![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Aç Kapını
İltifât et aç kapını bendeni sevindir.! Nağmeler sun ruhuma ötelerin dilinden; Sun ve gönlümü saran hafakanlarımı dindir.! Sunduğun gibi nâçârlara kendi elinden. Sensin o tek merhametli bana da bir ihsan, Lutfeyleyip yolumu otağına çevir.! Yol boyu her dönemeçte nezdinden bir bürhan; Sal ufkuma ahdini emânıma yetiştir! İç içe gurbetteyim, yok gurbetlerin dibi, Ağarsın ak günler, ersin zulmetin eceli.! Sensin bu gamnâk gönlümün Biricik Sahibi, Herkes gibi ne olur bana da bir tecellî.! Ve her ân yepyeni bir vuslat heyecanıyla, Gönlüme o derin sevginin zevkleri insin.! Hep kanatlansın ruhum aşkının tufanıyla. Hicranla köpüren ızdıraplar bir bir dinsin! Duyayım kalbimde tecellî ettiğin ânı. Ve bakışlarım sonsuzun rengine boyansın! Göreyim şevkin vuslata döndüğü zamanı... İsterse artık her yanım ateşlere yansın... Bir sırlı âlem ki güneş tıpkı bir bengisu, Madde çözülüp mânânın bağrında erimiş; Ruh tecellî avında ve gönül kurmuş pusu, Herkes bir büyülü temâşâ ufkuna ermiş... O yerde O’ndan başka hiçbir şey işitilmez, Kulaklara çarpan ses duyguların bestesi; Saatler "tik tak" ve günler doğup-batmak bilmez, Zaman, mekan bilinmezin sırlı hendesesi... |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ak ve Kara
Apaydınlık bir dönem, kol kol gezen güneşler, Semâda yüzüp giden kehkeşânlara inâd. Her bucağı İrem Bağları’na denk o günler, Gök kuşağı gibi zafer tâklarıyla âbâd... Sonra bir kâbuslu devir ve aranan dünler Firavunlaştı herkes firavundan da berbâd. Harâb oldu her taraf, soldu çiçekler, güller, Bülbülün dilinde dinmeyen yeisli feryâd. Gökler gamlı, bulutlar küskün, kurudu göller, Virânelere döndü her yan, simsiyah eb’âd. Yine rüyâlarda kor, tütüyor eski günler Mışıl mışıl döl yatağında milletçe murâd... |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Allah ve İnsan
Tekmil İnsanlık her an Allah duygusuna aç, Zihinler şîrâzesiz, zihinler O’na muhtaç... Sezer her zaman temiz vicdanlar bu duyguyu, Düşünce çıkmazları Rabb’e ulaşma koyu... İlmin o engin ufku, mantığın hünerleri, Dolduramıyor İmandan boşalan yerleri. Bir sürü ulemâ ve bir sürü de filozof... Nazariyeleri çarpık, düşünceleri kof. Ne fikirlerinde sadra şifa veren beyan; Ne madde ötesini olduğu gibi duyan. Anlayışlar kısır; her şeyin mebdei meçhûl, Ve yığınlar faraziyeler ağında ma’lûl. Oysa, her renkte ve her seste O’ndan bir ma’nâ, Ruh ve hikmet ufkunda her şey İnsandan yana: Varlık O’nun nuru, o Nur’un dalgalanışı, O, hem varlığın hem de hâdiselerin başı... Bu sırrı kavrayan gönüller oturaklaşır, Ancak oturaklaşan ruhlar O’na ulaşır. Gözsüz görmese de her yanı O kaplamakta, Sırra, hep bu ilâhî münasebet akmakta... Ve duygular O’na uyanmakta perde perde, Bir vuslat istikametinde ki az ilerde... Her tarafta kevserden gürül gürül çeşmeler, Her yanda İnsan-Allah bestesinden nağmeler. Fikir bu ufka erip gönülle birleşince, Ayrı bir visal kapısı açılır her gece. Bu eşiği aşan ruh kendi özüne erer, Gerçek İnsan olmaktan gaye de buymuş meğer... |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Altın Saçlı Bahar
Bu mevsim o kadar coşkun ki sular, Çığlık çığlık vadi, dere inliyor. Sular gibi köpürüyor duygular, "Gel Sonsuz’a yelken açalım" diyor. Nur yağıyor, ışık sarmış her yanı, Zaman artık sevinç, neş’e zamanı... Beklemiştik mevsimlerce bu ânı, Bir bir ölenler şimdi diriliyor... Her yanda güzellik, her yanda âhenk, Geçmişteki muhteşem günlere denk... Ve bahçelerimizde hevenk hevenk, Bir başka tadda meyveler eriyor... Duygularla dolu esiyor rüzgâr, Kabarıyor denizlerde dalgalar; Enginlerde altın saçlı bir bahar, Binbir renk ve desenle tülleniyor. Ve, gelenler daha mutlu olacak; Dünyâ yeniden ışıkla dolacak... Asırlık karanlıklar boğulacak, Muştusu ULU DÎVÂN’dan geliyor. |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Anne
Anne inleyen bir ney, anne hicrandan yumak, Gözleri buğulu, nemli ve her zaman zâr zâr... Kaderidir annenin ocaklar gibi yanmak, Hep hüzünlü eser onun ikliminde rüzgâr. Kuşlar gibi titrer o güneş yüzlü nevhayâl, Sîmasında alacakaranlık endişesi... Her mevsim ayrı bir ızdırap, ayrı bir melâl; Dilinde özleyişlerin sihirli bestesi... Sînesi sımsıcak, çehresi de îmâlıdır, Semtinde herdem bir büyülü râyiha eser. Duyguyla süzülmüş gözleri hep hummâlıdır, Altın şakaklarında sarı güller gibi ter. Rahmet-zahmet iç içe... bilmez geçen zamânı, Ne yazları, ne kışları, ne renkli bahârı, Ne gurûbu ne de şafağın söktüğü ânı, Her zaman duman dumandır o nazlı efkârı... Bir kuluçka gibi sancılı *******inde, Hep şefkatle çarpan kanat sesleri duyulur... Amansız hislerin öldüren pençelerinde, Yüreği bir matkap salınmış gibi oyulur. Elemi çok olsa da şekvâsı işitilmez, Bir Eyyûb sabrıyla göğüsler hiç-olmazları... Onda ızdırap bitmez, acılar dinmek bilmez, Sönmeyen bir azimle aşar aşılmazları. Kanmaz aslâ sevmeye, O sevgiye susuzdur, Şâire "su" dedirten hisle "evlât" der inler. Herkes derin uykularda iken o uykusuzdur, El açar Yaratan’a balalarını diler... Yürüdüğü yol, onun hislerinin yoludur, Durmaz, bir süvâri gibi yürür dolu dizgin... O, yeryüzünde en ululardan uludur, Sînesi meleklerin sînesi kadar engin... ................................................ ................................................ Zambaklar gibi sihirli çehrende, Varlığımı kucaklayan bir ışık; Duydum o duyulmazları sînende, Sen bir rüyâsın benim için artık... Nûru öteden pırıl pırıl sîman, Ukbâ derinlikleriyle büyülü... Tülleniyor hülyâlarımda her an, Ölümsüz rûhunun bembeyaz tülü... Bir yâd-ı cemîlsin, kabrin sîneler, Hazan yaşamıştın; ölüm bahârın... Duâyla gerilmiş bütün gönüller, Berzah yamaçlarında bestekârın. |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ateşten Çember
Gecem hem gündüzüm ateşten çember, Yüreğimde sızı inceden ince. Dilimde dildârın hayâli ezber, Yer yer tülleniyor geceden gece... İçimde tınlıyor firkat bestesi, Sarsılıyor her an gönül kubbesi; Uzaktan geliyor hicrânın sesi, Çarpıyor rûhuma heceden hece. Sarardı baharım, hazâna döndü; Tam vuslat deminde ışığım söndü. Ay yüzlü gidip hicâba büründü, Açılmaz nikâbı peçeden peçe... Harâboldu dünyam; her yer kan ağlar, Kurudu çemenler bozuldu bağlar. Hazân eser, eser rûhumu dağlar, Savrulur güllerim gonceden gonce... |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Âvâre Gönül
Gel artık aldanma divâne gönül; Pişman olup yoksa ağlayacaksın. Oldun bir hayâle pervâne gönül, O hülyâ ile bir gün yanacaksın... Bildim bileli her dem âvâresin, Yolların yoldaşı tam bîçâresin; Dertleri pek çok bir baht-ı kâresin, Bir bilsem ne zaman anlayacaksın... Her gün ömrün mumlar gibi eriyor, Bak, feryâdına kimse ses vermiyor! Hasretlerin, hicranların bitmiyor, Acaba ne zaman uyanacaksın! Arzuların hep ruhunu kanattı, Günahların her ufkunu kararttı; Gelen günler geçenleri arattı, Bilmem buna nasıl dayanacaksın? |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ay Yüzlü
Ay yüzlüm, apaçık sözlüm rûhum Sana kurban; Gönlüm Sana hayran! Nergis bakışlarının te’siri ne de yaman! Sultânım el amân...! Bak sînemde bir ok var, derûnumda bir acı, Sen’dedir ilâcı... Ey varlığı nûr, dünyâsı sürûr, sözü Kur’ân! Her derdime derman... Pür âteşim bırakma beni hicranda zinhâr! Rûhumda âh u zâr... Hem mahzûn, hem de perişan derdlerle kıvrandım; Kapına dayandım! Bilmem başka ocak, başka ateş, Sana yandım; Sen’inle uyandım. Ey dünyâya arşdan gelen nûr, ey meh-i tâbân! Aydınlattı ziyân... Hayâlimle gezip yine dîdârını andım; Aşkınla kıvrandım. Ey taptâze gül, kâkülü anber, saçı reyhân! Câziben ne yaman! Görmemiştir cihânda gözler Sen gibi dilber... Güneşlerden enver... Aç lütufla bağrını aç ki kıtmîr kulundur! Dergâhın uludur... Deryalar gibi kereminden bir katre ihsân, Ey gönlüme Sultân! Lütfeyle ne olur bildiğim başka kapı yok! Derdim herkesden çok. |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Azap
Bağ bozuk, bağban yaslı, güllere hazan azap; Yaz günü yaprakları solduran hicran azap. Düşmanlar düşman tamam, ona bir şey diyemem; Can azap, canan azap, her günkü yâran azap. Yıllar var yollardayız, mesafeler amansız, Yol asi, hedef uzak, bel veren zaman azap. Yakmak için tek bir mum, çekilenler besbelli, Söndürüyor rüzgârlar, savrulan harman azap. Muzdarip bütün toplum, ilacı bunun iman, İmana aç ruhlara başka bir derman azap. Sarsılmış başta akıl, bakış bulanık hepten, Bir acı imtihan bu, bize imtihan azap. Himmete muhtaç herkes, kupkuru dağ ve bayır, Çöllere dönmüş arza boşalan bâran azap. İnsanlara el açmak, hep gîran geldi bize, Mihrabı hak olana bu türden gîran azap. Tatmadık hiç kimseden minnet kokan bir ihsan, Vicdanı hür olana minnetli ihsan azap. |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 50,906
Teşekkür Etme: 70 Thanked 143 Times in 89 Posts
Üye No: 43266
İtibar Gücü: 12092
Rep Puanı : 59275
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Aşk
Aşk gönüllerde bir ateş ve ruhlarda ışık, Hicranla yanar âşık, ümitlerinde bahar... Sînesinde gam, hüzün; ufku vuslata açık, Gezer çölden çöle avare her zaman zâr zâr... Feryadı sırrının sesi, sırrı kıpkızıl kor, Dolaşır, dolaştığı gibi âhu peşinde... Mest u mahmurdur dudağında bir kızıl fağfur, Her gece bir visal yaşar Cânân’la düşünde. Hayaletler gibi sarar ruhunu kuşkular, Sîmasında fecir sevinci, akşam tasası; Yer yer bir meçhule tâli’ kapı aralar, Firdevs’ten rengi, Firdevs’ten suyu, havası. Bazen yeisle kırılır, onulmaz kırığı, Bazen ufku ışık, râyiha, renkle tüllenir; Bazen tâ ötelerde duyulur hıçkırığı, Yapraklar gibi sararır, mumlar gibi erir. Hep hazan yaşar ama, hiç solmaz çiçekleri, Dilinde her zaman hasret u hicran bestesi; Kederi çok olsa da köpürür sevinçleri, Aşkın ölümsüzlüğüyle tınlar çelikten sesi. Gözlerinin içinde bir uhrevî enginlik, Süzer çevresini ve derin derin gülümser... Duygularında sonsuzluk gibi bir zenginlik, Kâh çaylar gibi coşar, kâh yeller gibi eser. Ey aşk artık anladım meğer sen her şeymişsin, Hem öldüren bir zehir, hem dirilten bir iksir; Allah’a götüren yollarda soluğun, sesin, Diriliş üflemekte ölü ruhlara bir bir... |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|