![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8775
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Direnişin Yolu Güçlü İradedir, Gelin Mürid Olalım
"Ve sen kendin, sabah akşam Rabbini çağıran, O'nun rızasını talep edenlerle beraber diren, sabret. Onlardan, dünya hayatının süslerini talep ederek gözünü ayırma. Sakın, kalbini zikrimize kapattığımız ve hevasına uyan kişiye uyma. Onun hali ifrattır." (1) Alemlerin Rabbi olan Allah'a(cc) hamd, mazlumların önderi Hz Muhammed'e (s.a.v), Ehlibeytine ve seçkin ashabına salat ve selam olsun. Rabbim onların yolunda gidenlerden razı olsun bizleride onlardan eylesin. Değerli kardeşler; sizleri ve tüm müslümanları Allah'ın selamı ile selamlıyorum. Rabbim inanların ve mazlumların yardımcısı olsun. Bugün sizlere, Rabbimin bir çağrısının anlatmaya çalışacağım. Bu çağrı yolda yürürken bizi güçlendirecek Rabbani bir azıktır. Bu azığın adı 'MÜRİD' olmaktır. Mürid kelimesi bugün tahrif edilmiş hali ile tanınıyor. Mürid dendimi akla tarikat veya Şeyhler gelir. Oysaki Kur'an'da mürid kelimesi bu formu ile geçmez. Ancak sözkonusu kelime Kur'an'da farklı formda geçen 'İRADE' kelimesinin özne halidir. O halde önce 'İRADE' kelimesinin anlamlarını kavramamız gerekir. Ve daha sonra şu sorular cevap arayarak hutbemi ayetlerle izah edeyim. İrade nedir? İrade nasıl güçlenir? İrade nasıl zayıflar veya kayıp edilir? Tüm alanlarda insanın yürümesini ve direncini sağlayan irade olayıdır. Bunun da yolu 'MÜRİD' olmaktan geçer. O halde nedir bu diri kelimenin sözlük anlamı? Kökü arapça olan bu kelime ( Re, Vav, Dal) harflerinden oluşan (RADE: Bir şeyi taleb etti, yani istedi.) fiilinden türemiş. Fiil formu 'Erade: Bir şeyi diledi, sevdi, istedi, yüklendi, büründü ve bir şeyi bekledi. Anlamlarına gelen fiilden türemiş. Bu anlama göre MÜRİD: Bir şeyi isteyen, seven, dileyen, yüklenen, bürünen ve bekleyen anlamlarına gelir.(2) Sözlük anlamlarını kavrarsak 'ben birilerinin müridiyim, ben falan yolun müridiyim, bana mürid ol, benim müridimdir vs gibi ifadelerin ne tehlikeli ifedeler olduğunu anlamak zor olmuyor. Tüm sözlük anlamlarında fail olan kişinin bir hedefi olduğu anlaşılıyor. İrade ile bir şeyler hedefe konarak O'na yöneliyor. O gayedir. Yol O'na gider. Tüm isteklerin hedefinde ona yöneliş vardır. Zaten başarının yoluda budur. Akif (rha) iradeyi ve azmi anlatan bir şiirinde şöyle bir misal verir. "Şarkın mükemmel ruhu olan bizim Sa'di Bir hakikat dersi veriyor işte meali: Vaktiyle beş on gurup sahraya düzüldük; Gündüz yürüdük hep, gece bir menzile geldik. Çok geçmedi, baktım, bir adam hasr ü gaib (perişan) Koşmakta... Meğer eylemiş evladını gaib Biçare gidip haymelerin (çadırların) hepsine sormuş; Bir taş görmüş ise hemen oğluna yormuş, Avere peder (baba), nerede bulursun onu! Derken... Gördüm ki ciğer-paresini tutmuş elinden, ...... Taşımış da gözünden akıyor şimdi surur (sevinç) ...... "Evladımı buldum.... Nasıl amma? Onu bilsen... Karşımda ne görsem, o! Dedim geçmedim asla. Aldatsa da tahminimi binlerce heyula, (hayal) Azmimde futur eylemedim, ye'si bıraktım... Mademki dünyadadır elbette bulacaktım... Kumlarda yüzüp, zülmetin a'makına (derinliğine) daldım... Hep ruh kesildim... Ne boğuldum, ne bunaldım. Tevfik-i İlahi edip en sonra inayet, (İlahi yardım)- Gördüm gözümün nurunu nihayet" (5) Demek ki; tüm hayatın merkezine hedefte olanı yerleştirmek gerekiyor ki, O'na ulaşılsın. Aynı şiirde ki babanın her tarafı yitirdiği oğlunu görmesi gibi. Bu girişle yukarıda verdiğim ayeti görelim. Ayet Resul'a (s.a.v) hitap ediyor. Ona emir var. Ve ayet Resul'tan (s.a.s) bir guruptan ayrılmamasını istiyor. Bu gurup övülüyor. Ve aynı zamanda tanıtılıyor. Onlar yaptıkları salih amellerin hedefi ile övülüyorlar. Yine Resul bir tiple beraber olmaktan nehy ediliyor. Ve bu kişiliğin üç vasfıda arka arkaya sayılıyor. -Emre ve nehye muhatap RESULALLAH (s.a.s), Nefsini onlarla tut, onlarla diren ve sabret, Dünya hayatının süsünü isteyererk, sakın gözünü onlardan ayırma. -Övülen gurup ashabı kiram (r.a), SABAH AKŞAM RABB'LERİNİ ÇAĞIRIRLAR ONLAR RABBİN RIZASINI DİLERLER YANİ O'NUN MÜRİDİDİRLER. -Yine nehye muhatap Resul (s.a.s) SAKIN İTAAT ETME, YANİ ONA UYMA. -Yerilen kişilik: Kalbi zikrimize kapatılan, Hevasına tabii olan, Ve işi ifrat olan Burada iki irade vardır. Birinin hedefinde RABB, diğerinde DÜNYA yatıyor. Biri iradesini Rabb'e tahsis etmiş, diğeri hevaya. Bir Rabb'e mürid olmuş, diğeri dünyaya. İşte hayata bakış buradan belirleniyor. Övülen gurup Allah Resulunun (s.a.v) ashabıdır. Tefsir kitapları ayetin inişi ile ilgili isimler vererek şu rivayetleri veriyorler. Kureyşin ileri gelenleri Resul'a (s.a.v) iman eden ve yanından ayrılmayan, fakir ve kimsesiz, elbiseleri yırtık olan, Suheyb, Ammar, Bilal, Habbab, ve Abdullah ibn Mes'ud gibi güzel insanları yanından ayırma şartı ile müslüman olmayı teklif ederler. Bunun üzerine ayet indirirlir ve onların isteği redd edilir. Ve gerek ayetten ve gerek rivayetlerden anlaşıldığına göre Resul'ın (s.a.v) onların Müslüman olmaları arzusu ile isteklerine meyil göstermiş ve Rabbi onu uyarmış ve ona yol göstermiş. (4) Böylece iki şey belirginleşmiş oluyordu. Dinin maslahatı dinin korunmasıdır. Çıkarcı yaklaşımla din korunamaz iyi niyetle bile olsa ki, Allah resulu (s.a.s) şüphesiz iyi niyetli idi. İkincisi bu din sosyetenin, zenginlerin dini değildir. O iradesini Rabb'ine has kılanların yoludur. Onun motor gücü Allah'a imandır. Merkezinde Allah vardır. Nitekim irade konusunu kitabında işleyen İbni Cevziyye şu tanımları getiriyor: "İrade hakk'ın talep edilmesinde kalbin doğrulmasıdır. Veya İrade hakikata çağırana icabet etmektir." (5) Tabi burada yazar olması gereken iradeyi veya mümin'in iradesini tanımlamış. Kurtuluşun yoluda başladığı gibi kişinin hidayetini sonuna kadar korumasıdır. Onun şartları vardır. Bu şartlar yukardaki ayette geçen özellikler ve daha Kur'an'da zikr edilen nice ayetlerde geçer. İşte bir örnek. "....Ve Allah (c.c) kulları görür, onlar ki şöyle derler: EY RABBİMİZ! BİZ İMAN ETTİK. BİZİM GÜNAHLARIMIZI BAĞIŞLA VE BİZİ ATEŞ AZABINDAN KORU o kullar şu vasıfları ile tanıtılırlar: -SABR EDENLER: Direnenler yolu yarıda bırakmayanlar. Hedefi sabit tutanlar. -SADAKAT GÖSTERENLER: Verdikleri sözü tutanlar ve sonuna kadar ona bağlı kalanlar. -KUNUTTA OLANLAR: Yani namaz kılanlar veya dimdik olanlar. Başkasına eyilmeyenler. -İNFAK EDENLER: Allah (cc) yolunda mallarını ve canlarını severek verenler. -SEHERLERDE İSTİĞFAR EDENLER: Rabbinden bağışlama dileyenler." (6) Ayetlerde iki sefer günah olayı geçiyor. İkisinde de günahların bağışlanması dileniyor. Çünkü direnişi kıran günahtır. İradeyi zayıflatan ve ona ağır darbeler indiren yine günahtır. Azmi yıkan günahtan uzaklaşmanın yoluda Zikirdir. Yani Rabbi anmadır. Zikir, yani ibadet iradeyi güçlendirecektir. İşte kardeşler mürid olayını bu şekilde anlamak gerekir. Bunun yoluda Allah Resulunun (s.a.s) yaşamını kavramak ve hayata geçirmekle mümkün olur. O halde diyorum ki, gelin mürid olalım. Falana, filana , hatta Resul'ada (s.a.v) değil, Allah'a mürid olalım. Resul'ın (s.a.v) olduğu gibi. Bizim, ailemizin ve de insanlığın kurtuluşu Allah'ın (cc) muridi olmadadır. Onların örneği kimdir sorusuna iki cevabım var: BİR: Hütbeme başlık yaptığım ayet Kehf süresinde geçer. Bu çok anlamlıdır. Allah (cc) müridanı kimdir? Sorusuna açık cevap getiriyor. Allah'ı hedeflerine koyan o günün sosyete veya saray ailesinden olduğu anlaşılan o yiğitler somut örnektirler. Asahabı kehfi örnek almalıyız ki, anlayalım bu diriliş erlerini. Resul'ın (s.a.v) bazı rivayetlere göre cumadan önce okuduğu süredir. Saraydaki her türlü lükse karşı ilahi yolu seçen bu gençler sonunda O'na kavuştular ve davalarını insana ulaştırdılar. Resul (s.a.v) onlar gibi bir nesil hedefledi. Dolaysı ile Mekke nadiyesinin (bir anlamda o günün parlementosunun) dünya adına hoş tekliflerini redd etti. O Ashabın çileli yolunu seçti ve böylece hedefine ulaştı. Şüphesiz bu yol risalet yoludur. Rabbim bizlere yani bu günkü ümmete de o yolu nasib eylesin. İKİ: Allah yolunun müridanı (müridleri) yukarıda ismini verdiğim nesildir. Yani bu sefer ashabı kehf değil, ashabı Resul'tır (ra). Kur'an nesli Seyyid Kutup o nesli kitabında şöyle anlatır. "Kur'an'ı uygulamaya ve yaşamaya dönük bir anlayışla öğrenmek, ilk örnek neslin tutumu olmasına rağmen, inceleme ve manevi haz kazanma amacı ile Ku'an'a yönelmek sonradan gelen nesillerin eğitim metodu olmuştur. Hiç şüphesiz belirttiğimiz bu faktör ilk müslümanlar ile diğer bütün nesiller arasındaki belirgin farktı. (7) O nesil kendisine ilahi gayeyi hedef seçmişti ve onun mücadelesini veriyordu. Evet kardeşler bizim başımıza gelenler ashabı kehf'i (mağara arkadaşlıgını), ashabı keyfe (zevk ve sefa arkadaşlığına) dönüştürdüğümüzden gelmektedir. Onun için diyorum ki, gelin dostlar asahabı Keyfi yeniden ashabı Kehf'e dönüştürelim ve kurtuluşu bulalım. Baştada sondada bu işin sünneti budur. Rabbim bana da sizlerede bu yolu nasib etsin. O güzel insanlardan iki örnek verip ve Kitab'tan onların akibeti ile ilgili bir ayet ile hütbemi sonuçlandırayım. ALLAH MÜRİDANINDAN ÖRNEKLER Esma (ra) şöyle anlatıyor: Bir ara Resul'ın (s.a.v) Ebu Seleme ile Zübeyre, Beni Nadir kabilesinin arazisinden verdiği bir arazide bulunuyorduk. Zubeyr, Resul'la (s.a.v) beraber çıktı. Bizim bir yahudi komşumuz vardı. Bir koyun kesti ve onu pişiriyordu. Onun kokusunu hissettim. Bu koku hiçbir şeyin yapamadığı bir etkiyi bende yaptı. O zaman kızım Haticeye hamile idim. Sabredemedim gidip Yahudi kadının yanına vardım. Ondan ateş istedim. Maksadım bana bir şey ikram etmesi idi. Çünkü ateşe ihtiyacım yoktu. Kokuyu alıp eti de gözümle gördükten sonra iştahım daha da arttı. Ateşi söndürdüm sonra ikinci ve üçüncü kez tekrar gidip ateş aldım. Sonra oturdum ve ağladım ve Allah'a yalvardım. Sonra yahudi kadının kocası evine gelip eşine sordu. Bugün bize kimse uğradı mı? Hanımı komşumuz şu arap kadın uğradı diye cevap verdi. Kocası; ya bu etten ona gönderirsin yada ben ondan bir şey yemem. Böylece bana kap içersinde biraz et gönderdi. Ömrümde ondan daha hoşuma giden bir yemek yemedim. (8) Evet kardeşler Esma binti Ebubekr (ra). Mekkenin zenginlerinden idi. Acaba niçin bu hale düşsün? Derdi ne idi? Kuş tüyü yataklarda, et ve sütle yaşayabilirken bu çileyi tercihinin anlamı ne idi? Sizden söz konusu soruların cevabı üzerinde biraz düşünmenizi rica ediyor ve başka bir örneğe geçiyorum. Hz. Ali (ra) anlatıyor. Ne bizim yanımızda nede Peygamberin yanında yiyecek bir şey yoktu. Evden çıktım. Yolda bir dinar gördüm. Sonra onu aldım. Çünkü çok acıkmıştık ve sıkıntıya düşmüştük. Tüccara gittim. Onunla un satın aldım. Onu Fatıma'ya (ra) getirerek hamur yapıp ekmek yapmasını söyledim. Fatıma (ra) hamur yaptı. Öğle açlıktan güçten düşmüştük ki; saçları hamur teknesinin yanına değiyordu.... (9) Ey! Ali ve Fatıma (ra) bu ne çile? İsteseydiniz dönemin en zenginleri olamaz mı idiniz? Ey! güzel insan Fatıma, babanın hedefi Allah(cc) değilde krallık olsa idi saraylarda yaşamaz mı idin? Niçin itiraz etmiyordun babana? Sana en güzelinden giydirsin ve seni yaşatsın. Hayır, hayır o size yakışmazdı. Çünkü siz ALLAH'A MÜRİDAN olmayı hedeflemiştiniz. Allah'ım bana ve kardeşlerime bu neslin takipçiliğini nasip et. Allah'ım gönüllerimizi bu neslin yoluna aç. Bizde onlar gibi direnelim ve hedefimize sadece seni alalım. ALLAH MÜRİDANININ AKİBETİ En başta verdiğim ayetin bir ayet sonraki devamında, yine yukarıdaki ayette anlatılan şartlara uyarak Rabbi irad edenlerin akibeti ayette şöyle anlatılır. "İMAN EDİP SALİH AMEL İŞLEYENLER BİLSİNLER Kİ, ŞÜPHESİZ GÜZELLİK YAPANLARIN ECRİNİ ZAYETMEYİZ. ONLAR İÇİN ALTINDAN IRMAKLAR AKAN ADN BAHÇELERİ VARDIR. ORADA ALTIN BİLEZİKLERLE SÜSLENİRLER. ORADA ATLASTAN VE İPEKTEN YEŞİL ELBİSELER GİYERLER. ORADA RAHAT KOLTUKLAR ÜZERİNDE OTURURLAR. NE GÜZEL SEVAP VE NE GÜZEL MÜKAFAT"(10) İşte böyle bir akibet için ümmeti direnişe, gayrete ve harekete davet ediyorum. Ne mutlu bu kutlu kervanı yakalayan erlere. Rabbim beni ve sizleri onlardan eylesin. Allah'a emanet olun. Yalçın İçyer |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|