Öldürdünüz, ‘Okey’ mi? 10 Eylül 2007

[вσυя∂¢αη]

Öldürdünüz, ‘Okey’ mi?
10 Eylül 2007 Pazartesi
Canımızı, malımızı göz kapalı emanet edeceğimiz tek yer neresi olabilir?

Çağdaş bir devlet varsa bu sorunun yanıtı kesin olarak şöyle verilir:

-Polis!

Zaten zor durumların kurtuluş çığlığı da o iki kelime değil midir:

-İmdaaat Polis!

Ama bunlar çağdaş devlet yapısı içinde böyledir.

Eğer devlet “derebeylikler” halinde yapılanmışsa o zaman iş değişir.

Her derebeyinin kendi özel davranış biçimi vardır.

Derebeyi bazen zulmedenin karşısında durur, bazen de bizzat zulmün kendisi olur.

Tabii bunlar insanlığın feodal dönemlerine ait uygulamalardır.

İstanbul"da bir Afrikalı genç öldürüldü, biliyor musunuz?

Nijeryalı Festus Okey futbolcuydu. Onun ülkesinden bakınca Türkiye bir “umut ülkesi” gibi görünüyordu. Kalktı, daha doğrusu kaçtı geldi.

Türkiye"ye sığındı.

Futbolcuydu ya, nasıl olsa bir kulüp bulacak, kendisini gösterecek, transfer paraları alacak, anne-babasına telefon edecekti:

-Oğlunuzla gurur duyabilirsiniz, Türkiye liglerinde futbol oynuyorum!

Festus"un mahallesindeki anneler, babalar, kadınlar, kızlar, gençler, çocuklar sevinçle haykıracaklardı:

-Yaşasın!

Kim yaşasın?

-Yaşasın Festus, yaşasın Türkiye!

Ama tam tersi oldu:

Türkiye Festus"u öldürdü!

Niye Türkiye öldürsün ki? Polis öldürdü…

Diyemiyoruz!

Çünkü vuran polis ortada yok.

İnsanların can güvenliğinden birinci derecede sorumlu olan Emniyet Teşkilatı, bütün mesaisini gözaltına aldığı bir zavallıyı göğsünden vuran disiplinsiz bir polisi korumak için seferberliğe ayırmış durumda…

Korkudan tir tir titreyen zavallı Afrikalı genç, polisin silahını almak için süperman gibi uçarak tabancanın üzerine atlıyor. Amacı da silahı almak!.. Polisin açıklaması bu yönde…

Bu kadar aptallık olabilir mi?

Disiplinsiz bir polisi korumak adına, ülkenin itibarı feda ediliyor.

Kendisini kurtarmak için geldiği ülkede hayatı biten bu talihsiz Afrikalı gencin katili yargılanmalı. Ama yetmez! Sırasıyla bütün amirleri bu cinayetin sorumluluğunu üstlenerek ortaya çıkıp, disiplinsizliğin hesabını vermeliler.

Narkotik polisinin her büyük operasyonunda uyuşturucuları geri iterek kendilerini kameraların önüne atan İstanbul"un en üst iki medyatik kamu görevlisi de Beyoğlu karakoluna gidip basının önüne çıkmalılar.

Hiç kıpırdayacak yeriniz yok:

Öldürdünüz, Okey mi?