyla bakanlar önce az bir hayrete düştü. Sonra iz sürmek zor geldi, onlar da vazgeçti. Çünkü gündoğumunun ve akşamüstünün işaretlerini çözmek emek istiyordu.Aydınlanma yolculuğuna yeni baştan çıkmaya niyetlenenler önce çocukluklarına uğrayacaklarını bilmeliydiler… |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|