![]() |
![]() |
#1 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() .... Bırak Yakıştığı Yerde Kalsın Öpüşlerim
Sıradağların yeşil örtüsü gibi duruyordum göğsünde. Alaca bir bakıştım, Belki de yıllanmış bir sarılış… Cesur bir dokunuştum, Mezopotamya’nın kınalı koynunda saklı bir sırdım. Senle başlamasın kaygılarım. Ve kaygılarım umutların olmasın sakın. Sakın, sakın, sakın haaaaa! Sakın ola ki dokunmayasın. Bırak, Bırak, öpüşlerim yakıştığı yerde kalsın. Bırak, yârin el değmemiş al yanağında da bir gül bahçem olsun. Yüreğimin en kanlı yerinde bir yediveren gibi yeşersin dokunuşlarım. Zaten bir serçenin atmacadan kaçışı değil midir sevda? Yüreği kafesine sığmayan alaca tavşanı düşün hele. Avın avcıdan kurtulduğu an değil midir hasretlerin toplamı? Ne kır çiçeği vazgeçer kokusundan, Ne karanfil kızıl renginden.... Dokunma, Bırak yakıştığı yerde kalsın öpüşlerim. Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() .....Olur musun?
Uyurken kollarımda, Uyanırken yanı başımda, Savaşırken göğsümün sol yanında, Sevişirken terimin tuzunda, Ölürken gözlerimi kapatanım olur musun? Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() .....Olur muymuş?
Boş vermişliğin boşu olur muymuş, Acı hep acıdır, hoşu olur muymuş? Değil elli altmış, yetmişe dayansa da yaş; Sevdadan geçen yürek olur muymuş? Gölden hiç nehir olur muymuş, Bunu kim görmüş, kim duymuş? Bataklık yürekteyse eğer; Damar kesilmeden temizlik olur muymuş? Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ...Ve Yüreğe Çığ Düştü
Bir sevdanın tarihsel yolculuğunda ben yorgun, yürek baygın düştü. Ben yolculuğu, yolculuk sevdamı sınadı ve yıllar boyu toprağa kan, yüreğe buz beyazı çığlar düştü. Meşale yürekli yarınların ayak sesleri bin yıl öncesinden bin yıl sonrasına hep çocuk yüzlü müjdeler taşıdı. Güneş teni özlemlerimiz yarınların sarsılmaz harcını kardı. Saman sarısı sayfalarda sözcükler ve çılgın uykularda düşler çığlık çığlığa isyanlardaydılar. Suskun toprağa kan, yüreğe buz beyazı çığlar düştüğünde; barut kokusu gül kokusuna gebeydi. Ben gül kokulu sancıları, sancılar yüreğimi sınadılar. Saklı sözcükler keklik kavmi ihanetlerine kucak açarken; kelebek yüzlü sevgililer yarasa soylu vampirlere can verdiler. Canımdan can çıkarken; kızıl şafak vakti toprağa kan, yüreğe buz beyazı çığlar düştü. Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() ///// Ey Beynelnahreyn Yüzlü Şehir /////
Selam, selam, selam! Sana bin selam ey kültürler âbidesi, Ey Beynelnehreyn yüzlü şehir! Toprağının her zerresi Asuri, Sasani kokar, Yağmurun Dicle’de Keldanice çağlar. Ey Kara Amidim, ey Diyarbekirim! Sen ki ne Konstantinleri, Ne Levon Kayserleri takmışsın. Sen ki Roma’nın, Pers’in alnını, Anastosyus’un yüreğini karışlamışsın. Şimdi anladın mı seni niye bu kadar çok sevdiğimi, Sana bağrımı neden siper ettiğimi? Ey kara taşına kara yazgılar yazılan, Yüreğine dünya kardeşliği kazılan şehir! Ey gözünü sevdiğim kara sevdalı bajar, Ey Amid ül Kadim! Şimdi bir gece vakti tüm benliğimle yine sendeyim. Şimdi Kırklar Dağı’nda sevgilimi koklar gibi Seni yudum yudum içime çekmekteyim. Görüyor musun, bak mevsim yeniden bahar. Anzele’de tohumlanmaya gebe tüm çiçekler. Ey yüreğine öpücükler kondurduğum uygarlık! Şimdi sevgide hasat zamanıdır. Ve şimdi Yedi Kardeşler Burcu’ndan “Bir Memleket İsterim”i haykırmanın zamanıdır. Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() “Allah’a Ismarladık” sız Bir Veda
Vakit geldi sevgilim. Dallar yapraklarını, çiçekler kokularını, Güvercin, gökyüzlü sevdasını ve kırlangıçlar yuvalarını terk ederlerken; benim kalmam yakışık kalmazdı biliyorsun. Şimdi gitme zamanıdır güzelim. Hani öyle isteyerek falan değil bu gidiş. Geride kalan vurgun yemiş yorgun yıllara İhanetlerini hatırlatmak adına, dikenli yolları dikensiz kılmak adına darbelerden arta kalan bu kırık dökük yamalı yürekle “Allah’a Ismarladık” sız bir yolculuğa çıkıyorum. Belki başka bir zaman diliminde, başka bir mekanda… Bir daha ellerim ellerine, yüzüm yüzüne değmeyecek, kokunsuz yaşamak zorunda kalacağım belki. Gözlerim gözlerinin maviliğinde kulaç atamayacak; yüreğim, yüreğinin demir atmış limanına bir daha uğramayacak belki. Ama tüm bunlara rağmen sevgilim; belki de “nedensiz ve anlamsız” nitelendireceğin yaşamsal bir “neden” yüzünden “Allah’a Ismarladık” sız hüzünlü bir veda ile aslında hep bilinen bilinmezlere sürüklenip gidiyorum işte. Zamanaşımsız gıyabi tutuklu yüreğimin 'yargı'sını vicahiye çevirerek gidiyorum. Bundan sonraki durağım; yüreğinden hançerlenmiş kanayan bir dağ mı olur, kurşuna dizilmiş bir şehrin çıkmaz sokakları mı olur, bilemem. Koşullar gerektirdi ve gidiyorum işte. Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Acemi Ressam
Ilık bir mayıs ikindisi. Akşama iki kala ressamlık yanım depreşti. Bir resim çizmek geldi içimden. Önce konu, sonra uygun bir mekan bulacaktım. Derken bir leylek havalandı. Kulaç boyu kanatları ölüm tellerine takıldı. Yaşama, umuda doğru yol alırken hiç yoktan ölüme yakalandı. birkaç acı çırpınışla hem geçmişine, hem de geleceğine veda etti. 'Tamam, işte bu ' dedim. Konuyu bulmuştum, ortam ve mekan da tamam. Resmin konusu; doğanın ölümü olacaktı. Ölümün, yok oluşun resmini çizecektim. Adı soğuk, kendi soğuk. Ölüm! ... Leyleğin, kelebeğin, ve çiçeğin ölümü... Sonra kaldırıp başımı, yeniden baktım leyleğe. Paramparça bir gövde, ve tiksindiren, zamansız bir yok oluş. Dayanamadım. Ellerim titredi, yürek atışlarım hızlandı. Dünyam da, düşüncem de tersine döndü birden. Caydım ölümü resmetmekten. Ölümü ölümsüzleştiremezdim. Bu kez yaşamı seçtim. Resmin konusu yaşam olsun dedim. Biraz yürüdüm, belki de kaçtım. Zamansız ölümden, ölümün çirkef yüzünden... Bir sağıma bir soluma bakındım. Aslında biraz da yutkundum. Suskundum, hatta soluksuzdum. Karşımda boyalar renksiz, fırçalar isteksizdi. Yine de heybetli Aras'ın yosunlu bir kayasına kuruverdim acemi tezgahımı. Bir başkaydı tepeden bakış. Öyle güzel işlenmişti ki... Doğanın her karışı bir başka nakış. Yemyeşil saçlı bir ova, kara gözlü al laleler, sanki bir Acem Halısı mübarek. Altımda keklik gibi şakıyan kudurmuş azgın sular, suda idman yapan alabalıklar... Ve tüm bunlara boyun eğip, secdeye varan söğüt dalları. Bunları aktarmak için, inanın bir de çatal yürekli bir şair gerek. Hani derler ya; 'Zevkimden dörtköşeyim' işte ben de aynen öyleyim. Bak babam, bak dedim kendi kendime. Bak işte yaşam bu! Zulüm yok, kıyım yok, ölüm hiç yok diyecekken; çimenler arasına takıldı gözlerim. Takılmaktan öte çivilendi bakışlarım. Sol yanımda kurbağalar kelebekleri, sağ yanımda yılanlar kurbağaları yutuyor. Tiksintiyle irkildim. Usulca kaldırıp başımı baktım nehrin karşı yakasına. Asırlık bir çınarın üstünde hırçın bir atmaca, oryantal gibi raksetmekte. kuyruk tempolu alkışta, tırpan gaga nara atmakta. Katil pençeler arasında bir serçe, acıyla can çekişmekte. Yaşamla ölüm arasında çaresizce mekik dokumakta. Yine irkildim. Yine tiksindim. Kahroldum, utandım acizliğimden. Güç yeter miydi ölümleri yok etmeye. Velhasıl yaşamın tam odağında yaşarken ölümün, ölürken yaşamın bir resmini çizemedim gitti. İyisi mi dedim, sen bu sevdadan vazgeç öğretmenim. Bu amatörce yanın da şimdilik eksik kalsın. Boyaları fırlat Aras'a, Kır fırçaları gitsin. Uygun adım öğretmenliğe devam. Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Acılar Şahidimdir
Ben ilkim beyler! Sevdalı toprağın döl rahmine ilk kazmayı ben vurdum. Sevdalar üresin diye; tırmıkladım, tırpanladım, harmanladım tarihsel sevdaları. Tırnakladım, acıyla yoğurdum canevinde gülücükleri. Tüm acılar şahidimdir. Yalanı bilmez acılar. Ben ilkim beyler! Benimdir zulme karşı ilk direniş, ilk başkaldırı. Benimdir ilk red-i itaat. Ben başlattım sevmeyi. severken alnı açık, başı dik direnmeyi. Direnç alevleri küllenecekken, ben avuçladım, koynumda sakladım kor ateşleri. Ben ilkim beyler! Adem ile Havva'dan beri, beni anlatır kavimler. Beni yazar tüm tarihler. Tüm acılar şahidimdir, Yalanı bilmez acılar. Sorun isterseniz; Ben sevdayım, sevda yüreğimdir. Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Acıların Kare Kökü
Ah ulan dostlukları kemiren, kaypaklığın zirvesindeki adam! Senin benden, yani acıların varoluş sürecinden, yani Acıların Kare Kökü'nden ne haberin olacak ki... Emanet bedenin kahır potasında, oraksı burnun uçuşta, bulutlarda. Ufacık beynin hep soygunda, talanda. Şimdi söyler misin ey çağdaş hovarda: Senin, dört mevsim bahar kalan bu candan; yani benden ne haberin olacak ki... Nerde akşam, orda berduşi bir sabah, Senin için her yol yasal, her yol mübah. Tüm oteller, moteller... Beş yıldızlar, yedi yıldızlar emrinde. Tasası sana mı düşmüş, kim acılar içinde! Senin benden, yani Acıların Kare Kökü'nden ne haberin olacak ki... sen 'gel git'lerin kudurgan köpüklerinde martılarla kıyı kapmacada, oynaştayken; ben dağlarımın yılgın kambur sırtında yaralı sevdalar büyütüyorum koynumda. Sen sabahın geceyle vuruştuğu yerde şafakların can damarını keserken; ben kan veriyorum özlenen muştulara. Ah ulan, senin benden; yani Acıların Kare Kökü'nden ne haberin olacak ki.... Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Uzman ®
![]() Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16 Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1861
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Adalet Durağında İnecek Var
Yüreğimi tırmalayan bir sorgu cenderesindeyim. Sanki karşıdevrim atağında tüm zigotlarım. ........zedelerin kamburundan........zâdeler yaratılıyor. Ceberut, alanlarda dört nala kişniyor. Eşkin yürüyüşte çarpık adımlar. Duygularım kanıyor, canım acıyor. İhtilâli bir volkan içinde yanıyor bedenim. Kar beyazı masumluğunda dokunulsa, eriyecek çocuksu düşlerim. Şarkılarım renksiz, kokusuz şiirlerim isteksiz... Çalıntı bir yılda sonbahar gaspı yaşıyorum. Ayaklarıma Dolunay dolanıyor. Sendeliyor, yürüyemiyorum. Şavksız, ışık-sızım. Başım dönüyor, midem bulanıyor. Kusmuk tadında bir tökezlemede *******im. Yollar yabani, yollar zebani kuşatmasında. Fahri Hemşerilik İstasyonu'nda raydan çıktı grevlerim. Lokavt sirenleri kıyamet habercisi çığlığında... Eylül Sokağı'nda panik atak berduşlar Devrik tümcelerle kaba-dayı naralar savuruyorlar. Ayyaş nefeslerine yasaklı anasonlu kan bulaşmış. Biliyorum, akbaba pozlarında leş arayışında cüceler. Mezarlık sessizliği sinmiş logarsız çıkmaz sokaklara. Faili belli güvercinim can çekişiyor, peron lâl! Mevsim derin bir uykuda. Mevsim tanıksız kuşatmalarda. On iki'den vurulan kücük burjuva sereserpe yerlerde. Durdurun demokrasiyi, Adalet Dur-ağı'nda inecek var! Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
|
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|