www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 10-24-2007, 07:56 AM   #1
F@sTaLaFisT@
Forum Müdavimi
 
F@sTaLaFisT@ Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Sep 2007
Yaş: 35
Mesajlar: 2,479
Teşekkür Etme: 46
Thanked 10 Times in 10 Posts
Üye No: 44467
İtibar Gücü: 1822
Rep Puanı : 2556
Rep Derecesi : F@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond reputeF@sTaLaFisT@ has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Gülen Sırtlanlar

Benekli sırtlan» veya öbür adıyla «gülen sırtlan» (Crocuta crocuta), yağmacıların en irisi ve en kuvvetlisidir. Yetişkin bir benekli sırtlan, omuz hizasında 75-90 santim boyunda olabilir, baş ve vücut uzunluğu da 165 santime erişebilir. Bazıları 85-90 Kg. ağırlığında olurlar.
Bu gürbüz etoburun kendi de şöhreti kadar çirkindir. Enli ve sevimsiz bir yüzü, iri ve yuvarlağımsı kulakları, kısa bir kuyruğu ve kalın bacakları vardır. Seyrek ve kaba tüylü kürkü gri veya koyu sarı renktedir, üzerinde bir sürü düzensiz kahverengi veya siyah leke göze çarpar. Sırtlanın duruşu bile sakindir: Bu hayvanın ön bacakları arka bacaklarından uzun olduğundan vücudu, boynüyla omuzlarından 30 santim uzunluğundaki kaba kıllı kuyruğuna kadar aşağı doğru eğilir.
Sırtlanın garip özellikleri yalnız bunlar değildir. Dört ayaklı hayvanların çoğunluğunun aksine, vücudunun bir yanındaki ön ve arka bacaklar bir arada ilerlediğinden, yürüyüşü deveninkini hatırlatır.
Sırtlan normal şartlar altında canlı ve sıhhatli hayvanları avlamaz, sadece büyük zebra ve antilop sürülerini takip ederek, hayvanlardan hasta, çelimsiz, sakat, ihtiyar ve yavru olanlarına saldırır. Medeniyetin av hayvanlarını uzaklaştırdığı bölgelerde normal avlarından yoksun kalan sırtlan, açlık tesiriyle evcil koyun ve sığırlara saldırabilir. Son derece kuvvetli olduğundan bir leşi yüz metre uzağa sürükleyebilir.
Sırtlanın pisboğazlığı atasözlerine konu olmuştur. Amerika Cumhurbaşkanlarından Theodore Roosevelt, bir filin içinde hapis kalmış bir sırtlanı anlatmıştı, Bu hayvan, leşin içine girmiş ve filin midesinde o kadar tıka basa karnını doyurup şişmişti ki, geldiği yoldan geri dönememişti.
Gündüz saatleri sırtlanın uyku zamanıdır. Yuvası yerin altındaki bir in, ya da kayaların arasındaki karanlık bir mağaradır. Uykusu ağır olduğundan, hiç rahatsız edilmeden burnunun dibine kadar yaklaşılabilir. Çöllerin kıyısındaki tepelik yerlerde yaşarsa da güneş batarken yiyecek aramak üzere ovalara iner.


Sırtlanın gülüşü:

Afrika'nın ağaçsız ovalarında dolaşan seyyahların, sırtlanın acayip haykırışım duymadıkları gece geçmez denilebilir.
Sırtlanın kendine has uluyuşu, matemli bir sesle başlayarak tiz perdeli bir çığlıkla son bulur. Fakat hayvan bir leşe yaklaşırken bambaşka bir ses çıkarır. Hepsinin garibi de budur. Bu, insanın kahkahasının tüyler ürpertici bir karikatürü veya isterik bir kıkırdayış olarak tarif edilebilecek bir sestir ve hayvana, «gülen sırtlan» adım kazandırmıştır. Sırtlan aynı zamanda vantriolog olduğundan, çıkardığı sese bakarak hangi yönde olduğu kestirilemez.
Sırtlan arkadaş canlısı bir hayvan değilse de, on dokuz, yirmi tanesi bazen bir leşin başında bir araya toplanır. Yiyecek yüzünden sırtlanların giriştikleri gürültülü tartışmalar gecenin sessizliğinde çok uzaklardan duyulur.


Sırtlanla ilgili gerçekler ve masallar:

Benekli sırtlan, *******i pek küstahlaşır, bu yüzden de korkulan bir hayvan olmuştur. İriliği ve yırtıcılığıyla ilgili hikâyeler ağızdan ağıza yayılarak «Nandi ayısı» denilen hayalî bir yaratığın, bulunduğu ülke yerlilerinin inanışında yer etmesine yol açmıştır. Bu esrarengiz hayvan memleketin çeşitli kısımlarında başka başka isimlerle tanınsa bile, anlatılan hikâyeler aşağı yukarı birbirinin aynıdır. Bunlarda, geceleyin yerlilere saldıran ve onları fena halde hırpalayan, ya da öldüren uzun, kır tüylü ve kana susamış bir hayvan anlatılır. Bu hayvanın çok iri bir ayak izi vardıf. Birçok beyazlar bile, bu esrarengiz yaratığın gerçekten Afrika ovalarında dolaştığına, fakat bilginlerce bilinmediğine inanırlar.
Bu hikâyelerde sırtlanın karakterini ve davranışlarım aydınlatacak kadar bir hakikat payı vardır. Benekli sırtlan'm gündüzleri insanlara saldırdığı enderse de, güneş battıktan sonra iş değişir. Yerliler sıcak *******de çok kere açıkta yattıklarından, sırtlanların saldırısına uğradıkları olmuştur. Hayvanlar önce yüze saldırdıklarından, Afrika'da, yüzlerinde bu mücadelenin korkunç izlerini taşıyan yerlilere sık sık raslanılır.
Asya'yla Afrika'nın bireok kısımlarında da ölmek üzere bulunan yaşlı kimseleri kulübelerinden, hatta köyden çıkarmak âdettir. Yerliler ölümden korktukları için, bir kimsenin aralarında ölmesine meydan vermek istemezler. Böylece, açıkta Azrail'le baş başa bırakılan ihtiyarların sırtlan için mükemmel bir ziyafet olduğunu söylemeye hacet yok. İğrenç hayvanın mezar soygunculuğuna çıktığı vakalar da çoktur.
F@sTaLaFisT@ çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:28 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.