www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 03-06-2008, 02:32 PM   #1
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Wink Neleri Yiyip İçebiliriz

Yiyip içmesi haram olan şeyler
Sual: Yiyip içilmesi haram olan şeyler nelerdir? Haram edilmesinin sebepleri nelerdir?
CEVAP
Dinimiz haram ettiği için bazı hayvanların etleri yenmez. Elbette bunda bazı hikmetler vardır. Müslüman, hikmetini bilmese de dinin yasakladığı şeyi yapmaz. Gıdaların insanlar üzerinde iyi ve kötü tesiri olduğu bir gerçektir. Annesi kötü ise veya kötü bir kadının sütü ile beslenen çocuk yaramaz olur. Böylesine sütü bozuk derler. Kendi faydasını düşünen insan, dinimizin helal kıldığı şeyleri yemeli, yasak ettiği şeylerden kaçınmalıdır.

Yiyip içmesi haram olan şeyler:
1- Bizzat kendisi haram olan şeyler yemek. [Leş, hınzır eti ve şarap gibi.]

2- Kendisi haram olmayıp, gasp, hırsızlık, rüşvet yolu ile alınan şeyler.

3- Doyduktan sonra yemek.

4- Alerji yapan gıda yemek. [Mesela balık, et, süt, yumurta, pastırma, turşu, çilek zarar verirse, bunlar, yalnız zarar verene haram, zarar vermeyene mubahtır.]

5- Zararlı şeyler yemek. [Mesela çamur, toprak, cam gibi.]

6- Zehirli olan şeyler yemek. [Zehirli ot, kokmuş et gibi.]

7- Uyuşturucu maddeler yemek. [Doktor tavsiyesiyle ilaç olarak kullanmak caizdir.]

8- Temiz, fakat iğrenç şeyler yemek. [Kurbağa, kanı olmayan böcekler, meyvenin, peynirin ve etin kurtları gibi.]

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Leş, akıcı kan, pis hınzır ve Allah’tan başkasının adı ile kesilmiş olan hayvanları yemek haramdır.) [Enam 145]

Âyet-i kerimede sayılan bu haramlardan başka, yukarıda sekiz madde halinde açıklanan hususların da haram olduğu Peygamber efendimiz tarafından bildirilmiştir.

Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-06-2008, 02:33 PM   #2
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Eti yenen ve yenmeyen hayvanlar
Sual: Eti yenen ve yenmeyen hayvanlar nelerdir?
CEVAP
Kurt, ayı, aslan, kaplan, pars, sincap, samur, sansar, maymun, sırtlan, fil, köpek, kedi, tilki, gelincik gibi avını köpek dişi ile yakalayan yırtıcı hayvan yenmez.[Şafii’de tilki, sırtlan, samur, sincap, gelincik yenir.] Avını pençesi ile yakalayan ve leş yiyen, çaylak, kartal, kerkenez, kuzgun, akbaba, leş kargası, yarasa, atmaca, şahin gibi kuşlar yenmez.

Haşarat, yani toprak içinde yuvası olan küçük hayvanlar helal değildir. Fare, akrep, yılan, kertenkele, kene, kurbağa, kaplumbağa, arı, sivrisinek, kara sinek, köstebek, kirpi, bit, pire gibi haşarat yenmez. [Şafii ve Maliki’de kirpi, kertenkele yenir.]

İğrenç olmayan, leş yemeyen, avını pençesi ile yakalamayan kuşlar yenir. Mesela ördek, saksağan, kumru, bülbül, keklik, deve kuşu, bağırtlan kuşu, güvercin, bıldırcın, tarla kargası, tavus, kırlangıç, baykuş, papağan, turna, serçe ve sığırcık gibi kuşlar helaldir. Hüdhüd [ibibik] mekruhtur.

[Şafii’de kırlangıç, tavus, hüdhüd, papağan, yarasa yenmez. Leylek hariç, martı ve balıkçıl gibi deniz kuşlarının hepsi yenir.]

Zürafa, geyik, ceylan, tavşan ve evcil hayvanlardan sığır, davar ve kümes hayvanları yenir.

Tezek ve başka necis şeyleri yiyen hayvanın eti kokarsa yemesi mekruhtur. Temiz şey ile beslenip, pis kokusu kalmazsa caiz olur.

[Necaset yemiş olan tavuk, koyun ve sığırı hemen kesip yemek mekruhtur. Tavuğu 3, koyunu 4, sığır ve deveyi 10 gün hapsetmek, yani necaset yedirmeyip temiz gıda ile beslemek gerekir. Şafii’de ise deve 40, sığır 30, koyun 7, tavuk 3 gün hapsedilir.]

Yalnız süt emip başka bir şey yememiş olan küçük kuzuların öldükten sonra karınlarından çıkarılan peynir mayaları temizdir. Koyun, sığır gibi ölmüş hayvanların memelerinden çıkan sütler de temizdir.

Hasta veya bayıltılan bir hayvan, diri olup olmadığı bilinmiyorsa, boğazlanırken hareket ederse veya diri hayvandaki gibi kan çıkarsa yenir. Çünkü bunlar hayat alametidir. Hayat alameti yoksa yenmez.

Hayvanların akan kanı necistir. Etteki akmayan kanı, karaciğeri ve dalağı temizdir.

Çok kimse, bilmediği için, çekirge yenmez zanneder. Çekirgenin helal olduğu hadis-i şerifle bildirilmiştir. Dört mezhepte de yenir.

Besmelesiz kesilen hayvan yenmez. Besmele çekmek unutulursa yenir.
Şafii’de Besmelesiz kesilen hayvanı yemek de caizdir. Maliki’de, Besmele unutulursa da yenmez.

Dinsizlerin kestiği, hayvan yenmez. Kesmeyip de, bir yerine bıçak saplayarak, alnına vurarak veya boğarak veya ilaçlayarak, elektrikleyerek öldürülen kara hayvanları, leş olur. Bunları yemek haram olur.

Müslüman kasaptan alınan bir etin, nasıl kesildiği bilinmiyorsa, helal olmak ihtimali varsa, [yani, kesenler müslüman ve dinsiz karışık ise], yemek caiz olur. (Mizan-ül-kübra, Hadika, Berika, Mezahib-i erbea, Hayat-ül hayvan)

Sual: Eti yenen hayvanların yenmeyen yerleri nelerdir?
CEVAP
Eti yenen her hayvanın 7 yeri yenmez. Bunlar, akan kan, idrar aleti, hayaları [koç yumurtası], bezleri [guddeleri], safra kesesi, dişi hayvanın önü ve idrar kesesidir.

Sual: Martı yenir mi?
CEVAP
Hanefi ve Hanbeli’de yenmez. [Şafii ve Maliki’de martı ve balıkçıl yenir.]

Sual: At eti yenir mi?
CEVAP
At eti, tenzihen mekruhtur. [Şafii ve Hanbeli’de helal, Maliki’de haramdır.]

Sual: Denizden çıkan her hayvan yenir mi?
CEVAP
Hanefi mezhebinde balık şeklinde olmayanlar yenmez. Kalkan, sazan, Yunus balığı, yılan balığı yenir. Kalamar, mürekkep balığı, deniz hınzırı, deniz aygırı gibi hayvanlar ve yengeç, midye, istiridye, ıstakoz, kerevit, karides gibi deniz haşaratı yenmez.

Kara salyangozu hiç bir mezhepte yenmez. Deniz salyangozu sadece Hanefi mezhebinde yenmez. Diğer üç mezhepte ise, deniz ürünlerinin hepsi yenir.

[Şafii’de denizde yaşayan her hayvan yenir. Bir kısım Şafii âlimlerine göre ise, tab’an pis olanlar yenmez. Peygamber efendimiz, (Denizin suyu temizdir, meytesi [bir sebeple öldürülmüş olanı] helaldir) ve (Kendiliğinden ölüp de, su üstüne çıkan balığı yeme, su çekilip de açıkta kalarak ölmüşse onu ye! Böyle bir sebeple denizde öleni de ye!) buyurdu.]

Su içinde kendiliğinden ölüp, karnı üst tarafta duran balık yenmez. Fakat ağ, saçma, ilaç, sarsıntı, dinamit veya herhangi bir madde ile ölen her balık yenir. Suyun açılıp kurumasında, fazla sıcaktan veya fazla soğuktan dolayı ölen veya kuşlar tarafından öldürülen, su içinde bağlı tutulmakla ölen, buz arasında sıkışarak ölen balıklar yenir. Deniz içinde ölen veya sudan çıkarılmadan tokmak ile vurulup öldürülen veya bıçakla başı kesilen balıklar yenir. Temiz olmayan suların içindeki balıkları yıkayıp yemek caizdir. Avlanan bir balığın içinden çıkan balık, sağlam ise yenir.

Sual: Buffalo, zürafa, zebra, kanguru, deve kuşu yenir mi?
CEVAP
Hepsi de yenir. Avını köpek dişi ile yakalayan hayvanın eti yenmez. Avını pençesi ile yakalayan, leş yiyen kuşların eti yenmez.

Bir hadis-i şerif meali:
(Azı dişi olan yırtıcı hayvanlar ve pençesiyle avlanan kuşlar yenmez.) [Müslim]

Buffalo, sığır gibi ot yer, geviş getirir. Zürafa ve zebra ceylan gibi ot yer, kanguru, tavşan gibi ot yer. Bunların köpek dişleri yoktur. Deve kuşu, hindi gibidir, avını pençesiyle yakalamaz, leş yemez. Yumurtası da yenir.

İhtiyaç halinde mezhep taklidi
Sual: İhtiyaç olunca diğer mezhepleri taklit ederek deniz haşaratı yenir mi?
CEVAP
Mezheplerdeki farklı hükümlerin rahmet olduğu hadis-i şerifle bildirilmiştir. Zaruret veya ihtiyaç olunca, başka mezhep taklit edilerek, o mezhepteki helal olan bir hayvan yenir. Mesela kirpi etinin ekzama, kaşıntı, sedef, baras gibi deri hastalıklarına ve gelincik denilen fil hastalığına iyi geldiği Hayat-ül hayvan kitabında yazılıdır. Hanefi ve Hanbeli mezhebinde kirpi eti yemek haramdır. Şafii ve Maliki mezhebinde caizdir. Tesirli başka mubah bir ilaç yoksa, hastanın, bu iki mezhepten birini taklit ederek kirpi eti yemesi caiz olur. Kirpinin başını besmele ile kesmek gerekir. Kirpi insanların yanında başını gizler, suya konunca başını çıkarır. Böylece başını kesmek kolay olur.

Aç kalıp kendi mezhebine göre helal olan yiyecek bulamayan kimse, başka mezhepte helal olan bir yiyeceği yer. Hiçbir mezhepte de çare bulamazsa, ölmeyecek kadar haram olan gıdadan yiyip içmesi caiz olur. (Hadika)

Yenmeyen hayvanlar
Sual: Bazıları, (Köpek, yılan, kartal gibi bütün hayvanlar helaldir. Domuzdan başka hiçbir hayvan haram değildir. Domuzun da yağı, derisi ve gerisi helaldir. Hiçbir hadise inanılmaz) diyorlar. Peygamber efendimiz 23 yıl dini tebliğ etmedi mi? 23 yıl içinde neyin haram, neyin helal olduğunu bildirmedi mi? Köpeğin helal olduğunu bildiren hiçbir kitap var mıdır? Bunlar Peygamber efendimizin bildirdiklerine niye inanmıyorlar?
CEVAP
Bir hayvan leş ise, eti pis, yağı ve kanı temiz olmaz. Kur’an-ı kerimde açıkça yazmıyor diye domuzun pisliğine helal denir mi hiç?

Bunların hadis-i şeriflere inanmamalarının birkaç sebebi olabilir:
1- Resulullahın yalan veya yanlış söyleyeceğini sanmış olabilirler. Peygamber efendimizin doğru, emin olduğu bir çok âyet-i kerime ile bildiriliyor. Hâşâ Allahü teâlânın helal ettiklerine haram demiş olsaydı, Allahü teâlâ müdahale etmez miydi? İşte bir âyet-i kerime meali:
(Eğer o [Peygamber] bize atfen, bazı sözler uydursaydı, biz onu kıskıvrak yakalayıp can damarını koparır, helak ederdik, hiçbiriniz de buna engel olamazdınız.) [Hakka 44-47]

Demek ki, Peygamber efendimizin Kur’an-ı kerime aykırı bir şey söylemediği, bu âyet-i kerime ile de sabittir. Şu halde, Resulullah efendimizin haram ettiği her şey Kur’ana uygundur. Ona uymak Kur’ana uymak olur. Birkaç âyet-i kerime meali:
(İhtilaflı bir işin hükmünü öğrenmek için Kur'ana ve Sünnete bakın!) [Nisa 59]

(İhtilaflı şeyleri insanlara açıklayasın diye bu Kitabı sana indirdik.) [Nahl 44, 64]

(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(O nebi, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]

2- Eshab-ı kiramın yalan söylediğini sanıyorlardır. Eshab-ı kiram Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an-ı kerimde övülmüş, her birinin Cennetlik olduğu açıkça bildirilmiştir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal verip savaşanlar, daha sonra mal verip savaşanlarla eşit değildir. Onların derecesi, sonradan Allah yolunda harcayıp savaşanlardan daha yüksektir. Fakat Allah hepsine de en güzel olanı [Cenneti] vaad etti.) [Hadid 10]

Âyet-i kerimede, sapıklara fırsat vermemek için, ve küllen vaadallahü hüsna buyuruluyor. Yani Allah her birine Cenneti söz vermiştir buyuruluyor. Fazilet bakımından, Mekke’nin fethinden önce Müslüman olanlar, daha sonra Müslüman olanlardan elbette üstündür. Ama hepsi de Cennetliktir.

Hepsinin Cennetlik olduğuna dair başka bir âyet-i kerime meali:
(Muhacirlerin ve Ensarın [Muhacir eshaba yardım edenlerin] önce gelenlerinden ve bunların yolunda gidenlerden Allah razıdır ve bunlar da, Allah’tan razıdır. Allah bunlar için, altından ırmaklar akan Cennetler hazırladı. Bunlar Cennetlerde sonsuz olarak kalacaklardır.) [Tevbe 100]

3- Resulullah da, Eshab da doğru söyledi. Ama hadis âlimleri yalan söylemiş sanabilirler. Âlimlere itimat etmemizi Allahü teâlâ bildiriyor. (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) buyuruyor. (Nahl 43)

Peygamber efendimiz de buyuruyor ki:
(Âlimlere tâbi olun.) [Deylemi]

(Alimler, Peygamberlerin vârisleridir.) [Tirmizi]

(Âlimler rehberdir.) [İ.Neccar]

Bu iddia sahipleri başka dinden olabilirler. Müslümanmış gibi gözüküp müslümanların itikadlarını bozmak istiyorlardır. Geriye, başka ihtimal kalmadı zaten.

Balık nasıl yenir?
Sual: Yalnız Kur’an diyenlere göre, balık avlayıp yemek caiz mi?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde balık eti hakkında mealen buyuruluyor ki:
(Taze et [balık] yemeniz ve [inci mercan gibi] ziynet çıkarmanız için denizi emrinize veren Odur.) [Nahl 14]

Hangi hayvanların nasıl yeneceği de şöyle bildiriliyor:
(Meyte, kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesilenler size haram kılındı. Henüz ölmeden kesmeniz hariç, boğulmuş, vurulmuş, düşmüş, boynuzlanmış ve canavar tarafından parçalanmış hayvanlar haramdır.) [Maide 3]

Devamındaki âyette de, keserken Allah adının anılması, yani Besmele çekilmesi bildiriliyor.

Meyte, boğazlanmadan, dine uygun kesilmeden ölen hayvandır, leştir. Bir hayvan ötekini öldürse, dine uygun boğazlanmadığı için yenmez. Âyete bakınca, balığın da Besmele ile boğazlanması gerektiği anlaşılıyor. Ama balıkları hiç kimse kesmiyor. Âyetten anladığımıza uyarsak, balığı kesmeden yemek caiz olmaz. Fakat Peygamber efendimiz açıklıyor, (Balıkları kesmek gerekmez), hatta (Besmele çekmek de gerekmez) buyuruyor.

Balıkları dinamitle veya başka şeylerle öldürünce yine yenir. Hatta bir balık ötekini yese, her iki balık da yenir. Halbuki aslan bir geyiği parçalasa, o geyik yenmez. Peygamber efendimizin açıklaması olmadan bunları Kur'an-ı kerimden anlamak mümkün olmaz.

Âyette, kanın da haram olduğu bildiriliyor. Dalak da kandır. Âyete bakarak dalak yemenin de haram olduğunu söyleyen cahiller olmuştur. Peygamber efendimiz, iki kanın helal olduğunu bildirmiştir. Bu iki kanın birisi dalak, öteki de ciğerdir.

Namazlar ne zaman, nasıl kılınır? Namazın farzları, müfsitleri, vacipleri, sünnet ve mekruhları nelerdir? Bunları Kur’an-ı kerimden çıkarmamız mümkün değildir. Peygamber efendimiz bunların hepsini açıklamıştır. Onun açıklamasına uymayan, mezhep tanımayan kimseler büyük dalalet içindedir.

Başka mezhebi gözetmek
Sual: Kendi mezhebinde caiz, fakat başka mezhepte haram olan bir şeyi yememek evla değil midir? Mesela tilki eti Şafiide helal, Hanefide haramdır. Şafiilerin de yememesi uygun olmaz mı?
CEVAP
Elbette diğer mezhepleri de gözetmek müstehab olur, iyi olur. Mesela Şafiiler deniz haşaratı yemese iyi olur.
Şafiide kadına dokunmak abdesti bozar. Hanefiler de kadına dokununca abdest almaları müstehab olur, iyi olur. Almasalar da caiz ama, öteki hak mezheplere de uymak müstehab olur.

Tavşan eti yenir mi?
Sual: Peygamber efendimiz, çekirgeyi, idrar süzme organı olduğu için böbrekleri, kanlı olan dalak ve ciğeri yemediği gibi, yine bir kanlı hayvan olan tavşanı yemediği söyleniyor. Bunları haram olduğu için mi yememiştir?
CEVAP
Hayır, böbrek, ciğer, dalak haram değildir, helaldir.
Çekirge de helaldir. (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)

Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurmuştur:
(Çekirgeyi ne yerim, ne de, haram kılarım.) [İbni Mace, Ebu Davud]

Resulullah efendimizin yememesi onu haram kılmaz. Soğan sarımsak da yemezdi. Yenmesi için izin vermiştir.
Tavşan eti de helaldir. (Dürer, Mecma’ul-enhür)

Abdüllah ibni Abbas hazretleri buyurdu ki:
Resulullah ile otururken, bir köylü, tavşan kebabı hediye getirdi. Bize, (Yiyin) buyurdu.
Muhammed bin Safvan dedi ki: (İki tavşan yakaladım, kestim. Resulullaha sordum. İkisini de yememi emretti.) [Bedayi]

Hazret-i Enes anlatır:
Avladığımız tavşanı Ebu Talha’ya getirdim. O da, tavşanı keskin bir taşla kesti. “Şu budu Resulullaha götür” dedi. Hemen götürdüm. Resulullah onu yedi. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)

Hazret-i Cabir anlatır:
Kavmimden biri, taşla kestiği tavşanı, Resulullaha soruncaya kadar bekletti. Efendimiz yemesini emretti. (Tirmizi)

Halid İbn-ül Huveyris hazretleri anlatır:
Bir adam, avladığı tavşanı Abdullah İbni Ömer’e, “bunun eti yenir mi” diye sordu. O da, "Bir tavşan Resulullaha getirildi. Ne yedi, ne de yenmesini yasakladı, tavşanın hayız gördüğüne inanıyordu" dedi. (Ebu Davud)

Bu hadis-i şerifler de, tavşanın helal olduğunu bildirmektedir.

Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-06-2008, 02:33 PM   #3
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Şüpheli gıdaları yemek
Sual: İçinde domuz yağı olma ihtimali olan gıdaları yemek caiz midir?
CEVAP
Bazı kimseler; piyasadaki gıda maddelerinde domuz yağı ve meşrubatlarda alkol olabilir, kasaptaki et besmelesiz kesilebilir düşüncesiyle vesveseye kapılıyorlar.

İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:
(Haram olmayan, fakat şüpheli olan şeylerden de sakınmalıdır! Hadis-i şeriflerde, (Şüpheli şeyi terk et, şüphesiz şeyi al), (Şüphelilerden sakınan; dinini, ırzını korumuş olur. Şüpheli etrafında dolaşan, harama düşebilir) buyuruldu. Fakat yiyecek ve içeceklerde şüphe edip yememek, takva değil, vesvesedir. Mesela dinimiz, “Haram olduğu bilinmeyen şeyleri yiyin” der. Resulullah efendimiz, müşrikin; Hazret-i Ömer Hıristiyanın testisinden abdest almıştır. Eshab-ı kiram, gayrı müslimlerin verdiği suyu içerdi. Halbuki pis, necis olan şeyleri yemek haramdır. Kâfirler ise ekseriya pis olur. Elleri, kapları şaraplı olur. Hayvanı Besmelesiz keserler. Eshab-ı kiram, bunlara rağmen, necis olduğunu kesin bilmedikleri için, vesvese etmeyip; et, peynir gibi gıdaları alıp yerlerdi.) [İhya]

İmam-ı Kastalani hazretleri buyurdu ki:
(Peygamber efendimiz, Hayber’de, eshab-ı kiramla bir Yahudinin zehirli kebabından bir lokma yedikten sonra, (Bu et, bana zehirli olduğunu söyledi) buyurup başka yemedi ve son hastalığında, (Hayber’de yediğim zehirli etin acısını hâlâ hissediyorum) buyurdu.) [Mevahib]

Resulullah efendimiz, bir Yahudinin ekmeğini ve tereyağlı yemeğini temiz mi diye sormadan yedi. Bu domuz yağı mı, koyun yağı mı, ekmeğin hamuru su ile mi, yoksa şarap ile mi yoğruldu diye sormadı. Müşrik kadının su kabından abdest aldı. Bunlar, araştırmanın gerekmediğine birer delildir. (Berika)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
(Kâfirlerin vücutları değil, inançları pistir. Kur’an-ı kerimde, (Ehl-i kitabın [Yahudi ve Hıristiyanın] pişirdiklerini [ve kestiklerini] yemek helaldir) buyuruldu. (Maide 5)

Kâfirlerle alış-veriş eden Müslümanları pis bilmemeli, bunların yiyecek ve içeceklerinden sakınmamalı! Bu hâl, ihtiyat değil, bu halden kurtulmak ihtiyattır.) [Mektubat 3/22]

Kâfirler, gıdalarımıza necaset katabilecekleri gibi, zehir de katabilirler. Nitekim Yahudi yemeğe zehir katmıştır. Peygamber efendimiz de, araştırmadan o yemeği yemiştir. Çünkü necis olduğu bilinmeyen şeyleri yememek takva değil, vesvese olur. Dinimiz de vesveseden kaçmayı emretmektedir. (Hadika)

Dinimizde, “Bir şeyin helal olması için delil aranmaz, haram olması için delil aranır” kaidesi vardır. Necis olduğuna bir delil bulunmazsa, temiz kabul edilir. (Usul-i Pezdevi)

Margarin, sucuk, meşrubat ve diğer gıdaların içine necaset katılsa, fakat katıldığı bilinmese yemek caiz olur. Bilmek, ya bizzat görmekle veya adil Müslümanların necaset katıldığını biz gördük demeleriyle anlaşılır. Katılıyormuş demekle haram olmaz. (Eşbah)

Sabunlara da domuz yağı katılabilir. Fakat necasetli yağ ve domuz yağı sabun yapılınca, şarap sirkeye dönünce temiz olur. Bütün kimyevi değişmeler böyledir. (Tahtavi)

Gıda maddelerine hile yapılabilir. Fabrikada içine çeşitli necasetler katılabilir. Yahut ihmal yüzünden necaset karışabilir. Reçelin, pekmezin içine fare düşüp ölebilir. İmalatçı, kazanı dökmeyebilir. Meşrubatlara konan esans, alkolde eritilebilir. Bunun gibi çeşitli necaset karışabilir. Fakat içinde necaset olduğu kesin olarak bilinmeyen bütün gıda maddeleri temiz kabul edilir, yenmesi günah olmaz. (Tahrir)

Gıdalarda ve E listeli katkı maddelerinde domuz kökenli yağ, et yazmıyorsa yenmesinde mahzur yoktur, yazıyorsa yenmez.

Sual: Piyasadaki herhangi bir gıdanın, necis olma ihtimali olduğu için, sakınıp yememek gerekmez mi?
CEVAP
Necis olduğu kesin olarak bilinmeden sakınmak; vesvese, kuruntu ve zararlı olur. (Kimya-i Saadet)

Domuz E maddesi
Sual: Domuz yağı veya alkol bulunma ihtimali olan gıdaları yemek caiz olur mu?
CEVAP
İhtimal üzerine karar vermek yanlış olur. Dinimiz, (Bir şeyin helal olması için delil aranmaz, haram olması için delil aranır) der. Necis olan bir şeye dair bir delil bulunmazsa, temiz kabul edilir.

Margarinlerde domuzdan üretilen katkı maddeleri kullanıldığına dair çıkarılmaya çalışılan asılsız söylentiler ve “E listesi” ile ilgili iddialar üzücü bir haksızlıktır. Gıda katkı maddelerinin belirtilmesinde Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği, Avrupa Topluluğu kodunu benimsemiş ve kanunen ambalajlara yazılma zorunluluğu getirmiştir. Bu sistem çerçevesinde “E” ve ilgili gıda katkı maddesinin kod numarasının ambalaj üzerine konması zaruridir. Türkiye’de domuz kaynaklı katkı maddeleri ile domuz yağı içeren mamul gıdalara üretim izni verilmemiş olup, bahsi geçen E listeli katkı maddelerinin domuz kökenli olması kanunî açıdan da kesinlikle mümkün değildir. Margarinlerde domuz yağı veya domuzdan elde edilmiş herhangi bir katkı maddesi yoktur, hiçbir zaman da olmamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı da konuyu inceleyerek, bu tür dedikoduları yaymaktan sakınmak gerektiğini ve bu yağları yemenin dinen bir mahzuru olmadığını açıklamıştır. (Bitkisel yağ sanayiciler derneği)

Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-06-2008, 02:33 PM   #4
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

İçki, dinimiz ve sağlığımız
Sual: Şarabın, alkollü içkilerin, sağlığa faydalı olduğu, dozunda içki içmenin günah olmadığı söyleniyor. İçkinin dinimizdeki yeri nedir?
CEVAP
Kur'an-ı kerimde, hadis-i şeriflerde hamr kelimesi geçer. Hamr = alkollü içkidir. İçkinin, çeşitli hastalıklara yol açtığı, aklı azalttığı, karaciğeri bozduğu, beyni ve sinirleri harap ettiği, ilmi olarak defalarca tespit edilmiştir. Bir kimse, müslüman olmasa bile, sağlığa olan zararından dolayı içkiden uzak durmalıdır! Müslüman ise, sağlığa hiç zararı olmasa da, tek damla içmemelidir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Ey iman edenler, içki, kumar, putlar, fal okları şeytanın necis işleridir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık hepiniz vazgeçin!) [Maide 90,91]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İçkinin haram olduğuna dair kesin hüküm indi.) [Müslim]

(İhtimar [alkol teşekkül] etmiş her içki haramdır.) [Ebu Davud]

(Çoğu sarhoş eden içkinin, azını da içmek haramdır.) [Nesai]

(İçkide ilaç özelliği yoktur. Hastalık yapar.) [Müslim]

(İçki, bütün kötülüklerin başıdır.) [Taberani]

(İçki kötülük doğurur.) [Beyheki, Ruzeyn]

(İçki her kötülüğün anahtarıdır.) [İbni Mace]

(Allah’a ve ahirete inanan içki içmesin, içki içilen sofraya da oturmasın!) [Taberani]

(İçkiden sakının! Ağaç dal budak saldığı gibi, içki de, kötülük saçar.) [İbni Mace]

(İçki, günahların en büyüğüdür, her kötülüğün ve her günahın anasıdır.) [Taberani]

(İçki içenin haya perdesi yırtılır, şeytan ona yoldaş olur, her kötülüğe sevk eder ve her iyilikten alıkoyar.) [Taberani]

(Alkoliğin, kabrinden kalkarken, iki gözü arasında, "Bu Allah’ın rahmetinden mahrumdur" yazısı görülür.) [Deylemi]

(Rahmet melekleri, sarhoştan uzak durur.) [Bezzar]

(İçki içenin, kıyamette yüzü kara, dili sarkıktır, pis kokusundan herkes kaçar.) [Zevacir]

(Bir zaman gelir ki, içkinin adı değiştirilip helal sayılır.) [İ. Ahmed]

(İçki, zinadan kötüdür.) [R.Nasıhin]

(Allahü teâlâ, içki içene, içirene, alıp satana, yapana, saklayana, taşıyana, kendisine götürülene ve parasını yiyene lanet etti.) [İbni Mace]

(Emanete hıyanet edilir, zekat ceza gibi istenmeyerek verilir, aşağı kimseler, başa geçer, zalimlere şerrinden korkulduğu için iyilik edilir, içkiler içilir, çalgılar çalınır ve sonra gelenler [türediler] öncekileri kötülerse, çeşitli felaketlere maruz kalırlar.) [Tirmizi]

(Bir kral, bir adamı tutup “içki, katillik, zina ve domuz eti yemekten birini seç, yoksa seni öldüreceğim” der. Adam içkiyi seçer. Onu içince hepsini de yapar.) [Taberani, Hakim]

(Kötülüklerin hepsi kilitli bir yerdedir. Bu yerin anahtarı içkidir. İçki içen, o kapıyı açıp içine düşer.) [Abdürrezzak]

(Bütün kötülükler bir yere toplanmıştır. Bu yerin kilidi zina, anahtarı içkidir. Bütün iyilikler de bir yerde toplanmıştır. Bu yerin kilidi namaz, anahtarı abdesttir.) [İslam Ahlakı]

(Eski zamanlarda bir abid, insanlardan ayrı bir yerde ibadet ederken, bunu gören bir kadın, ona gönlünü kaptırır, hizmetçisini gönderir. Hizmetçi, abide gelip; bir şahitlik için sizi çağırıyorlar der. Abid de gider. Birkaç kapı geçerek güzel kadının yanına varır. Kadın, “Ya bu çocuğu öldür, ya benimle zina et veya şu şaraptan iç. Birini yapmazsan bütün gücümle bağırır, seni rezil ederim” der. Abid, bunlardan birini yapmak zorunda kalınca, şaraba razı olur. Şarabı içince sarhoş olur, daha sonra kadınla zina eder, çocuğu da öldürür. Vallahi iman ile şarap bir arada olamaz. Biri diğerini uzaklaştırır.) [İbni Hibban]

(Cenab-ı Hak, zurna, gırnata, ud, def gibi bütün çalgı aletlerini, cahiliyet döneminde tapınılan putları kaldırmamı emredip, kendisinden korkup da içkiyi bırakan mümine Cennet nimetlerini ihsan edeceğini de bildirdi.) [İ. Ahmed]

(Şaraba değişik isimler konup içilir, çalgı ve şarkıcı kadınlar çoğalırsa Allahü teâlâ onları yere geçirir.) [İbni Mace, İbni Hibban]

(Çalgılar çoğalır ve içkiler içilirse, yere batmak, başka kılığa çevrilmek gibi belalar gelir.) [Tirmizi]

(İçki içilir, kötü kadınlar çoğalırsa, erkek erkekle, kadın kadınla yetindiği zaman, çeşitli belalar gelir.) [Beyheki]

(Şarap içenin namazı kırk gün kabul olmaz.) [Tirmizi, Hakim, Nesai]
(Namazı kabul olmaz) demek, namazı boşa gider demek değildir. Namaz borcundan kurtulur, namaz kılmakla kavuşacağı büyük sevaptan mahrum kalır demektir. Namaz kılanın, günahları bırakması kolaylaşır. İçki içen de namaza devam etmelidir.

(Kişi, mümin olduğu halde zina ve hırsızlık edemez, içki içemez. Bunları yapan İslam halkasını boynundan çıkarmış olur. Tevbe ederse, Allahü teâlâ tevbesini kabul eder.) [Nesai]

(Zina eden ve şarap içenin imanı, gömleğin sırttan çıktığı gibi çıkar.) [Hakim]

(İçki ile iman, bir arada bulunmaz, biri, diğerini uzaklaştırır.) [Beyheki]

(İçki içenin kalbinden iman nuru çıkar.) [Taberani]

(Alkolik olan Cennete giremez.) [Hakim]

Her içki içene kâfir denmez. Çünkü Ehl-i sünnet itikadında büyük günah işleyene kâfir denmez. [Vehhabiler, büyük günah işleyene, mesela içki içene, namaz kılmayana, açık gezene kâfir derler. Vehhabiliğin bu yüzden de İslamiyet’le yani ehl-i sünnetle, alakası yoktur.] İslam âlimleri, (Cennete giremez) hadis-i şerifini, (Günahının cezasını çekmeden Cennete giremez) şeklinde açıklamışlardır.

Hep büyük günah işleyen, namaz kılamaz, haramlara önem veremez, Allah korusun imanını kaybedebilir. Bunun için içki içenin ve diğer büyük günahları işleyenin bir gün iman nuru sönebilir. Atalarımız, (Su testisi su yolunda kırılır) demişlerdir. Her su testisi, su yolunda kırılmadığı gibi, her içki içen de imansız ölür denemez. Fakat devamlı işlenen günahlar, insanı küfre sürükler. İçki içenler, namaza önem verip kılmaya devam ederse, içkiyi bırakmaları kolay olur. Kur’an-ı kerimde mealen, (Namaz, her kötülükten alıkoyar) buyuruluyor. (Ankebut 45)


Geridön


Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-06-2008, 02:33 PM   #5
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Domuz eti yemek haramdır
Sual: Domuzun herkese, ipek ve altının erkeklere haram edilişinin hikmeti nedir?
CEVAP
Dinimizde bir şey haram ise, hikmetini bilmesek de onun haram olduğuna inanmak gerekir. Muhammed aleyhisselamın peygamber olarak bildirdiği şeylere akla uygun olduğu, yahut tecrübe ile anlaşıldığı için inanmak iman olmaz. Çünkü bu, aklı tasdik etmek demektir. Haramlarda muhakkak vücuda zarar veren bir şey aranmamalıdır!

Domuz, her türlü necaseti yiyen çok pis bir hayvandır. Zararlı olduğu için yalnız Türkler değil, Avrupalılar da, bir kimseye hakaret etmek için “Domuz” derler.

Tevrat’ta domuz eti yasak edildiği için, bugünkü Yahudiler bile domuz eti yemezler.

Bugün tıp, insana en çok zarar veren ve hastalık bulaştıran etin domuz eti olduğunu tespit etmiştir.

Domuz eti yiyenlerde [safra kesesi iltihabı, apandisit, barsak iltihabı, çeşitli çıbanlar, mafsal kireçlenmeleri, damar sertliği, romatizma, grip, tansiyon yüksekliği, kalb anjini, enfarktüs gibi] çeşitli hastalıkların görüldüğü meydana çıkmıştır.

Domuz etinde bulunan büyüme hormonunun kansere sebebiyet verdiği açığa çıkmıştır. Domuz eti ile geçen trişinoz hastalığının bugün bile tedavisi yoktur.

Domuz şeridi [tenya], mide ve barsak yolu ile kana geçerek, göz, beyin gibi önemli organlarda ağır hastalıklara, hatta ölüme sebep olmaktadır.

Domuz eti yiyenlerde, kıskançlık hislerinin dumura uğradığı, namusunu kıskanmadığı tespit edilmiştir. Domuz yağı, E vitaminini birdenbire yok eder. İnsan, E vitamininden mahrum kalınca nesli söner, E vitamininin yokluğu sevgiyi, aşkı yok eder.

E vitamininin noksanlığında erkeklerde kısırlık, kadınlarda çocuk düşürme hastalığı ortaya çıkar. E vitamini yağlardaki acılaşmayı önler.

E vitamini tükenince A vitamini acılaşmayı önleyemez. A vitamininin yokluğunda da cinsiyete menfi yönde etki eder. Domuz eti ve yağı yiyenlerde karakter değişikliğinin ortaya çıktığı da tespit edilmiştir.

Domuz etinin, diğer hayvan etlerine hiçbir üstünlüğü yoktur. Üstelik hazmı güç, protein değeri çok düşüktür.

Domuzun daha başka zararları da tespit edilse, yine de (Mutlaka bu veya şu sebepten dolayı domuz haram edilmiştir) denilemez. Fakat hiç zararı tespit edilmese de dinimiz yasak ettiği için, domuz etini yemek haramdır.

İpek ve altının erkeklere haram ediliş sebebine de bu açıdan bakmak gerekir.

Sual: Domuz eti yerken besmele çekmenin hükmü nedir?
CEVAP
İbni Hacer-i Mekki hazretlerinin Zevacir isimli eseri ile, birkaç kitaptan aldığımız, küfre düşüren söz ve işlerden bazıları şunlardır:
- Kesin haram olduğu bilinen bir şeyi yiyip içerken besmele çekmek. Mesela şarap içerken veya domuz eti yerken Besmele çekmek küfürdür.
- Kâfirlerin dini âyinlerini, bayramlarını beğenmek. Mesela zaruretsiz bir Hıristiyanın Noelini tebrik etmek. Nevruz günü yumurta boyamak.
- Meşhur bir harama helal, meşhur bir helale haram demek. Mesela domuz yağı helal, üzüm suyu haram demek.

Domuz yağı helal diyenler
Sual: Reşat Halife denilen Mısırlı mezhepsizin kurduğu 19 culuk dinindekiler, (Allah Kur’anda domuz etini haram ediyor, yağına haram demiyor. Domuz yağı helaldir) diyorlar. Domuz eti haramsa yağı nasıl helal olur ki?
CEVAP
Bu sözde birkaç hata var:
Birincisi mantık, kıyas hatası. Bir hayvan leş ise, eti pis, yağı temiz olmaz. Reşat Halifenin mantığı ile Allahü teâlâ sadece etine haram dedi, yağına veya pisliğine demedi diye, domuzun pisliğine helal denir mi hiç?

İkincisi, haram edilmiş hayvanların hepsini Kur’anda bulmak mümkün mü? Mesela Kur’anda köpek eti yasaklanmıyor, yılan çıyan, kartal gibi hayvanların haram olduğu yazmıyor. Kur’anda bulamadım diye Allah’ın Resulünün haram ettiği bu hayvanlara helal denir mi? İnanmadıkları Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İhtilaflı bir işin hükmünü öğrenmek için Kur'ana ve Sünnete bakın!) [Nisa 59]

(İhtilaflı şeyleri insanlara açıklayasın diye bu Kitabı sana indirdik.) [Nahl 44, 64]

(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]

(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]

Allahü teâlâ, sadece Kur’ana bakın demiyor, Sünnete de bakın, Resulüme uyun diyor. Kur’anı o açıklar diyor. Allah’ın bu âyetlerine inanmayan Kur’ana ve Allah’a inanmış olur mu? Bunun için (Yalnız Kur’an) diyen sapıklar, kesinlikle Kur’ana ve Allah’a inanmıyorlar. Hadis-i şeriflerde hangi hayvanların yenilip yenilmeyeceği açıkça bildirilmiştir. Kur’an-ı kerimi açıklamak gerektiği gibi hadis-i şerifleri de açıklamak gerekir. Kur’anda, (Bilmiyorsanız âlimlere sorun) da buyuruluyor. (Nahl 43)

Bu âyetler, Resulullahın sözünün dinde delil olduğu gibi, âlimlerin de delil olduğunu bildiriyor. Bunları delil olarak kabul etmeyen Kur’ana nasıl inanmış olur ki? (Yalnız Kur’an) diyenler Allah’a, Kur’ana ve Onun Resulüne inanmayan tesettür düşmanı kimselerdir. Resulullahın sözünü kabul etmeyenlerin kâfir oldukları yine Kur’anda bildiriliyor:
(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151]

19’cu, inat ederek diyor ki:
Domuz yağının haram olmadığını, Allah’ın elçisi Reşat Halife, 6. surenin 145 ile 146. âyetini birbiri ile kıyaslayarak yapmıştır.
CEVAP
O âyetler yeni mi indi? Resulullah efendimiz o âyetleri nasıl açıkladı? 1400 senedir binlerce İslam âlimi geldi. Hangi İslam âlimi domuz yağı helal dedi ki? 146. âyette Yahudilere eti yenen hayvanlardan koyun ve sığırın iç yağının haram edildiği bildiriliyor. Buradan domuz yağının helal olduğuna nasıl kıyas edilir ki? Ne diye Reşat Halife’nin kıyasına inanıyorsun da, Resulullahın bildirdiğine inanmıyorsun? Allahü teâlâ, Resulüne vahiy ile bildirmiş O da bize bildirdi. Allah’a inanan vahye de inanır. Resulünün sözleri vahye dayanır. (Necm 4)

19’cu yine inatla diyor ki:
Bence içki günah diye üzümü yasaklamak gibi, domuz eti günah diye yağını, derisini ve gerisini yasaklamak anlamsızdır.
CEVAP
Dini hüküm hakkında sence, bence olur mu? O zaman insan sayısınca din olur. Buna da din değil, dinsizlik denir. Dinde nakil esastır. Din bilgileri zamanla değişmez. Allah ve Resulünün sözleri senettir. Bu yüzden, bizim gibilerin Kur’an hakkında görüşleri geçersizdir. Çünkü hadis-i şerifte, (Kur'anı kendi görüşüne göre açıklayan kâfir olur) buyuruluyor.

Emirlerde mantık aramak
Sual: Bazı kimseler diyor ki:
(Domuz etini iyice kaynatınca bir zararı olmaz. Bir bardak bira, bir damla şarap içmek, vücuda zarar vermediği için günah olmaz. Gusül ve abdest temizlik içindir. Vücut kirlenmedikçe, gusletmek veya abdest almak mantıksızlıktır. Namaz iyi bir jimnastiktir. Ama bugün modern jimnastik şekilleri vardır. Kapanmaktan maksat da erkekleri tahrik etmemektir. Saçın görünmesi erkekleri tahrik etmez. Kapanmasının hiçbir mantıki sebebi yoktur. Yakın akraba ile evlenmek, çocukların sakat olma riskinden dolayı yasaklanmıştır.)
Bu konuda ne dersiniz?
CEVAP
Dinimizde bir şey haram ise, hikmetini, fayda veya zararını bilmesek de onun haram olduğuna inanmak gerekir. Dinimizin bildirdiği şeylere akla uygun olduğu, yahut tecrübe ile anlaşıldığı için inanmak iman olmaz. Çünkü bu, aklı, tecrübeyi tasdik etmek demektir. Haramlarda muhakkak vücuda zarar veren bir şey aranmamalıdır!

Bugün tıp, her ne kadar hastalık bulaştıran etin domuz eti olduğunu tespit etmişse de, domuz etinde bulunan büyüme hormonunun kansere sebebiyet verdiği açığa çıkmışsa da, domuz eti ile trişinoz hastalığı geçiyorsa da, domuz şeridi, mide ve barsak yolu ile kana geçerek, göz, beyin gibi önemli organlarda ağır hastalıklara sebebiyet veriyorsa da, domuz eti yiyenlerde, kıskançlık hislerinin dumura uğradığı, namusunu kıskanmadığı ve daha başka zararları tespit edilmişse de, yine de (Mutlaka şu sebepten dolayı domuz haram edilmiştir) denilemez. Fakat hiç zararı tespit edilmese de, dinimiz yasak ettiği için, domuz etini yemek haramdır. Besmelesiz kesilen kuzu eti de haramdır. Demek ki, maksat, dinin emrine uymaktır.

Bir yudum şarabın, bir bardak biranın vücuda zararı olmayabilir. Bir damla idrarın da zararı olmayabilir. Ama dinimiz bunların damlasını yasak etmiştir.

Gusül ve abdest mutlaka maddi kirlerin temizlenmesi için değildir. Öyle olsaydı, su olmayınca toprakla yıkanmak, yani teyemmüm emredilmezdi. Halbuki toprağa bulaştırmak temizlemediği gibi, üstelik elimizi de kirletir. Demek ki gusül ve abdest, maddi temizlikten çok, manevi temizlik içindir. Hatta manevi temizlik için de değil, sırf emre uymak içindir.

Evet guslün ve abdestin maddi temizliğe de faydası olur. Ama asıl gaye maddi temizlik değildir. Modern jimnastik yapılsa namaz kılınmış sayılmaz. İyi olur diye üç rekatlık bir namazı dört kılsak namaz sahih olmaz. Demek ki, maksat, daha iyi hareket yapmak, daha çok namaz kılmak değil, dinin emrine uymaktır.

Kadınların kapanmasında, erkeklerin tahrik olma şartı yok. Hiç kimse olmasa da, dinimiz, namaz kılarken kapan diyor. Hiç kimse olmasa da evde, açık dolaşma diyor. Bunların erkekleri tahrikle bir ilgisi yok. Tahrik için olsaydı, cariye denilen kadınların başları, kolları, bacaklarının açık gezmesine, o kıyafetle namaz kılmasına dinimiz izin vermezdi. Gaye tahrik olsaydı, bir erkek, ana, bacı, kardeş çocuğu, süt kardeş, hala ve teyzenin saç, kol ve bacakları açık yanlarında oturamazdı. Oturmasına izin verildiğine göre, demek kapanma emrinin mutlaka tahrik ile ilgisi yoktur. Tahrik, belki birçok sebepten birisi olabilir.

Demek ki gaye, tahrikle hiç ilgili değildir. Esas gaye, söz dinlemektir. Saçı açmanın insanlara bir zararı yok, saçı kapatmanın mantığı, söz dinlemektir.

Bir erkek, kız kardeşi ile evlense çocukları mutlaka sakat olur diye bir şey yok. Yabancı ile evlilikte de aynı hastalıklar olabiliyor. Hazret-i Âdem zamanında kız kardeşle evlenmek Allahü teâlânın emri idi. Eğer mutlaka çocuklar sakat olsaydı, o zaman Allahü teâlâ bunu emretmezdi. Eğer maksat, çocukların sakatlığı olsa idi, 20 yaşındaki bir gencin, artık doğurmaları mümkün değil diyerek, menopoz dönemine giren halası ile, teyzesi ile evlenmesinde sakınca görülmez, süt kardeşle evlenmesi yasaklanmazdı.

Bununla beraber, dinimizin emrinde mutlaka faydalar, yasaklanmasında da zararlar vardır. Bir emirde hiç fayda, bir yasakta hiçbir zarar görülmese de, bunlara riayet etmek gerekir.

Haram zararlıdır
Sual: Bir şey zararlı olduğu için mi haram edilmiştir, yoksa haram edildiği için mi zararlıdır?
CEVAP
Bu hususta Ehl-i sünnetin iki büyük imamı olan imam-ı Eşari ile imam-ı Matüridi hazretlerinin görünüşte farklı iki ayrı kavilleri var ise de, aralarındaki ayrılık lafızda olup esasta birdir. Her ikisi de, Allahü teâlânın haram kıldığı, yasak ettiği her şeyin kötü ve zararlı olduğunu bildirmişlerdir. Bu hususta âlimler arasında ihtilaf yoktur. Mesela domuz eti zararlı olduğu için haram kılınmıştır. Haram kılındığı için de zararlı ve kötüdür.

Allahü teâlânın gönderdiği eski dinlerde, bazı şeyleri yemek haram iken dinimizde helal kılınmış, eski dinlerde helal olan, bazı şeyler de dinimizde haram kılınmıştır. Fakat bunda da bazı hikmetler bulunmaktadır. Bu hikmetler bildirilmemiştir. İnsanoğlu her şeyin hikmetini anlamaktan aciz kalmaktadır.

İlahi hikmetler
Dinimiz, sayısız varlıkların yaratılış hikmetini açıkça bildirmemiştir. Allahü teâlânın yarattıklarındaki hikmetlere bakıp, gerekli ibreti almayı emrettiği için insanoğlu gücü nispetinde ibret almaya gayret etmelidir!

Her varlığın yaratılışında, her emir ve yasakta nice hikmetler vardır. Ölçüsüz konuşan bazı kimseler (Bunun hikmeti şudur) diyerek kestirip atıyorlar. Halbuki, (Sayısız hikmetinden birisi de şu olabilir) dense belki daha az hata edilmiş olur. Meşhur ölçüsüzlerden birisi (Domuz etinin yasaklanmasındaki hikmet, içinde trişin isimli kurtların bulunmasıdır) demişti. Münkirler ise (Haram olmasındaki sebep, trişin ise, öldürülmesi mümkün) diyerek kafasına göre haramlığını kaldırıyordu. Eğer, (Domuz etinin haram edilişindeki hikmetlerden birisi de trişin) denseydi, münkirin itirazına da sebep olmazdı. Besmelesiz kesilen kuzu eti de haramdır. İnsanoğlu, emir ve yasaklardaki hikmetlerden kaçını anlayabilir? O halde insan, akıllara hayret ve durgunluk veren sayısız hikmetlere bakıp acizliğini idrak etmelidir! Allah’a iman eden, Onun emir ve yasaklarına riayet ederse, huzura kavuşur.

Yeşile, maviye, denize bakmak göz sıhhati için faydalıdır. Gökteki yıldızların, gezegenlerin hepsinin hikmetleri vardır. Bu gezegenler yollarından azıcık saparsa birbirlerine çarpıp paramparça olurlar.

Yerin içinde maden hazinesi saklıdır. Çeşitli madenler, kömür, petrol, soğuk ve sıcak sular, maden suları, kaplıca suları... Yerin içinde daha neler gizlidir. Yeryüzündekilerin hangi birisini sayabiliriz. İnsanoğlunun istifadesine verilen çeşitli bitkiler, sebzeler, meyveler, hayvanlar bulunur.

Bütün bunları yerli yerince dilediği gibi yaratan eşsiz hikmet sahibi Allahü teâlâya hamd olsun. Bunlar Onun varlığının apaçık delilleridir.

Bilmediğimiz birçok hikmetlerin yanında bildiğimiz hikmetler çok azdır. Güneş ışığında çeşitli ışınlar vardır. Işık olmasaydı gözlerden istifade mümkün olabilir miydi? Renkler nasıl ayırt edilebilirdi? Güneş olmasaydı, gece ile gündüz olmaz, her yer karanlık olurdu. Güneş, şimdiki yerinden dünyaya çok yakın olsaydı, fazla sıcaktan dünyada hiçbir canlı yaşayamazdı. Güneş dünyaya uzak olsaydı, soğuktan yine dünyada hayat olmazdı. Güneşi böyle dünyaya en uygun uzaklıkta yaratan Allahü teâlânın şanı ne yücedir.

Ayın hikmetlerinden birisi, kameri takviminin hesap edilmesine yaramasıdır. Bazı ******* ay ışığından da istifade edilir. Med-cezir hadisesi, ayın çekim kuvvetinden ileri gelir. Eğer Ay, dünyaya çok yakın olsaydı, med olayı olunca, denizlerdeki sular kabarıp dünyayı su altında bırakırdı. Ayı zararsız ,ama faydalı bir uzaklıkta yaratan Rabbimizin şânı çok yücedir.

Muntazamdır, cümle efalin senin,
Akıl ermez, hikmetine kimsenin.

Dinde teslimiyet esastır
Sual: 1- Faiz ekonomiye zarar veriyorsa haramdır, vermiyorsa haram değildir, demek doğru değil mi?
CEVAP
Faizin hiçbir zararı olmasa da, dinimiz yasak ettiği için haramdır.

Sual: 2- "Domuz eti, kancalı tenya üremesine müsait olduğu için, domuz pislik ve dışkılı ortamlarda yaşamayı sevdiği için yasaktır" demek yanlış mıdır?
CEVAP
O zaman ateist diyor ki: “Biz o etlerin içindeki tenyaları öldürüp, mikrop falan bırakmayız, sterilize ederiz, lokum gibi yeriz, niye haram olsun.” Biz ona diyoruz ki: Hayır tenya ile falan ilgili değil. Besmelesiz kuzu eti bile haramdır. Yani Allahü teâlâ haram ettiği için haramdır. Hıristiyan da “Biz domuz yiyoruz hiç zararını görmüyoruz, biz uygar milletiz, domuzun zararı olsa yer miyiz” diyor. Ne diyeceksiniz onlara? Pislik yediği için haram edilmesi de yanlış olur, tavuklar da pis ortama konursa her türlü pisliği yer. Yani bunlar dinde ölçü olamaz, aklımızla bir şeyi haram veya helal edemeyiz. Haram olmasının hikmetini bilemeyiz. Bir değil bir çok hikmeti olabilir.

Sual: 3- Faizin, zorda kalıp borç alanın bu sıkışık halinden yararlanmak gibi bir zararı vardır. İnsanların yardımlaşması, komşusu açken tok yatmaması, işçinin alın teri kurumadan hakkının verilmesi gibi insancıl kuralları olan İslam dininde, faiz de insanların birbirleri ile yardımlaşma, güçsüzleri koruma ilkelerine ters düştüğü için haram edilmiş denemez mi?
CEVAP
Peki adam, bankaya para yatırıyor faizini alıyor, bunun bankaya zararı olmadığı gibi kendine de olmuyor, niye yasak edilmiş ki? Bir de Avrupa gibi gayri Müslim ülkelerde Peygamber efendimiz faiz almak günah değil buyuruyor. Faiz haramsa her yerde her zaman haram olması lazım diyen çıkabilir. Buna ne diyeceğiz? Hepsine bir şey uydurabilirsiniz başkaları da başka şey uydurabilir ama, uydurulan şey İslamiyet olmaz, kendi görüşümüz olur. İnsan görüşü kadar din olursa hangisi hak, hangisi bâtıl anlaşılamaz. Çoğunluk da ölçü olmaz. Bugün dünyanın çoğunluğu gayri Müslim, hatta dinsizdir. Papazlar, Hıristiyanlar İncilleri akla uydurabilmek için devamlı değiştirdiler fakat herkesin görüşü farklı olduğu için en sonunda 4 İncilde karar verdiler. Şimdi üç tanrı fikrini İncillerden silmeye çalışıyorlar, yahut tevil ediyorlar. Üç demek bir demek bir demek üç demek gibi. Avrupalılara akılsız diyemezsiniz. Onların aklı da öyle çalışıyor. Demek istediğimiz sadece akıl ile yola çıkan yolda kalır, kurda kuşa yem olur.

Sual: 4- Cep telefonu sektörünü öldürür, tüketiciler mahkemelerde tazminat davaları kazanır diye cep telefonunun zararlarını söyleyen insanlar susturuldu. Faizin zararını söyleyen insanlar da, zar zor kurulmuş ve dışa bağımlı ekonomiyi çökertmemek için susturulmuştur. İçki de böyle değil midir?
CEVAP
Böyle düşününce dini aklımıza uydurmuş oluruz. Halbuki aklı dine uydurmak lazım.

İçkinin zararı olduğu için yasak edilmiş demek de aynıdır. O zaman adam zarar vermeyecek, sarhoş etmeyecek kadar az içersem niye günah olsun diyebilir. Allahü teâlâ bizleri imtihan ediyor. Hiç zararı olmasa da yasak ettiğinden kaçmak lazımdır. Mesela kız kardeşi şehvetle öpmek haram. Halbuki bu öpmenin ne zararı olur ki? Hani evlenince çocukları sakat falan olur deniyor. Bugün tıp ileri sayılır. Kan gruplarına bakar, hatta genlerini inceler, çocuk sakat olmayacaksa kız kardeşi ile evlenir. Halbuki kız kardeş ile evlenmek ebediyen haramdır. Mesele zarar kâr meselesi değil Allah’ın emrine uymak veya uymamak meselesidir. Yoksa aklımıza uymayanları kabul etmezsek ortada din diye bir şey kalmaz.

Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-06-2008, 02:34 PM   #6
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Gayri müslimlerin yemeklerini yemek
Sual: Hıristiyan kadınları, pişirdikleri yemekten bize getiriyorlar. Biz de bu yemekleri yiyoruz. Bazıları gayri müslimlerin pis olduklarını, hediyelerini almanın caiz olmadığını söylüyorlar. Doğru mudur?
CEVAP
Gayri müslimlerin yemeklerini yemek, verdikleri hediyeleri alıp kullanmakta mahzur yoktur. İslam âlimlerinin en büyüklerinden olan imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Tevbe suresi 29. âyet-i kerimesinde (Müşrikler elbette pistir) buyuruluyor. Hanefi âlimleri bu âyeti, Allahü teâlânın (Müşrikler pistir) buyurması, (Müşriklerin kalblerinin, itikadlarının pis olduğu içindir) diye açıklamışlardır. Gayri müslimler, temizliğe riayet ederlerse, bedenlerine pis denemez. Çünkü Peygamber efendimiz, bir yahudi evinde yemek yedi, bir müşrikin kabı ile taharetlendi. Hazret-i Ömer de bir Hıristiyan kadının kabından taharetlendi. Müşriklerin bedenleri de pis olsaydı, onların yemeklerini yemez, sularını içmezlerdi. Eğer müşriklerin bedenleri pis olsaydı, iman edince temiz olmamaları gerekirdi. O halde onlara pis denilmesi, kalblerinin pis olduğunu bildirmek içindir. İman edince kalblerindeki bu pislik gider, temiz olur. İtikadlarının, kalblerinin pis olması, bedenlerin de pis olmasını gerektirmez.

Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Ehl-i kitabın [Yahudi ve Hıristiyanların] pişirdiklerini, kestiklerini yemek helaldir.) [Maide 5]

O halde, kâfirlere karışan, alış-veriş eden müslümanları pis bilmemelidir! Böyle müslümanların pis olduklarını sanarak, bunların yiyecek ve içeceklerinden sakınmamalı, müslümanlardan ayrılmak yoluna sapmamalıdır! Bu hâl, ihtiyat değil, bu halden kurtulmak ihtiyattır.) [Mektubat c.3, m.22]

Yine İslam âlimlerinin en büyüklerinden olan imam-ı Gazali hazretleri de buyurdu ki:
(Haram olduğu bilinmeyen şeyler yenir. Peygamber efendimiz, bir müşrikin, Hazret-i Ömer de, bir Hıristiyan kadının testisinden abdest almıştır. Eshab-ı kiram, kâfirlerin verdiği suyu içerdi. Halbuki, pis, necis olan şeyi yemek haramdır. Kâfirler ise, ekseriya pis olur. Elleri kapları şaraplı olur. Çeşitli şekilde öldürerek leş ettikleri hayvanları yerler. Eshab-ı kiram, buna rağmen, necis olduğunu kesin olarak bilmedikleri için, onlardan et, peynir gibi gıda maddelerini alıp yerlerdi.) [Kimya-ı Seadet]

Dinimiz zimmiye [gayrı müslim vatandaşa] zekat hariç, sadaka, sadaka-i fıtr, adak ve hediye verilmesinin ve onlardan cizye ve hediye almanın caiz olduğunu bildiriyor. (Mevkufat, Dürer)

Dinimiz, kâfire itikadlarından dolayı hürmet etmenin ve selam vermenin caiz olmadığını; ama ihtiyaç halinde selam verip müsafeha etmenin caiz olduğunu bildiriyor. (Redd-ül Muhtar)

Zimmiye zulmetmek, müslümana zulmetmekten daha büyük günahtır. Zimmiyi üzmemek için selam vermek caizdir. (Dürr-ül-muhtar)

Hadis-i şerifte ise, (Zimmiye eza edenin hasmı ben olurum) buyuruluyor. (Hatib)

Yine hadis-i şeriflerde (Hediyeyi reddetmeyin!) ve (İstemeden verilen şeyi alınız! Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır) buyuruluyor. (Beyheki)

Sual: Kâfirin ikram ettiği yenir mi, verdiği hediye alınır mı, bardağından içilir mi?
CEVAP
Üçü de Evet.

Sual: Ateist komşuların getirdiği aşure veya tatlı gibi şeyleri yemek caiz mi?
CEVAP
Necis olduğu bilinmedikçe dinsizlerin yemeği yenir. Yani domuz eti ve şaraplı olduğu bilinmezse yenir.

Sual: Yurt dışında etli yemekleri yemek haram mıdır?
CEVAP
Yurtdışı deyince memleketini bildirmeniz gerekir. Amerika da Almanya da yurt dışı, Japonya da yurt dışı. Hıristiyanların kestiği etler yenir, Japonların, Çinlilerin, ateistlerin kestikleri et yenmez.

Sual: Şimdiki Hıristiyanlar kan akıtmadan, hayvanların kafasına kurşun sıkarak ya da boğarak öldürüyorlar. Bunların öldürdükleri hayvanları yemek caiz midir?
CEVAP
Boğarak veya kurşun sıkarak öldürdükleri kesin olarak biliniyorsa yenmez. Fakat zan ile olmaz.

Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-06-2008, 02:34 PM   #7
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

İlaçlara konan alkol maddeleri
Sual: İlaçların içine konan alkollerden hangileri haram, hangileri haram değil?
CEVAP
Öksürük, uyku ve benzeri teskin edici ilaçlar içerisinde muhtelif alkol tipleri var. Kimyevi olarak alkol tabir edilen maddelerden haram olan ve olmayanları var. Sadece etil alkol, haram olan alkoldür, diğerlerinin kimyadaki adı öyledir.

Alkol çeşitleri şöyledir:
İçilmesi haram olan alkol, etil alkoldür. Buna sadece alkol veya ispirto da diyorlar. Başka adı yoktur. Diğerlerinin kimyadaki adı alkoldür. Kullanılması günah değildir.
Bunlar: Etanol = Etil alkol = İspirto: Kısaca alkol denir. Şekerli selülozlu ve nişastalı her maddenin Fermantasyonu (Mayalanması) sonucu ortaya çıkar. Lak, vernik, boya, sabun, parfüm ve ilaçların hazırlanmasında çözücü olarak kullanılır.

Kullanılması günah olmayan alkollerden bazıları:
Metanol = Metil Alkol: Endüstride, çözücü olarak bazı boyaların elde edilmesinde kullanılır. 20 gramdan fazlası öldürür, azı gözü kör eder.

Gliserin = Propan triol: Her türlü yağlardan elde edilir. Eczacılıkta, kozmetik ve gıda sanayiinde ve dinamit yapımında kullanılır.

Fenil etanol: Gül yağında bulunur. Ester haline getirilerek parfümeride kullanılır.

Propanol = Propil alkol: İki çeşidi vardır: Normal propil alkol, izo propil alkol. Gıda sanayiin de kullanılmaz. Zehirlidir. Aseton elde edilmesinde ve çözücü olarak kullanılır.

Cetyl Alkol= Setil Alkol: Gliserin ile esterleşmesinden simil alkol elde edilir. Kozmetik sanayiinde kullanılır.

Butil Alkol = Butanol: Mısır karbonhidratlarının mayalanmasından elde edilir.

Benzil Alkol: Parfümeride esterleri kullanılır.

Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-06-2008, 02:35 PM   #8
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Çay-kahve faydalı, tütün zararlıdır
Sual: Bir tasavvuf kitabında, (kahve, tütün, tömbeki, esrar, şaraptan daha kötüdür. Çünkü şaraptan kırk günde kurtulmak mümkün, ama ötekilerden sıyrılmak çok müşküldür) deniyor. Kahve, tütün, şaraptan daha kötü nasıl olabilir?
CEVAP
Kitaptaki ifadelerde bir nakil hatası olabilir. İstanbul Üniversitesi yayınlarından Gıda Kimyası kitabında deniyor ki: (Çaydaki tein ile, eskiden ayrı bir alkaloit olarak kabul edilen Kafeinin aynı olduğu tespit edildi. Çayda %2,5-3, kahvede ise %1,3 oranında kafein bulunur.

Kafein, zihni açar, kan dolaşımını artırır, vücuda sıcaklık verir, yorgunluğu giderir, sindirimi kolaylaştırır. Fazlası sinir sistemi üzerinde etki yapar. Kalb hastalıklarında, sinirleri zayıf insanlarda ve çocuklarda az miktar kahve bile fena etki yapabilir.) [s. 658]

Çaydaki kafein, kahvedekinden iki misli fazladır. Kahvedeki kafeine haram denirse, çaydakine de haram denmesi gerekir. Çoğu zarar veren şeyin, zarar verecek miktarını kullanmamalıdır! Vücuda zarar verecek kadar çok yemek de haramdır. Bazı gıdalar, bazı hastalara zararlıdır. Vücuda zarar verdiği bilinen şeyleri kullanmak doğru değildir. Bir kimseye kahve ve çayın fazlası zarar veriyorsa az içmeli, azı da zarar veriyorsa hiç içmemelidir! Hastaya haram olan bir şey, sağlama da haramdır denmez. İmam-ı Münavi hazretleri, Camius-sagir şerhinde kahve içmenin haram ve mekruh olmadığını bildirmiştir. (Hadika s.143)

Çay ve kahvedeki kafein, tütündeki nikotin, fazla alınırsa elbette zararlı olur. Çoğu zarar veren mubah bir şeyin, zarar vermeyen az miktarının kullanılması haram değildir. Alkollü içkilerin ise, hiç zarar vermese de, damlası haramdır. İmam-ı Nevevi hazretleri buyuruyor ki: Sıvı içkilerin azı da haramdır. Esrarın sarhoş etmeyen miktarını ilaç olarak kullanmak caizdir. (Mühezzeb)

Afyonun da sarhoş etmeyen az miktarı haram değildir. (Feth-ur-rahim s.30)

İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki: Afyon ve diğer zehirli otların alınan çok miktarları haramdır, fakat az miktarlarını ilaç olarak kullanmak caizdir. (Zevacir)

Uyuşturucu benc otu mubahtır. Bununla sarhoş olmak haramdır. (Dürr-ül Muhtar c.3, s.166)

İbni Âbidin hazretleri, bunu açıklarken buyuruyor ki:
Benc otunu ilaç olarak kullanmak caizdir. Sarhoş edici miktarı caiz değildir. (Çoğu sarhoş edenin azı da haram olur) hadis-i şerifi sıvı içkilere mahsustur. Zehirli bitkileri ve sarhoş edici katı ilaçları az miktarda kullanmak haram olmaz. (Redd-ül Muhtar c.5, s.295)

Ali Echuri hazretleri, (Tütün içmek aklı giderir veya nafaka temininin terkine sebep olursa, haram olur. Böyle bir durum olmazsa haram olmaz) buyuruyor. (Gayet-ül-beyan)

Tütün mubahtır. (Essulh-u beynel-ihvan, El-ukudüddürriyye, Tahtavi, Berika)

Bursalı İsmail Hakkı hazretleri, ilk yazdığı kitaplarında, tütüne haram diyordu. Çünkü zamanın padişahınca tütün yasaklanmış, içene ceza veriliyordu.

Tütüne israf yönünden hiçbir âlim haram dememiştir. Fakirin su yerine meşrubat içmesi israftır, fakat alıştığı için çay, kahve veya tütün içmesi israf olmaz.

Şafii âlimlerinin çoğu, sigaraya tenzihen mekruh dedi. Hanefi’de, soğan, sarmısak gibi, tenzihen mekruhtur. (Tahtavi)

Büyük bir âlim, mubah olan bir şeyi yasaklarsa, talebelerinin itaat ederek, o şeyi kullanmamaları gerekir. Fakat bu herkese şamil edilemez.

Tütünün bazı zararları
45 yaşın altındakilerden, kroner kalb hastalığından ölenlerin % 80i sigara tiryakisidir.

Sigara içenlerde akciğer kanseri, içmeyenlere nispetle 15 kat fazladır.

Akciğer kanserine yakalananların % 94ünün sigara tiryakisi olduğu ortaya çıkmıştır.

Sigara içmeyen kadınlarda kısırlık % 3,8, sigara içenlerde, % 41,8dir.

Günde bir paket sigara içilen evdeki çocuklar da, günde 5 adet sigara içmiş gibi etkilenir.

Bilhassa hamile ve emzikli iken sigara ve alkole devam eden ana-babalar, çocuklarının hayatlarını tehlikeye sokmuş olabilirler.


Meşrubat ve kola içmek
Sual: Bir yazar, Türk Standartları Enstitüsü'nün standartlarına göre, Türkiye’de üretilen gazozların içinde litrede 5 gr. kadar etil alkol bulunmasına izin verildiğini belirterek, sanki piyasadaki gazozların ve kolaların ekserisinde alkol bulanabileceği intibaını veriyor. Meşrubat içen Müslümanlara hedonizmin [hazcılığın, kendine lezzet veren şeyin] kölesi diye hakaret ediyor. Piyasada alkolsüz gazoz ve kola yok mu? Mevcut meşrubatları içmekte dinen bir mahzur var mı?
CEVAP
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, (Necis olmayan gıdaları yemeyin) demiyor, (Necis olduğunu bilmediğiniz gıdaları yiyin) buyuruyor. Eğer (Mutlaka necis olmayanı yiyin) deseydi bu çok zor, hatta imkansız olurdu. Haram olmayan, fakat şüpheli olan şeylerden de sakınmalıdır! Fakat yiyecek ve içeceklerde şüphe edip yememek, takva değil, vesvesedir. Resulullah efendimiz, müşrikin; Hazret-i Ömer, hıristiyanın testisinden abdest almıştır. Eshab-ı kiram, gayrı müslimlerin verdiği suyu içerdi. Halbuki pis, necis olan şeyleri yemek haramdır. Kâfirler ise ekseriya pis olur. Elleri, kapları şaraplı olur. Hayvanı Besmelesiz keserler. Eshab-ı kiram, bunlara rağmen, necis olduğunu kesin bilmedikleri için, vesvese etmeyip, et, süt, peynir gibi gıdaları alıp yerlerdi. (İhya)

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Kâfirlerin vücutları değil, inançları pistir. Kur’an-ı kerimde, (Ehl-i kitabın [Yahudi ve Hıristiyanın] pişirdiklerini [ve kestiklerini] yemek helaldir) buyuruldu. Kâfirlerle alış veriş eden Müslümanları pis bilmemeli, bunların yiyecek ve içeceklerinden sakınmamalı! Bu hâl, ihtiyat değil, bu hâlden kurtulmak ihtiyattır. (3/22)

İmam-ı Kastalani buyurdu ki:
Resulullah, Hayber’de, bir Yahudinin zehirli kebabından bir lokma yedikten sonra, (Bu et, zehirli olduğunu söyledi) buyurup başka yemedi ve son hastalığında, (Hayber’de yediğim zehirli etin acısını hissediyorum) buyurdu. (Mevahib)

Resulullah, bir Yahudinin ekmeğini ve yağlı yemeğini yedi. Bu domuz yağı mı, koyun yağı mı, ekmeğin hamuru su ile mi, yoksa şarap ile mi yoğruldu? diye sormadı. Müşrik kadının su kabından abdest aldı. Bunlar, araştırmanın gerekmediğini gösterir. (Berika)

Bir şeyin helal olması için delil aranmaz, haram olması için delil aranır. Necisliğine dair bir delil yoksa, temiz kabul edilir. (Usûl-i Pezdevi)

Sucuk, meşrubat ve diğer gıdaların içine necaset katılsa, ama katıldığı bilinmese yemek caiz olur. Katılıyormuş veya katılmasına izin veriliyormuş demekle, zan ile haram olmaz. (Eşbâh)

Meşrubatlara konan esans alkolde eritilebilir. Ama bu bilinmiyorsa, temiz kabul edilir. Hatta ihtiyaç olunca hazırlanan karışımlardaki iki maddeden biri temiz ise ve necis olanın yerine temizini kullanmakta harac varsa, karışım temiz kabul edilir. Şafii’de, necis sıvıyı [mesela alkolü], ilaç ve ıtriyat ıslahı için kullanmak affedilmiştir. (Mezahib-i erbea, El-mafüvat)

Necis yağlar sabun yapılınca, şarap sirkeye dönünce temiz olur. Bütün kimyasal değişmeler böyledir.

Çay, kahve ve meşrubattan hoşlanan kimseye hedonist köle denir mi? Peygamber efendimiz soğuk şurupları severdi.

Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-06-2008, 02:35 PM   #9
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Etkisi kesin olan ilaçlar
Sual: Hastalanınca, etkisi kesin olan ilaçları kullanmamak günah mıdır?
CEVAP
Elbette günahtır. Bazı ilaçların, mesela antibiyotiklerin ve sülfamidlerin bakterilere karşı tesiri; ekmeğin açlığı, suyun susuzluğu gidermesi gibidir. Yangını su ile söndürmek de böyledir. Tesiri kesin olan bunun gibi ilaçları kullanmamak tevekkül değil, ahmaklıktır, haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her hastalığın ilacı vardır. Yalnız ölüme çare yoktur.) [Taberani]

Hazret-i Musa, hastalanınca, (İlaçsız da Allahü teâlâ şifa verir) diyerek ilaç kullanmadı. Allahü teâlâ, (İlaç kullanmazsan şifa ihsan etmem) buyurdu. İlacı kullanınca iyi oldu. Fakat sebebini merak etti. Allahü teâlâ, (Tevekkül etmek için, benim âdetimi, hikmetimi değiştirmek mi istiyorsun? İlaçlara tesir veren kimdir? Elbette tesirleri yaratan benim) buyurdu. (K. Saadet)

Doktora gitmeli, ilaç kullanmalıdır. Fakat, şifayı doktor ve ilaçtan değil Allahü teâlâdan beklemelidir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(İmanınız varsa, Allahü teâlâya tevekkül ediniz!) [Maide 23]

İlaç almak, âyet-i kerime ve dua okumak ve yanında taşımak, insanın ömrünü uzatmaz, ölüme mani olmaz, eceli geciktirmez. Ömrü olanın dertlerini, ağrılarını giderip, sıhhatli, rahat ve neşeli yaşamasına sebep olur. İlaç kullanıp da iyi olmayan, ameliyat masasında ölen az değildir. Bu bakımdan, ilaca, doktora değil, Allah’a güvenmelidir. Allahü teâlâya güvenen müslüman da, dinimizin emrine uyarak doktora gidip ilaç kullanır.
Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 03-06-2008, 02:35 PM   #10
Tilki_Andre
Forum Aşığı
 
Tilki_Andre Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Konum: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 31
Mesajlar: 4,929
Teşekkür Etme: 235
Thanked 266 Times in 182 Posts
Üye No: 31562
İtibar Gücü: 2449
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi : Tilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond reputeTilki_Andre has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Çiğ et ve çiğ sebze yemek
Sual: Mubah olan şey için delil aranmaz, haram olan şey için delil aranır diyorsunuz. Bir de Tam İlmihal’de dini konularda her meselenin cevabı var diyorsunuz. Çiğ et ve çiğ sebze yemek haram diye yazmıyor. Bunları yemek helal mi?
CEVAP
Tam İlmihal’de yiyip içilmesi haram olanlar diye sekiz madde var. Bu maddelerin birinde zararlı şeyleri yemek, ötekinde de zehirli şeyleri yemek diye bildiriliyor. Kitapta ölçü bildiriliyor. Vücuda zarar veren her şey haramdır. Bir çok zehirli ot var. Zehirli olanını, mesela zehirli mantar yemek haramdır. Sebze ve meyvelerden de zararlı olanlar vardır. Alerji yapanlar vardır. Alerji yapana, kendisine zarar verenlere bu sebze ve meyveyi yemek haram olur. Başkasına haram olmaz. Bazı kimselere çilek alerji yapar. Bunların çilek yemesi caiz olmaz.

Patlıcan, patates gibi çiğ sebze yemek bazı kimselere zararlıdır. Zararlı olanlara, zarar verdiği miktar günah olur. Mesela on tane çilek bir adama zarar veriyorsa, üç tane yiyince bir şey olmuyorsa üç çilek ona günah olmaz. Vejetaryen denilen kimseler, çiğ sebzelere alıştıkları için onlara zarar vermiyor.
Zarar vermediği için de çiğ sebze yemek onlara günah olmaz.

Çiğ sebze gibi çiğ et de böyledir. Kendisine zarar verenlere günah olur. Zarar vermeyene günah olmaz. Bazıları çiğ kıyma yiyebiliyor. Bir adama ancak yarım kilo çiğ kıyma zarar veriyorsa, onun 50-100 gram çiğ kıyma yemesi günah olmaz. Ölçü: O kişiye verdiği zarar miktarıdır.

Eczanelerde deva için, şifa için satılan ilaçlar da böyledir. Bir insana 1-2 hap zarar vermiyorsa içebilir. On tanesi zehirliyorsa haram olur. Helal yemek bile böyledir. Çoğu zarar verdiği için tıka basa çok yemek haram olur. Hatta sigara da böyledir. Astım hastasını bir tane sigara komaya sokabilir. Ama kimisine 10 tane sigara zarar vermeyebilir. Herkese zarar veren miktarı haramdır. Bir insan, içmeyip de içinde nikotin zehri olan tütünü yese ne olur? Zarar vermiyorsa günah olmaz. Zarar veriyorsa günah olur. Bütün otlar böyledir.

Sual: Çiğ yumurta içmek, sucuk gibi çiğ et yemek günah mıdır?
CEVAP
Çiğ yumurta içmek, sucuk, pastırma ve çiğ köfte yemek günah değildir
Tilki_Andre çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:49 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.