![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8770
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bana Hoşçakal Demeden Gitti
"Her insanın hayatındaki yenilgileri ve yıkımları kabul ediş tarzı farklıdır ama neden hayatım boyunca kurmaya uğraştığım umursamazca yıkıyordum? Gerçekten kendimi bir erkeğin aşkına bu denli kaptırmış olabilir miydim? Hayır, hala on beş yaşımda olsam belki ama şimdi değil. Karanlık bir geçmişim varmış, hıh... Herkesin hatta pamuk prensesin bile karanlık bir geçmişi vardır. Sırf karanlık bir geçmişi var diye kimse akıl hastanesine kapatılmaz" "Burası bir akıl hastanesi değil; bir klinik. İstediğin zaman çıkıp gidebilirsin buradan." "Her neyse"dedim aldırmaz bir tavırla. Ama aldırmıştım. İkimizde çok iyi biliyorduk ki artık ne gidebilecek bir evim ne de dönebileceğim bir işim vardı. Gölete vuran aksimi izledim uzun uzun. Dünyanın ücra bir köşesine sıkışmış bu bahçenin küçük bir ormanı andırması çok hoşuma gidiyor. Huzurla ilgili bir şey değil bu tam tersi orman cadılarıyla, cinleriyle, yolunu kaybetmişleri yutan ağaç kılığına girmiş canavarlarla ilgili dinlediğim onca masalda ki ormanları andıran yanını sevdim buranın. Bahçenin tam ortasında ana binayla kafeteryayı birbirine bağlayan patikanın üzerinde koca bir söğüt ağacı var; dalları o kadar sığ ve kendisi o kadar ulu ki küçük bir mabedi andırıyor. Din adamlarının küf kokulu, tozlu ibadethanelerinden çıkıp kendileri ve cemaatleri için birer söğüt ağacı bulmaları gerektiğini düşünüyorum akşam güneşi batarken kızıllaşan söğüt dallarına bakarken. "Buraya kendi isteğimle gelmedim". Tıpkı annemin ses tonunu kullanmıştım bunu söylerken. Boğazımı temizleyip devam etmeye çalıştım. "Sevgilim yani eski sevgilim bir gün beyaz üniformalı iki görevliyle kapıma dayandı ve ben kendimi burada buldum. Kim bilir belki de birinin bunu yıllar önce; ben geçmişimi karanlıklarla kirletmeden evvel yapmalıydı. Bunu anladığımdan beri dışarısı korkutuyor beni. Eskisi kadar güçlü değilim hatta hiç bir zaman eskisi kadar güçlü olmadım". Göbek dekoltesini cömertçe sergileyen bir heykelin karşısına geçerek saatlerce garip sesler çıkaran bir adama neden bu kadar açıklama yapma gereği duyuyordum ki? *******i televizyon izlerken gamsız tasasız bir şekilde cips yiyen adam güneş doğar doğmaz acıların insanları olgunlaştıracağına kibrimizden arınıp nirvana ulaşmaya giden yolda ilk adımlarımızı atmamız gerektiğine dair öğretiler veren saplantılı herifin teki o. Ne anlar ki hayatın gerçeklerinden, işsiz, evsiz, parasız, ailesiz kalmadan? Başımı eğip ayaklarımın altındaki otlarla oynamaya başladım. Konuşmamız tılsımını yitirmişti. Gözlerini diktiği noktadan ayırmadan "bu günlük yeter" dedi. "Yeter" diye karşılık verdim şaşırtıcı derecede kendine güvenen bir sesle. Ayağı kalkıp gitti. Arkasından bakma gereği duymadım. Güneş tam karşımda ufuk noktasında batmak üzereydi ama henüz vakit vardı. "Güneş daha batmadı" dedim. Cümlem içimi aydınlattı... |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|