www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 11-05-2006, 12:07 AM   #1
aLeMDaR
Guest
 
Mesajlar: n/a
Üye No:
Cinsiyet :
Varsayılan KıRıK KaPı ...!!!


Kutsal şehirlerin kilitli kapıları açılıp ilk günah içeri girdiğinde, ak saçlı bir adam köhne gemi ile gün batımında doğunun limanlarında yelken açtı, güneşin arka yüzüne doğru...
Kimselere veda dahi etmedi.
Kırık dalgalar kadar kırgın, suların dibi kadar derindi yüreği, bırakırken kendini mavi sulara.
Şehir duvarlarındaki resimlere sığmayan bir ayrılıktı.
Bıraktığı tütünün dumanı gözünde tütüyordu.
Ve ‘Can’ içinin derinliklerinde bir yerde saklanıyordu.
***
Terk ettiği şehire son defa dönüp bakmak dahi istemiyordu.
Balıklar dahi sessiz vedalardan habersizce gemideki yolcuya eşlik ediyordu.
Martılar ise ayrılığı tüm şehire duyurmak için çığlıklar atmaktaydı.
Ak saçlı adam fırtınadan kaçar gibi, ateşlerde yanmamak için dört nala kaçıyordu...
İçindeki yangınlar bir dirhem suya muhtaçtı.
Ve yüreğinin derinliklerinde kazanlar kaynıyordu.
Geri dönmek için vakit çok geçti...
***
Yarı bir ay doğarken geceye, ak saçlı adam mırıldanarak kızdı kendine; “Dayan, hadi dayanabilirsen. Varsa tahammülün ayrılıklara.”
Ak saçlı adamın aklına ‘Can’ düştü bir kere.
Feryad etti mavi sular ortasında;
“Oğul, kim tuttu bizi böyle,
Durma çabuk bir şeyler söyle,
Zindan demirinden daha eski ve paslı bu kelepçeyi kim taktı bileklerimize?”
İçinde biriktirdiği ve kendine sormayı geciktirdiği sorulardı.
***
Yüreğinde ağır bir yükle yola koyulurken bile, göz bebekleri yangın yerine döndü.
Kabaran suların orta yerinde aklına, acemi kaptan tedirginliği gelip çöktü, kanayan yüreğini usulca öptü.
Ak saçlı adam, gün batımında güneşle birlikte çıktığı yolculuklarda, kaybedilen yılları, işlenen günahları hatırladı. Bir akşamüstü kutsal şehirden günahlar içeri girince, haramiler kutsal adamların yollarını kesti.
Bütün günahların azap korkusunu yüreğinde hissetti. Ak saçlı adam ellerini açtı semaya doğru ve başını öne eğdi;
“Tövbe, tövbeler tövbesi” diyebildi.
Belki de çıktığı yolculukta son sözleriydi.
Ve belki de son tövbesi.
Şehirlerde günah kuyuları açılırken, dünya yolculuğu ölüme yürüyüşle sona erdi.
Denizler de bitti...Kutsal şehirlerin kilitli kapıları açılıp ilk günah içeri girdiğinde, ak saçlı bir adam köhne gemi ile gün batımında doğunun limanlarında yelken açtı, güneşin arka yüzüne doğru...
Kimselere veda dahi etmedi.
Kırık dalgalar kadar kırgın, suların dibi kadar derindi yüreği, bırakırken kendini mavi sulara.
Şehir duvarlarındaki resimlere sığmayan bir ayrılıktı.
Bıraktığı tütünün dumanı gözünde tütüyordu.
Ve ‘Can’ içinin derinliklerinde bir yerde saklanıyordu.
***
Terk ettiği şehire son defa dönüp bakmak dahi istemiyordu.
Balıklar dahi sessiz vedalardan habersizce gemideki yolcuya eşlik ediyordu.
Martılar ise ayrılığı tüm şehire duyurmak için çığlıklar atmaktaydı.
Ak saçlı adam fırtınadan kaçar gibi, ateşlerde yanmamak için dört nala kaçıyordu...
İçindeki yangınlar bir dirhem suya muhtaçtı.
Ve yüreğinin derinliklerinde kazanlar kaynıyordu.
Geri dönmek için vakit çok geçti...
***
Yarı bir ay doğarken geceye, ak saçlı adam mırıldanarak kızdı kendine; “Dayan, hadi dayanabilirsen. Varsa tahammülün ayrılıklara.”
Ak saçlı adamın aklına ‘Can’ düştü bir kere.
Feryad etti mavi sular ortasında;
“Oğul, kim tuttu bizi böyle,
Durma çabuk bir şeyler söyle,
Zindan demirinden daha eski ve paslı bu kelepçeyi kim taktı bileklerimize?”
İçinde biriktirdiği ve kendine sormayı geciktirdiği sorulardı.
***
Yüreğinde ağır bir yükle yola koyulurken bile, göz bebekleri yangın yerine döndü.
Kabaran suların orta yerinde aklına, acemi kaptan tedirginliği gelip çöktü, kanayan yüreğini usulca öptü.
Ak saçlı adam, gün batımında güneşle birlikte çıktığı yolculuklarda, kaybedilen yılları, işlenen günahları hatırladı. Bir akşamüstü kutsal şehirden günahlar içeri girince, haramiler kutsal adamların yollarını kesti.
Bütün günahların azap korkusunu yüreğinde hissetti. Ak saçlı adam ellerini açtı semaya doğru ve başını öne eğdi;
“Tövbe, tövbeler tövbesi” diyebildi.
Belki de çıktığı yolculukta son sözleriydi.
Ve belki de son tövbesi.
Şehirlerde günah kuyuları açılırken, dünya yolculuğu ölüme yürüyüşle sona erdi.
Denizler de bitti...
  Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İnşaatta Çalışacak Kapı Ustası Aranıyor (Çocuk İnşaatta Kırık Kapının Üstünde Basıyor is-for-you Adult eski arşiv 0 12-21-2008 01:47 PM
Hasret bir rüzgâr, kapı kapı aralar geçer; GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 07-08-2008 06:41 PM
Oyları kapı kapı dolaşıp topluyor / 15 Ekim KoJiRo Eskiler (Arşiv) 0 10-15-2007 09:46 PM
Kırık Sevgi GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 09-30-2007 01:31 PM
Kırık Kalp GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 09-30-2007 01:31 PM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:51 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.