![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8771
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() 20. HADİS-İ ŞERİF: Resulullah (SAV) Efendimiz Rabb’ ından naklen anlatıyor:
"Allah-ü Teâlâ şöyle buyurdu: -Ben kulumun zannına göreyim... O halde, Benim için hayır zannında bulunsun. Ve Ben, Beni andığı zaman kulumun yanındayım." Bu da Kudsî bir Hadis-i Şeriftir. Bilesin ki, Yüce Hakk’ ın her şeyde bir zuhuru vardır. Bu, has bir zuhurdur ki o zuhura mahal olan şeyin istidadına göre şekil alır. Şundan ki: Tecelli, kendisinde tecelli vâki olanın durumuna göre olmaktadır... Zuhur da aynı şekilde Hakk’ ın mazharlarından bir mazhardır. Ve tecelli, mazharın durumuna göre olmaktadır. Durum böyle olunca, kendisinde bir şey zuhura gelecek olan korkulu bir kimse ise, onda meydana gelecek şey korku sûretinde gelir. Şayet kendisinde bir şey zuhura gelecek olan ümidli bir kimse ise, onda muhabbet zuhur eder. Hâsıl-ı kelâm, yukarıda anlatılan kıyas yapılarak: Aşklı ise aşk zuhura gelir... İşbu anlatılan mânâ, Cüneyd-i Bağdadî Hazretleri' nin şu cümlesinde saklıdır: "Suyun rengi kabının rengidir." Yukarıda anlatılan cümlelerden de anlaşılacağı üzere, O, her bilginin aynıdır. Her sanılanın aynıdır. Her anlaşılanın aynıdır. Hatta her ilmin, her zannın, her fehmin aynıdır. Ve O ancak itikat edenin itikadına göre zuhur eder. Her şey onun tecelli suretleridir. Zuhuratının çeşitleridir. Zâtının tecelligâhıdır. Esmasının ve sıfatlarının aynalarıdır. Ve O her itikad sahibinin ve itikad edilen şeyin de aynıdır. Buraya kadar anlatılanlar: "Ben kulumun zannına göreyim. O halde benim için hayır zannında bulunsun" cümlesinin bir açıklaması idi. Diğer kısmın açıklamasını aşağıda bulacaksınız. "Ve Ben, Beni andığı zaman kulumun yanındayım..." buyuruldu. Bunun manası, şu şekilde açılabilir: "Ben kulumla, Beni zikri şekli ile olurum. Şayet o, Celâl isimleri yönünden zikrini yaparsa ona Celâl isimleri yolu ile tecelli ederim. Şayet o, Cemâl isimleri yolundan zikrini yaparsa ona Cemâl isimleri yolundan tecelli ederim." Bu Hadis-i Şerife bir şerh yapmak daha icab edecek. Bu manaya göre şöyle buyrulur: "Ben tâyin edilen her şeyde belli bir varlığım. Fark ve kesret şehâdetgâhında, Beni müşahede eden ‘zancı'ları kemâle erdiririm. Sonra, Benimle oluşu yönünden onunla olurum." İşbu mana şu âyet-i kerimenin derin manasında saklıdır: "De ki, herkes kabiliyetine göre amel eder..." ( İsrâ Suresi, Ayet-84) [Tevhid üç derecede anlatılır: Delil ile Allah 'ın varlığına dair hüküm; ilmî yoldan Allah' ın birliğini bilmek; irfan sahibinin kalbinde ilahî rüyetin galip gelmesi. Öyle ki artık onda başkasını görecek hal kalmaz. Bunlardan birincisi, her iman sahibi içindir. İkincisi âlimlerin tevhididir. Üçüncüsü, irfân sahiplerinin tevhididir.] sadreddin konevi |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|