Fİle Yakindan Bİr BakiŞ

[F@sTaLaFisT@]

Filler bugün dünyadaki kara hayvanlarının en irisi ve en güçlüsüdürler. Asya ile Afrika'daki tropikal ormanların ve otlu ovaların bu canavarları irilikleri dolayısıyla başka hayvanların saldırısından emniyettedirler.
Filin vücudu gri renkli kalın ve sert bir deriyle kaplıdır. Fakat derisinin en azından 2,5 santim kalınlığında olmasına rağmen, fil soğuğa dayanamaz. Hafif bir ayaz bile hastalanmasına sebep olur.
Filin de bütün memeliler gibi kılları vardır, fakat bu tasa, sert ve seyrek havlar gözle görülmekten çok, elle dokunulunca hissedilir. Filin kalın ve gür kirpikleri ise 12 -13 santimden uzundur. Uzun ve ipimsi kuyruğunun ucunda tel gibi kıllardan bir küme bulunur. Hintli sanatkârlar, kuyruk kıllarım ince altın şeritleriyle sararak bunlardan bilezik ve yüzük yaparlar.
Pilin başı çok iri, gözleri ufak, kulakları da büyük ve yelpaze biçimindedir. Sağlam kaslı boynunun kısa oluşu, bağım çevirebilme kabiliyetini sınırlandırır. Beyni vücudunun iriliğine kıyasla ufak sayılır.
Filin, fildişi kaynağı üst kesici dişleri gelişerek ağzın dışına uzanmışlardır. Bunlar, hayvan yaşadığı kadar uzamaya devam ederler. Fillerin atasında bu dişler daha ilgi çekiciydi. 45 milyon yıl önce Afrika' da yaşayan bu tarih öncesi hayvanın üst kesici dişleri hemen hemen dikey olarak aşağıya iner, aynca alt çenesinde bulunan bir başka kesici diş çifti ise hafifçe yukarıya yönelmiş olarak ileriye uzanırdı.
Bugünün filinin, bu kesici dişlerinden başka, üst ve alt çenelerinin iki tarafında, her bîri muazzam bir blok olan azı dişleri vardır. Hayatının hiç bir devresinde filin on ikiden fazla dişi olmamıştır. Bir diş aşınınca, tâ ki düşünceye kadar yavaş yavag öne itilir, o zaman başka bir diş arkadan kayarak düşenin yerini alır. Hayvanın, hayatı boyunca yirmi dört dişi çıkar: Bunların ilk on ikisi ise süt dişleridir.