![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57908
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ateş Çiçeği-24
Belki bir alaşafakta bir hain kurşunundan Belki yazı masasının başında bombalanarak Çoğu zaman bir kavganın tam ortasında vurularak Bazan yargısız infazla insanlara sevdası suç sayılarak Kahramanlar da ölür Kimi zaman uğruna bir ömür zindan yattığı güzel günlere varamadan Ama inanarak sonuna kadar Kahramanlar da ölür Ve onlar İnsanlığın yüreğine gömülür …………………………………………………………………………… Demek ki suçsuz yere öldürülen makinalı tüfek erinin kardeşi Yarbay Arif Bey'i öldürmeyi kafasına koymuş, bunu hemen o gece karanlıktan yararlanarak yapıvermişti. Hasan İzzetin Dinamo, Kutsal İsyan 4. Cilt. Sf.380 Olayla ilgili tahkikat sırasında suikastın vukua geldiği saatlerdeki iki nöbetçi ile Arif Bey'in çadırının yanındaki çadırda yatan yaveri Üsteğmen İhsan ve Karakeçili Müfrezesindeki erlerin ısrarı üzerine de Kızılcahamam Müfreze Komutanı Binbaşı Rüştü'yü tevkif ettiler. Yarbay Arif Gerede'ye asilerin üzerine gönderilen ve müfrezeyi iyi idare edemeyen Binbaşı Rüştü'yü asmak istemişti. Araya giren bazı zatlar Yarbayı bu fikirden vazgeçirmişti. Genel Kurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi yayınları, Türk İstiklal Harbi Serisi, 4. Cilt Arif Bey son derece haşin ve geçimsizdi. Bu yüzden herkes kendisinden çekinirdi. Arif, müfrezesi ile beraber Bolu'ya gitmek için ayrıldığı sıralarda, Rafet Paşa Afyon'a geldi. Ankara'dan Nazilli'ye Nazilli'den Ankara'ya sık sık gidip gelirdi. Her seferinde de Afyon'a uğrar ve bizimle görüşürdü. Bu defaki gelişinde Tümen Komutanı Ömer Lütfi Bey, Müdafaa-i Hukukçulardan Reşit Bey, ben ve Rafet Paşa akşam oturup konuştuk. Reşit Bey, Arif Bey’den şikayet etti 'kendisinin Afyon'dan uzaklaştırılmasının iyi olacağını, aksi takdirde müessif olaylar çıkacağını' söyledi. Tümen Komutanı da bu mütalaaya iştirak etti. Bunun üzerine Rafet Paşa- Merak etmeyin Arif Bey bir daha Afyon'a gelmeyecek dedi. Arif Bey'in Kızılcahamam da çadırında öldürülmesi, faili meçhul kalmakla beraber, kuvvetli bir ihtimalle Rafet Paşa tarafından hazırlanmış bir hareket olması gerekir. Maiyetindekiler Afyon'a geldikle-rinde, atını, silahını, parasını, eşyasını Müdafaa-i Hukuka teslim ederlerken Arif Bey'in en yakını Ali Çavuş'a bazı sorular sordum, 'Ben öldürdüm' demedi amma, yüzün-den onun öldürdüğü anlaşılıyordu. Nitekim Arif Bey'in bazı adamları da, Onu, Ali Çavuş'un öldürdüğünü daha sonra açıkça söylediler.. Sabahattin Selek, Milli Mücadele, 2. Cilt sf.76. …………………………………………………………………………… Gecenin en kör vakti Oturup fısıltıyla konuşmağa durdular İlk kimin aklına geldi içerdeki altınların hayali Şeytan ilk kimi dürttü Bozkır'dan yağmalanan altınlardan bir tek penez bile düşmemişti onlara Açlık çalıp - kıtlık oynar zamanda Çoğu dağlardan derlenmiş hırsız- eşkıya İlk kimin beynine düştü ihanet kurdu Halil Çavuş / Tatar Hasan / Abiloğlu / Püsküllü Esen yelden de gizli Gecenin en kör vakti fısıldaştılar Belki Rafet Paşa gizli emir vermiş idi Halil Çavuş'a O da onları düşürdü altın aşkına Bilinmez Bilinen Altınlar büyüdükçe büyüdü karanlıkta Gecenin kör zamanında Dört nöbetçi kavil etti Abiloğlu açtı çadırın düğmesini Silahını doğrultup Arif Bey'in başına Duyurmadan uyuklayan emir subayına Tetiğe basıverdi Derler ki Altınları aldılar / Sakladılar karmaşada Geriye dönerlerken eşkıyaya soyuldular İt gibi pişman oldular Yoksul sokaklarda yayıldı kara haber Bayat'tan Afyon'a ağlayıp söylediler Acı yüreğe döküldü / Dost ağladı düşman güldü Kuva-i Milliye'nin Çelik Pençesi para için öldürüldü …………………………………………………………………………… Hanı dediğimiz, beğ erenler Dünya menim diyenler, ecel aldı Yer gizledi, fani dünya yine kaldı Gelimli gidimli dünya, ahır sonu ölümlü dünya Şamil Cemsidov Kitab-ı Dede Korkud,Kültür Bakanlığı yayınları, Gel zaman git zaman oldu Çanakkale Savaş'ında gözünden vurulan Baba bir ana ayrı kardeşi Arif Bey'in Emekliye sevk edilmiş Yüzbaşı Mazhar Evlendi Zeynep Hanım'la.. Gel zaman git zaman oldu Ölümün korkusu duyuldu Bayat'ta Dediler ki o zamanın büyükleri Arif Bey dediğin ne vatanperver Öldürmüşse eğer bizim köylüler Hem de para için / hem de haince Sonları mutlak kötüdür Yaşayan görür dediler Gel zaman git zaman oldu Tatar Hasan yorgan dide dide öldü Püsküllü Kör oldu sokaklarda yede yede öldü Abiloğlu delirdi kesmeye yatırdı avradını Ölürken bar bar bağırdı Arif Bey'i ben öldürdüm Arif Bey'i ben öldürdüm öldürdüm! ... …………………………………………………………………………… Çok güvenilir dört nöbetçinin beklediği bir çadıra, onlara görünmeden gelip, çadırın bir kıyısından silahını içeri sokarak, Arif Bey'i öldürüp sonra nöbetçilere görünmeden bir insanın, ortadan yok olması, insan mantığı açısından mümkün görünmüyor. (Yazarın notu) …………………………………………………………………………… Dedi ki 'o çok uzak denizlere varsak orada gemilerimiz olsa..' Sustu hiç deniz görmemiş gözleriyle bir an bin yılmış gibi sarsak Dedi 'Nerede olursak olsak yüreğimizin demiri zehirli acıların örsünde narlanmış bizim zincirimiz yangınlara bağlanmış bir yol çileden çileye köprüler kursak gene de o çok uzak denizlere varsak Nice acılar var ki Nice insanı çökerten Yürek kızartan gönül karartan Çok gülüp geçmişiz onlara Direnmek kimliğimizdir Tarihimiz acının da tarihi Sevda bitmeyen yenilgimizdir...' Dedi ki 'Suyun hiç varmadığı çöller var Bir yanda gazel dökümü / Bir yanda çiçek sağnağı Bakma dudaklarımızın çöl olduğuna gün doğmadan neler doğar Ve yağmur bir yerlerde hep yağar...'
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|