www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 03-16-2006, 03:57 AM   #1
Bostandere
Forum Aşığı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3037
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi : Bostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan Ju-Jutsu

Bu spor dalı içinde Jiu-jitsu, Ju-do, Ai-ki-do, Karate-do v.b. disiplinlerini ihtiva eden modern bir savunma sanatıdır.

Saldırı ne şekilde olursa olsun her hareketin ve saldırının zayıf bir noktası mutlaka vardır. İşte bu spor dalında bu zayıf noktanın tespiti ile hareketin en etkili yöntemlerle önce savuşturulması, gerektiğinde engellenmesi ilkesine dayanmaktadır. Bu spor dalında saldırıda bulunan kişinin tamamen hareket ve gücünden faydalanmak suretiyle saldırgan etkisiz hale getirilir.

Ju-jutsu özellikle hiçbir koruma yöntemine sahip olmayan bayanların her tür saldırıya karşı kendilerini savunabilmesine olanak sağlamaktadır. Bu tekniklerin uygulanması dışarıdan izlendiğinde kuvvetler çarpışması şeklinde görülmez; Aksine adeta dans edercesine, rakibin etkisiz hale getirilmesinin, çok kolay ve estetik hareketlerle mümkün olabildiği görülür.

Ju-Jutsu Türkiye'de ilk defa Sensei Rafet Demir tarafından İstanbul'da öğretilmektedir.

*********************************
Jiu-Jitsu

Bu geleneksel savunma sanatı samurayların silahlarını kullanamadıkları zaman baş vurdukları tekniklerden olusmuştur.

Feodal Japonya’da bunun gibi savunma sanatlarının ‘Yawara’, ‘daito-ryu’, ‘katori-ryu’ veya ‘takeno-uchi-ryu’ öncüleri vardı. Jiu-Jitsu ismi Tokugava Ära’dan itibaren anılmaya başlandı.

Çinli Tsin-Gembin 1660 yılında Japonya’ya geldi ve daha sonra Jiu-Jitsu olarak anılacak olan savunma sanatını öğretmeye başladı.

Japon hekim A. Yoshitoki Çin’de silahsız mücadele sanatını öğrendi ve anladı ki, tekniklerin etkili yapılabilmesi için hatırı sayılır bir vücut gücüne sahip olmak gerekir. Bir kış günü Japonya’ya döndüğünde, yoğun kar yağışı altında bir çam ve bir sögüt ağacı gördü. Çam ağacının hareketsiz dalları kar yükünün altında kırılırken, söğüt dallarını yumuşakça eğiyor ve yükün altından zarar görmeden kalkıyordu. Bu olay hekimi çok etkiledi ve Yoshitokisan’in aklına; daha az güç kullanılarak, hareketleri yumuşatılarak kazanılan bir dövüş sistemini geliştirmek geldi.

Bu müsahededen sonra Tsukushi’deki Tennango Tapınağı’na döndü ve orada kendi Anatomi bilgilerinden de yararlanarak 103 yakalama hareketi ortaya çıkardı. Onun sistemi ‘Yoshin-ryu’ (Söğütkalbi Okulu ) olarak adlandırıldı.

Japon savunma sanatı 20. yüzyılda ‘Jiu-Jitsu’ adı altında dünyaca üne kavuştu. ‘Jiu’ yumuşak, ince, mülayim, ‘Jitsu’ sanat anlamına gelir. Jiu-Jitsu bir saldırının, anatomik bilgi ve fizikteki kaldıraç sistemi prensibi kullanilarak bertaraf edilmesi ilkesini içerir.
Jiu-Jitsu, 1905’te Erich Rahn tarafından Almanya’ya getirildi. Rahn 1906’da Berlin’de ilk Jiu-Jitsu okuluna açti.(Bu okul hala faaliyettedir!)


1907 yılında iki Japon kruvazörü bir donanma ziyareti için Kiel şehrine geldi. Bu fırsat Jiu-Jitsu savunma sanatını ileriye götürdü. Zamanın Keiser’i II. Wilhelm müttefiklerinin sanatlarından etkilenip, Berlin’deki askeri spor okulu için bir Jiu-Jitsu hocasi istihdam edilmesini emretti.


1922’de Alfred Rhode ve Max Hoppe hocaları Erich Rahn’in insiyatifi ile Frankfurt/Main ve Berlin’de ilk Jiu-Jitsu klüplerini kurdular. 1924’te ‘Reichverband für Jiu-Jitsu” Jiu-Jitsu imparatorluk federasyonu. İlk ferdi şampiyona (daha önce de karşılaşmalar yapılıyor idi.) 1926’da Köln’de yapıldı. 1930’a geldiğimizde Almanya’da yüzün üzerinde çalışma yeri vardi.

Jiu-Jitsu bugün harp halinde (veya acil durumda) nasıl hareket edileceğini öğreten müsabakasız ruh ve vücut idmanıdir. Jiu-Jitsu’da atış , kırış ve ‘rakibi’ bir yerden bir yere nakletme teknikleri çalışılır. Bunun dışında Anatomik noktalara uygulanan atemi adi verilen vuruş teknikleri de mevcuttur.

Modern Jiu-Jitsu kişiye kendini savunma yanında sabır, karşısındaki kişiye davranışta incelik ve harp halinde (veya acil durumlarda ) gerekli olan kendine güveni temin eder. Klasik Jiu-Jitsu’dan 19. yüzyılın sonlarında bir müsabaka sporu olan Ju-do doğmustur
__________________




Bostandere çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-16-2006, 03:59 AM   #2
Bostandere
Forum Aşığı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3037
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi : Bostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan Tai Chi

Tai Chi Chuan’ın temeli İÖ 2000 yıl önce eski Hindistan'da yapılan yoga çalışmalarına dayanır. Fakat Çin felsefesinin mabedi sayılan Saholin Tapınağı’nda doğmuş ve gelişmiştir. Tai Chi, Çin’de uygulanan 300 dövüş sanatı ve fiziksel egsersizlerinin, Hindistan’daki yoga ve meditasyon çalışmalarıyla bir karması olarak düşünülebilir.
Çin'deki dövüş sanatları "Internal arts" (İç) ve "External Arts" (Dış) olmak üzere ikiye ayrılır. İç sistemlere Tai Chi, Sheng-I ve Pa-Qua stilleri dahildir. Dış sistemlere örnek olarak Shao Lin, Long Fist, Southern Fist, Karate, Wushu stilleri verilebilir. İç ve dış sistemler arasındaki en temel fark, iç sistemlerde, yumuşaklık ve rahatlığın hakim olmasıdır. Buna karşın dış sistemlerde, kuvvet, sertlik ve sağlamlık hakimdir.
v FELSEFESİ

Tai Chi Chuan, “Supreme Ultimate Force” yani yaklaşık anlamıyla “Mükemmel Yüce Güç” şeklinde çevrilebilir. Temeli, evrensel yaşam enerjisi olan Chi enerjisidir. İnsan vücudunda, yanlış duruş, yanlış beslenme ve stresten kaynaklanan bazı blokajlar oluşur. Bu blokajlar Chi enerjisinin vücut içerisindeki akışına engel olduğundan, uzun vadede sağlıkta bozulmalar meydana gelir. Özetle Tai Chi’nin nihai amacı, bu dolaşımı sağlamaktır.
Bu “Mükemmel Yüce Güç” düşüncesi Çin gizem felsefesinde sık sık karşılaşılan Yin Yang konseptinden doğmaktadır. Bu kavram, zıtlıklar prensibine dayanan Yin Yang konseptiyle ilişkilendirilir ve “Dynamic Duality” denen karşılıklı enerjik ikilemeler (kadın-erkek, aktif-pasif, karanlık-aydınlık, güçlü-zayıf gibi) içinde sıkça kullanılır.
Tai Chi Chuan’da, kas gücünden ziyade iç enerji (Chi) ve vücut arasındaki koordinasyon önemlidir. Tai Chi Chuan hareketlerinde gözlenen büyük iç enerji akışı, zihinsel konsantrasyon, nefesin derin alınması, vücut ağırlığının ve baskısının kontrol edilmesinden kaynaklanır. Tai Chi Chuan tekniklerinin ince, yumuşak ve yavaş olması bir okyanus dalgasına benzer. Dalgaların ilerleyerek bir sonrakiyle birleşmesi sürekli bir dalga hareketi ve enerji transferine neden olur. Sürekli birbirini takip eden dalgaları andıran biçimde yapılan Tai Chi teknikleriyle de, sürekli bir enerji akışı meydana gelir. Bu akışın devamlılığının sağlanması, Tai Chi Chuan’da birincil amaçtır.

UYGULAMA

Tai Chi Chuan, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde milyonlarca insan tarafından her sabah fabrikalarda, okullarda, açık alanlarda yapılır. Tai Chi Chuan'ın, üretim sektöründe verimliliği, eğitimde gelişmeyi artırdığı söylenmektedir. Fakat bugün Batı’da uygulanan Tai Chi, yoga ve meditasyon uygulamalarından derlenmiş formlar, figürler biçimidir. Bu şekilde zincirleme hareketlerle oluşmuş pek çok Tai Chi formu bulunmaktadır.
Bu hareketlerin birçoğu orijinal savaş sanatlarından çıkarıldığı halde birçok uygulayıcı için savaş sanatları ile ilgili olan kısmı büyük bir önem taşımaz. Onlar için asıl önemli olan amaç, vücutları için motive edici egzersizlerdir. Fakat Tai Chi’nin savaş sanatları yönü de hatırı sayılır derecede ilginçtir. Çin felsefesi ve doğal tıbbında “chi” ile ilgili bir konsept bulunmaktadır. Yaşam için gerekli olan güç, bu konsept dahilindedir ve “chi” bedene bu gücü veren enerjidir.
Tai Chi’nin nihai amacı vücuttaki bu enerjinin bedenin her noktasında dolaşımını sağlamaktadır. Bu da insanda sağlık, dirilik, canlılık inançlarını çoğaltmakta, moral açıdan insanı zinde tutmaktadır. Chi’nin bu dolaşımı sinir sistemiyle ve kan dolaşımıyla da yakından ilgilidir.
Bu düşünce “Chi” ile akupunktur ve Doğu geleneksel tıbbı arasında da dirsek teması sağlamaktadır. Zaten Tai Chi Chuan'ın asırlardır sevilerek yapılması, önemli hastalıklar ve sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin bir kanıtıdır.
Tai Chi Chuan günümüzde kliniklerde, fiziksel terapide, kullanılmaya başlanmış; insan sağlığının korunmasında ve fiziki-ruhi bir kısım hastalıkların tedavisinde çok etkili olduğu doktora seviyesinde çalışmalara konu olmuştur. Bilimsel çalışmalar Tai Chi Chuan'ın yüksek kan basıncı, mide ve bağırsak ülserleri, kalp rahatsızlıkları, tüberküloz ve diğer rahatsızlıklar üzerinde etkili olduğunu göstermiştir.
Tai Chi’deki bir diğer nihai amaç, yapılan egzersizler vasıtasıyla sükuneti ve dinginliği sağlamak ve geliştirmektir. Bu hareketleri doğru ve eksiksiz öğrenmek koşuluyla bu pratikler bize bazı şeyler sağlar; Denge, hareketlerin sıra düzeni, hareketlerin ritimleri ve yine bu hareketlerin başlangıç noktasının vücuttaki yaşam merkezi olması gibi...
Böylece Tai Chi egzersizleri yürürken, koşarken, ayakta dururken ve benzeri durumlarda bizlere diğer insanlara karşı ek bir yetenek verir. Birçok uygulayıcı, bedenlerindeki duruş bozukluklarını, bu hareket düzeni ile giderebilir, stres ve gerginlikten kurtulabilir. Bundan başka meditatif doğal egzersizlerin huzuru ve sükuneti sağladığını da tekrar hatırlatalım.

HAREKETLER

Tai Chi’de yapılan hareketler olabildiğince yavaş, yumuşak ve zarif aynı zamanda figürler arası geçişler sarsıntısız ve akıcıdır. Tüm hareketler alt karın boşluğunda bir miktar havanın sıkıştırılmasıyla yapılır. Sıkışma şiddetindeki artmaya ve azalmaya bağlı olarak, sırasıyla kollar dışarı ve yukarıya yada içeriye ve aşağı doğru hareket eder.
İnsan karnının alt orta noktasında meydana gelen sıkışma, gücün ana kaynağıdır ve bu noktaya çok önemli nokta "Tan Tien" denir. Bu teknikler yapılırken, düşünce alt karın noktasına yoğunlaşır ve teknikler zihin, vücut ve enerji koordineli biçimde yapılır. Çünkü, Tai Chi Chuan teknikleri vücut uzuvlarından ziyade iç enerji kuvvetiyle gerçekleştirilir.
Tai Chi hareketlerinin orijini savaş sanatlarından geldiği için, uygulayıcıları bazı savaş pratikleri de yapar. Tai Chi prensiplerinde “push-hands” denen, iki insanın yaptığı egzersizler zaman içinde o iki insan arasında enerjik bir bağa ve bir diğerinin “chi”sine (yaşam enerjisine) cevap vermesine kadar uzanır. Tai Chi’nin bazı figürleri slow-tempo dövüş biçimidir. Bu sebeple uzun zaman Tai Chi çalışan pratisyenler dövüş sanatlarında da usta olma yoluna girerler.
Tai Chi felsefesinde esas vurgu, insanın içindeki yıkıcı enerji potansiyelinden (tekmeleme ya da yumruklama) uzaklaşmasını, bu enerjinin dağıtılmasını sağlamak, bir tehlike anında kontrolü sağlayabilme yeteneği kazanmaktır.

TARİHİ

Tai Chi’nin pratik uygulamaları, Taoizm’in felsefi konteksinde geniş bir şekilde yeralmıştır. Bu yansıma ilk kez, bilge ve gizemci Lao Tsu ve daha yaşlı çağdaşı Konfüçyüs vasıtasıyla olmuştur. Lao Tsu, İÖ 6. yüzyılda Honan eyaletinde, Taoizm’de yeni ufuklar açan “Tao Te Ching”i yazmış ve müritlerine öğretmişti. Bir felsefe olarak Taoizm, birçok ana unsurun dışında huzuru, dinginliği, doğanın güzelliğini, sessizliğini benimser ve dünyanın en düşünceli ve mistik görünüşlü sofilerinden oluşur.
Tai Chi’nin gelişimi 13. yüzyılda Çin'de yaşamış olan Chang Sang Feng isimli Taoist bir rahib vasıtasıyla olmuştur. Bu rahip, özel olarak seçtiği bir kaç öğrenciyi yetiştirmiş, Sung Hanedanı zamanında bir sır gibi saklanan ve ancak bir kaç şanslı kişinin öğrenebildiği Tai Chi Chuan, bir kaç yüz yıl sonra çok sayıda öğrencinin yetiştirildiği popüler bir spor olmuştur .
Tai Chi Chuan küçük formlardan oluşan bir çok stile ayrılmıştır. Günümüzde en yaygın bir şekilde olarak tatbik edilen beş Tai Chi stili "Yang, Chen, Wu , Sun ve Woo" Chen ailesinin çalışmalarına dayanır.
Tai Chi, özellikle Doğu pratisyenleri arasında uzun zamandır Çin kehanet sanatı I Ching ile ilişkilendirilmektedir. 8 pozitif basit I Ching trigramı ve Çin simyasının 5 elementi (metal, ağaç, ateş, hava ve su) ile Chan San-feng tarafından yaratılan 13 Tai Chi duruşu arasında düşünsel bir birlik vardır. I Ching’in 64 trigramı ve diğer Tai Chi formları arasında da başka düşünsel bağlar olduğuna da inanılır.
__________________




Bostandere çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
KARATE JUTSU ve KOBU-JUTSU Bostandere Adult eski arşiv 0 03-16-2006 03:25 AM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:28 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.