www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 10-28-2007, 10:12 AM   #1
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8775
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Sevr’i imzalayan kaleme ne oldu?

Bugünkü yazımızda, bu anlaşmayı imzada kullanılan kalemin kim tarafından nereye hediye edildiğinden bahsedeceğim. Ali Kemal hakkında doktora tezimi hazırlarken karşıma çıkan bu bilgi karşısında o günlerde hayretimi gizleyememiştim. Kim bilir okuyunca belki de siz de şaşıracaksınız. Ama önce, o günlerde tam olarak ne olup bitmişti ona bir göz atalım.

Sevr öyle bir anlaşmaydı ki, anlaşmayı imzalamak üzere Paris'e gelen Türk Heyeti’nin başkanı olan eski Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa'ya anlaşma şartları ilk sunulduğunda: "Bu barış şartları bağımsız bir devlet kavramı ile kesinlikle bağdaşmaz!" diyerek Paris’i hemen terk etmişti.

Ahmet Tevfik Paşa'nın geri dönmesi üzerine İstanbul Hükümeti, Damat Ferit Paşa başkanlığında ikinci bir heyet gönderdi. Eski Maarif Nazırı (Milli Eğitim Bakanı) Hadi Paşa, Şura-yı Devlet (Danıştay) eski reisi Filozof Rıza Tevfik, Bern Sefiri (elçisi) Reşat Halis'ten meydana gelen bu heyet Paris'e giderek, 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nı imzaladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti bu antlaşmayı tanımadı. Meclis "Misak-ı Millî"ye yemin ederek, Türk topraklarının parçalanmasına müsaade etmeyeceğini tüm dünyaya ilân etti.

Sevr’i imzada kullanılan kalemin akıbetiyle ilgili acı gerçek yıllar sonra bir başka vesileyle ortaya çıktı. Sevr Anlaşması’na imza atanlardan olan Rıza Tevfik, 29 Mart 1922’de Darülfünun (şimdiki adıyla İstanbul Üniversitesi) Konferans salonunda bir konferans verir. Rıza Tevfik konuşmasında, “Siz Türkler bugün halâ İstanbul’da oturabiliyorsanız, bunu Düvel-i Muazzamanın âlemi İslâma olan hürmetine borçlusunuz” ifadelerine de yer verir. Öğrenciler bu sözler üzerine hep birden ayaklanırlar ve sıra kapaklarına vurmaya başlarlar. “Sus, namussuz herif” diye bağıranlar olur. Rıza Tevfik’i sustururlar.

Kalemi nereye hediye etmiş?

Başta İstanbul olmak üzere ülkenin büyük bölümü işgal altında olduğundan vatanperver gençler zaten oldukça gergindir. Öğrenciler ertesi günü, yani 30 Mart 1922’de bir toplantı yaparlar. Türk milletini aşağıladıkları gerekçesiyle hocalardan Rıza Tevfik, Ali Kemal, Cenap Şehabettin, Hüseyin Daniş ve Barsayam Efendi’yi istifaya davet ederler. Bu konudaki taleplerini de Edebiyat Şubesi Reisi İsmail Hakkı Bey’e iletirler. “Gereği yapılmazsa derslere girmeyeceğiz” derler.

Olaylar büyür ve kamuoyuna yansır. Edebiyat Şubesi Reisi İsmail Hakkı Bey 3 Nisan’da gazetelerde yayınlanan konuyla ilgili açıklamasında, ortada millî hisleri rencide eden bir durum varsa bunun belgelenmesini ister. Öğrenciler 3 Nisan akşamı sabaha kadar uyumazlar. Hazırladıkları yeni iddianameyi 4 Nisan’da ilgili makamlara verirler. Verdikleri listede her ismin karşısına bulabildikleri suç unsurlarını da ilave ederler. Adı geçen zevatın milli hisleri rencide eden söz ve fiillerine örnekler verilir.

Bu suçlamalardan en ilginci, Rıza Tevfik’in Sevr’i imzalamış olması ve imza sırasında kullandığı kalemi Robert Koleji’ne hediye ettiği iddiasıdır. Bu iddiadan sonra olayların daha da büyümesi üzerine Rıza Tevfik görevinden istifa eder.

Turan ve Türk dünyasının büyük fikir adamlarından Nihal Atsız’ın kamuoyunda "Irkçılık-Turancılık Dâvâsı" diye bilinen 1944 Türkçülük dâvâlarında mahkeme heyetine karşı yaptığı savunmada, Rıza Tevfik’in Sevr’i imzada kullandığı kalemi Amerikan Koleji'ne hediye ettiği bilgisine de yer verir.

ABD Başkanının öfkesi…

Yazı sonunda linkine yer vereceğim makalede, Osmanlı topraklarında açılan misyoner okullarının ne tür faaliyetler içinde olduğu hakkında kısa ve öz bilgi alacağınızı ummakla birlikte, vakti olmayanlar için aynı makalenin içinden aldığım iki paragrafı konu bütünlüğü açısından dikkatinize sunmak istiyorum.

Gerek Amerikan okullarında ve gerekse Amerikan konsolosluklarında görev yapan ve siyasetle iç içe olan misyonerler Türk-Amerikan diplomasisinin ve ikili ilişkilerin şekillenmesinde önemli bir rol oynamışlardır. Robert Koleji’nin kurucusu ve ilk müdürü Cyrus Hamlin (1811–1900)’in iki defa Amerika’ya başbakanlık etmiş olan Grover Cleveland (1837–1908)’a Osmanlı karasularına Amerikan donanmasının gönderilmesi tavsiyesinde bulunmuştur.

Biraz da böyle bir yapının etkisi ve neticesi dolayısıyladır ki, 1901’de Amerika Birleşik Devletleri’nin idaresi kendisine teslim edilecek olan ve her ne hikmetse 1906 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüş bulunan 26. Amerikan başbakanı Theodore Roosevelt (1858–1919), dünyada öncelikle ve herkesten evvel ezmek istediği iki ülkeden birisinin Osmanlı Devleti olduğunu açıkça beyan etmiştir.

Neden orayı tercih etti?

Son sözümüz şu olsun. Bu yazıdan amaç yabancı okul düşmanlığı yapmak ve nefret körüklemek değildir. Tarih, dünden ibret alınsın diye okunur. Ülkemizde açılan misyoner okullarının Osmanlı Devleti’nin bölünüp parçalanmasında oynadığı tartışmasız rol göz önünde tutulursa, bu okulların en bilineni ve bir bakıma sembolü olan Robert Koleji’ne Rıza Tevfik tarafından bu kalemin hangi amaçla hediye edildiği de doğrusu merak konusudur. Rıza Tevfik keşke, kendisini bu yöndeki iddialarla protesto eden öğrencilere gerçek nedeni açıklasaydı.

Bu vatana kolay sahip olmadık. Kıymetini bilelim. Son zamanlarda yaşadığımız sıkıntıları gördükçe, meseleyi kavramamız daha da kolaylaşıyor.

Rıza Tevfik bu davranışıyla nasıl bir mesaj vermek istedi dersiniz?



Notlar:

1- Doktora tezimin hazırlığı sırasında bahsi geçen konuyla ilk karşılaştığımda, bu kalemin Robert Koleji’nde bulunup bulunmadığı bilgisini teyit için okulu aradım. Fakat konu hakkında bilgi sahibi olan çıkmadı. Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Gazetecinin İnfazı (Timaş, 1997) adlı kitabıma bakılabilir.

2- Misyonerlerin Osmanlı Devleti’nin bölünüp parçalanmasındaki rolü için Prof. Dr. M. Metin HÜLAGÜ’nun ekteki makalesine göz atmanızı öneririm.
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:34 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.