![]() |
![]() |
#1 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jan 2006
Yaş: 38
Mesajlar: 1,186
Teşekkür Etme: 132 Thanked 704 Times in 375 Posts
Üye No: 6800
İtibar Gücü: 2070
Rep Puanı : 40766
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet :
|
![]() Donasyon (Bağış)
Doğru mu, değil mi? Bu yazıda menapozdaki kadınların da anne olmasını sağlayan yöntem olan donasyon (bağış) hakkında bilgi vermek ve bu konuyu sizlerle paylaşmak için aşagıdaki makaleyi kaleme aldık. Kelime anlamı bağış olan bu işlemde gerek erkek gerekse dişi yumurta hücreleri bağışlanarak bu tür sorunları olan bir çiftin gebe kalması sağlanabilir. Bugün için ülkemizde bu işlemin her iki şekli de ( kadın veya erkek yumurta hücrelerinin bağışı) yasal olarak mümkün değildir. Bazı ülkelerde bu tür uygulamalar sıkı denetleme ve yasal çerçevelerle yapılabilmektedir. Teknik olarak kadında yumurta donasyonu; herhangi bir tıbbi sorunu olmayan ve kısırlık problemi olmayan kadınların yumurta hücrelerinin yardımcı üreme teknikleri ile elde edilerek başka bir kadın için kullanılması ve gebelik elde edilme işlemidir. Erkekte de hiç sperm olmaması durumunda başka tıbbi bir problemi ve kısırlık sorunu olmayan bir erkeğin spermlerinin kullanılarak gebelik elde edilme işlemidir. Bu yöntemde verici kadından elde edilen yumurtalar alıcı kadının eşinin spermleri ile döllendirilir ya da verici erkeğin spermleri kadınının yumurta hücreleri ile döllendirilir ve döllenen yumurtalar (embriyo) kadının rahmine yerleştirilir. Donasyon yolu ile bebek sahibi olmak için, Kadında • Hiç adet görmemiş ama rahim içi mukozasının iyi olduğuna karar verilen hastalar • Kemoterapi veya radiyoterapi sonucu yumurta hücrelerinin kayıp olması cerrahi yollarla yumurtalıkların alınması veya sebebi bilinmeyen nedenlerle erken menapoz da olan kadınlar. • Daha önceki denemelerinde az veya hiç yumurta elde edilemeyen kadınlar. • Adetin 3. günü yapılan FSH değerinin 15 ve üzeri olan hastalar, • Birçok başarısız IVF denemesi olan ve gebelik elde edilemeyen kadınlar. Erkekte; • Hiç sperm bulunamaması, az bulunması yapılan aşılamalarla gebelik elde edilememesi • Mikrotesa yöntemi ile sperm bulunamayan erkekler • Sperm morfolojisindeki bozukluklar nedeniyle denemelerde başarısızlığa uğrayan erkekler, özellikle burada kesin morfolojik bozukluk kararını vermek için iyi bir androloji merkezi tarafından karar verilmiş olması gerekmektedir. Yumurta donasyonu; duygusal, maddi kayıplara yol açan ve Türkiye de yasak olan bir süreçtir. Ama çocuk sahibi olamamış ailelerde özellikle genç donörler kullanılması nedeniyle başarı oranı yüksek bir tedavi olanağı sunmaktadır. Donasyon işlemine başlamadan önce erkek ve kadının aklına gelebilecek tüm sorulara cevap vermek durumundayız .Hepimizin aklına donor –verici –kişinin aileyi ilerideki dönemde rahatsız edebileceği düşüncesi geliyor, evet bebek genetik açıdan vericiye ait gibi düşünmek mümkündür.İşleme başlamadan önce verici kişiye gelecekte aileyi hukuken rahatsız etmemesi için ciddi bir protokol imzalatılmaktadır.Ve hiçbir koşulda aile ile ilişkiye girememektedir. Bu konuda yapılan çalışmalarda yıllarca bebek özlemi ile merkez merkez dolaşan ailelerin donosyan yolu ile bebeklerine kavuştuklarında normal yolla gebe kalan ve doğuran ailelerden hiçbir farkli duygulara sahip olmadıkları görülmüştür. Bebekle ilişkileri ve sevgileri diğer ailelerden hiç farklı değildir. Donasyon öncesi bu konuda benim yaklaşımım doğuran mı annedir yoksa büyüten mi annedir sorusuna cevap olarak .Bence ; doğuran değil büyüten annedir.bebeklerini doğurup bakamayıp başka ailelere veren ve belli bir dönem geldikten sonra benim çocuğum diye sahip çıkmaya çalışan anneler karşısında tavrım sen anne değilsin asıl büyüten ve eğiten besleyen annedir düşüncesindeydim. Donasyon konusunda ise genetik açıdan kendisinin olmayan bir çocuğu doğuran ve büyüten annedir,diye düşünüyorum. Memleketimizde sperm ve yumurta bağışının hem sağlık bakanlığınca , hem de Diyanet işleri Başkanlığınca yasak olduğu bildirilmiştir. Ancak temel sorun her ülkenin kendi sosyo-kültürel ve yasal özelliklerine uygun bir uygulama yapmasıdır. Konu ile ilgili yasal, dini ve ahlaki tartışmalar tüm dünyada sürmektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Üremeye Yardımcı Tedavi (ÜYTE) Merkezleri Yönetmeliği'ne göre, "Üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinde uygulananlardan alınan yumurta ve spermler ile elde edilen embriyonların bir başka maksatla veya başka adaylarda, aday olmayanlardan alınanların da adaylarda kullanımı yasaktır" ve Diyanet İşleri Başkanlığı da, başka insanlardan alınan sperm veya yumurta hücresi ile gebe kalma yönteminin caiz olmadığını bildirmiştir. Başkanlıktan konu ile ilgili olarak yapılan açıklama şöyle: "Kadın veya erkekteki bir arıza sebebiyle, normal yoldan gebe kalması ve anne olması mümkün olmayan evli kadınların; döllendirilecek yumurta ve sperm, her ikisinin de nikâhlı eşlere ait olmak, yani bunlardan biri yabancıya ait olmamak, döllenmiş olan yumurta, başka bir kadının rahminde değil, kendi rahminde gelişmek, bu işlemin, gerek anne-babanın, gerekse doğacak çocuğun maddi, ruhi ve akıl sağlığı üzerinde olumsuz etkisinin olmayacağı tıbben sabit olmak şartı ile, tıbbi yoldan gebeliklerin sağlanmasında dinen bir sakınca görülmemektedir. Buna göre, kadının kocası dışındaki bir erkeğin spermi ile veya başka bir kadının yumurtasıyla çocuk sahibi olması dinen caiz değildir"denmiştir. Çocuk sahibi olmayı ileri yaşlara ertelemek problemlere yol açabilir.Çocuk isteyen kişiler çok ileri yaşlara kadar beklememeli ve problemlerini erken çözerek gerçek problem sonrası çözüme ulaşmaları gerekir.Ve uygulanan çözüm önerilerinin kendisine uygun olduğuna inanmaları ve son teknolojinin kendisine uygun şekilde uygulandığına karar vermesi donasyon öncesi gereklidir.Bence donasyon gerekli ise aile bebek istiyorsa psikolojik olarak çözüme ulaşıldı ise ciddi bir sistemin içinde donasyon ile bebek sahibi olmayı denemek gereklidir. Dünya ya baktığımızda donasyon olayını bir çok ülke çözmüş durumda olup sperm bankaları bir yerde yeni aileleri beklemektedir. Türkiye’de yasaklanan bu olay nedeniyle önceleri Belçika Yunanistan, Girit, Kıbrıs gibi memleketimize yakın ülkelerde donasyon yolu ile bebek sahibi olmaya çalışan pek çok aile vardır. Türkiye’de de bu sorun çözüme ulaştırılmalıdır. Dinen caiz olmadığı söylenen bu olayda yüzlerce müslüman vatandaşımız yabancı ülkelerde bu soruna çare bulmaya çalışmaktadırlar. Sabah gazetesinden aldığımız bir habere göre Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Medeni Hukuk Profesörü Ahmet Kılıçoğlu, şimdiki Medeni Kanun'da bu tür yöntemlerle çocuk sahibi olanlara yönelik bir düzenleme olmadığını vurgulamaktadır. Mevcut yasalara göre, bu yöntemle dünyaya gelen çocukların ileride birçok hukuki sorunla karşılaşabileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kanun temeli soy bağına dayanıyor" ve şöyle devam etmektedir: "Kanunlarımız şu durumda, çiftlerin rızası olsa bile, farklı bir erkeğin spermi ile dünyaya gelen bir çocuğun, soy bağı taşımadığını kabul etmektedir. Baba bu hamileliğe rıza gösterse bile, bu yeterli değildir. Çiftler başkalarının kanını taşıyan bir çocuğu kabul etseler bile, bu hukuka aykırı bir kabuldür. İleride bir boşanma söz konusu olduğunda babanın çocuğun kendisinden olmadığını ispatlayabilir. Bu konuda çocuk veya kadında talepte bulunamaz çocuklarda genetik babasını arayıp babasını reddedebilir. Ölüm halinde mirasçıların da itiraz hakları doğabilir. Donasyona izin veren memleketlerde bu problemler araştırmış değilim ama eğer bir ülkede donasyona izin varsa bu problemler hukuken çözülmesi gereken problemler olarak önümüzde durmaktadır. Acaba doğan bebeğe gerçekleri anlatmadan ve kimseye söylemeden O’nu yetişirmek ne kadar etik olur ? Bu soru işaretlerine rağmen pek çok aile tüp bebek merkezlerinin kapılarında bekliyor. İnternette bu konu ile ilgili düşünceleri toplarken; bir hekimin çaresizce "İnsanlar kendi içlerinde farklı çareler arıyorlar. Kocasının rızası ile başka erkeklerle cinsel ilişkiye girip, çocuk sahibi olan kadınlar tanıyorum. Bütün bunlar, yönteme ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Sorun tartışılarak yer altından çıkarılmalıdır" diyor. Kendi hastaları arasında başka bir erkekten cinsel ilişki yolu ile kocasının rızası ile çocuk sahibi olan kadınları tanıdığını söyleyen bir hekimin bu nedenle donasyona izin verilmesi gereğini söylemesi karşısında millet olarak bazı gelişmeler için bir hayli zamana ihtiyacımız olduğunu düşünmeden edemedik. Tüp bebek uygulamasına madddeler halinde bakalım • Kadının yumurta hucrelerin pahalı iğnelerle geliştirilmesi • Yumurta hücreler, belli bir büyüklüğe geldiğinde hastanın uyutularak bir sistem ile yumurta hücrelerinin karın içinden toplanması • Yumurta hücrelerinin labratuar ortmında sperm ile karşılaştırılması yada spermin yumurta hücresinin içine verilmesi • Sonra gelişmeyi takip etmek • Embryolar belli bir döneme geldiğinde kadının rahmine verilmesi işlemininde donasyon olayında yabancı bir erkeğin sperminin yada yabancı bir kadının yumurta hücresinin kullanılmasıdır. forumuz.biz Yumurta vericisi nasıl seçilir? Ciddi bir merkez yumurta vericisi olmak isteyen bir kız kardeş veya arkadaş var ise bu büyük bir şans sayılabilir,demektedir.Ben bu görüşe katılmıyorum.bana göre donor olarak seçilecek kişi kesinlikle tanıdık bir kişi olmamalı, zira gerek duygusal gerekse de hukuksal problemler yakın tanıdıklarda daha fazla olacaktır. • Mümkün olduğunda yaşı genç bir kadın veya erkek olmalı • Ailesinde genetik ,doğumsal bir hastalık olmamalı • Bulaşıcı hastalık olmamalı • Donor, merkez tarafından dikkat ve itina ile seçilmeli ayrıntılı bir sağlık muayenesinden geçirilmelidir. • Mümkünse anne veya babaya fiziksel olarak saç göz rengi olarak benzemeli • Mümkünse kan grupları en azından anneye benzemelidir. Riskleri Aileye genel tüp bebek riskleri anlatılmalı.Genel tüp bebek risklerinin yanı sıra donasyon sikluslarında elde edilen gebeliklerin yaklaşık %15’inde düşükle sonuçlanır ve % 18-23 oranında da çoğul gebelikler oluşabilir. Donasyon İşlemi Donasyon işlemi geçirecek çifte de tüm bulaşıcı hastalık araştırmaları yapılmalı. Kadının ayrıntılı bir jinekolojik ultrason muayenesi yapılmalı,gerekli ise rahim filmi ya da histreskopi ile rahim içi mukozası değerlendirilmelidir. Erkeğin spermleri ayrıntılı araştırılmalıdır. Eğer erkekte sperm yoksa sadece ayrıntılı bir sağlık muayenesi yeterlidir. Yumurta donasyonu siklusu Verici kadın yumurtalarının geliştirilmesi için tedaviye başlandığı anda alacı kadın gitgide artan dozlarda östrojen hormonu kullanmaya başlar. Vericinin yumurtaları toplandığı gün de alıcının eşi sperm örneği verir ve bu şekilde labratuar ortamında döllenme işlemine başlanır. Genel anestezi altında yumurta toplama işlemi yapılır.Bundan 1 gün evvelinde alıcı olan kadın progesteron hormonu kullanmaya başlar. 3-5 gün sonra 2 embriyo rahim içine yerleştirilir. Transfer işleminden sonra progesteron ve östrojen hormonlarını kullanılmaya devem eder. Embryo transferinden 12 gün sonra gebelik tahlili yapılır ve kandan gebelik testi yüksek çıkarsa 12.haftaya kadar aynı hormonlar kullanılmaya devam edilir. Sorular • Yıllarca çocuk sahibi olmak isteyen ailelerin bu yolla çocuk sahibi olmaları konusunda düşünceleriniz nelerdir? • Bebeğin bu yolla meydana geldiğini etrafa ve ileride doğan bebeğe bu konuyu açıklamasak etik olur mu? • Büyüten mi annedir? Yoksa doğuran mı ? • Donasyon yolu ile genetik açıdan anne ya da babaya ait olmayan bu bebeği hem doğuran hem de büyüten mi annedir yoksa genetik açıdan bağlı olduğu kişi mi annedir? |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Barça'dan büyük bağış! | styla45 | Dünya Ve Avrupa | 0 | 07-15-2009 05:19 PM |
Justin'den anlamlı bağış | ÇaKıR- | Eskiler (Arşiv) | 0 | 03-25-2008 09:24 PM |
Malatyaspor'a 10 bin YTL bağış | KoJiRo | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-23-2007 07:59 PM |
100. yılda 100 bin bağış 18/mayıs | m@g!c_1907 | Eskiler (Arşiv) | 0 | 05-18-2007 07:28 PM |