![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8775
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() SÜNNET YA DA DIGER BIR IFADEYLE HZ. PEYGAMBER’IN KUR’AN YORUMU Dr. Mustafa KARATAS Sünnete Yönelik Saldirilar Son dönemlerde sünnetin tesrîdeki yeri ve önemi üzerinde çesitli tartismalar yasanmaktadir. Daha çok müstesriklerden ve onlarin mukallitlerinden gelen bu akimlarin gayesi, geçmiste hâriciler, mu’tezile ve sia firkalarinin yaptigi gibi müslümanlarin sünnete olan baglilik ve güvenlerini zedeleyerek Islâm’i tahrif etmektir. Allah Teâla’nin korumasi altinda ve “La raybe fîh” olan Kur’an’a yönelik saldiri ve ithamlar hedefe ulasamayinca, Islâm düsmanlari sünnetin güvenilirligine leke sürme yolunu seçmislerdir. Sahâbe ve sonrasi dönemlerde Hz. Peygamber’in sünneti ve hadislerini ögrenebilmek maksadiyla Islâm âlimlerinin gösterdikleri faaliyet ve gayretler takdire sayandir. Rihle adi verilen hadis ugruna yapilan seyahatler ve râvileri en ince ayrintilarina kadar arastirdiktan sonra hadislerine itibar eden anlayis, basta müstesrikler olmak üzere kendi bilgi kaynaklari isnatsiz ve çürük olan Islâm düsmanlarini içten içe haset ve kiskançliga sevk etmistir. Müslümanlarin sahip olduklari bu saglam kaynaklari yipratabilmenin yollarini arayanlar öncelikle Kur’an’in ilk ve sasmaz yorumu olan sünnet ve hadislere olan güveni zedelemek için firsat kollamislardir. Bunlar hadislerin Islâmiyet’in ilk devirlerinde yazilmadigini, daha sonraki sözlerin hadis adi altinda kitaplara geçtigini ileri sürerek, ilk önce, Kur’an’dan baska güvenilir kaynak olmadigi fikrini empoze etmeye çalismislardir. Esasen bunlarin çogu Kur’an’a da inanmamaktadirlar. Ancak Kur’ani tahrif ve tagyir edebilmek için hadis ve sünnet kalesinin yikilmasi gerektigini çok iyi teshis etmislerdir. Günümüzde sünnete yönelik tenkitlerin pek çogu bu anlayisin tezahürü olarak ortaya çikmaktadir. Kur’an ve Sünnet Bütünlügü Kur’an ve sünnet birbirinden ayrilmaz bir bütünün (Islâm’in) iki parçasidir. Sünnetin anlasilmasi için Kur’an’a mutlaka ihtiyaç oldugu gibi, Kur’an’in yorumu için de sünnete mutlaka ihtiyaç vardir. Sayet Kur’anin insanlara teblig ve beyani için ikinci bir ser’î delile gerek olmasaydi Hz. Peygamber’in “risalet” görevi de anlamsiz olur, belki de Kitab’in gökten zembille inmesi gerekebilirdi. Böyle bir faraziye akla nasil gülünç geliyorsa, Hz. Peygamber’in konumunu ve sünnetinin önemini inkar da o derece tutarsiz ve gülünç gelmelidir. Zira Kur’ân-i Kerim, Allah Teâlâ’dan sonra Hz. Peygamber’e itaati ve onun sözünü dinlemeyi pek çok yerde emretmektedir. Hz. Peygamber’e itaat etmeyenlerin ve onu üzenlerin yaptiklari hayirli islerinin dahi bosa gidecegini, Allah’a ve elçisi Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) itaat edenlerin cennete girecekleri, Allah’in onlari nimetine gark edecegi ve kurtulusa eren ve de basariyi elde edenin onlar olacagini haber vermektedir. Bütün bu sayilanlarin aksine hareket edenlerin ise büyük bir sapikliga düsecekleri, aci bir azab içerisinde sonsuza dek cehennemde kalacaklari bildirilmektedir. |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|