www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 02-14-2008, 07:50 PM   #21
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Kaygusuz Abdal

Asıl adı Gaybi´dir. Kaygusuz Abdal´ın hayatı hakkında ki bilgilerin çoğu Bektaşi menkıbelerine dayanır. Bu menkıbelerin en tanınmışı onun Abdal Musa´ya bağlanışını anlatan hikayedir:

Alaiye (Alanya) beyinin oğlu Gaybi, avlanırken attığı okla bir geyiği koltuğundan vurur. Yaralı geyik kaçar, Gaybi arkasından koşar. Geyik Abdal Musa´nın tekkesine girer, arkasından avcı da girer, dervişlerden geyiği sorar. Dervişler görmediklerini söylerler. Çekişme başlar. Olaya Abdal Musa. karışır ve koltuğu altından kanlı oku çıkararak Gaybi´ye gösterir. Gaybi okunu tanır ve Musa´ya bağlanır. Alanya beyi oğlunu tekkeden kurtarmak ister ama Gaybi, Musa´dan ayrılmaz. Bey, Teke (Antalya) beyine başvurarak oğlunun kurtarılmasını ister. Teke beyinin gönderdiği ordu Musa´ya yenilir, Gaybi tekkede kalır.

Kırk yıl tekkede Abdal Musa ´ya hizmet ettikten sonra şeyhi tarafından Mısır´a gönderilen Kaygusuz Abdal, orada bir tekke kurar. Bu tekke, İslam dünyasında büyük bir ün kazanır ve hastalarla başı dara düşenlerin sığınağı olur. Kaygusuz Mısır´da ölür. Türbesi, Kahire yakınlarında bulunan bir mağaradadır.

Hece ve aruzla şiirler söyleyen Kaygusuz´un nesirle yazılmış eserleri de var. Aruzla yazılmış şiirleri divanında toplanmıştır. Hece ile yazdıklarına ise cönklerde ve şiir mecmualarında rastlanıyor. Nesir eserleri: Budala-name, Mağlataname, Cefriyye-i Kaygusuz ve Esrar-ı huruf adlarını taşıyan kitapçıklardır. Cefriyye, gelecekte olup bitecek olayları anlatan bir fal kitabıdır. Öbürleri tasavvufla ilgili konuları işler.

Şiirlerinin bir çoğunda Kaygusuz takma adını kullanan ozan , bazı şiirlerinde Serayi adını da kullanır. Kaygusuz adını taşıyan başka şairlerin de bulunması, eserlerinden bazılarının başka bir Kaygusuz´un olabileceği kuşkusunu, doğuruyor.

Kaygusuz Abdal, Bektaşiler arasında büyük saygı ile anılır ve Bektaşi uluları arasına girer. Hemen bütün Bektaşi tekkelerinde bulunan ve Kaygusuz´a ait olduğu kabul edilen bir resimde, bir yılan, bir akrep ve bir arslan, ayakları bine yatarak ona boyun eğmiş görünürmüş.

XVIIL yüzyıl ressamlarından Levni´nin yaptığı güzel bir Kaygusuz minyatürü vardır. Kaygusuz, bir eserinde 1397-98 yıllarında doğduğunu söylüyor. Eserlerinden de anlaşıldığına göre XV .yüzyılda yaşamış olan şair, Anadolu ve Rumeli´nin birçok yerlerini gezmiş ve iyi bir öğrenim görmüştür. Özellikle hece ile yazdığı şiirlerde ve nesirlerinde güzel bir Türkçe kullanır.

Kaygusuz´un tasavvufla ilgili şiirleri yanında tekerlemeleri, şathiyeleri (alaylı, iğneli ve simgeli şiirler) de önemli bir yer tutar. Yunus Emre yolunda yürüyen şair, bu tür şiirlerinde ona daha çok yaklaşır. Ölüm yılı bilinmiyor.


NEFES

Beylerimiz elvan gülün üstüne
Ağlar gelir şahım Abdal Musa´ya
Urm abdalları postun eğnine
Bağlar gelir şahım Abdal Musa´ya


Urum abdalları gelir dost deyü
Hırka giyer aba deyü post deyü
Hastaları gelir derman isteyü
Sağlar gelir bizim Abdal Musa´ya


Hind´den bezirganlar gelir yayınur
Aşık olan bu meydanda soyunur
Pişer lokmaları açlar duyunur
Toklar gelür pirim Abdal Musa´ya


İkrarıdır koç yiğidin yuları
Fakjhleri çeksem gelmez
İleri Akpınar´ın yeşil güllü suları
Çağlar gelir pirim Abdal Musa´ya


Meydanında dare durmuş köçekler
Çalınır koç kurbanlara bıçaklar
Döğülür kudüm açılır sancaklar
Erler gelir pirim Abdal Musa´ya


Kılıç sallar Yezidlerin kasdına
Ali Zülflkar´ın almış destine
Tümen tümen genç Ali´nin üstüne
Erler gelir şahım Abdal Musa´ya


Her matem ayında kanlar dökülür
Demine Hü deyü gülbank çekilir
Uyandırıp Hak çırağı yakılır
Erler gelir şahım Abdal Musa´ya


Benim bir isteğim vardır Kerim´den
Yezit bilmez erenlerin sırrından
Kaygusuz´um cüda düştüm pirimden
Erler gelir şahım Abdal Musa´ya
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 02-14-2008, 07:50 PM   #22
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Mevlüt Şafak (İhsani)

Erzurum’un Şenkaya ilçesi Bardız bucağı Çermik köyünde 1928 yılında doğdu. Yedi yaşında bir oyun sırasında gözlerini kaybetmiştir. Evli ve yedi çocuk babasıdır. Geçimini âşıklık geleneğini devam ettirerek sağlayan şafak kendi deyişlerini söylemektedir. Şiirleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmaktadır. “Çağlayan Dere” adlı bir kitabı da vardır.

Göz yaşımla mektup yazdım rüzgara

Yellere sana ne söyledi bilemem

Seni hatırlarım günde yüz kere

Eller sana ne söyledi bilemem

Lalelerin rengi ayvalaştı mı

Muhannet dikene gül dolaştı mı

Bülbül menekşeye fısıldaştı mı

Güller sana ne söyledi bilemem

Hayat geçidine taşlar dökülmüş

Gönül pınarına yaşlar dökülmüş

Ah çeke ah çeke saçlar dökülmüş

Yıllar sana ne söyledi bilemem

Her gelen dünyada bir dava yapmış

Ne yapsa insana masiva yapmış

İnsanlar ne saray kuş yuva yapmış

Dallar sana ne söyledi bilemem

Mevlüt ihsanî de yandıkça yandı

Hayatından bıktı candan usandı

Gönül yaylasını gezdi dolandı

Çöller sana ne söyledi bilemem
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 02-14-2008, 07:50 PM   #23
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Murat Çobanoğlu

1940 yılında Kars’ta doğdu. İlkokul mezunu olan âşık evli ve dört çocuk babasıdır. Geçimini âşıklık geleneğini sürdürerek temin etmektedir. Saz çalmaya ve şiir söylemeye gördüğü bir rüyada bade içtikten sonra başlamıştır. Ustası, babası Gülistan Çobanoğludur. 1968-1987 yılları arasında çıkardığı yirmiye yakın plak ve kaseti vardır.

İnsan dedikleri duvara benzer

Hele suvakları dökülsünde gör

Gördüğün her güzele aldanma

Saç ağarsın beli bükülsünde gör

Kara toprak insanları yoğurur

Vedası geleni bir bir çağırır

Arkası kuvvetli fazla bağırır

Dostları yanından çekilsin de gör

Demek ki dünyada olur dermanın

Birgün uyanırsın geçmiş zamanın

Bazı insan der ki ben bir aslanım

Ezrayıl peşine dakılsın da gör

Çobanoğlu kulak versen sözüne

Yazılanlar mutlak gelir yüzüne

Evde bile karı bakmaz yüzüne

Hele sırtın yere yıkılsında gör
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 02-14-2008, 07:51 PM   #24
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Pir Sultan Abdal

Pîr Sultan Abdal´in yasami üzerine, yazili kaynaklarda pek bilgi yoktur. Dogum ölüm yillari bile bilinmiyor. Yasami üzerine bilgiler, genellikle, kendi siirlerinden, halk söylentilerinden, kusaktan kusaga anlatilagelen menkibelerden, bir de yakinlarinin ya da baska ozanlarin onu anlatan siirlerinden çikarilir.



Gene de bu yollardan epeyce bilgi edinilmistir, çünkü Pîr Sultan, baglandigi tarikatin din anlayisini, dünya görüsünü yansitmakta ya da derinlestirmek için soyut siirler yazan bir sanatçi degildir, dogrudan dogruya basindan geçenleri, kavgasini, özlemlerini, katlandigi acilari, yasaminin türlü yönlerini yansitan somut siirler yazmistir.

Siirlerden, halk söylentilerinden çikarilan bilgilere göre, Pîr Sultan Sivas´in Yildizeli ilçesinin Çirçir Bucagina bagli Banaz köyünde dogmustur. Yildizdagi eteklerinde, Çirçir´a kirk sekiz kilometre uzaklikta, denizden bin yedi yüz metre yüksekte, çogu tek katli ker*** evleri, soguktan korunmak için yari yariyariya topraga gömülü bir köy...

Banaz´da bugün de Pîr Sultan´in oldugu söylenen bir ev, önünde sairin yasadigi dönemden kaldigina inanilan bir sögüt agaci, agacin altinda, asâsinin ucuna takip Horasan´dan getirildigine inanilan bir degirmen tasi vardir. Pîr Sultan yaz aylarinin güzel havalarinda bu tasin üstüne oturup karisiyla sohbet edermis. Köylüler bu evi, agaci, tasi kutsal sayarlar.

Kizinin yaktigi agitta uzun boyluluguna, biçimliligine deginilen sairin asil adi, siirlerinde belirttigine göre, Haydar´dir. Bir yerde soyunun Yemen´li oldugunu, bir yerde Peygamber´in öz torunu oldugunu söyler, bir yerde de Imam Zeynel-Âbidin´den "Zeynel dedem" diye söz eder. Uzmanlara göre, Pîr Sultan´in bu sözleri söylemesinin nedeni halk üzerindeki etkisini arttirmak içindir. Muhammed peygamber soyundan geldiklerini, "seyyid"liklerini ileri sürmek tarikat ululari arasinda bir gelenektir. Genel kani, sairin Iran´in dogusundaki Türk yurdu Horasan´dan, önce Iran Azerbeycani´ndaki Hoy kasabasina, oradan da Anadolu´ya göçüp Sivas´a yerlesen bir Türkmen soyundan geldigi yolundadir.

Çocuklugu çobanlikla geçen Pîr Sultan´in okuma yazma bildigi anlasiliyor, ama bilgin bir kisi oldugu söylenemez. Tekke egitimi çerçevesinde kalmistir. Halifeler tarihini, peygamber menkibelerini, evliya menkibelerini, tarikat kurallarini, Yunus Emre´yi, Hatâyî´yi bilir. Bunlar disinda, çaginin bilimleriyle ilgilenmedigi gibi, divan edebiyati ile de ilgilenmemistir. Siirlerinde Yunan mitolojisinin, Iran mitolojisinin izleri pek yoktur. Ayrica, genel olarak bütün tarikatlarin kaynaklandigi Tasavvuf felsefesinin yüksek konularina da girmez.

Söylentiye göre, Pîr Sultan´in üç oglu, bir kizi varmis. ogullarindan Seyyit Ali Banaz köyünün üst yanindaki çam korusunda,Pîr Muhammed Tokat´in Daduk Köyünde, Er Gaib de Dersim´de gömülüymüsler. Adi Sanem olan kizinin Pîr Sultan asildigi zaman söyledigi agit çok ünlüdür. Bazi uzmanlar bu agiti Sanem´in agzindan bir tarikat ozaninin yazmis olabilecegini belirtirler. Pîr Muhammmed ise babasi gibi sairdir. Delikanli iken attan düserek öldügü, Pîr Sultan´in "Allah verdigini almaz dediler / Bana verdigini aldi n´eyleyim" derken bu olaya degindigi söylenir. Siirlerinden uzun yasadigi, çok çocugu bulundugu açikça anlasilan sairin, sagliginda iki ogul acisi görmüs oldugunu ileri sürenler de vardir.

Pîr Sultan Alevî-Bektasî tarikatindandir. Tarikata girme arkadasi, yani musaibi, Ali Baba´dir. Baglandigi tekkenin pîri ise, Ahmet Yesevî´nin Anadolu´ya gönderdigi dervislerden Koyun Babanin tekkesinde, Bektasîligin kurucusu Haci Bektas Veli´nin tekkesinde posta oturmus, yani en üst makamlara getirilmis Seyh Hasan´dir.

Pîr Sultan, baglandigi tarikatça yalniz dinsel önder degil, devlet baskani olarak da görülen Iran Sahlari adina, Anadolu halkini Osmanlilar´a karsi kiskirttigi,ayaklanmaya çagirdigi, belki de bir aayaklanmaya öncülük ettigi için, Sivas Valisi Hizir Pasa´nin emriyle tutuklanmis, yolundan dönmeyecegi anlasilinca da asilmistir.

Söylentiye göre, asildigi yer Sivas´da eskiden Keçibulan adini tasiyan, sonra uzun süre Daragaci diye anilan, simdi ise Kepçeli denilen yerdir. Bugün Sanayi Çarsisi´nin karsisinda Mal Pazari olarak kullanilan bu alanin Gazhane bitisiginde, sira sögütlerin bitiminde bulunan, boyu bes metre, eni bir metreden fazla, bakimsiz toprak yigini onun mezaridir. Üstündeki moloz taslar, asilmasi sirasinda Hizir Pasa´nin emriyle halkin attigi taslardir.

Mezarinin, bir menkibeye göre Erdebil´de, Bektasî gelenegine göre de Merzifon´da oldugu söylenir. Daha baska söylentiler de vardir, ama gerçege en yakin görünen söylenti asildigi yere gömüldügü, yakinlarinin, tarikat erlerinin, hükümet baskisi yüzünden ölüsünü alip köyüne bile ***üremedikleridir.

Siirlerinden, halk söylentilerinden çikarilan bu daginik bilgileri degerlendirebilmek için, önce, Pîr Sultan´in ne zaman yasadigini saptamak gerekir.


NE ZAMAN YAŞADI ?

Uzmanlar "Yürüyüs eyledi Urum üstüne" diye baslayan siirindeki sözlerine bakarak, Pîr Sultan Abdal´in Sah Tahmasb zamaninda yasadigini söylüyorlar. Bu siirinde söyle sözler var:

Aslini sorarsan Sah´in ogludur
(...)
Koca Haydar Sah-i cihan torunu
Ali nesli güzel imam geliyor

"Koca Haydar Sah-i cihan" diye anilan, Sah Ismail´in babasi Seyh Haydar´dir. "Sah" diye anilan ise, Akkoyunlu Devleti´ni yikip Safevîogullari Devleti´ni kurarak Sîî mezhebi baskanligi ile devlet baskanligini birlestiren, Sah Ismail´in kendisidir. Seyh Haydar´in torunu, Sah Ismail´in oglu da Sah Tahmasb´dir.
Sah Tahmasb´in saltanat döneminin (1524-1578) büyük bir bölümü, Kanunî Sultan Süleyman´in saltanat dönemine (1520-1566) rastlar. Bu iki hükümdar geçmisteki aci olaylar yüzünden, uzun süre ülkeleri arasinda barisi saglayamamislar, Iranlilar ile Osmanlilar, 1534´den 1554´e kadar, tam yirmi yili anlasmazliklar, çatismalar, savaslarla geçirmislerdir. Kanunî Sultan Süleyman 1534´de yaptigi dogu seferinde, Iranlilar´in elinde bulunan Bagdat´i Osmanli topraklarina katmis, Sah Tahmasb 1548´de Anadolu´ya girerek Kemah´a kadar ilerlemis, 1552´de Ercis, Ahlat kalelerini geri almistir.

Pîr Sultan´in siirlerindeki olaylarin Sah Tahmasb dönemindeki olaylara uymasi, daha sonraki Iran sahlarinin Anadolu üzerine "yürüyüs eylemis" olmalari, bazi uzmanlarin kesin konusmalarina, sairin bu dönemde yasadigindan süphe edilemeyecegini söylemelerine yol açar.

Oysa bu dönemde Sivas´da valilik etmis bir Hizir Pasa yok, ama 1552´de Köstendil, 1554´de Sam, 1560´da Bagdat beylerbeyliklerinde bulunmus bir Hizir Pasa var. Uzmanlar 1567´de ölen bu Hizir Pasa´nin, Bagdat´a giderken, Sivas´a ugrayip oradaki ayaklanmayi bastirmis olabilecegini söylüyor. Bu görüs dogruysa, Pîr Sultan 1560´da asilmis demektir.

Pîr Sultan´in dili on altinci yüzyilin ikinci yarisinin dilidir, diyen bazi uzmanlar ise sairin 1560´da asilmis olabilecegini kabul etmiyorlar. Onlar halk söylentisini degerlendirerek baska bir yoldan gidiyor, Sivas´da valilik etmis Hizir Pasa´yi ariyorlar.

Sofi Aziz Mahmut Hüdâyi Efendi´nin I. Ahmed´e yazdigi bir mektupta, Alevîler ile Seyh Bedreddin´e bagli olanlari iyi taniyan, onlarla ugrasmasinin bilen bir Hizir Pasa´dan söz ediliyor. Belgenin ilgili bulundugu dönemde ise iki Hizir Pasa yasamis. Birinin özellikleri söyle:

Deli Hizir Pasa, Van Beylerbeyi (1582), Kars Beylerbeyi olarak Iran seferine katilma (1587), Erzurum Beylerbeyi (1588), Sivas Valisi (1588), Diyarbakir Valisi (1589), gene Sivas Valisi (1590), Tuna Muhafizi (1602), Budin Muhafizi (1605), ölümü (1607).

Deli diye anilmasi gözü pek, acimasiz bir kimse oldugunu gösteriyor. Ayrica Iran seferine katilmis, yani Safevîlere karsi savasmis. Safevî yanlisi Alevîlere düsmanlik besleyebilir. Iki kere Sivas´a vali gönderilmis, ikincisinde oldukça uzun kalmis. Alevîleri iyi tanidigi, onlarla ugrasmasini bildigi anlasiliyor.

Pîr Sultan´i astiranin Sivas Valisi Deli Hizir Pasa oldugunu söyleyen uzmanlarin görüsü dogruysa, sairin ölümü 1588´de, ya da 1590´dan sonradir.

Gene uzmanlara göre, Pîr Sultan 1534´de Bagdat´in Osmanlilar´a geçisi üzerine, Iran Sahina,


Güzel Sah´im çok yerlerden görünür
Asli nedir niye verdin Bagdat´i
diye siir yazmistir. 1534 ile 1590 arasinda 56 yil var. Pîr Sultan bu siiri yazdiginda, diyelim 20 yasindaysa, 76 yasinda ölmüs olur.

Böyle uzun bir ömür sürdügü kabul edilirse, uzmanlar arasindaki görüs ayriliklari da sona erebilir. Çünkü bu uzun ömre hem Pîr Sultan´in siirlerindeki olaylara uygun düsen Sah Tahmasb dönemi, hem de Deli Hizir Pasa sigdirilabiliyor.

Gene de bazi durumlarin açiklanmasi kolay degil. Örnekse, Pîr Sultan´in siirlerinde bir Alevî ayaklanmasindan söz ediliyor, oysa Deli Hizir Pasa döneminde Sivas´da böyle bir ayaklanma olmamis.

Uzmanlar arasindaki görüs ayriliklarinin ötesinde, kesin olan sudur: Pîr Sultan abdal on altinci yüzyilda Anadolu´da, Sivas yöresinde yasadi.
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 02-14-2008, 07:51 PM   #25
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Sümmani

1861 yılında Narman’ın Samikale köyünde dünyaya gelmiştir. Genç yaşta Bedehşan şehri hakimi Abbas Han’ın kızı Gülperiyi rüyasında görerek onu aramak için yollara düşmüştür.

El ele vermiş degelen güzeller

Bir tanrı selamı vermez misiniz?

Mevlam sizi süs için mi yaratmış

Biz gel demeyince gelmez misiniz?

Karadır kaşınız yaydan nic’olur,

Bugün dünya yarın ahret nic’olur

Bir gönül yapması yüzbin hac olur

Siz gönül yapmasın bilmez misiniz?

Sümmani’yem ey dilyare niderim

Başım alıp diyar diyar giderim

Yarın mahşer günü dava ederim

Siz mahşer yerine gelmez misiniz?
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 02-14-2008, 07:51 PM   #26
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Şerafettin Taşlıova

Kars’ın Çıldır ilçesi Pekşeren (Gülyüzü) köyünde 1938 yılında doğdu. İlkokul mezunu olup evli ve yedi çocuk babasıdır. Âşık makamlarını ve halk hikâyeciliğini de bilen Şeref Taşlıova kendi deyişleri yanında usta malı da söylemektedir. “Gönül Bahçesi” adlı bir kitabı çok sayıda plak ve kaseti vardır.

Arzu iplik sevgi nakış

Ördükçe güzel görünür

Gönül gözü ile bakış

Gördükçe güzel görünür.

Zaman ince esen yeldir

Hayat ağaç günler daldır

Mutluluk uzunca yoldur

Vardıkça güzel görünür

Tatlı söz dil arasında

Diken var gül arasında

Hatıra yıl arasında

Durdukça güzel görünür

İnsanı yaşatan hava

Tatlı sözdür derde deva

Herkes hayalinde yuva

Kurdukça güzel görünür

Şeref der ki başka yandan

Kervanım ayrıldı handan

Seven sevdiğini candan

Sardıkça güzel görünür.
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 02-14-2008, 07:51 PM   #27
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Zaralı Halil (Halil Söyler)

Bir bulut kaynıyor Sivas elinden
Ucu telli mektup geldi yarimden
Karlı dağlar ne olur ne olur
Asker ağam gelse yaralarım ey olur

Zaralıların radyodaki türkü programlari sırasında defalarca "İşte Halil Emminin türküsü!" diye birbirlerine hatirlatmalarina sebep olan Halil Söyler Zara´nın yetistirdigi en meshur sahsiyetlerden birisidir. Zarali Halil 1906 yilinda zayıf bir çocuk olarak dünyaya gelir. Ömür boyu yakasını bırakmayan bu çelimsizlik nedeni ile İnce Halil olarak da bilinmistir. Önce annesini sonra da babasını kaybedince ondört yaşında Sivas´ta Yetistirme Yurduna yerlestirilmistir. Burada baglama çalmayi ögrenmiştir.

Müzik formasyonunda Sivasli Hafiz Halid, Feryadi Hakki ve Divrikli Nuri (Üstünses) önemli rol oynamışlardır. Daha sonra ustalik zamaninda devrinin diger ünlü isimleri Malatyalı Fahri, Erzincanlı Şerif ve Diyarbakırlı Celal ile meşk etmistir. Odeon plaklarına okuduğu ilk eser, Celal Güzelses´in "Kara Gözler" adlı hoyratıdır.

Zarali Halil´in eserlerini radyoda Neriman Altindag, Nermin Yapar, Zehra Bilir gibi sanatçılar icra etmislerdir. Zaralı Halil 15 Ocak 1964 yılında vefat etmiş, geride eşi Kamer Hatun ve sekiz çocugunu bırakmıştır.
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 02-14-2008, 07:52 PM   #28
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Aşık Bulali

1919-1985. Artvin´in Aşağı Hod (şimdiki adı Aşağı Maden) köyünde doğdu. Asıl adı Mevlüt Yazıcı´dır. Küçük yaşlarda bağlama çalmayı ve aşıklık geleneğini öğrendi. Kendine özgü bağlama çalmasıyla bilinen Aşık Bulali hem kendi şiirlerini hem de yörenin ünlü aşıkları Sümmani, Şenlik, Şamili´nin şiirleri gibi usta malı eserler söyledi. Yörede tanışıp dostluk kurduğu birçok aşıkla zaman zaman deyişmelerde bulunan Aşık Bulali´nin kaynaklara aktarılabilen az sayıda şiiri kalmıştır. Aşıklığı genellikle kendi köyü ve yakın çevresinde bilinen Aşık Bulali, yaşamının büyük bir bölümünü gurbette geçirdi.

Benim
Bir güzele nazar ettim ezelden
Aklımı başımdan yitirdi benim
Bütün bu cesedim sana kurbandır
Külli servetimi ***ürdü benim

Olur olmaz haller gelmez işime
Bu aşkın şerbeti değdi dişime
Nefs-i envareyi düşmüş peşime
Gençlik hayatımı bitirdi benim

Bulali der gitti civan çağlarım
Mahzun kaldı bahçelerim bağlarım
Bülbülüm yuvadan uçtu ağlarım
Bu tatlı canıma yetirdi benim
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 02-14-2008, 07:52 PM   #29
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Aşık Dervişan

1930 yılında Artvin´in Sakalar köyünde doğdu. Asıl adı Hasan Hüseyin Yazıcı´dır. Küçük yaşlardan itibaren şiirle ve aşıklık geleneğiyle ilgilendi. 12 yaşından beri şiir yazmaktadır. Ancak ilk yazdığı şiirler kayboldu. Yaklaşık 15 yaşlarında birkaç kez üstüste gördüğü rüyadan sonra daha yoğun olarak şiir yazmaya yöneldi. Mahlasını da aynı pirden aldı. 17 yaşında bağlama çalmaya başladı. Bu konuda Aşık Efkari´nin yardımını gördü. Şiirde özellikle Yusufelili Azmi mahlasıyla şiir yazan araştırmacı Adil Özder´den etkilendi. 1957 yılında Artvin´de yapılan bir aşıklar şenliğinde gösterdiği başarından sonra adı duyulmaya başladı. Bağlı olarak da yöredeki birçok başka şenliğe katıldı. Şiirlerinde güzellemeden dine dek hemen her konuyu işleyen Aşık Dervişan´ın birçok eseri çeşitli dergi ve araştırmada yeraldı. Yörede anlatılan birçok halk hikayesini de bilen Aşık Dervişan, aynı zamanda birçok aşıkla karşılaşıp dostluk kurdu.

Baharda
Tabiat canlanır varlık uyanır
Rengarenk çiçekler açar baharda
Al güzel yeşillik kendin beğenir
Her varlık kısmetin biçer baharda

Filizler yeşerir yaprak dal için
Bülbüller ah eder açan gül için
Arılar uçuşur yavru bal için
Mavi kelebekler uçar baharda

Uykuya yatanlar o günü bekler
Her yerde tarıma vardır emekler
Yediden yetmişe tüm mahsulatlar
Alır da suyunu içer baharda

Dervişan şiire yeniden başlar
Mahsulün gösterir bütün ağaçlar
Al yeşil giyinir dağ ile taşlar
Alem yaylasına göçer baharda
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 02-14-2008, 07:52 PM   #30
jockeя
Administrator
 
jockeя Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2005
Mesajlar: 8,106
Teşekkür Etme: 20
Thanked 155 Times in 28 Posts
Üye No: 1
İtibar Gücü: 70000
Rep Puanı : 434913
Rep Derecesi : jockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond reputejockeя has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Ünvan : Admin
Varsayılan

Aşık Elfazi

1875-1922. Artvin´in Berta bucağında doğdu. Asıl adı Süleyman´dır. Küçük yaşlarda gördüğü bir rüyada Yozgatlı bir kıza aşık oldu. Babasının izin vermemesinden dolayı Yozgat´a gidip sevdiğini arayamadı. Ancak sevdiği kız da Elfazi´ye aşık olduğundan bazı ilişkileri kullanarak Elfazi´yle haberleşme olanağı sağladı. Aşık Elfazi, Nihani, Niyazi gibi dönemindeki yörenin birçok bilinen aşığıyla karşılaştı. 1. Dünya Savaşı (1914-1918) dönemdeki göçte Konya´ya giderek bir süre orada yaşadı. Daha sonra yeniden köyüne döndü. Aynı dönemlerde yaşamış birçok öteki aşık gibi Elfazi de Ermenilere ilişkin sorunlar öncesinde onlarla olan dostluğunu ve ilişkini şiirlerinde dile getirdi. Ayrıca aynı yörede 19. yüzyılda yaşamış Bir Elfazi ile Kevork Pamukciyan´ın Ermeni harfleriyle yazılmış Türkçe bir cönkten aktardığı, Kayseri´de yaşadığı bilinen Elfazi adlı Ermeni kökenli bir aşık daha bulunmaktadır.

Ahçikler
Efkarınız neydi arzu ettiniz
Kırk naz ile burya geldiz ahçikler
Güzel ahbaplıktan haz edersiniz
Arayıp ehl-i dil bulduz ahçikler

Al yanağa siyah muylar dizersiz
Çok kırmayın ince beli üzersiz
Filiz boylu ne yordamlı gezersiz
Aklımı başımdan aldız ahçikler

Dizilmiş gidersiz siz kiliseye
Hiç yakın varmazsız bahşiş keseye
Elfazi kaildir bir çift buseye
Cilve aşinalı güldüz ahçikler
jockeя çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:39 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.