www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 04-01-2006, 05:32 PM   #1
Bostandere
Forum Aşığı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Mesajlar: 4,764
Teşekkür Etme: 111
Thanked 1,308 Times in 803 Posts
Üye No: 4863
İtibar Gücü: 3033
Rep Puanı : 65437
Rep Derecesi : Bostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond reputeBostandere has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan Gizli Gerçek - Atlantis

Günümüz araştırmalarının saptadığı bir konu
Mayalar'ın ve Mısırlıların şaşırtıcı bir biçimde benzer bilgilere sahip
olmalarıdır. Piramit mimarisi, ortak mitolojik anlatılar, ortak bir Tufan
efsanesi... Bu iki topluma Yunanlıları da ekleyebiliriz. İlginç olan
modern tarih bilimimize göre ayrı kıtalarda yaşayan bu iki toplum
1492'deki Kolomb'un keşfinden önce birbirlerinden haberleri olmamalıydı.
Varılabilecek ilk sonuç, bu kadar birbirine uzak iki ırkın bu
bilgileri ancak ortak bir kaynaktan öğrenmiş olabileceğidir. Platon'un
diyaloğunda Atina'nın kanun koyucusu Solon'a, Mısır'da bir Mısırlı rahip
tarafından geçmişle ilgili bilgiler aktarılır. Dünya'nın perdiyodik
yıkımıyla ilgili Maya inancını hatırlatan sözlerle, bu rahip Solon'a
kendilerinin "Dünya Tarihi" konusunda Yunanlılar'dan daha fazla bilgiye
sahip olduklarını açıklar:"Siz (Atinalılar) birçok "Tufan" olmasına
rağmen sadece bir tanesini hatırlıyorsunuz... Siz ve yurttaşlarınız,
kurtulan birkaç kişinin soyusunuz, fakat bununla ilgili hiç bir şey
bilmiyorsunuz. Çünkü birçok nesil hiç bir yazılı belge bırakmadan yok olup
gitti "Platon'un kayıtlarına göre, şimdiki Atlantik Okyanusu'nun
ortasında bir zamanlar büyük bir "Ada Kıta" vardı."Bizim kayıtlarımız
, siz Atinalılar'ın, Atlantik Okyanusu'ndaki yerinden, Avrupa ve Asya
kentlerini işgal etmek için küstahça çıkan o büyük gücü nasıl kontrol
altına aldığınızı anlatır. O zamanlar Atlantik deniz yoluyla gidip gelmeye
elverişliydi. Sizin Herkül Kayalıkları adını verdiğiniz boğazın karşı
tarafında, Asya ve Libya'nın birleşiminden daha büyük bir ada vardı.
Yolcular bu adadan diğer adalara ; diğer adalardan da okyanusu çevreleyen,
tamamen karşıdaki kıtaya ulaşabiliyorlarıdı..."Kolomb devrinden 1800
yıldan daha eski bu metin (ki diyaloğun tarihi daha da eski) Atlantis'in
varlığını ve yerini anlatmaktan da öte , Mısırlılar'ın en azından Amerika
kıtasını bildiğini gösteren ideal bir kaynak.Hatta bu metni Platon'un
yazdığını dikkate alırsak Yunanlılarında... Aynı metin şu şekilde devam
eder,"Atlantis Adası'nda, bütün adayı olduğu kadar diğer adaları ve
kıtanın bazı bölümlerini ; ayrıca boğaz boyunca Mısır sınırına kadar
Libya'yı ve Tyrrhenia'ya [Tuscany] kadar Avrupa'yı yöneten, güçlü ve
dikkate değer krallar hanedanı vardı."Anlaşıldığı kadarıyla Atlantis
, batı Avrupa'yı , Kuzey Afrika'nın büyük bölümünü, Atlantik adalarını ve
metinde bahsi geçen kıtanın, Amerika kıta'sının bazı bölümlerini yöneten
ve dünya üzerinde de önemli bir nüfuzu olan güçlü bir medeniyetti. Bununla
yetinmedikleri, Güney'e doğru açılma ve Yunanistan'la Mısır da dahil olmak
üzere Doğu Akdeniz'deki kentleride kontrolü altına almak istedikleri
ortadadır. İşgalcilere karşı koymak üzere bir itilaf oluşmuştur fakat bu
işgalcilere karşı koymak ve Doğu ve Batı Akdeniz yerlilerinin tümünü
kurtarmak Atina'ya düşmüştür. Burada ifade edilen savaş muhtemelen,
Atlantis'in son zamanlarında Atlantis'te yaşanan pozitif güçlerle negatif
güçlerin arasında geçen büyük savaşın bir yansımasıydı. Çünkü her iki
grubun temsilcileri de yaklaşmakta olan "Büyük Tufan" dan haberdar
oldukları için çevre kıtalara göç etmeye başlamışlardı. Platon'un diyaloğu
şöye devam eder,"Daha sonra müthiş şiddette depremler ve seller oldu
ve bir tek korkunç gün ve gecede sizin tüm [Atinalı] savaşçılarınız toprak
tarafından yutuldular. Atlantis Adası da benzer şekilde deniz tarafından
yutuldu ve yok oldu. Bu yüzden bugün, o bölgedeki deniz yolculuğa
elverişli değildir, çünkü yüzeyinin altı batı adanın kalıntılarıyla ve
çamurla kaplıdır."Critias metinlerinde , Herkül Kayalalıkları'nın
içinde yaşayanlarla dışında yaşayanlar arasındaki savaşın ilanından beri
9000 yıl geçtiğinden bahsedilir. Evet, savaş burada da karşımıza çıktı.
Savaşın ne kadar sürdüğü belli değil ancak Atlantis'lilerin Libya ve
Tuscany'e kadar tüm Avrupa'ya göç etmelerinden önce başladığı açıkça
belirtilmiştir. Platon'un M.Ö.350 civarında tuttuğu bu kayıtlara göre
M.Ö.9500 civarındaki bir tarihi diğer bir değişle yaklaşık 12,000 yıl
öncesine bakmış oluyoruz. Yani Tufan'ın olduğu tahmin edilen tarihlere...
Buraya kadar anlattıklarımızla ilgili bir ikileme de değinmek
gerekiyor.Klasik Mısır Bilimcileri bize Mısır Uygarlığı'nın, M.Ö.
3100 civarında İlk Hanedanlıkla birlikte başladığını söyler. Yine bu
klasik yaklaşım bundan önceki dönem Mısırlılar'ının avlanarak geçinen
göçebeler olduğu şeklinde bir bilgi verir. Peki bu insanlar Platon'un
bahsettiği zamanda , tüm dünyayı etkileyen böyle bir savaşla ilgili bir
kayıt tutabilirlermiydi?Bir tarafta, Atlantiğin diğer tarafındaki
Amerika'nın varlığını ve Atlantis'i anlatan, ünlü filozof Sokrates'in
öğrencisi Platon; diğer taraftaysa Atlantis'i yalanlayan klasik bilimin
iddiaları... Bu kördüğümü çözmenin tek yolu farklı kaynakları da katmaya
çalışarak sorulara cevaplar bulmaktan geçiyor.Atlantiğin ortasında
bir ada/kıta var mıydı?Atlantis efsanesine bilimin kesin olarak
"hayır" diyememesinin ilk sebebi bu konuyu Platon'un anlatıyor olmasıdır.
Böyle bir kişinin anlattığı bir konu reddedilmeden önce ciddi bir şekilde
incelenmelidir.Ortaya atılan ilk iddia Atlantis Uygarlığı'nın aslında
Girit olduğu fikridir. Girit (Minos) uygarlığı, komşu Thera (Santorini)
Adası'ndaki M.Ö. 1400 civarında şiddetli bir volkanik patlamayla sona
ermiştir. Bu yerel felaketin yol açtığı dev gel-git dalgaları Girit'in
sahil kesimlerini yok etmiş ve Minos Uygarlığı'na, önemli ölçüde zarar
vermiştir. Minoslular, Atinalılar'ın ezeli düşmanları olması , Atlantis
Efsanesini mantıklı olabilecek bir anlatıma kavuşturabilir. Fakat bu
argümanın en önemli problemi, Platon'un Atlantis'in Herkül Kayalıkları'nın
ilerinde uzandığını ve Batı Avrupa'yla Libya'yı işgal ettiğini
söylemesidir. Metnin hiçbir noktasında Girit'le ya da Doğu Akdeniz
yerlilerinin karşılaştığı her hangi bir bağlantı kurulmamıştır.
Atlantis'i bulmak için efsaneleri, çevresindeki folklöre etkileri,
sağladığı paralellikleri araştımak gerekir. Amerikalı bir meclis üyesi
olan Ignatius Donelli tarafından yazılmış "Atlantis: Tufandan önceki
Dünyadır" isimli kitapta şu görüşlere yer verilir:"Platon bize;
Atlantis'in ve Atlantik Okyanusu'nun isimlerini, Poseidon'un(Yunan deniz
tanrısı) en büyük oğlu ve krallığın kurucusu olan Atlas'tan aldıklarını
söyler. Afrika Kıtası'nın Atlantis'e en yakın kısmında, çok eski
zamanlardan beri Atlas dağları olarak bilinen sıra dağlar vardır. Atlas
ismi Atlantis'in yüce kralını isminden gelmiyorsa, nereden geliyordur? Ve
eğer bahsedilen dağların kökü buradan gelmiyorsa onların Afrika'nın en
Kuzey-Batı köşesinde bu isimle anılmasının sebebini nasıl açılayabiliriz?
Ve nasıl oluyorda Heredot zamanında bu sıradağların yakınında "Atlantes"
adı verilen ve muhtemelen Solon'un adasındaki kolonilerden birinin
kalıntıları olan insanlar yaşıyordu. ...Şuna bakın! Afrika kıyılarında
bir Atlas Dağı; Amerika kıyılarında bir Atlan kenti; Afrika'nın Kuzey ve
Batı kıyılarındaki "Atlantes" ; Aztlan'daki Aztek insanları ; iki kıta
arasında kalan Atlantik okyanusu ; Dünyayı omuzlarında taşıyan mitolojik
ilah Atlas , ve Atlantis Adası'nın hatırlanmayacak kadar eski gelenekleri.
Tüm bunlar sadece basit bir tesadüf müdür? Atlantis gerçeğini kabul
etmeden Eski Mısırlılar'ın yazıtlarında kendilerini "kızıl adam" olarak
tasvir etmelerini nasıl açıklarız? Ve diğer yandan, Orta Amerika'nın
yazıtlarındaki Negro tanıtımını nasıl değerlendirebiliriz?" Chichen
Itza'daki kaşifler tarafından görülen uzun sakallı erkeklerin
heykellerinin haricindeki küçük kafalı kalın dudaklı ve kıvırcık saçlı
uzun insan figürlerine Negrolar (zenciler) denir. "Negrolar hiç bir
zaman deniz geçen bir ırk olmamalarıyla birlikte, bunların Orta
Amerika'daki varlıkları aşağıdaki iki konudan birini kanıtlar: Ya Atlantis
üzerinden Amerika ve Afrika arasındaki kıta bağlantısının varlığını; ya da
Atlantisliler veya diğer bir uygar ırkın gemiler yoluyla Amerika ve Afrika
arasındaki ticari ilişkilerini..." Aslında hangisini alırsanız alın,
vardığımız sonuçlar şunlar oluyor: Atlantis ismiyle anabileceğimiz
yaklaşık M.Ö 9500 civarı bir medeniyetin varlığı Bu uygarlığın
Avrupa, Afrika, Ortadoğuya olduğu kadar Amerika kıtasında da etkin bir
güce sahip oluşu Atlantislilerin negatif ve pozitif güçler olarak
tabir edilen kuvvetler arasında başlangıç zamanı ve ne kadar sürdüğü
bilinmeyen bir savaşın yaşandığı Süren savaş sırasında
Atlantislilerin yakında gerçekleşecek "Tufan" dan kaçabilmek için Doğu
Akdenizi işgale kalkışmaları ve Atinalılarla savaşmaları Tufan'ı
önceden tahmin edebilecek bir bilgi düzeyine sahip, dolayısıyla gelişmiş
olduğu düşünülecek bir medeniyet. Atlantislilerin yok olmasına neden
olan Tufan'dır.Kayıp kıta Atlantis. Şimdi nerede? Atlantis
gerçekten bir zamanlar Atlantik Okyanus'unun ortasında yer alan büyük bir
kıta idiyse, bugün neden deniz seviyesinde ondan en ufak bir iz yoktur ?
Acaba, Tufan'ı anlatan metinlerde de bahsedildiği gibi kıta parçalanarak
tamamen sulara mı gömülmüştür ? Aslında durum bunun tersidir...
Kuzey Atlantik Okyanusu derinliklerinde araştırma yapılacak olursa
kıtasal kabuk yerine derin su kütlesiyle karşılaşılır.. Asor Adaları'nın
bulunduğu bölgede Kuzey Atlantik sıradağları uzanır. Bu dağlar bazı
yerlerde okyanus yüzeyinin sadece 200 metre altındadır. Bu pek ümitli bir
kanıt gibi görünmemekte. Çünkü, iki tektonik plakann olduğu bir alandır
burası aynı zamanda. Alman yazar Otto Muck , "Atlantis'in Sırrı"
isimli kitapta Atlantis'i bulma çabasına girişmiştir. Kıtaların sürüklenme
hareketinin bir zamanlar Atlantis diye bir kıta olması olasılığını ortadan
kaldırdığını kabul etmeyerek, yeni bir incelemede bulundu. Güney Amerika
ve Afrika Kıtaları'nın ana hatlarının birbirine mükemmel şekilde uyduğu
fakat Kuzey Atlantik kıyısındaki kıtaların uymadıkları farkediliyordu.
Ayrıca Avrupa'dan çıkan paleontolojik bir kanıta göre, son Buzul Çağı'nda
bir buz kütlesinin 52. Paralel'e kadar (Londra) Güney'e ulaşabilmesinin
sebebi , onu durdurabilecek bir Gulf Stream akıntısının olmayışıdır. Eğer
Gulf Stream bugün yaptığı gibi o zaman da Kuzey Avrupa kıyılarına ılık su
getirseydi, buz o kadar Güney'e gidemezdi. Gulf Stream akıntısının
olmayışını, bu akıntının M.Ö. 10,000 civarına kadar Atlantik Okyanusu'nun
ortasındaki bir kara parçasının engellemesine bağlamak mümkündür. Bu
akıntı, ancak Atlantis battığında Kuzey Atlantik kıyısında ki kara
parçalarına ulaşabilmişti.Günümüzde , Kuzey Atlantik'te bir boşluk
vardır. Ve bir parça daha eklemeden Kuzey Atlantik'teki kıtaları birbirine
uyumlu hale getiremeyiz. Dolayısıyla başlangıçtaki tek kıta olan Pangea'yı
oluşturamayız. Bu mantıktan yola çıkarak günümüzün küba, bahama, bermuda
adaları bu büyük kara parçasının geride kalan kısımları veya aynı bölgeyi
kaplayan yaşıtı adalardır. Her iki durumda da Atlantislilerin buralarda da
yaşadıklarını varsayabiliriz. Peki geriye hiçbir kalıntı veya iz
kalmamışmıdır?1877 yılı Mart'ında doğmuş olan Edgar Cayce'in
anlatılarını saymazsak, 1968'e kadar hiç bir iz kalmadığı sanılıyordu.
Edgar Cayce, 23 yaşındayken birden sesi kısılıvermişti. Doktorlar aylarca
süren çalışmalarına rağmen hiçbir çare bulamadılar. Hiç iyileşmeyecek gibi
görünüyordu. Son çare olarak tavsiyeleride göze alarak "oto-ipnozu"
denemeye karar verdi. Ve herkesi şaşırtan bir sonuca, ipnoz altında
konuşabiliyor olmaya ulaştı. Kendisinin ipnoz altındayken verdiği öneriler
doğrultusunda yapılan tedavi kısa sürede sonuç verdi ve sesi iyileşme
sürecine girdi. İpnoz altındayken "Şuuraltı Gücünden Yararlanma Tekniği"
ni geliştirdi ve bunu başkalarının hastalıklarını iyileştirmekte kullandı.
<BR>Bugünkü yaşantımızda da varolan sahte medyumlar, falcılar gibi
görünsede ileriki zamanlarda durumun böyle olmadığı anlaşıldı. 40 yıl
boyunca günde iki kere bu tekniği kullanarak, insanlara geçmişleri,
gelecekleri ve pekçok konuda bilgiler sunmaya devam etti. Uyandığı zaman,
ipnoz altında söylenenleri kesinlikle hatırlamıyordu. Şüphecileri susturan
şey ise, bu adamın gerçekleri söylediğinin defalarca kanıtlanmasıydı.
Önerdiği bitkiler, bezen bilinmeyen ilaçlar gibi daha önce bilinmeyen
konulara değiniyordu.Cayce'nin yaptığı anlatımlar dikkatlice muhafaza
edilmiştir. 2500 civarı kayıt tutulmuştur. Ve anlatılarında Atlantis'e de
değiniyordu. Onun tarif ettiği Atlantis son derece gelişmiş bir
uygarlıktı. Ancak zaman içinde ellerindeki kozmik bilgileri bazı
Atlantisliler negatif yönde kullanmaya başlamışlardı ve böylelikle
Atlantis iki ayrı gruba ayrılarak büyük bir savaşa sahne olmuştu.
Şaşırtıcı olan anlatılarında bugüne uyarlanabilir kelimeler kullanıyor
olmasıdır. Teknoloji olarak gelişmiş (uçaklara, lazerlerle ve diğer
cihazlarla) bir uygarlığın kozmik gerçeklere sırt çevirişinin ve kendi
materyalizminin zevklerine dalışını anlatmıştır. Atlantisliler'in doğal
güçleri yanlış kullanımından doğan bir dizi felaket, adalarının yok
olmasına sevep olduğunu ve aynen Platon'un anlattığı gibi ve sanki
yaşamışçasına net bir biçimde anlatmıştır. Büyük felaketten kurtulan
insanların daha sonra diğer kıtalara göçlerini anlatmaktadır. Felaket
sırasında Atlantis'lilerin tümü ölmemiştir. Bir çoğu gemilerle kaçmış,
diğerleri de çok önceden denizaşırı ülkelere göç etmişlerdi. Yani Kuzey
Afrika'ya, İspanya'ya, Batı Avrupaya gittiler. Kendi topraklarından
kaçarken yeni toprakları işgale giriştikleri belirgindir. Ve buda
Atina'lıların karıştığı savaşa neden olmuştur.Tevrat'ta "Nuh'un Gemisi"
nin Ağrı Dağı'nda karaya oturduğu ve Nuh'un Sami, Hami ve Japheth adında
üç ırkın atası olan üç oğlu olduğu anlatılır. Eğer Nuh'u , Mısır'daki
Osiris dinindeki Osiris'le bir tutarsak, Nuh'un oğullarını da Mısır'ın üç
kurucu ırkı olarak yorumlayabiliriz. Kırmızı derili Atlantisliler, Beyaz
Ariler(Ağrı Dağı'ndan ve doğudan gelen beyaz derili ırk) ve siyah
Mısırlılar. Osiris'in birleşik ve çok farklı bir krallığı yönettiğini
söyleyen varsayım , Cayce'nin varsayımıylada bağdaşır. Fakat Cayce
sadece bunları anlatmakla kalmamıştır. Anlatılarının çoğunda Atlantis'ten
kurtulanların kendi tarihlerine ilişkin kayıtlarıda getirdiklerinden
bahseder. Bu kayıtlar, Giza Piramitleri'nin önünde, nöbet tutar gibi duran
Büyük Sfenks'in yakınlarındaki bir odada, ikinci kopyaları, kurtulan diğer
insanlarca Meksika'nın Yukatan bölgesinde bir yere gömülü durumdadır.
Iltar adındaki bir rahibin, Atlantis Kraliyet soyundan bir grupla
birlikte, Poseidia'yı (Ana adaları) erkettiğini ve Yukatan'a gittiğini
iddia eder. Iltar ve beraberindekiler burada Atlantis'e benzer bir
medeniyet kurmaya başladı. Iltar'ı , Mayalar'ın daha sonraları
öğretmenleri Zamna olarak saygı duydukları kahinle aynı kabul
edebiliriz.... Cayce'in konumuzu da ilgilendiren en ilginç varsayımı
ise bugün Florida açıklarında bulunan ve Bimini Adaları olarak bilinen
bölgede Atlantis'e ait kalıntılar olduğu yönündeydi. Ve gerçektende 1968
yılında bu bölgede deniz altında yapılan keşif sonucu Scott taşları
denilen yıkıntılar ve Bimini yolu denilen ve tüm adaları dolaştığı
düşünülen taştan yapı keşfedilmiştir. Bimini adası ve Piri Reis'in
haritası ! Şimdi düşünüyor olmalısınız. Piri Reis'in haritasının
burada ne işi var diye. Malesef pek çoğumuz, ki bu pek çoğun içinde türk
"bilim" adamlarıız önemli bir grubu oluşturmakta , Piri Reis'in bir harita
yaptığından başka birşey bilmiyoruz. Öncelikle harita hakkında kısaca
bilgi vermemiz gerekli. 1513 yılında yapılan bu harita 1929 yılında
Topkapı Sarayı bir müzeye dönüştürülürken ortaya çıkarılmıştır. Bütün bir
dünya haritası olan haritanın sadece 2 parçası ele geçirilebilmiştir. Peki
ne var bunda? Sadece bir harita diyenleriniz olacaktır. Evet, Piri Reis'in
haritası gerçekten bir harita. Ama içeriği gerçekten tartışmaya değer
özellikler taşıyor. Amerika'nın 1492 yılında keşfedildiğini göz önüne
alacak olursak, bu haritanın Tüm Kuzey ve Güney Amerika'nın Atlantik
Okyanusu'ndaki kıyılarını, Karayip adalarını, Avrupa'nın ve Afrika'nın
yine Atlantik'teki kıyılarının bir kısmını içermekte. Ve dünya da merak
uyandıran özelliği ise keşfedilişinden yüzlerce yıl önce Antartika'nın da
bu harita da var olmasıdır. Üstelik modern haritalarda bildiğimiz şekliyle
değil, Antartika'nın binlerce yıl önceki, üzerinde buz olmayan halinin tam
bir kesinlikle çizili olmasıdır. Bu da bilim dünyası için tam bir
muammadır. Bilim dünyasındaki yaygın kanı ise, bu haritayı Piri
Reis'İn kendisinin çizmediği ; bir veya birden fazla "orjinalinden" kopya
edildiği şeklinde. Bu orjinal haritanın ne kadar eski olabileceğini tahmin
edebiliriz. Ama biz asıl konumuza dönelim. Piri Reis'in haritasının
Atlantis'in yerini de gösteriyor olabileceği ihtimaline. Ve işin
ilginç yanı bu adayı belirtmek için (eski haritalarda bir bölgeyi
tanımlamak için oraya özel olan şeyler resmedilirdi. Avusturalya'yı
kanguru ile işaretlemek gibi)dörtgen ve ard arda sıralanan taşların
kullanılmış olması. Aynen Bimini'de su altında bulunan insan boyutlarına
göre gerçekten büyük taş yol/yapı gibi.Deniz yüzeyinde 18 feet
aşağıda olan bu yapı ancak açık bir havada bir gemiyle tam üzerine
gelindiğinde fark edilebiliyor. Bahamalarda yaşayan Taiano kabilesinin
kullandığı Taino dilinde Bimini kelimesi "Eski duvar adası" manasına
gelmekte. Yani daha önceleri su yüzeyinde olduğu manasını vermekte.
Kristof Colomb ve İspanyol denizciler buralara geldiklerinde bu dili
bilmediklerinden bu bilgiyi onlar edinemeyeceklerine göre ve bu eski dil
1645'te Raymond Breton tercüme edene dek bilinmediğine göre Piri Reis
1513'te yaptığı bu haritaya bu bilgiyi nasıl ve nereden eklemiş olabilir?
__________________




Bostandere çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
köy yerinde yer yatağında gizli çekim kız çıtırımsı zaten ama gerçek amatörler axe86 Türk Video 5 09-13-2009 02:05 AM
Atlantis yuvaya döndü ÇaKıR- Eskiler (Arşiv) 0 02-20-2008 08:30 PM
Atlantis 24 Ocak'ta yolcu F@sTaLaFisT@ Eskiler (Arşiv) 0 01-06-2008 01:21 AM
Atlantis M@D_VIPer Eskiler (Arşiv) 1 10-27-2006 06:26 PM
Atlantis 28 Ağustosta uzaya gönderilecek CaKaLBoT Eskiler (Arşiv) 4 08-03-2006 06:04 AM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:43 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.