![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57905
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Analıtalar
Sürekli üst-üste bindirildi Olaylar kopuk filim gibiydi Her insanın yüreği kendi halinde sersem Öylece, devrilmiş bir duvar dibi yılanı Sürülmüş bir su yatağı Patlamış bir dağ volkanı öylece Sonra, o sönük yıldızlar Bir kandil gibi duruyordu yukarıda öylece O, pembe kazalı bir kızdı Saçları siyah, gözleri boyalıydı Yerleri avuçluyordu oyun şenlensin diye Sevgilisi saçlarını tarıyordu Gülkurusu sevdalara inatla Coştu yine gönül bağım coştu Başlayan bir türküdür bitmesin istiyorum Işıldaklar yanıp söndü Bağlamanın üstünde acı yüklü bir ağıt Öte yanda çobanların kavalı Yoz bir çaylak olmuş tırmalar gözlerimi Kızların omuzlarında sahte testiler Erkeklerin önünde yalancıktan bir tarla Birdenbire herşeyin sahtesini kabullendik Gerçekler niyetine bağrımıza basarak Birdenbire kendimizi kandırdık Durun Herkes olduğu yerde kalsın Kimse kimseye bir şey söylemesin Derler ya, “Görünen köy kılavuz istemez” İşin içine sahtelik girdi İşin içine puşluk Yalandan ağıt yakıp bizleri kandırmayın İndirin perdeleri indirin artık Özlemlerimiz bize kalsın gerçekler gelene dek İnancımız, gücümüz bizlere kalsın Bırakın, bu türkü böylece bitsin. (Şiiristan Merhaba kitabımdan alınmadır)
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|