www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 10-16-2007, 07:26 PM   #1
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8772
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Tarihten Günümüze Seslenen Mektup

TARİHTEN GÜNÜMÜZE SESLENEN MEKTUP

Birinci dünya savaşında ırak cephesinde çarpışan 6. orduya bağlı 18.kolordu, 51. tümen, 9. alaydan İstanbul’ lu yüzbaşı Mehmet muzaffer bey son anlarını şöyle yaşadı.
Mehmet muzaffer bey Felahiye muharebesinde boynundan ağır şekilde yaralandığında artık ölüm vaktinin geldiğini anladı. konuşamadığı için cebinden çıkardığı bir zarfın üzerine kurşun kalemle yazarak sordu:
"kıble ne taraftadır?"
Yüzbaşı Mehmet muzafferin zarfın üzerine yazdığı ikinci cümle "kelime-i şahadet" oldu.
Tarih az önce sevgiyi ve inancı görmüştü, şimdi komutanı görecekti. bölüğünün bütün gücüyle çarpışmaya devam etmesini sağlamak isteyen yüzbaşı Mehmet muzafferin kanlı zarfın üç yerinde yazdığı son cümleleri bir hücum ve zafer emriydi:
"bölük intikamımı alsın!"
Mehmet muzaffer üçüncü cümlesini de imzalamak isterken ruhunu teslim etti. Din ve vatan aşkının resmini kanıyla çizerek, yer yüzünün en görkemli insanlık, inanç, vatan,sevgisi, kahramanlık, ve komutanlık anıtlarından birini kanlı bir zarfın üzerinden yükselterek gitti.
Kim bilir kime gönderilecek bir mektup için hazırlanmış o zarf, bize gönderilen mübarek bir mektubu taşıdı.
Eğer o mektuptan haberdar olabilseydik, eğer o mektubu yazan üstün karakteri evlerimizde okullarımızda 6. ordu komutanı Halil paşanın da rica ettiği gibi şiirlere resimlerle yaşatıp çocuklarımıza örnek gösterebilseydik ruhumuz bu kadar yaralanırmıydı ve zihnimiz bu kadar karışırmıydı?
O mektup kaybolmasaydı, p mektup sahibine ulaştırılsaydı, o mektup ders kitaplarının başına konsaydı, milli varlığımızı kuşatan propaganda orduları bu kadar rahat hareket edebilirmiydi?
Bazı milletlerin kendine tarih aradığı bu dünyada büyük tarihimizin çocuklardan esirgenmiş olması milletimizi bütün tehlikelere açık hale getirmiştir. liselerde okutulan tarih kitaplarında Çanakkale Zaferi'ne kaç cümle ayrıldığını gördüğümüzde birçok ağır problemin kaynağını görmüş olursunuz.
Ne yazık ki ülkemizde "Mehmet Muzaffer'in yiğitliği, inancı, karakteri bu milletin çocuklarından esirgenmez " tek bir resmi kurum olmamıştır. En kaba taklitçilik, en açık teslimiyetçilik ve yabancı hayranlığı bu ülkenin en önemli kurumlarda kol gezerken tek bir resmi itiraz duyulmamıştır. ülke, tarihinden koparılıp, o tarihe şan veren değerlerinden uzaklaştırılırken doğacak tehlike hiçbir resmi kurumda gündemin bir maddesi bile olamamıştır. bütün milletler tarihlerine, kahramanlarına, milli hatıralarına sahip çıkarken ülkemizde tarihi köklerimize bağlılık, vatan ve bayrak sevgisi küçümsenmiş, bu sevgini dalgalandığı manevi direkler aşağılanmış; yabancı kültürlere teslimiyet ve yabancı çıkarlara hizmetçilik yüceltilmiştir.
Mehmet Muzaffer adındaki o büyük karakter 90 yıl öncesinden bize bir defa daha seslenmekte ve o kanlı zarfı bize bir defa daha uzatmaktadır...
bu gerçek hikaye Recep Şükrü APUHAN'ın "SON KAHRAMANLAR" adlı kitabından alınmıştır..
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:37 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.