![]() |
|
|
#1091 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Dalgalanır Aşkın Ucunda Vicdan+
1/: Bir dalgalanma oluyordu alt ucundan vicdanın... Şıra ilk kez geçiyordu imbikten. Kevser boğazdan... Ne menem işti bu içiş, bira dururken. Erimiştik biz de fenomen bir fermantasyonda. Ve alemlerin ucunda metalik maskeler gibiydik. Dim dik ve biraz da gurur... Duruyorduk ya bir yörünge ucunda hani... İsterdik ki hep ileri... Ama gel de kımılda. Çünkü henüz zamanı tanımıyorduk. Farkında mıydık lahuti mekanların? onu da bilmiyorduk. Ateş, sorguçlu başlarımızın önündeki aydınlık yolu aydınlatıyordu. Ara ara... Farklı kimlikleri sorguluyordu ilk yıldızın lordu. Ordu kılıçlarını biliyordu. Zamansız bir tarihten kaçan orfeistlerin imanı gevriyordu. Yalnız yaşamlarının alt ucundaydılar öncül kuarklar. İlk sadmenin kıvrıntıları da farklıydı galiba biraz sandığımızdan. Ki biz de arkaya bükülüyorduk. Kanı kaynıyordu bir hakanın... 2/: Bir dalgalanma oluyordu alt ucundan vicdanın... Yarandık yaşıtlarımıza. Yar adamlarının felsefelerine vurgunduk. Ancak onlara ve bana ve bize hiç benzemiyordu çevredeki türküler. Çın çındı metalik yankılar ateş kayalarında. Füsusul hikem diye bir kase çatlıyordu orta yerinden. Hikmetül beyansa şerh şerhti. Helezonik bir kırıntıyla yayılıyordu ilk yörüngeler. Sarsılıyordu kozmo duvarları her bir yanın... 3/: Bir dalgalanma oluyordu alt ucundan vicdanın... Gafildik boş beynimize uyarak. İlk cümbüşteki bilcümle kalabalıklar da ordaydı süklüm süklüm. Her biri bin bir köşeli. Her köşe sırçadan hançer... Kafalarının içine gömülüyordu sarı saçları yıldız analarının. Zaman sağdan sola mı işliyordu ne? Dakikalar fısıl fısıldı. Saatler adım aralık... Ancak... Söyledikleri her şey yalandı şiir ehlinin. Ve kendileri de yapaydı felasifede heyula evlerin. Yeni eflatuncu keşişlerin dişleri sivri taşlar gibiydi. Yani zarar vericiydi. Can emici, ciğer sökücüydü sadme ve ilk savruluş. Bir karışlık gidiş on binlerce karbon çağı. Önümüzde Kaf dağı... O sırada bir dalgalanma mı oluyordu ne? En alt ucundan kendini yontan vicdanların. Peleponnes taraflarında haşır neşir zulumat... Keşmir'de kalabalıklar başaklar gibi. Bini bir para kanın... 4/: Dedik ya ey ehli şiir... Bir dalgalanma oluyordu alt ucundan vicdanın... Ahmet Yozgat |
|
|
|
|
|
#1092 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Demirkazık Kuzeyde Bir Yerde Tutsak
1/: Demirkazık kuzeyde bir yerde korsan elindeydi... Sayıların seli aritmetik derelerinde canhıraştı. Fiziğin seline kapılanlarsa kendi yaşını hesaplayabiliyordu ancak. Gözlerini ovuşturarak uyanıyordu bir Andromedaa. Ve dönüp dönüp tekrar tekrar bakıyordu fırladığı çukura. Hayretle önündekileri ayıklıyordu Darius'un öncülü burçlar. Azgın naralar çatallı dillerindeydi... 2/: Demirkazık kuzeyde bir yerde korsan elindeydi... Evet yanılmıyorduk. Demirkazık kuzeyde bir zirvedeydi. Bu ferman o buyruktu. Yani uğursuz bir zaman diliminde yakalanan atom sağanağı. Ve yorgun postacının getirdiği son ilandı adımızın kufi kaydı. Kayıt Ademcedeydi... 3/: Demirkazık kuzeyde bir yerde korsan elindeydi. Yıldızların en Vandalıydı atımız. Takımımız meraklanıyordu. Daha ilk dönümün başucunda hesapsız bir ikircik. Tekmil alıyorduk kuarklardan. Çünkü zindan çıkımında olurdu ne olursa. Ya özgürlük... Ya da köle pazarlarında mezattaydık. Ve seyyare ırkının ilk kuralları konuyordu. Somutluk henüz kozmosun soyut selindeydi... 4/: Demirkazık kuzeyde bir yerde korsan elindeydi... Gök kapıları zamanında açılarak boşaltıyordu içindekileri. Akan terin oluşturduğu derin derelerden ışık ve kader akıyordu. Ve kızıl koridorlara bakıyorduk ben ve ekibim. Kendini bilmez bir firavun bizimle yarıştaydı. En yüksek ehramın gölgesinde saklıydı onun sırrı. Tahtının ve tacının yıkıldığı otis yılında sarmalanıyordu keten kolanlarla. Ciğeri cerrahlar elindeydi... 5/: Dedik ya ey ehli şiir... Demirkazık kuzeyde bir yerde korsan elindeydi... |
|
|
|
|
|
#1093 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Son Atlılar
1/: Sular gibi akarak Son atlılarda geçtiler Ben oradaydım. 2/: Arkalarında taylarını Ve tozlarını bırakarak Seller gibi çağlayarak Son atlılar da geçtiler Ben oradaydım. 3/: Kapatıp dizginlerini Ve kolanlarını bağlayarak Yıldızlar gibi kayarak Son atlılar da geçtiler Ben oradaydım. 4/: Arkalarında taylarını Ve nal izlerini bırakarak Seneleri sayarak Son atlılar da geçtiler Ben oradaydım. 5/: Işık sürüp yüzlerine Bize el sallayarak Ne yazık ki ağlayarak Son atlılar da geçtiler Ben oradaydım. 6/: Geride bizi bırakarak Silinmez iz bırakarak Bir oğlan bir kız bırakarak Son atlılar da geçtiler Ben oradaydım... Ahmet Yozgat |
|
|
|
|
|
#1094 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
En Harlı Ayazdır Bu Aşk Yüreğimizdeki
1/: Yüreğimize doldurduğumuz en harlı ayazdı bu... Ateş ve sis kralı kimdir? Bir bilinir, bir perdesini bürünür. Onun sağını orta boy gök adaları alıyordu. Biz ise yayan yapıldak. Kendi yörüngemizin ilk menzilinde. Kocaman ve karanlık gözlü muharipler hantaldılar. Ve sollarını kollayamıyorlardı. Yana doğru aralıyorlardı kader kapılarını. Ardınca toz bulutundan kuyruklarını... Gözlerinde safi hırs, dillerinde lahuti bir 'hu! ' 2/: Yüreğimize doldurduğumuz en harlı ayazdı bu... O an Mecnun'un yüzüne doğru savruluyordu körüğün son nefesi. Gri bir duman ardından... Daha sonra cehennem kavruluyordu. Etna kuduruyordu, gayya gibi. Gözleri yanıyordu bilcümle mahlukatın. Evrenin çevresine tünemiş olan herkesin ve benim tabii ki. Yüreğimize doldurduğumuz en harlı ayazdı bu. Zırhları çivili zalimlerin bereketli bir vurgunu... 3/: Yüreğimize doldurduğumuz en harlı ayazdı bu... Ve Uzun bir hüzme... Önümüzde. Deli bir ata binmişçesine. Yani oldukça hareketliydi bu aralar tarih. Sarih bir ayna değildi bakındığımız kare. Sis ve buharlar içinde. Sorar kendine ehli şiir: Aşk nerde? Ancak zaman yoktu ortalıkta daha. Yani vakit vardı sevdaya. Ya da bu yıldırımlar anın kırbaç sesleri miydi? Ya da denizini mi aramadaydı ilk su? 4/: Dedik ya ey ehli şiir... Yüreğimize doldurduğumuz en harlı ayazdı bu... Ahmet Yozgat |
|
|
|
|
|
#1095 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Ezoterik Aşk Planları Kuruyorduk Gizemelinde
1/: Habire ezoterik aşk ve cinayet planları kuruyorduk... Kozmik fon turuncu ışımadaydı. Ve gerile gerile açılıyordu hududa doğru. Gentile Bellini ne ağzını açıp tek laf diyebiliyordu. Ne de susuyordu. Habire ezoterik planlar kuruyordu. Kırk beş angström dalga boyu acı duyuyorduk beynimizde bizler de. Ne doygundu önümüz sıra evren... Ne de inadına aç. Ziyalar, bıçakleyin portresini tamamlamak derdindeydi.Biz atomik sınırlar ortasında oturuyorduk... 2/: Habire ezoterik aşk ve cinayet planları kuruyorduk... Zaman içinde zaman vardı. Kapı içinde kervansaray... Aşk zamanını herkes kendi belirliyordu bu alemde. Ne zaman? Ve nerede? Yalnız... Özellikli şahsiyetlerin muteberliği maharetindendi. Köşesiz yıldızlarsa salt sarı safran. Ve kozak kozağa... Çıldırmış şövalyeler tekin değildiler. Bakarsın tarihin aklını iğdiş edebilirlerdi. Sadece ellerini oynatabiliyorlardı seyyarelerin mıknatıslı yerleri... Kalemlerini asla. Ama yazılması durmuyordu şişen evrenlerin. Biz ise ancak yörüngelerimizi koruyorduk... 3/: Habire ezoterik aşk ve cinayet planları kuruyorduk... Ölçüsüzdü henüz zaman. Az sonra bir öncenin anti maddesiyle doluydu. Meri karanlıktı zifiri. Kara derili bir postacı yanında ateş dolu çantası... Az daha giriyordu vizyona. Belki on parsek ölçü... Artık ilk papanın son devresine eriyorduk eyvah. Mı acaba? ... O sırada... Soğurma çizgisindeydi yaşanan ivedilikler. Orta fezadan gelen sis çarpıyordu samanyolu kahyalarını. Marsi'yi ve ünsüz ününü seyre dalıyordu gelecek zaman. Enli bir kolon parçası gibiydi Nuburinin beyzi yörüngesinin izi. Kolonu tutuyorduk... 4/: Dedik ya ey ehli şiir... Habire ezoterik aşk ve cinayet planları kuruyorduk... Ahmet Yozgat |
|
|
|
|
|
#1096 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Son Yaprak Da Düştü
1/: Otuz günde otuz yaprak düştü takvimden Devrildi yarısı yazdan kalan Yarısı kuru yaprak olan eylül Devrildi sarışın ekim ayı Devrildi alacalı kasım Devrildi yaşlı aralık Can çekişiyor artık ağaçlar Ve daha dün yemyeşil olan Bu günse kahverengi yapraklar Kayboluyor göz göre göre Bir yıllık arkadaşım. 2/: Aralığın son günü son yaprağı takvimin O da düştü düşecek Devrildi on beş günü yaz On beş günü güz olan eylül Devrildi tarlalara ekim ayı Devrildi beyaz ve yaşlı aralık Devrildi alacalı kasım Çok üzüntülüyüm pek çok Sürüyor bir yıllık yasım. Ahmet Yozgat |
|
|
|
|
|
#1097 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Sonbahar
1/: İlkbaharda neşelenen ağaçlar Hüzünlenir sonbaharla birlikte Sararır yeşil yapracıklar Birer birer koparlar dallarından Akarlar ha babam akarlar Ben onlara bakarım çipil çipil Onlar bana bakarlar... 2/: Kıştan haber ulaşır Sokaklara sonbaharla birlikte Sanki birer mektup olur yapracıklar Çöpçüler postacı sanki Toplarlar ha babam toplarlar Ben onlara bakarım çipil çipil Onlar bana bakarlar... Ahmet Yozgat |
|
|
|
|
|
#1098 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Söndür Beni
İtfaiyeci amca İşte ben ateşim Ne olur söndür beni Bakma böyle harlı harlı yandığıma Aslında yakmak istemiyorum ben de İnan ki hiç kimseleri İstemem ağlamasın çocuklar Anneler, babalar üzülmesin İster miyim hiç ocaklar sönsün? İtfaiyeci amca Bunlar için söndür beni Yakmak istemiyorum ben de hiç kimseyi. Ahmet Yozgat |
|
|
|
|
|
#1099 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Söyle Allah Aşkına
1/: Güzel yurdum dağların, Ne kadar da kocaman, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 2/: Güzel yurdum ovaların, Ne kadar da dümdüz, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 3/: Güzel yurdum insanların, Ne kadar da güzel, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 4/: Güzel yurdum şehirlerin, Ne kadar da temiz, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah askına! 5/: Güzel yurdum köylerin, Ne kadar da şirin, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 6/: Güzel yurdum çocukların, Ne kadar da şeker, Söyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 7/: Güzel yurdum bayrağın, Ne kadar da nazlı, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 8/: Güzel yurdum okulların, Ne kadar da bilgili, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 9/: Güzel yurdum yaşlıların, Ne kadar da tonton, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 10/: Güzel yurdum sınırların, Ne kadar da geniş, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 11/: Güzel yurdum canlıların, Ne kadar da mutlu, Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! 12/: Güzel yurdum, Senden başka ülke var mı? Böyle Allah aşkına, Söyle Allah aşkına! Ahmet Yozgat |
|
|
|
|
|
#1100 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57937
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
Söyle Bize Yeşil Tahta
1/: Yeşil yazı tahtası Söyle bize: Ahmet mi benim adım? Kız kardeşim Ayşe mi? 1a/: Yaşama yol nerden gider? Söyle bize yeşil yazı tahtası Yani 2 x 2 kaç eder? 2/: Yeşil yazı tahtası Söyle bize: 'Anne' nasıl yazılır? 'Baba'da kaç 'a' var? 2a/: Evimize yol nerden gider? Söyle bize yeşil yazı tahtası Yani 2 x 2 kaç eder? 3/: Yeşil yazı tahtası Al eline tebeşiri: Yuvarlak bir 'sevgi' çiz bize 'Barış' çiz altı milyar kenarlı Dosdoğru 'kardeşlik' çiz. 3a/: Söyle bize yeşil yazı tahtası Yüreğe yol nereden gider? Yani 2 x 2 kaç eder? Ahmet Yozgat |
|
|
|
![]() ![]() |
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|