www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 04-07-2006, 12:37 PM   #1
Karizmatix
Forum Müdavimi
 
Karizmatix Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jan 2006
Konum: Uzak diyarlar
Yaş: 41
Mesajlar: 2,516
Teşekkür Etme: 17
Thanked 126 Times in 56 Posts
Üye No: 7388
İtibar Gücü: 2205
Rep Puanı : 28094
Rep Derecesi : Karizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond reputeKarizmatix has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Exclamation Şiddet ve Eğitim Sistemimiz

Son günlerde artan şiddet olayları hepimizi tedirgin etmeye başladı. Ne
yazık ki şiddet olayları; yalnız okullarda değil başta Güneydoğu olmak
üzere ülkemizin her tarafında yaygınlaşmaya başladı. Neredeyse toplum
olarak yaşanan olayları kanıksar olduk. İnsanların ruh hali bozuldu.
Ancak beni en çok etkileyen ise bir öğrencinin bıçak ile boğazının
kesilerek öldürülmesidir. Tabanca, bıçak ile yaralama, kafasına sert bir cisim
ile vurarak öldürme olaylarının hepsini acı içinde gördük. Öldürmek
bile hafif kaldı, büyük bir hınçla birinin boğazını kesebilmek. önüne
gelene satır sallayabilmek. yıllarca aynı sıralarda oturduğu arkadaşlarını
belki de bir hiç uğruna sıfırlayabilmek. Öğrencilerin mi psikolojisi
bozuldu, yoksa bizlere bir şeyler mi oluyor. Çocuklarımız adam olsun,
kızlarımız okuyup öğretmen olsun, hakim olsun diye gönderdiğimiz okullara
bir şeyler oluyor. Bu topluma bir şeyler oluyor.



Toplumun Ruh Hali Bozuk mu?

Bugün okullarda sıkça gündeme gelen şiddet olayları, artan cinnet
geçirmeler, polislerin intiharı, kredi kartları mağdurlarının çocuklarını
öldürmeleri, her köşede artan mafya ve bunlara karışan her düzeyden bazı
kolluk kuvvetleri, Güneydoğudaki olaylar, afiş asan, resim sergisi açan
öğrencilere yapılan kitlesel saldırılar, trafikte insanların
birbirlerine yol vermemesi, artan tahammülsüzlük toplumda tam bir paranoyaklık
yarattı.

Geçenlerde NTV'de şiddet üzerine yapılan bir tartışmada Prof. Dr. Özcan
Köknel nüfusumuzun % 60 oranında ruh sağlığı sorunu bulunduğunu
belirtiyordu. Bu rakamın ne anlama geldiğini herhalde söyleyen psikolog
bilerek söyledi. Eğer trafikte kuralları ihlal eden kişiyi uyardığınızda
arabasını durdurup, değnekle üzerinize saldırıyorsa, bakkalı eski tarihli
yoğurdu niçin satıyor diye uyardığınızda "ne tarihi lan" diyorsa,
öğretmen öğrenciyi dövüyorsa, baba oğlunu ve eşini dövüyorsa ve bunlar artık
rutinleşmişse Sayın Köknel'in dediklerinin ileride nelere yol açacağını
biraz daha düşünmek gerekir. Bütün bunların bir günlük bir olay
olmadığı ve bir geçmişinin olduğu muhakkak. Uzun yıllar bu ülkede değişim adı
altında bizlere empoze edilen ekonomik ve sosyal politikalar ve bunun
savunucusu olan siyasi yapımız, bunların eğitim ve medya zinciriyle
perçinlenmesi sonucunda bugüne gelinmiştir.

İnsanların sabrının bittiği, konuşurken yazarken kısa kestiği, TV
ekranlarında zipleme yaparak ciddi anlamda bir filmi, haberi veya belgeseli
tam bitiremediği, sınavlarda şıkların dışına çıkamadığı yerde tam bir
tükenmişlik ve sabırsızlık başlamıştır. Bu sabırsızlık; yolda işyerinde
evde tahammül sınırlarını zorlamaktadır. Kimse kimseyi en ufak bir
davranışta konuşarak değil, şiddetle bastırmaya çalışmaktadır.

Son yıllarda iyice açılan gelir dağılımı dengesizliği, çalışarak
karnını doyurmayan insanların yanında çalışmadan hesapsız para harcayan
insanların görüntüleri, TV ekranlarında insanların bilinçsizce sarf etiği
laila havalarının varlıksız insanlar üzerindeki etkileri yabana
atılmamalıdır. Bilim sanat faaliyetleri, doğayı koruma, sosyal etkinlikler,
gençlerin sorunlarına ve ülke sorunlarına yol yöntem aramak, gençler için
değişik teşvik programlarını yaratmak hiç akla gelmiyor. Gençler
bunlardan yoksun oldukları için doğal olarak güce göre hareket ederek alan
kazanmaya çalışmaktadır. "Ne ekersen onu biçersin" diyesi geliyor insanın.



Güç Olma Talebi Şiddeti Besliyor mu?

Kendini gerçekleştirme olgusu normal yollardan sağlanamadığı zaman
diğer yollarla sağlanmaktadır. Para ve silah bu gücün diğer önemli araçları
olarak devreye girmektedir. Böylece kendi özgüvenini toplamakta ve
kendisini hissettirmeye çalışmaktadır. Bugün okullardaki ve Güneydoğu
Anadolu'daki olaylara biraz da bu gözlükle bakmak gerekir.

Para ve silaha sahip genç; diğerlerine göre üstünlük sağladığını
düşünmektedir. Araba, güzel elbise, pastaneye gitme ve moda deyimi ile hava
atmak. Buna erişemeyenler de saldırıya geçmektedir. Birkaç yıl önce
İstanbul'da bir yılbaşı gecesi büyük bir grup otelde eğlenmeye gelenlere
saldırdılar. Gösteri yaparak burada aşırı tüketim odluğunu
belirtiyorlardı. Bu gençler çevreci veya sol gençlik değildi, muhafazakâr gençlerin
bunu dile getirmesi gözden kaçmamış olsa gerek. Bugün bu olayların
yaşandığı okullara bakarsanız güç kullanma olgusunun altındaki psikoloji
rahatlıkla ortaya çıkmaktadır.



Dilimizi Düzeltelim

Çin'de huzursuzluk çıkınca halk filozof Konfüçyüs'e başvurur, Konfüçyüs
"dilinizi değiştirin der," anlamazlar. İnsanlar yeniden başvurur, aynı
cevabı alırlar ve böylece Çin dilinin sadeleşmesi ve insanların
birbirini anlaması gerektiğini ortaya koymuşlardır. Ülkemizde bugün yaşanan ve
neredeyse her tarafı gergin, kimsenin kimseyi taşıyamadığı,
öğrencilerin birbirinin gırtlağını kestiği, tabancaların kullanıldığı ortamın alt
yapısına bakıldığında ciddi sorunlar bulunmaktadır. Ders veren
arkadaşların dikkatinden kaçmamıştır, son yıllarda öğrencilerde bir dil
kirliliği görülmektedir. Yazıları kısa yazmak, cümleleri tam bitirmemek gibi.
Sokakta yanınızdan geçen insanlara bakın, başta gençler olmak üzere
küfürlü konuşmalar, jargonlar, tüm bunlar ciddi iletişimsizlik
örnekleridir. Yetkililerin düzgün cümle kullanmamaları, karşısındaki vatandaşı
dinlememeleri, onları küçük görmeleri, toplumda dil-iletişim sorununun
önemini ortaya koymaktadır.



Eğitim Sistemimizin Hedefi, Vizyonu ve Misyonu Var mı?

Ülkenin ciddi bir eğitim amacının olmadığı, varsa da kâğıt üzerinde
kalarak öteye gitmediği bugünkü sonucu ile ortadadır. Milli Eğitim
Bakanlığı bünyesinde bulunan eğitim maalesef bugün hızla özelleştirilerek
parası olanın özel okullar, kurslar, vakıf üniversitesi ve yurtdışına
çocuğunu göndererek eğitimlerini tamamlamaya çalıştıkları yine hepimizin
bilgisi dâhilindedir.

Hedefi, vizyonu ve misyonu olmayan Türk eğitim sisteminin bir sonucu
olarak bugün eğitim sisteminin iyi işlemediği ortaya çıkmış bulunuyor.



Ne Arıyorduk, Ne Bulduk?

Bugün sorulan soru NE ARIYORDUK, NE BULDUK?

Türk gençliğinin yaşamdan beklentisi nedir? Türk gençliği ülkesini
ileri taşımak için ne düşünüyor? Ütopyası var mı?

Devletin kendi biricik varlığı olan dinamik gençliği için ne tür
faaliyetlerde bulunmaktadır? Dünyanın en dinamik gençliğine sahip ülkemiz
gençlerini hedefsiz bırakmanın bedeli maalesef başıbozukluk ve yetersiz
eğitim ve doyumsuzluk olmuştur.



Şiddet Bir Sonuçtur, Ya Nedeni Nedir?

Her düzeyde şiddet kültürü sorun çözme yolu haline gelmiştir. Eğitimde
şiddet bir sonuçtur. Her sonucun bir nedeni vardır. Bugün sorun "ne
ektik ne biçiyoruz" düşüncesiyle yeniden ele alınmalıdır. Bu çocukların
yeterince eğitilmemesi yani doyurulmamasının, öğrencileri şiddete
yönlendirdiği bilinen bir olgudur. Bu olayların yaşandığı okulların büyük
çoğunluğu devlet okulları olduğu da doğrudur. Özel okullar da nasibini
almaktadır. Eğitimin içinin boşaltılması herkes için farkına varsa da
varmasa da fatura yaratmaktadır. Sorunun yoğunlaşması astronomi değil,
astroloji kitaplarının artışıyla doğru orantılıdır.



TV Dizileri ve Feodalite

Çağımızın iletişim teknolojilerinin en etkili silahı olan TV ekranları
büyüğünden küçüğüne herkesi karşısına oturtabilme becerisine sahip
duruma geldi. Özel TV'lerde gösterilen dizilerin tamamı güvensizlik, namus
cinayetleri, şiddet, kan, silah, ağalık ve kısa yoldan zengin olma
temalarını işlemektedirler. Ancak okuma yazması olmayan (yüksek eğitimli
cahiller de dahil) TV ekranlarından başka zevki olmayan halkın bunlardan
etkilenmemesi mümkün mü? İnsan beyninin çalışma prensiplerinin de bu
tür uyarlamalara açık olduğu düşünülürse, eğitim ve kitle iletişim
araçlarının yanlış ve doğru kullanımının önemi ortaya çıkmaktadır.

Bugün başta Güneydoğu olmak üzere ülkenin her tarafından ciddi bir
şiddet işlenmektedir. Kimse kimseyi dinlemiyor. Kimin ne aradığı da
bilinmiyor. Çağdaş medeniyet seviyesini yakalayalım, birlikte güçlü yarınlar
yaratalım anlayışı ile yurttaşlık bilinci için bizler çırpınırken, diğer
taraftan feodal kalıntıların makbul değerlermiş gibi toplumun önüne
medya aracılığı ile konulması hiç de hoş değil. Toplumu daha evrensel
değerler etrafında dil, inanç ve yöresel farklılıkları göz ardı etmeden
birlikte yaşamayı sağlayacak şekilde işlemek gerekir. Asıl olan insani
değerleri; kültür, dil ve inancın üzerinde bir anlayış ile eğitim
aracılığı ile vermektir. Bugün yaşanan göç, yoksulluk, bölgedeki belirsiz eller
maalesef farkına varmadan şiddeti körüklemektedir. Bundan hepimiz
nasibimizi almaktayız.



Biz Ne Yaptık

Peki, nasıl oluyor da bu gençler bu kadar acımasız oluyorlar? Nerde
yanlış yaptık sorusu soruldu mu? Bu gençlere insan sevgisi, doğa sevgisi,
güzellikler konusunda bir şeyler verilebildi mi? Bunun altyapısı
konusunda başta devlet olarak ve de bugüne kadar devlet yönetimine talip
olmuş Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar, Milli Eğitim Müdürleri,
Üniversitelerde Rektörler, Dekanlar, Bölüm Başkanlarına sormak gerekir,
hangi yanlışı gördük ve ne yaptık? Çözüm önerilerimiz ne oldu. Toplumu
eğitmek için hangi öngörülü proje üretildi? "Öğrenciler olmasa Milli
Eğitim Bakanlığını idare etmek kolay olur" anlayışını mı dikkate alacağız,
yoksa dünyanın en genç ve dinamik nüfusuna sahip olmanın mutluluğu ile
bu gençlerin enerjisini nasıl üretime ve güzelliğe dönüştürebiliriz diye
mi düşünmek gerekir?

Yorumlarınızı Bekliyorum
__________________
Haraket Zamanı
Karizmatix çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
CEHENNEMDE - şiddet Kéan aRs Eskiler (Arşiv) 0 02-18-2008 01:28 PM
Sindirim sistemimiz bozuk çıktı KoJiRo Eskiler (Arşiv) 0 10-24-2007 02:06 PM
Gripten sonra başağrısı- Beyin ve Sinir Sistemimiz Tilki_Andre Eskiler (Arşiv) 0 07-28-2007 12:56 AM
Eğitim-Sen'in, "Eğitim-İş" itirazına red CaKaLBoT Eskiler (Arşiv) 0 12-22-2006 11:23 PM
Sri Lanka'da şiddet: 35 ölü / 21 ekim M@D_VIPer Eskiler (Arşiv) 2 10-21-2006 05:47 PM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:34 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.